Tavsiyede bulunulmuş, bir yazarın sözüyle konuştuğunuz şeylere bak, denilmiş. Hayır, bu meseleler 2 sene önce İhvan forumda uzun zaman gündemde kalmıştı. O zaman en çok denilen, öyle inanan nurcular var ama biz bunu dava etmeyiz, sağda solda yaygara yapmayız. Kendi dünyamızdadır. Kimimizin üstadını Mehdi görmesi hem kötü değildir. inanılıyorsa alime her makam verilebilir. Hem imtihan sırrı; herkes Mehdi'yi bilmek zorunda değil, gibi ifadelerde bulunulmuştu. Bu işlerin kaşınması, üstüne gidilmesi doğru değil denmişti.
Sonrasında, risale şakirtlerinin sitelerinde çok gezdik dolaştık. Halen dahi bakarız zaman zaman. Çoğunluğunun bu inançta olduklarını, Mehdi-yi Azam olarak Nursi merhumu bildiklerini, bunu top secret bir sır olarak uzun zaman sakladıklarını, hatta bu yakinde sayıca kalabalık bir İlk Talebe grubunun bu işleri başlattıklarını öğrenmiş bulunduk.
Kösmene'nin yazısı, kendi aralarında kendi kendilerine bu sırları saklayıp bu işleri tartıştıkları dönemi bitiren bir yazıdır. Dikkat ederseniz "
davet ediyoruz" diye bitiyor yazı. Yani Kösmene sözcü gibi bir havayla tamamlamış yazısını. Bilebildiğim kadarıyla cemaat çevrelerinden kamuoyuna bu açıklıkta ve bu şekilde, yani ulusal bir gazete yoluyla bir ilan ve çağrı ilk defa yapılıyor. O yüzden dikkatimizi çekmiştir. Önemsenmesi gerektiğini, bir bilinçli hareket, arkasında istekli bir çıkış olduğunu hissediyorum. Ve sanırım, Adnan Oktar'ın son çıkışlarıyla ilgisi olabilir. Allahu alem.
Oldum olası Mehdiliğe soyunanların Nursi merhumu kullanması, ebced hesaplarını ön plana çıkarıp kendilerini ispata kalkması bendenizi rahatsız etmiştir. Adnan Oktar'ın bu tarz bir kullanması dahi çok rahatsız ediciydi.
Sadece Oktar değil ki, kim Mehdi'yim diye piyasaya çıkıyorsa Nursi merhumdan bol bol alıntı yapıyor. Bu da ilginçtir. Demek ki Mehdilik konusunda başka bir dayanak bulamıyorlar. Başka bir ismi kullanamıyorlar. İşte talib ağabeyin vurguladığı da budur. Bugün ve geçtiğimiz asırda bilinen tanınmış Ehlullah ve Mürşidler asla bu konularda kimseye malzeme vermezler. Kendilerini kullandırtmazlar. Ve hemen hepsinin mütevatiren verdiği haber Mehdi As. henüz teşrif etmedi. Az bir zaman sonra inşallah teşrif edecektir.
Kim Mehdi'yim derse dedik: Mesela (tek geçilen
) Amerikanlı Evronos bunların ilklerindendi. Sonrasında Afganistanlı Usame'nin çırakları meydana çıktılar. Bugünlerde Milli Görüşlü kimileri de Erbakan'ı Mehdi olarak pazarlama peşindeler. Ve hepsi her zaman en çok Said Nursi merhumdan deliller sözler sıralıyorlar. Yanlarında bir kaç isim de zikretseler onlar garnitür çeşitleme olarak işe yarıyor. Ve hepsinin ortak yanı bunlara inanan sayıca kalabalık binler, milyonlar var!
Kösmene'nin yazısı; şimdi de meydanı "sahte" Mehdilere bırakmak istemeyen gayretli Nurcular meydana çıkmış oldular. Önümüzdeki günler muhtemelen Risalenin neresi nasıl tevil edilmeli ki bu sırlar Ümmet-i Muhammed'e de aşikar olsun çalışmalarıyla sürecektir. Bunun yanı sıra Ümmet-i Muhammed, Mehdiliğin aslında bir cereyan olduğunu, Nursi merhum ahirete irtihal ettiğine göre, Nur cemaatinin her cihetiyle bu işleri üstleneceğini de öğrenmiş olacaklar.
