Bertrand Russel'in bilim ve din hakkında bazı söyledikleri

Enfüsî

Asistan
Katılım
4 Nis 2012
Mesajlar
314
Tepkime puanı
7
Puanları
0
432112_195758003861684_150922601678558_274882_519082449_n.jpg

http://tr.wikipedia.org/wiki/Bertrand_Russell


Hayatta Önemli Olan Miktar Değil Niteliktir.

Ölüm, entropinin gereğidir. ve bu insanda biyolojik olarak da ispatlanabilir. Yani ölüme inanmak istemeyenlerin sayısı azımsanacak bir durum değil. Bunların çoğu da kendi ömürlerinde ölümsüzlüğün(ne demekse) çıkacağı kuruntusunu taşırlar. Bir kısmı ise düşünmeyerek nereye varacaklarını şaşırırlar. Çünkü düşünmemekte seçicilik mümkün değildir. Düşünce "onu düşün bunu düşünme" ile sadece seçtiği seçmediği konularda değil diğer konularda da yanılır. Çünkü düşüncede ihmal tüm beyne sirayet eder. Bir nöroncuk ölür/atıl kalır, gerisine bir şey olmaz değil yani.

İnsan(canlı) sınırlı bir enerji (kaloriden bahsetmiyoruz) ile var olur. Bu enerjiyi tüketen entropik etkenler... entropik kayıp bu özel enerji formunun miktarına eşitlenirse Azrailin sebeb ilkâ etmesiyle ölüm gerçekleşir. İnsanlara kalan/düşen kısım ise, ölecek olanda bunun müşahadesidir, görülmesidir. Başka hiçbir şey değil. Diye düşünüyorum.

Nasıl olduğu bilinen şekillerde "o sınırlı hayat enerjisini artırmak mümkündür." tıp, yani istatistik, bunun hakkında pek çok fikir verir en son fikirler doğayla ve insaniyetle bütünleşikliktir. Aşırılıklardan ve başka bir şey olan Fenalıklardan uzak yaşamaktır. (hatta hatta çok idealist bile olmak ve stresli olmak(de demekse) aynı kefede; ömrü azaltıcı olabilir. Russel idealizm karşıtıdır. Gerçi kendisi öyledir, idealistiktir ama neyse.. İdeali, demek "daha doğru"ymuş... İdealizm-Karşıtı olması, idea ların arızalarının insanları sürükleyeceği yanlışları sezmekte, bilmekte ve anlamakta olduğundandır. tıpçılara itibarda abartıyor. Aslında belki abartmıyor ama insanlar onu fazla alıntılayınca "ona abarttırmış oluyorlar". Şöyle ki "neler neler yapmış ondan iyi mi bileceksin"..:/)

Ölüm bir %100 istatistikî veriyken hiçbiri %100 olmayla uzaktan yakından alakası olmayan "istatistikler toplamı olan tıbba" kusura bakılmasın ama gözüm kamaşarak bakacak ve saygı gösterecek kadar aptal değilim.

Veya bu meyanda, aslında tıpçılara fazlaca saygı göstererek onları hak etmedikleri yere koyacak değilim. Hipokrat tıpçıya der ki "sen bunları onlar sana muhtaç olduğu için değil, iyi olduğu için ve bu yolu seçtiğin için yapıyorsun"...

Kaldı ki adamın(Russell) dediği din hangi din? Maksadımız Russell’e cevap vermek de değilidir. Dinsel öğreti. Hangi? Nasıl? Russellin din adına bildiklerinin ona belki hiç bir faydası yoktu ve haklıydı. Ama bu din öğretilerini veya gerçek kişilerini "toptancılık mesleği ile alıp satmak" işine giriş-il-mesini haklı göstermez. Kaldı ki! Kendisinin böyle bir toptancı veya tüccar olmadığını düşünüyorum. Öyleyse "tanrılaştırılması takdirlerinde netice olarak, ona söylediğiyle toptancı olduğunu iftira etmek" istemiyorum. Bu da komplike bir iftira türüdür. Çünkü evet, onun gördüğü dini öğretiler ona bir şey veremedi; ama ben onu "Müslüman gibi" biliyorum. Mücadeleleri Müslümanlık vasıflarıyla ilgilidir. Kendi bildikleri içinde dini öğretilerde bir şey görmemesinde ne var? kaldı ki ekseriyetle Hıristiyanlığın o devirdeki tanıdıklarından oluşan bir öznel din öğretisi görüşü.. öznel olmayan olamaz.. Bilim objektivite değildir; veya objektivite konjonktürsel ötesi hayal gücü işletmesi ve çalıştırması anlamında olmalıdır ve bu şekilde yine öznel olarak anlaşılmalıdır.

Hemen bir gidip bertrand russelin hayatını bir okuyuveriniz reca ederim!

Üstüne bir de ne güzel dindarmış ya deyiniz lütfen. (kinaye yapmıyoruz).

"keşke müslümanım da deseymiş" deyiniz. "keşke benden/bizden olsaymış" demeyiniz.

Keşke müslüman da olsaymış. hayatı boyunca din ve bilim kavramlarında arayışlarda bulunmuş... "hırıstiyan yobaz" ile evlenmeye karar vermiş ve bu onun dinle ilgili (en güncel görüşümüdür bilmeyiz ama) meşhur bir sözünün bu olmasına neden olmuştur.

En azından Turkiyede yetişen birinin bu yönleri anlamamasını aklım almıyor!. Dini öğreti dediklerinin insanın varlığında olan bir özellikle ilgili olduğunu ve onun adının fıtrat olduğunu islamdan öğreniyoruz. Ve İslam’ın ~571 de değil daha önce, insanla beraber başladığını görüyoruz. Bunu kur’an söylüyor. Peygamber olmayan diğer gelenlerin ise, “derece derece fıtratın bozulmadığı insanlar, fıtratı idare eder olanlar veya bozulmuş olanlar" gibi kısımlara ayrılabildiklerini görüyoruz.

Kimilerinin de ~571 den önce, Allahın emri, Cebrail’in yardımıyla, peygamber adını aldıklarını ve insanları düzelttiklerini; içlerinden çıktıkları toplumlarla uğraştıklarını görüyoruz. Bunlar kuranda sayılıyor. En çok da Muhammed sav. in düzelttiğini görüyoruz.. Görebiliriz. Müşahedelerin çeşitli makamlarından... "ama bunun için sanırım din istismarlarının yok olması mı lazım?" Bana hiç gerekmedi. Size de gerekmesin. Elbette Müslüman "sınıf"ın (içerisi veya dışarısında bulunan) parazitliklerin yanıltıcılığı çok önemlidir. Ama izin verin her birimiz bazen yanlışça değil miyiz; hatta parazit olmuyor muyuz dünyada! “Konjonktürleri tartarak” Peygamberimi tartan İnsan, onu anlamaya yaklaşır. Ve görebilen gördüğü kadar onun insanlar içinde eşsiz olduğunu anlar. Hayal gücünü kullanmak gerekir; Bunun, üstünde yeterince düşünen ve doğru noktalara yaklaşan her insanda var olduğuna eminim.

kt001.gif


Hayatta Önemli Olan Miktar Değil Niteliktir. Nitelik ise 'Muhammed'tir.[FONT=&quot]

[/FONT] Enfusi, 25.4.2012, 5.11.

_____________________________________
____________________________
Not: Russel benim için araçtır. Russelci veya karşıtı da değilim. Onu tanımıyorum.
 
Üst