BİR "DARBE ZEBANİSİNİN" GÖÇÜ DOLAYISIYLA - Ahmet Alp HAN

ahze21

Yasaklı
Katılım
3 Kas 2006
Mesajlar
550
Tepkime puanı
5
Puanları
0
Yaş
46
Yüzyılın davasında ilk duruşmadan sonra haftalar geçmişti. Adliyenin önü mahşer yerine dönmüş, öfkeyle savurulan sloganlar birbirine karışıyordu. Müdahil olmak can atan insanların sesi mahkeme salonundakilerin kulaklarına sinek vızıltısı gibi gelse de hâkim karşısında, ak saçlarının başındaki ve yüzündeki lekeleri saklayamadığı ve buruşmuş cildi, çökmüş gözleriyle olanları hala çözememiş sanık kürsüsündeki diktatörün yüreğini ağzına getiriyordu.

Çevresini tedirgin bakışlarla süzerken yüzünde bir koyun edası seziliyordu.


Hâkim, sıradaki tanığın içeriye alınması için mübaşire uyarıda bulundu ve elinde mendili gözlerini silen yaşlı bir bayan yılların eğdiği belini doğrultmaya çalışarak, bir muzaffer bir fatih edasıyla giriş yaptı. Hâkim karşısında yerini aldığında son kez mendiliyle gözlerini silerek sanık sandalyesinde oturan zebaniye öyle bir bakış attı ki, yıllarca gözlerin bakmaktan çekindiği gözler istemsizce muhatabından kaçtı.


Mahkemeden izin isteyen avukat, yaşlı bayanın oturmasını talep etti. Tahta sandalyesine bir kraliçe edasıyla kurulduktan sonra konuşup konuşamayacağı sorulduğunda;


“Ben yıllardır bu günü bekliyorum evladım. Bugün konuşmayacağım da ne zaman konuşacağım başka? Ömür sermayem kaldı mı ki elimde.” dedi ve anlatmaya başladı…

"80'li yılların başıydı. Sonbaharın soluk yüzünü göstermeye başladığı ve yaprakların sarıya çaldığı bir döneme girmiştik. Askerler, postallarını ülke gençliğinin kara yazgısıyla parlatmaya başlamışlardı. Kocam ve ben de o günlerin sert boralarından nasibimizi almak üzereydik.

Kocam TKİ’de bir memurdu. Bir gün çalıştığı kurumu basan askerler suçlu suçsuz demeden herkesi kelepçeleyerek askeri bir aracın güneş girmeyen kasasına, hınca hınç doldurmuşlardı. Akşam olmuştu ve ne gelenden haber alabiliyordum ne de gidenden. Ancak sabaha doğru kötü haberi aldım. Tam elli yaşındaki kocamı, mahkeme bile etmeden bir cezaevine göndermişlerdi. Görüş yasaktı; gittiğimde geldiğimden bile haberdar etmediler.

Haftalar merak ve bir o kadar da endişe ile, kalbimi yırtarak geçti. Evimin tek direği eşimden ayrı olmak mı yoksa iki çocuğumun baba hasretimi koyuyordu bana bilemiyorum. Sağ olsun kardeşlerim. Kapılarını açtılar da, o günlerde yanlarında teselli olup çocuklarımın iaşesini sağladım.

Çok geçmedi, mahkemesi oldu-bittiye getirildi. Asayişi bozmak ve devlete karşı gelmekten suçlu bulundu. Mardin Cizre’de bir cezaevine yerleştirmişler. Burada yıllarca kalacaktı. İçeriden haber almak mümkün olmadığından ziyarete gidiyordum. İki çift lafa müsaadeyi bırakın yüzünü bile zor gösteriyorlardı. Zaten o bir deri bir kemik, cılız halini görünce daha fena olup yerlere sere serpe seriliyordum. Yani anlayacağınız içeride onların, dışarıda da bizim ruh halimiz bozuluyordu.

