Aile Kongresinde Çıkan Sonuçlar

spesifik

آزادی قید و بند
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
24,869
Tepkime puanı
4,114
Puanları
113
Konum
Hayâlistan/bul
Hafta Sonunda İstanbul’da yoğun katılımlı Aile Sempozyumu gerçekleştirildi. Günümüz aile kurumunu tehdit eden unsurlar pek çok ülkeden katılan konuşmacılarla masaya yatırıldı. Bu yıl ikincisi düzenlenen konferansın organizasyonunu yapan İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği (İDSB) ‘nin Genel Başkanı Avukat Ali Kurt Beyefendi ile konferansın amacını ve ortaya çıkan sonuçları konuştukİkinci Uluslarası Aile sempozyumunu gerçekleştirdiniz. Sempozyumun amacı nedir?Aile kurumunu tehdit eden modern kültürün ürettiği sorunların bertaraf edilebilmesi, ailenin güçlendirilmesi, Kur’an ve sünnete dayalı aile modeline imkân sağlayan sosyal politikaların hayata geçirilmesi ve sivil toplum ekseninde destek sağlanması amacıyla bu konferans düzenlendi.Çekirdek aile yapısından kaynaklanan sorunların giderilebilmesini hedefleyerek şefkat, hürmet, nezaket ve paylaşım temelinde akrabalık bağlarının güçlendirilmesini; bu bağlamda sıla-i rahim kültürünün ihyası için gerek STK’ların ve gerekse hükümetlerin ortak projeler geliştirmesini sağlamak istiyoruz.1985 Cedaw Sözleşmesi, Pekin ve Pekin+5 BM Sözleşmeleri ile iki yıl önce imzalanan İstanbul Sözleşmesi gibi uluslararası anlaşmaların, toplumların temel dinamiklerini gözeterek ele alınmasını, gerekirse yeniden düzenlenmesine dikkat çekmek istiyoruz.Anlaşmalarda Neye İtiraz Ediyorsunuz?Bu anlaşma detaylarında temel değer yargılarımızla kabul etmemiz asla mümkün olmayan maddelere, sivil toplum ekseninde itirazımız var. Batı dünyası tarafından bize dayatılan Toplumsal Cinsiyet Eşitliği kavramı altında çarpık ilişkilerin meşrulaştırılmaya çalışılmasını kabul etmiyoruz.Modernleşme ve küreselleşmenin etkilediği İslam dünyasındaki evliliklerin sonuçlarını nasıl görüyorsunuz?Modernizm ve çağdaş insan hakları perdesi altında, sosyal hayatımıza ve temel bakış açımıza tamamen ters düşen yargılarının, küreselleşen dünyada, başta medya olmak üzere çok değişik kanallarla tesirli bir surette bize dikte edildiği bir konjöktür içindeyiz.Öte yandan 21.yy’a gelmiş olmamıza rağmen, neredeyse tamamen bizim coğrafyamızda cereyan eden dâhili ve harici savaşların doğurduğu son derece olumsuz şartlar içinde aileler savruluyor.Halbuki müslümanlar haşmetini, modernizmin fantezilerinde değil, güzel ahlakta, haramdan sakınmakta ve evlatta bulur.Bu olumsuz şartlar altında kurulan aileler maalesef ciddi risklerle karşı karşıya. İslam ülkeleri olarak, ailenin korunması ve güçlendirilmesine yönelik sosyo-ekonomik politikalar geliştirmek; İDSB gibi şemsiye kuruluşlar başta olmak üzere STK’larımız bu konuda hükümetleri yönlendirici çalışmalar yapmak zorunda olduğumuzu değerlendiriyoruz.Aile üzerine belirlenen başlıklar ” kadın” üzerinden sürdürülmeye çalışıyor pek çok kez. Erkekler bu değişimin neresinde duruyor ?Bizim medeniyetimiz kadınla erkeği insan olarak hak ekseninde birbirine denk kılarken, fıtrat ekseninde adaleti referans almış; hayata bakış açısında mutlak eşitliğe bedel, mutlak adalet kavramını esas tutmuştur.Bizim kültür ve medeniyet anlayışımız bir anne olarak kadına bazı sorumluluk ve haklar yüklerken, elmanın diğer yarısı olarak babaya da birçok haklar ve o nispette mükellefiyetler yüklemiştir.Aşağı yukarı, hemen herkes kabul eder ki, hilkaten zayıf ve nazik olarak yaratılan ve her biri birer şefkat kahramanı olan hanımlar, kendilerini ve hayatlarından çok sevdikleri yavrularını koruyacak bir erkeğin yardım ve himayesine ihtiyaç duyarlar.Kur’an-ı Azimüşşan erkeğe bu noktada “kavvam” fonksiyonunu tanımlarken, onu aile içinde despot bir kimlikle değil, bütün sıkıntılara rağmen dik duran ve fıtratının kendine sağladığı tüm avantajlarla aile birliğinin korunmasını ve devamını sağlayan bir misyonla mükellef kılmıştır.Bu eksende Konferans sonunda feminizme bedel, femilizmi esas almamız gerektiğine; feminist yaklaşım gibi taraflardan birini öne çıkaran savrulmalar yerine, femilist (aileci) davranışın, aileyi esas tutan bir bakış açısının önemine vurgu yapıldı.
