Enes
İhvan Forum Üye
MEFRUZ: (Ar.) Er. - Farz olunmuş, varsayılmış.
MEFRUZA: (Ar.) Ka. - (bkz. Mefruz).
MEFTUH: (Ar.) Er. 1. Açılmış, açık. 2. Ele geçirilmiş.
MEFTUHA: (Ar.) Ka. - (bkz. Meftah).
MEFTUN: (Ar.) Er. 1. Fitneye düşmüş, sihirlenmiş. 2. Gönül vermiş, tutkun vurgun. Hayran olmuş, şaşmış.
MEFTUNE: (Ar.) Ka. - (bkz. Meftun).
MEHDİ: (Ar.) Er. 1. Kendisine rehberlik edilen. Allah tarafından hidayet verilmiş olan. - Doğru yolu tutan. 2. Şiilere göre 12 imamın sonu.
MEHDİYE: (Ar.) Ka. - (bkz. Mehdi).
MEHİB: (Ar.) Er. 1. Heybetli, azametli, korkunç (mehub). 2. Arslan (Esed, gazanfer, haydar, şir).
MEHİR: (Fars.) Ka. - Ay.
MEHLİKA: (Fars.) Ka. - Ay yüzlü güzel.
MEHMET: (Tür.) Er. - Muhammed isminin türkçesi. (bkz. Muhammed).
MEHPARE: (Fars.) Ka. - Ay parçası, çok güzel.
MEHRE: (Tür.) Ka. - Hind okyanusu sahili ile Hadramut arasında bir ülke.
MEHRU: (Fars.) Ka. - Ay yüzlü güzel.
MEHTAP: (Fars.) Ka. 1. Ay aydınlığı, ay ışığı. Dolunay. 2. Alay, eğlence, zevklenme. - Türk dil kuralı açısından "b/p" olarak kullanılır.
MEHVEŞ: (Fars.) Ka. - Ay gibi, ay yüzlü, güzel.
MEKİN: (Ar.) Er. 1. Temekkün eden, oturan yerleşen. 2. Vakarlı, temkinli, vakar, iktidar sahibi. Hz. Peygamber (s.a.s)'in isimlerinden.
MEKİNE: (Ar.) Ka. - (bkz. Mekin). 1. İktidar ve onur sahibi. 2. Yer tutup oturan, yerleşmiş.
MEKNUN: (Ar.) Er. - Saklı, gizli, iyice korunmuş.
MEKNUNE: (Ar.) Ka. - (bkz. Meknun).
MEKNUZ: (Ar.) Er. - Gömülü. Hazineye konulmuş, saklanmış.
MEKNUZE: (Ar.) Ka. - (bkz. Meknuz).
MEKREMET: (Ar.) Er. - Kerem, cömertlik. Saygı, ağırlama.
MEKŞUFE: (Ar.) Ka. - Açılmış, açık. Bilinmez değil, keşfolunmuş.
MELÂ: (Ar.) Ka. 1. Doluluk. 2. Topluluk. 3. Ova.
MELAHAT: (Ar.) Ka. - Güzellik, yüz güzelliği.
MELDÂ: (Ar.) Ka. - Genç, körpe ve nazik.
MELEK: (Ar.) Ka. 1. Allah'ın nurdan yarattığı varlıklar. Allah'ın emirlerine tam itaat eden varlıklar. 2. Halim, selim güzel huylu kimse.
MELEKNAZ: (a.f.i.) Ka. - (bkz. Melek).
MELEKNUR: (Ar.) Ka. - (bkz. Melek).
MELEKPER: (a.f.i.) Ka. - Melek kanatlı.
MELEKRU: (a.f.i.) Ka. - Melek yüzlü.
MELEKSİMA: (a.f.i.) Ka. - Melek şimali.
MELHUZ: (Ar.) Er. - Umulur, beklenir.
MELHUZA: (Ar.) Ka. - (bkz. Melhuz).
MELİH: (Ar.) Er. - Melahat sahibi, güzel, şirin, sevimli.
MELİHA: (Ar.) Ka. - (bkz. Melih).
MELİK: (Ar.) Er. 1. Padişah, hakan, hükümdar. 2. Mal sahibi. 3. Allah'ın isimlerinden, (bkz. Abdülmelik). Melikşah: Sultan Sencer'in babası olan büyük Selçuklu hükümdarı.
MELİKANBER: (Ar.) Er. - Kudretli, nüfuzlu, Habeş köle. Melik ve anber isimlerinden birleşik isim.
MELİKE: (Ar.) Ka. - Kadın hükümdar. Hükümdar karısı.