Ayları bırak günler zor geçiyordu Hakim oğlum. Cezaevinden kazayla çıkanların anlattıkları fenalıklar geçirmeme sebep oluyordu; günde üç öğün yemek yerine dayak yiyor, anadan üryan soyup tazyikli suyla, toplu banyolar yaptırılıyor ve hacetlerini giderdikleri taslardan yemek yediriyorlarmış. Bunlar, sadece benim duyabildiklerimdi. Aslında bunlar, benim duymaya tahammül edebildiklerimdi, hâkim oğlum!

Cezaevinde aynı işkencelere maruz kaldığını düşündüğüm eşim bir gün gerçeklik duygusunu kaybetmiş olacak ki kendisinde gariplikler tezahür etmeye başlamış.

Şuurunu yitiren kocam, koğuşun aslında bir mezar olduğunu iddia etmeye başlamış. Bunu da öyle mantıklı savunuyormuş ki, yanında ki gençlerin çoğunu ikna edip yanına çekmiş. Mesela şöyle bir izahat getirmiş. Cuma günleri görüşme günleriydi. Yanındakilere ‘Bizi ziyarete gelenlere biz dokunabiliyor muyuz? Hayır. Bize uzaktan bakıyorlar, ağlıyorlar ve gidiyorlar.’ diye dikkatleri çektikten sonra şöyle izahat getirmiş, 'Çünkü onlar bizim kabrimizi ziyaret ediyorlar. Biliyorsunuz Cizre’de kabir ziyareti Cumalarıdır. İşte bu başımızdaki gardiyanlar da bize azap etmekle memur zebaniler.’

Gerçekten de koğuşlarının camları boyalıydı. Bizim içeriyi göremediğimiz gibi onlar da dışarıyı göremiyor ve duyamıyorlardı. Bu durum uzun sürmüş ve ona yaşadığını bir türlü ispat edememişler.

Bir gün koğuş mazgalı açılmış ve eşimin adı okunup terhis olacağı müjdesi verilmiş. Yanındakiler, ‘Yaşıyoruz!” diyerek başlamışlar şehadet getirmeye. O ise eğmiş başını, dizlerinin arasına koymuş ve ‘Evladım, beni göndermeyin. Sizler bana sahip çıkıyordunuz. Şimdi tek başıma mahşere hesap vermeye gidiyorum.’ diye başlamış ağlayıp dövünmeye.

Eşimi, cezaevi müdürünün karşısına perişan bir vaziyette çıkarmışlar. Onun bu haline bir anlam veremeyen müdür ‘Sevineceğin halde ne diye ağlıyorsun, be adam?’ diye sormuş. Konuşmaya mecali olmayan eşim yerine gardiyanlar olayı anlatmışlar. Müdür duydukları karşısında güldükten sonra “Seni nasıl ikna edebiliriz beybaba?” diye sorunca gücünü kuvvetini toplayarak cevap vermiş; ‘Eğer beni hanımımla, çocuklarımla konuşturursan ölmediğime inanırım’.

Müdür gerekli işlemleri yaptırdıktan sonra bana ulaşabilecekleri bir telefon numarasını çevirmiş ve eşime vermişler. Telefonu açtığımda onun ‘Alo’ diyen sesini duyunca fenalıklar geçiriyordum. Kalbim, nedendir bilmem, küt küt atmaya başlamıştı. Gözlerimden sicim gibi yaşlar akıyordu ne diyeceğimi bilemememin şaşkınlığını yaşıyordum. Onun şu sözleriyle kendime geldim; ‘Ben sağ mıyım, ölmedim mi?’ Benim ‘Tabi ki yaşıyorsun.’ cevabım karşısında ince, hırıltılı bir ses duydum. Haykırarak seslendim, sonra yine seslendim. Daha sonra telefonun kapandığını anladım. Yere yığılıp kalmışım. Çocuklarım ve kardeşim kaldırıp ayıltmışlar, saatler sonra.