IMG_4106-1-300x155.jpg
Konferansın Sonuç Bildirgesi ise şöyle;
  1. Aile, sağlıklı birey ve toplumlar için alternatifi olmayan en önemli kurumdur. Bütün kadim din ve kültürlerin kabul ettiği bu önemin tüm resmi kurumlar ve sivil toplum kuruluşları tarafından günümüzde de kabul edilmesini ve aile birliğinin, güzel bir gelecek için en güçlü şekilde desteklenmesini bekliyoruz.
  2. Aile kurumunu tehdit eden modern kültürün ürettiği sorunların bertaraf edilebilmesi ve ailenin güçlendirilmesi için; Kur’an ve sünnete dayalı aile modeline imkân sağlayan sosyal politikaların hayata geçirilmesini öneriyoruz.
  3. Çekirdek aile yapısından kaynaklanan sorunların giderilebilmesi için şefkat, hürmet, nezaket ve paylaşım temelinde akrabalık bağlarının güçlendirilmesini önemsiyor; bu bağlamda sıla-i rahim kültürünün ihyası için STK’ların ve hükümetlerin ortak projeler geliştirmesini talep ediyoruz.
  4. İslam ülkelerinin, ailenin korunması ve güçlendirilmesine yönelik sosyo-ekonomik politikalar geliştirmelerini; İDSB gibi şemsiye kuruluşlar başta olmak üzere STK’ların bu konuda hükümetleri yönlendirici çalışmalar yapmalarını talep ediyoruz.
  5. Şehir planlamaları yapılırken, fiziksel ve sosyal çevrenin, aile hayatına elverişli şekilde oluşturulması hususunda resmi ve sivil kurumların ortak çalışmalar yapmasını tavsiye ediyoruz.
  6. Yeni neslin biyo-psiko-sosyal gelişimini olumsuz etkileyen kitle iletişim araçlarını yönetenleri duyarlı davranmaya; aile değerlerine saygılı ve aile birliğini özendirici yayınlar yapmaya davet ediyoruz.
  7. İzlenen kadın politikalarının ve kadının sosyal hayattaki rolünün, onun eşi ve çocuklarıyla ilişkisi başta olmak üzere ailedeki temel vazifelerini engellemeyecek şekilde düzenlenmesini talep ediyoruz.
  8. Bütün aile üyelerinin sosyal güvenceye kavuşturulmasının önemini, özellikle çocuk, yaşlı ve özürlü gibi bakıma muhtaç üyeye sahip ailelere ilave destekler verilmesi gerektiğini vurguluyoruz.
  9. Evliliğin teşvik edilmesi, kolaylaştırılması, aile üyelerinin evlilik öncesinde ve sonrasında eğitilmesi, ailenin manevi açıdan desteklenmesi için İslam ülkeleri arasında ortak programlar geliştirmesini öneriyoruz.
  10. Çocuğun, ailenin benimsediği değerler doğrultusunda yetiştirilmesinin önündeki her türlü engelin kaldırılması için yasal düzenlemeler yapılmasını talep ediyoruz.
