Enes
İhvan Forum Üye
BOYSEL: (Tür.). - Uzun boylu. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
BOZAN: (Tür.) Er. - Büyük Selçuklu Emiri. Selçuklu Sultanı Melikşah'a büyük yardımları dokundu. Kazanılan birçok zaferde etkin rol oynadı.
BOZBEY: (Tür.) Er. - Kır beyi, gri.
BOZBORA: (Tür.) Er. - Fırtına.
BOZDOĞAN: (Tür.) Er. - Bir şahin türü.
BOZER: (Tür.) Er. - Beyaz tenli.
BOZKAYA: (Tür.) Er. - (bkz. Bozer).
BOZKURT: (Tür.) Er. - Göktürk efsanelerinde yer alan kutsal hayvan.
BOZUN: (Tür.) Er. 1. Büyük Selçuklu emirinin adı. 2. Sürülmemiş tarla.
BOZYEL: (Tür.) Er. - Yağmur getiren lodos rüzgarı.
BOZYİĞİT: (Tür.) Er. - (bkz. Bozer).
BÖKE: (Tür.) Er. 1. Kahraman, güçlü kimse. 2. Önder, başkan, reis. 3. Kabadayı, cesur efe. 4. Güreşçi, pehlivan.
BÖRÇETİN: (Tür.) Er. - Eski tarihçilere göre Türkleri Ergenekon'dan kurtaran demircinin adı.
BÖRİTİGİN: (Tür.) Er. - Karahanlı hükümdarı. Maveraünnehir'e hakim oldu. Bastırdığı paralarda İbrahim b. Nasr adıyla anılır (XI. yy.).
BUDAK: (Tür.) Er. 1. Ağacın dal olacak sürgünü. 2. Dal. 3. Dalın gövde içindeki sert bölümü.
BUDUN: (Tür.) Er. - Halk, kavim, ahali.
BUDUNALP: - (bkz. Budun).
BUĞRA: (Fars.) Er. 1. Büyük erkek deve, iki hörgüçlü deve. 2. Turna kuşu, turna sürüsünün önünde uçan turna horozu. 3. Harizm hükümdarlarından birinin lakabı.
BUĞRAHAN: (f.t.i.) Er. 1. X. yy.'ın başlarında Orta Asya'daki yağma boyundan çıkan ve ilk İslam devletinin Türk hükümdarlarının birçoğuna verilen ünvan. 2. İliğ ve Karahanlı sülalesinden birçok hükümdarların unvanıdır. - Tarık Buğra, Saltuk Buğra.
BUHAYRA: (Ar.) Ka. 1. Küçük deniz. 2. Mısır'ın kuzeybatısında bir şehir.
BUHRİ: (Ar.) Er. 1. Tütsüye ait. 2. Denize ait.
BUHTAN: (Ar.). - Yalan, iftira. - İsim olarak kullanılmaz.
BUKA: (Ar.). - 1. Ülke, yer. 2. Büyük bina. 3. Ben, benek. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. Buka Han: Altınordu devletinin Bayagut boyundan Nogay Yarguçi adlı prensin oğlu.
BUKET: (Fars.) Ka. - Çiçek demeti.
BUKLE: (Fars.) Ka. - Kıvrılmış, küçük lüle şeklinde saç.
BULAK: (Tür.) Er. - Kaynak, pınar, çeşme.
BULGAR: (Tür.) Er. - Olgun, bilgili, görgülü, hoşgörülü kimse.
BULUT: (Tür.). - Su buharlarının yoğunlaşmasıyla meydana gelen ve gökyüzünde mahiyetine göre farklı yükseklikte bulunan hava kütlesi. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
BUMİN: (Tür.) Er. - Göktürk devletinin kurucusu (Öl. 552). Avarlarla arası açılınca, savaşarak onları çökertti ve merkezi Ötüken olmak üzere Göktürk devletini kurdu (552). Aynı yıl öldü.
