Allah rahmet eylesin. Samimi, koca yürekli, cesur, takva ehli bir hoca efendi olduğuna bizzat şahidim.
90'lı yıllardı. Talebeyiz. Medreselerde boş yer kalmadığı için Acemoğlu Camii'nin üst katında yatıp kalkıyoruz. Her gün Abdülmetin hocayla kahvaltı, namaz, vesaire beraberiz. O sıra ben tıfılım. Tecvit ve Mahreci kendisinden öğrendim Allah kendisinden razı olsun. Bir gün sabah namazı vakti. Müezzin yoktu. Biri ezan okusun dedi kimseden çıt çıkmadı. Millet bana baktı çık oku dedi. Ey Allah'ım ilk defa ezan okuyacağım ya Acemoğlu Cammii
Çıktım utana sıkıla bi ezan okudum, ağzım dilim yamuldu dön baştan oku dön baştan oku. Belki üç defa okudum şaşıra şaşıra. Abdülmetin hoca ezanı duyuyor ya, ''kim bu serseri'' demiş.
Minareden aşağı inerim, beni görünce bi sert baktı ''Alamancııııı alamancı ne yaptın sen'' dedi. Ama cemaat gülmemek için kendini zor tutuyor.
Güzel günlerdi o günler. Hayatımın en güzel günleri.
Abdülmetin hocam, üzerimde çok hakkın var. Ekmeğini yedim suyunu içtim, Kur'an okumayı senden öğrendim. Mekânın cennet olsun, Peygamberimize komşu eylesin Rabbim seni..
Güzel insanlar tek tek gidiyor. Kaybeden biz olduk arkadaşlar, o kazandı..