Beni arayan numarayı bilmediğim için tekrar çevirip arayamadım. O gün kalbim duracaktı sanki. Ertesi gün yaşadığı gerçeklik karşısında kalbinin dayanamayarak durduğunu bildirdiler bana. Vefat etmişti.

Şimdi, hâkim oğlum! Ben konuşmayayım, ben anlatmayayım da bu yalnız başına geçen senelerin, yüzümdeki acılarla oluşan çizgilerin, uykusuzluktan şişen gözaltı torbalarımın ve ‘Babanız bir gün mutlaka gelecek’ diye yıllarca avutup, büyüttüğüm yetimlerimin hesabını kim, şurada sanık sandalyesinde oturandan zebaniden soracak?”

Bu sözler onun ağzından mahkeme salonunda yankılanan son sesler oldu. Sonra gözyaşlarıyla ıslattığı mendiline, hıçkırıklarla tekrar gömüldü.



NİHAYİ KELAM:

Yaşasın ZALİMLER için cehennem!



Ahmet Alp HAN
GlobalHaber TV
Twitter: @ahze22
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Gündemi geriden takip ediyorsun.

Mit tırlarına geldik. Bir de sizin para basma makineleri özel okul da olamayacak. Avucunuzu yalarsınız artık.
 

levent48

Kıdemli Üye
Katılım
12 Şub 2012
Mesajlar
3,518
Tepkime puanı
142
Puanları
0
..............................


NİHAYİ KELAM:

Yaşasın ZALİMLER için cehennem!



Ahmet Alp HAN
GlobalHaber TV
Twitter: @ahze22

Sen zalimler için cehennemden bahsederken muhterem hocan zamanında Evren için ne demiş....

Fetullah Gülen'in 12 Eylülcülere destek yazısı

17 ve 25 Aralık darbe operasyonlarının talimatını veren Fetullah Gülen, 35 yıl önceki 12 Eylül darbesini de desteklemişti. Ayrıca Paralel Yapı'nın lideri Fetullah Gülen 12 Eylül darbesini yapan Kenan Evren için "cennete girebilir" ifadesini de kullanmıştı.

1431216896821.jpg


[FONT=pt_sansregular]Paralel Yapı'nın darbeciliği eskilere dayanıyor. 17 ve 25 Aralık darbe girişimlerinde yer alan Paralel İhanet Çetesi mensuplarına sahip çıkan Gülen Grubu, 35 yıl önce ise başarı ile sonuçlanan bir darbeye alkış tutmuştu.[/FONT]

[FONT=pt_sansbold]'DARBECİLERE SELÂM DURUYORUZ'[/FONT]


[FONT=pt_sansregular]Paralel Yapı'nın lideri [/FONT]Fetullah Gülen[FONT=pt_sansregular], 12 Eylül 1980 darbesinin ardından Sızıntı Dergisi'nde yayınlanan 'Son Karakol' başlıklı yazısıyla Kenan Evren ve darbecilere destek vermişti.[/FONT]

[FONT=pt_sansregular]Sızıntı Dergisi'nde yer alan 'Son Karakol' yazısının o bölümü:[/FONT]

[FONT=pt_sansbold]"HIZIR GİBİ YETİŞTİLER"[/FONT]

[FONT=pt_sansregular]Ne var ki, yıllardan beri, binbir saldırı ile rehnedar olmuş bir bünye, böyle hemen bir mualece ile iyi edilemeyeceği de muhakkaktı. Daha köklü ve daha gönülden bir hareket gerekliydi ki, milli bünyeyi kemiren yıllanmış seretanlar berteraf edilebilsin.[/FONT]

[FONT=pt_sansregular]Ve, işte şimdi, binbir ümit ve sevinç içinde, asırlık bekleyişin tuluû saydığımız, bu son dirilişi, son karakolun varlık ve bekasına alamet sayıyor; ümidimizin tükendiği yerde, Hızır gibi imdadımıza yetişen Mehmetçiğe bir kere daha selam duruyoruz.[/FONT]