BUMİNHAN: (Tür.) Er. - (bkz. Bumin).
BURAK: (Ar.) Er. - Berk-Yıldırımdan türetilmiştir. - Hz. Muhammedin Mirac'daki bineği. Kur'an'da böyle bir isim geçmemekle beraber, İslam kaynaklarında böyle bir binitin olduğuna dair rivayetler vardır. Burak Reis: (Öl. 1499). Osmanlı denizcilerinden.
BURCU: (Tür.) Ka. - Güzel koku.
BURÇ: (Ar.) Er. 1. Süryanice Burgus kelimesinin Arapçalaştınlmış hali. 2. Kalenin köşelerine yapılan daha yüksek ve daha kalın çıkıntı kule. 3. Yuvarlak bina. 4. Güneşin ayrıldığı oniki kısımdan herbiri. 5. Tek hisar.
BURÇAK: (Tür.). - Baklagillerden, taneleri yemiş olarak kullanılan bir bitki. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
BURÇHAN: (Tür.) Er. - (bkz. Burç).
BURÇİN: (Tür.) Ka. - Dişi geyik.
BURHAN: (Ar.) Er. 1. Delil hüccet. 2. Hakkı batıldan, doğruyu yanlıştan ayıran delil. 3. İlahi aydınlık.
BURHANEDDİN: (Ar.) Er. - Dinin delili. Burhaneddin Mahmud b. Taceddin el-Buhari (Öl. 1149). Hanefi fıkıh alimi. Önemli yapıtı. el-Muhit el-Buhari'dir. - Türk dil kuralı açısından "d/t" olarak kullanılır.
BURKAN: (Tür.). - Uygur Türklerinin Budaya verdikleri ad. - İsim olarak kullanılmaz.
BURKHAN: (Tür.). - Put, heykel, Buda heykeli. - İsim olarak kullanılması yanlıştır.
BUSE: (Fars.) Ka. - Öpüşmek, öpmek. - İslâmî ahlâka aykırı olduğu için isim olarak kullanılmaz.
BUYAN: (Tür.). 1. Mutluluk, uğur, talih. 2. İyi biliş, sevab. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
BUYRUK: (Tür.) Er. 1. Belirli bir davranışta bulunmaya zorlayıcı güç. 2. Egemen. 3. Emir. 4. Kendi başına hareket eden.
BUYRUKALP: - (bkz. Buyruk).
BÜKLÜM: (Tür.) Ka. - Bükülmüş kıvrılmış şeylerin oluşturduğu halka.
BÜLBÜL: (Ar.) Ka. 1. Sesinin güzelliğiyle ünlü ötücü kuş. 2. Sesi çok güzel olan kimse. Bülbül Hatun: Bayezid II.'in eşi. (Öl. Bursa 1515). Şehzade Ahmed'in annesi.
BÜLENT: (Fars.) Er. - Yüce yüksek, ala, ulu.
BÜNYAMİN: (Ar.) Er. - Yakub peygamberin en küçük oğlu.
BÜRDE: (Ar.) Ka. 1. Hırka, Arapların gece üzerlerine örttükleri, gündüz giyindikleri elbise. 2. Ka'b b. Züheyrin yazdığı kaside. Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s) tarafından beğenilmiş ve Peygamberimiz hırkasını çıkararak şaire giydirmiştir. Bu yüzden bu kaside "Kaside-i bürde" olarak tanınır.
BÜRGE: (Tür.). - Bir yerde duramayan canlı, taşkın kimse. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
BURKAN: (Ar.) Er. - Yanardağ, volkan.
BÜRKE: (Ar.) Ka. 1. Martı. 2. Havuz, gölcük.
BÜŞRA: (Ar.) Ka. - Müjde, sevinçli haber.
BÜTE: (Tür.) Ka. - Fidan.