MELİKSERVER: (Ar.) Er. - Doğu Sultanı hükümdar.
MEFRUZA: (Ar.) Ka. - (bkz. Mefruz).
MEFTUH: (Ar.) Er. 1. Açılmış, açık. 2. Ele geçirilmiş.
MEFTUHA: (Ar.) Ka. - (bkz. Meftah).
MEFTUN: (Ar.) Er. 1. Fitneye düşmüş, sihirlenmiş. 2. Gönül vermiş, tutkun vurgun. Hayran olmuş, şaşmış.
MEFTUNE: (Ar.) Ka. - (bkz. Meftun).
MEHDİ: (Ar.) Er. 1. Kendisine rehberlik edilen. Allah tarafından hidayet verilmiş olan. - Doğru yolu tutan. 2. Şiilere göre 12 imamın sonu.
MEHDİYE: (Ar.) Ka. - (bkz. Mehdi).
MEHİB: (Ar.) Er. 1. Heybetli, azametli, korkunç (mehub). 2. Arslan (Esed, gazanfer, haydar, şir).
MEHİR: (Fars.) Ka. - Ay.
MEHLİKA: (Fars.) Ka. - Ay yüzlü güzel.
MEHMET: (Tür.) Er. - Muhammed isminin türkçesi. (bkz. Muhammed).
MEHPARE: (Fars.) Ka. - Ay parçası, çok güzel.
MEHRE: (Tür.) Ka. - Hind okyanusu sahili ile Hadramut arasında bir ülke.
MEHRU: (Fars.) Ka. - Ay yüzlü güzel.
MEHTAP: (Fars.) Ka. 1. Ay aydınlığı, ay ışığı. Dolunay. 2. Alay, eğlence, zevklenme. - Türk dil kuralı açısından "b/p" olarak kullanılır.
MEHVEŞ: (Fars.) Ka. - Ay gibi, ay yüzlü, güzel.
MEKİN: (Ar.) Er. 1. Temekkün eden, oturan yerleşen. 2. Vakarlı, temkinli, vakar, iktidar sahibi. Hz. Peygamber (s.a.s)'in isimlerinden.
MEKİNE: (Ar.) Ka. - (bkz. Mekin). 1. İktidar ve onur sahibi. 2. Yer tutup oturan, yerleşmiş.
MEKNUN: (Ar.) Er. - Saklı, gizli, iyice korunmuş.
MEKNUNE: (Ar.) Ka. - (bkz. Meknun).
MEKNUZ: (Ar.) Er. - Gömülü. Hazineye konulmuş, saklanmış.
MEKNUZE: (Ar.) Ka. - (bkz. Meknuz).
MEKREMET: (Ar.) Er. - Kerem, cömertlik. Saygı, ağırlama.
MEKŞUFE: (Ar.) Ka. - Açılmış, açık. Bilinmez değil, keşfolunmuş.
MELÂ: (Ar.) Ka. 1. Doluluk. 2. Topluluk. 3. Ova.
MELAHAT: (Ar.) Ka. - Güzellik, yüz güzelliği.
MELDÂ: (Ar.) Ka. - Genç, körpe ve nazik.
MELEK: (Ar.) Ka. 1. Allah'ın nurdan yarattığı varlıklar. Allah'ın emirlerine tam itaat eden varlıklar. 2. Halim, selim güzel huylu kimse.
MELEKNAZ: (a.f.i.) Ka. - (bkz. Melek).
MELEKNUR: (Ar.) Ka. - (bkz. Melek).
MELEKPER: (a.f.i.) Ka. - Melek kanatlı.
MELEKRU: (a.f.i.) Ka. - Melek yüzlü.
MELEKSİMA: (a.f.i.) Ka. - Melek şimali.
MELHUZ: (Ar.) Er. - Umulur, beklenir.
MELHUZA: (Ar.) Ka. - (bkz. Melhuz).
MELİH: (Ar.) Er. - Melahat sahibi, güzel, şirin, sevimli.
MELİHA: (Ar.) Ka. - (bkz. Melih).
MELİK: (Ar.) Er. 1. Padişah, hakan, hükümdar. 2. Mal sahibi. 3. Allah'ın isimlerinden, (bkz. Abdülmelik). Melikşah: Sultan Sencer'in babası olan büyük Selçuklu hükümdarı.
MELİKANBER: (Ar.) Er. - Kudretli, nüfuzlu, Habeş köle. Melik ve anber isimlerinden birleşik isim.
MELİKE: (Ar.) Ka. - Kadın hükümdar. Hükümdar karısı.
MELİKSERVER: (Ar.) Er. - Doğu Sultanı hükümdar.