[FONT=pt_sansbold]"EVREN CENNETE GİDEBİLİR..."[/FONT]

[FONT=pt_sansregular]Kenan Evren 31 Ocak 2005 tarihli Milliyet Gazetesi'nde Mehmet Gündem'e verdiği röportajda Kenan Evren'i cennetlik ilan etmişti.[/FONT]

[FONT=pt_sansregular]"Evren Paşa, seçmeli din derslerini mecburi yapmakla yararlı bir iş yapmıştır. Gençlerin çoğu onun bu icraatı vesilesiyle din eğitiminden nasiplerini almışlardır. Bu iş kanaatimce öyle büyüktür ki doğrusunu Allah bilir hiçbir sevabı olmasa bile bu icraatı ona yetebilir, ahirette kurtuluşuna vesile olabilir, cennete de gidebilir.."[/FONT]


takvim

Gördün mü eleman şimdi sen mi hocan mı doğru yerde duruyor?.. Hocan duymasın gizli görüntülerinle hayatını karartır benden söylemesi...Sen hemen bi tekzip yaz "evren'e şefaat olabilir" tarzında birşeyler çiziktir istersen...Verdiğim akıl için çelenk istemez...Himmet vakfına gönder...

 

ahze21

Yasaklı
Katılım
3 Kas 2006
Mesajlar
550
Tepkime puanı
5
Puanları
0
Yaş
46
Sen zalimler için cehennemden bahsederken muhterem hocan zamanında Evren için ne demiş....

Fetullah Gülen'in 12 Eylülcülere destek yazısı

17 ve 25 Aralık darbe operasyonlarının talimatını veren Fetullah Gülen, 35 yıl önceki 12 Eylül darbesini de desteklemişti. Ayrıca Paralel Yapı'nın lideri Fetullah Gülen 12 Eylül darbesini yapan Kenan Evren için "cennete girebilir" ifadesini de kullanmıştı.

1431216896821.jpg


[FONT=pt_sansregular]Paralel Yapı'nın darbeciliği eskilere dayanıyor. 17 ve 25 Aralık darbe girişimlerinde yer alan Paralel İhanet Çetesi mensuplarına sahip çıkan Gülen Grubu, 35 yıl önce ise başarı ile sonuçlanan bir darbeye alkış tutmuştu.[/FONT]

[FONT=pt_sansbold]'DARBECİLERE SELÂM DURUYORUZ'[/FONT]


[FONT=pt_sansregular]Paralel Yapı'nın lideri [/FONT]Fetullah Gülen[FONT=pt_sansregular], 12 Eylül 1980 darbesinin ardından Sızıntı Dergisi'nde yayınlanan 'Son Karakol' başlıklı yazısıyla Kenan Evren ve darbecilere destek vermişti.[/FONT]

[FONT=pt_sansregular]Sızıntı Dergisi'nde yer alan 'Son Karakol' yazısının o bölümü:[/FONT]

[FONT=pt_sansbold]"HIZIR GİBİ YETİŞTİLER"[/FONT]

[FONT=pt_sansregular]Ne var ki, yıllardan beri, binbir saldırı ile rehnedar olmuş bir bünye, böyle hemen bir mualece ile iyi edilemeyeceği de muhakkaktı. Daha köklü ve daha gönülden bir hareket gerekliydi ki, milli bünyeyi kemiren yıllanmış seretanlar berteraf edilebilsin.[/FONT]

[FONT=pt_sansregular]Ve, işte şimdi, binbir ümit ve sevinç içinde, asırlık bekleyişin tuluû saydığımız, bu son dirilişi, son karakolun varlık ve bekasına alamet sayıyor; ümidimizin tükendiği yerde, Hızır gibi imdadımıza yetişen Mehmetçiğe bir kere daha selam duruyoruz.[/FONT]