BÜTEYRA: (Ar.) Ka. 1. Güneş. 2. Sabah.
BOZAN: (Tür.) Er. - Büyük Selçuklu Emiri. Selçuklu Sultanı Melikşah'a büyük yardımları dokundu. Kazanılan birçok zaferde etkin rol oynadı.
BOZBEY: (Tür.) Er. - Kır beyi, gri.
BOZBORA: (Tür.) Er. - Fırtına.
BOZDOĞAN: (Tür.) Er. - Bir şahin türü.
BOZER: (Tür.) Er. - Beyaz tenli.
BOZKAYA: (Tür.) Er. - (bkz. Bozer).
BOZKURT: (Tür.) Er. - Göktürk efsanelerinde yer alan kutsal hayvan.
BOZUN: (Tür.) Er. 1. Büyük Selçuklu emirinin adı. 2. Sürülmemiş tarla.
BOZYEL: (Tür.) Er. - Yağmur getiren lodos rüzgarı.
BOZYİĞİT: (Tür.) Er. - (bkz. Bozer).
BÖKE: (Tür.) Er. 1. Kahraman, güçlü kimse. 2. Önder, başkan, reis. 3. Kabadayı, cesur efe. 4. Güreşçi, pehlivan.
BÖRÇETİN: (Tür.) Er. - Eski tarihçilere göre Türkleri Ergenekon'dan kurtaran demircinin adı.
BÖRİTİGİN: (Tür.) Er. - Karahanlı hükümdarı. Maveraünnehir'e hakim oldu. Bastırdığı paralarda İbrahim b. Nasr adıyla anılır (XI. yy.).
BUDAK: (Tür.) Er. 1. Ağacın dal olacak sürgünü. 2. Dal. 3. Dalın gövde içindeki sert bölümü.
BUDUN: (Tür.) Er. - Halk, kavim, ahali.
BUDUNALP: - (bkz. Budun).
BUĞRA: (Fars.) Er. 1. Büyük erkek deve, iki hörgüçlü deve. 2. Turna kuşu, turna sürüsünün önünde uçan turna horozu. 3. Harizm hükümdarlarından birinin lakabı.
BUĞRAHAN: (f.t.i.) Er. 1. X. yy.'ın başlarında Orta Asya'daki yağma boyundan çıkan ve ilk İslam devletinin Türk hükümdarlarının birçoğuna verilen ünvan. 2. İliğ ve Karahanlı sülalesinden birçok hükümdarların unvanıdır. - Tarık Buğra, Saltuk Buğra.
BUHAYRA: (Ar.) Ka. 1. Küçük deniz. 2. Mısır'ın kuzeybatısında bir şehir.
BUHRİ: (Ar.) Er. 1. Tütsüye ait. 2. Denize ait.
BUHTAN: (Ar.). - Yalan, iftira. - İsim olarak kullanılmaz.
BUKA: (Ar.). - 1. Ülke, yer. 2. Büyük bina. 3. Ben, benek. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. Buka Han: Altınordu devletinin Bayagut boyundan Nogay Yarguçi adlı prensin oğlu.
BUKET: (Fars.) Ka. - Çiçek demeti.
BUKLE: (Fars.) Ka. - Kıvrılmış, küçük lüle şeklinde saç.
BULAK: (Tür.) Er. - Kaynak, pınar, çeşme.
BULGAR: (Tür.) Er. - Olgun, bilgili, görgülü, hoşgörülü kimse.
BULUT: (Tür.). - Su buharlarının yoğunlaşmasıyla meydana gelen ve gökyüzünde mahiyetine göre farklı yükseklikte bulunan hava kütlesi. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
BUMİN: (Tür.) Er. - Göktürk devletinin kurucusu (Öl. 552). Avarlarla arası açılınca, savaşarak onları çökertti ve merkezi Ötüken olmak üzere Göktürk devletini kurdu (552). Aynı yıl öldü.