  11. Boşanmanın ve yol açacağı yıkıcı etkilerin en aza indirilebilmesi için geleneksel hakemlik kurumunun canlandırılması ve aile danışma merkezleri gibi sosyal mekânizmaların yaygınlaştırılması gerektiğini vurguluyoruz.
  12. İslam Dünyasında ailelerin yaşadığı; dünyevileşmeye paralel olarak değerlerin kaybolması, fakirlik, işsizlik, okur yazarlık oranının düşüklüğü, cinsler arasında adaletsizlik, aile içi şiddet, savaşlar ve iç çatışmaların artması sonucunda oluşan şiddet sarmalında temel hak ve hürriyetlerin fütursuzca ihlal edilmesi gibi ağır sorunların çözümlenmesini bekliyoruz.
  13. Sosyal, iktisadi ve hukuki açıdan aileyi güçlendirmek yoluyla ailenin durumunu iyileştirmek için müslüman ülkeler arasında stratejik ve somut işbirliği sözleşmeleri imzalanmasını tavsiye ediyoruz.
  14. Aile kurumunu ortadan kaldırmayı amaçlayan birlikte yaşama, eşcinsel evlilik vb. fıtrata aykırı çabaların kararlılıkla reddedilmesini, insanlık ailesinin geleceğini tehdit eden bu gibi anormal davranışların olağan bir durum olarak kabul edilmemesini talep ediyoruz.
  15. İslam ülkelerinin hükümetlerini cinsiyet kaynaklı mağduriyetlerin giderilmesi için adalet temelinde hak ve sorumluluklar dengesini gözeten politikalar geliştirmeye; bir taraftan geleneğin, öbür taraftan modernitenin mağdur ettiği kadının, fıtri özelliklerine uygun olarak ekonomik, siyasal ve sosyal alanda yer alması yönünde düzenlemeler yapmaya davet ediyoruz.
  16. İslam dünyasının şemsiye kuruluşlarından, uluslararası bilimsel toplantılar düzenleyerek, ‘Aileye İlişkin İslami Kavramlar Belgesi’ oluşturmalarını ve İslam ülkeleri hükümetleri başta olmak üzere uluslararası kuruluşların dikkatine sunmalarını bekliyoruz.
  17. Modern hayatta karşılaşılan evlenme ehliyeti, çok eşlilik, velayet gibi güncel aile sorunlarına fıkıh âlimlerimizin çözümler üretmesini, hükümetlerin de bu çözümler doğrultusunda yasal düzenlemeler yapmasını talep ediyoruz.
  18. Aile bireylerini güçlendirmek yoluyla aileyi güçlendirmeye yönelik kanunlar çıkarılmasını, öncelikle İDSB bünyesinde, ardından İslam İşbirliği Teşkilatı bünyesinde özel bir komisyon kurularak ‘İslam Aile Hukuku Sözleşmesi’ hazırlanmasını talep ediyoruz.
  19. Uluslararası sözleşmelerin, toplumların temel dinamiklerini gözeterek gözden geçirilmesini ve yeniden düzenlenmesi talep ediyoruz.
  20. Birleşmiş Milletler’den halkların kültürel özelliklerini göz önünde bulundurmasını, tek kültürlülüğün engellenmesini, uluslararası sözleşmelerin toplumların dini değerleriyle çelişen maddeleri hakkında devletlerin çekince koymasına saygı göstermesini talep ediyoruz.
  21. STK’ları, aile üyelerine medya okuryazarlığı desteği vererek medya araçlarını bilinçli kullanmalarını sağlayacak projeler geliştirmeye davet ediyoruz.
  22. İDSB çatısı altında medya çalışma grubu, aile okulu çalışma grubu, ve internet üzerinden aile içi iletişim konusunda farkındalık ve duyarlılık eğitimi yapacak bir grup oluşturulmasını öneriyoruz.
  23. Özellikle İslam coğrafyasında cereyan eden savaşların bir an evvel sona erdirilmesi için uluslararası toplumun ve yerel dinamiklerin acilen harekete geçirilmesini ve çatışmaların ortaya çıkardığı mülteciler, yetimler, özürlüler, parçalanan aileler ve ülkelerin bozulan fiziki
  24. ve ekonomik yapıları gibi olumsuz tabloların süratle rehabilite edilmesini talep ediyoruz.
Vahdet Gazetesi – Tuğba Akbey İnan
 
Üst