Sonuçta, ciddi büyük bir fitne ile karşı karşıyayız. Sabah en erken kalkan Mehdi ilan etmeye ya da edilmeye başlıyor. Bazen rastlıyorum, samimi saf Müslümanlardan, işin iç yüzünü bilmeyenlerden sesler geliyor: "
Aaaa.. Şaşırdım şimdi... Gerçekten o mu Mehdi bu mu Mehdi, biz kime tabi olucaz şimdi?" mealinde ihtiyaç bildirenler oluyor. Bendenizce Müslümanlar bu fitneyi elbirliğiyle, saklamaya, halı altına süpürmeye, kırık kolu yen içinde bırakmaya yeltenmeden işin aslını faslını bilerek hep beraber söndürmelidirler. Öyle bir zamanda yaşıyoruz ki hakikaten sabah akşam mübarek Mehdi As. teşrif buyursa da bu pislikleri temizlese, 13 Milyon Yahudinin hakkından gelemeyen zulmünü engelleyemeyen Milyarlarca Müslüman... ne acı ya Rabbi, bu zulümler, bu fesadlar, bu fitneler, bu tefrikalar, bu ayrılıklar bite diye dualar ediyoruz. Böyle bir zamanda birilerinin Mehdiliğe soyunması, hem ümidleri kırar hem de Mehdi As. teşrif etse dahi Onun karşısına çıkıp parmak sallayacak Müslümanları çoğaltır. Mehdi As'a karşı çıkanlar malesef zor durumlarda kalacaklardır. Onların diğerleriyle beraber yok olup gidecekleri haber verilmiştir. Böyle bir sonu hangi kardeşimiz ister? Hangi kardeşimize layık görürüz ki?
İşin aslını faslını, bakın biz de ilan ediyoruz. Lütfen Mürşid-i Kamillerden, onların çevre ve civarından, onların haberlerini getirenlerden, onların yakınlarından ve bağlılarından, Ehlullahtan uzak durmayınız. Bağlanmanız, yollarına talip olmanız da şart değildir. Yeter ki seviniz. Sözlerinden, işaretlerinden ayrılmayınız. Çünkü icma ile sabittir ki Allah Teala, o sadıkları Peygamber irsal olmayan zamanlarda, yani kıyamete kadar Müslümanları irşad ve ikaz için görevlendirmiştir. Yönünüzü görmek istiyorsanız, istemeden bilmeden vartalara düşmek istemiyorsanız, bataklıklara saplanarak ömür sermayesini heba etmek istemiyorsanız; kim zuhur etti, kim etmedi, kim asıl kim sahte, hangi fikir İslam'dan hangi fikir değil, hangi fetva sağlamdır, hangisi kuyuda bırakır, hangi Mezhep Mustakim bir sırattır, hangisi değildir; velhasıl bütün bunları emniyetli bir şekilde tefrik etmek ayırmak için Mürşid-i Kamillere pusulanızı çeviriniz.
Efendim kim o Mürşid-i Kamiller. Bakınız, Türkiye'de dahi onlarca bilenen tanınmış yer var. Bunların hepsini isim isim sıralamaya lüzum yok. Hepsinin siteleri, bağlıları internette mevcutlar. Silsilesi sağlam olan, icazetli,
Ehli Sünnete riayet eden,
Sünnet-i Seniyye çizgisinde takva ve hayır üzere yaşayan, ahlakı güzel olan, para toplamayan ve
Mehdilik iddia etmeyen her tanınmış Mürşid-i Kamil haktır. Vazifelidir. Allah Teala, bizi o nimetten mahrum etmemiştir.
Şakası yok. Bu konular İslami magazinler değildir! Hadi okuduk güldük geçilecek gayri ciddi konular değildir. Ciddiyetle üzerinde durulması, kendi çapımızda da olsa gerekli tedbirlerin alınması, Müslümanların uyarılması gerekiyor.
Biz, yüzümüzün karasıyla bir borçtur söyledik, tesiri Allah Tealadandır.