BUMİNHAN: (Tür.) Er. - (bkz. Bumin).
BURAK: (Ar.) Er. - Berk-Yıldırımdan türetilmiştir. - Hz. Muhammedin Mirac'daki bineği. Kur'an'da böyle bir isim geçmemekle beraber, İslam kaynaklarında böyle bir binitin olduğuna dair rivayetler vardır. Burak Reis: (Öl. 1499). Osmanlı denizcilerinden.
BURCU: (Tür.) Ka. - Güzel koku.
BURÇ: (Ar.) Er. 1. Süryanice Burgus kelimesinin Arapçalaştınlmış hali. 2. Kalenin köşelerine yapılan daha yüksek ve daha kalın çıkıntı kule. 3. Yuvarlak bina. 4. Güneşin ayrıldığı oniki kısımdan herbiri. 5. Tek hisar.
BURÇAK: (Tür.). - Baklagillerden, taneleri yemiş olarak kullanılan bir bitki. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
BURÇHAN: (Tür.) Er. - (bkz. Burç).
BURÇİN: (Tür.) Ka. - Dişi geyik.
BURHAN: (Ar.) Er. 1. Delil hüccet. 2. Hakkı batıldan, doğruyu yanlıştan ayıran delil. 3. İlahi aydınlık.
BURHANEDDİN: (Ar.) Er. - Dinin delili. Burhaneddin Mahmud b. Taceddin el-Buhari (Öl. 1149). Hanefi fıkıh alimi. Önemli yapıtı. el-Muhit el-Buhari'dir. - Türk dil kuralı açısından "d/t" olarak kullanılır.
BURKAN: (Tür.). - Uygur Türklerinin Budaya verdikleri ad. - İsim olarak kullanılmaz.
BURKHAN: (Tür.). - Put, heykel, Buda heykeli. - İsim olarak kullanılması yanlıştır.
BUSE: (Fars.) Ka. - Öpüşmek, öpmek. - İslâmî ahlâka aykırı olduğu için isim olarak kullanılmaz.
BUYAN: (Tür.). 1. Mutluluk, uğur, talih. 2. İyi biliş, sevab. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
BUYRUK: (Tür.) Er. 1. Belirli bir davranışta bulunmaya zorlayıcı güç. 2. Egemen. 3. Emir. 4. Kendi başına hareket eden.
BUYRUKALP: - (bkz. Buyruk).
BÜKLÜM: (Tür.) Ka. - Bükülmüş kıvrılmış şeylerin oluşturduğu halka.
BÜLBÜL: (Ar.) Ka. 1. Sesinin güzelliğiyle ünlü ötücü kuş. 2. Sesi çok güzel olan kimse. Bülbül Hatun: Bayezid II.'in eşi. (Öl. Bursa 1515). Şehzade Ahmed'in annesi.
BÜLENT: (Fars.) Er. - Yüce yüksek, ala, ulu.
BÜNYAMİN: (Ar.) Er. - Yakub peygamberin en küçük oğlu.
BÜRDE: (Ar.) Ka. 1. Hırka, Arapların gece üzerlerine örttükleri, gündüz giyindikleri elbise. 2. Ka'b b. Züheyrin yazdığı kaside. Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s) tarafından beğenilmiş ve Peygamberimiz hırkasını çıkararak şaire giydirmiştir. Bu yüzden bu kaside "Kaside-i bürde" olarak tanınır.
BÜRGE: (Tür.). - Bir yerde duramayan canlı, taşkın kimse. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
BURKAN: (Ar.) Er. - Yanardağ, volkan.
BÜRKE: (Ar.) Ka. 1. Martı. 2. Havuz, gölcük.
BÜŞRA: (Ar.) Ka. - Müjde, sevinçli haber.
BÜTE: (Tür.) Ka. - Fidan.
BÜTEYRA: (Ar.) Ka. 1. Güneş. 2. Sabah.