[FONT=pt_sansbold]"EVREN CENNETE GİDEBİLİR..."[/FONT]

[FONT=pt_sansregular]Kenan Evren 31 Ocak 2005 tarihli Milliyet Gazetesi'nde Mehmet Gündem'e verdiği röportajda Kenan Evren'i cennetlik ilan etmişti.[/FONT]

[FONT=pt_sansregular]"Evren Paşa, seçmeli din derslerini mecburi yapmakla yararlı bir iş yapmıştır. Gençlerin çoğu onun bu icraatı vesilesiyle din eğitiminden nasiplerini almışlardır. Bu iş kanaatimce öyle büyüktür ki doğrusunu Allah bilir hiçbir sevabı olmasa bile bu icraatı ona yetebilir, ahirette kurtuluşuna vesile olabilir, cennete de gidebilir.."[/FONT]


takvim

Gördün mü eleman şimdi sen mi hocan mı doğru yerde duruyor?.. Hocan duymasın gizli görüntülerinle hayatını karartır benden söylemesi...Sen hemen bi tekzip yaz "evren'e şefaat olabilir" tarzında birşeyler çiziktir istersen...Verdiğim akıl için çelenk istemez...Himmet vakfına gönder...


Senin gibi "han softa, kaba yobazlara" kalsa kendi nefsinizden başkasını cennete sokmazsınız. Allah Gafur ve Tevvabdır. Biz zahire göre hüküm veririz.
 

ahze21

Yasaklı
Katılım
3 Kas 2006
Mesajlar
550
Tepkime puanı
5
Puanları
0
Yaş
46
Soru: Fethullah Gülen Hocaefendi, Kenan Evren için "cennetliktir" demiş midir ?

VİDEO: http://www.dailymotion.com/video/xe86uv_10-fethullah-gulen-kenan-evren-hakk_news

El-Cevab: Muhterem Hocaefendi'nin bir röportajda sarf ettiği:

"Evren Paşa demokrasinin kesintiye uğraması ve daha pek çok açıdan tenkit edildi. Ama seçmeli din derslerini mecburi yapmakla yararlı bir iş yapmıştır. Gençlerin çoğu onun bu icraatı vesilesiyle din eğitiminden nasiplerini almışlardır. Bu iş kanaatimce öyle büyüktür ki -doğrusunu Allah bilir- hiçbir sevabı olmasa bile bu icraatı ona yetebilir, ahirette kurtuluşuna vesile olabilir, cennete de gidebilir." (1) ifadesinde,

Kenan Evren'in cennetlik olduğu değil, belki farkına bile varmadan yapmış olduğu 'din derslerini zorunlu hale getirme' amelinin büyüklüğüne vurgu yapılmış, bu güzel işin onun kurtuluşuna vesile olabileceğini, bu vesile ile cennete gidebileceğini 'Allah en doğrusunu bilir' mülahazası ile temenni etmiştir. Kimin cennetlik veya cehennemlik olduğunu Allah'tan başkası bilemez elbet, ancak güzel amellerin insanı cennete yaklaştırdığı da bir gerçektir.

Muhterem Hocaefendi'nin Evren'in "Din konusundaki: bu pozitif yaklaşımını hazmedememiş olsa gerek; bir TV programında Hocaefendi'yi cumhuriyet düşmanı ilan ederek, kendisine bir kol saatini rüşvet vermekle itham edecek kadar düşmüştür.
Zorunlu din dersleri konusundaki güzel ameline mukabil,bu tür uydurma ithamların yaşlılığa bağlı hafıza yanılması olmaması durumunda,işlenen çirkinliklerin güzellikleri götürdüğü hususu da göz ardı edilemez.

(1) Mehmet Gündem'le Röportaj, Milliyet,17.01.2005
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Senin gibi "han softa, kaba yobazlara" kalsa kendi nefsinizden başkasını cennete sokmazsınız. Allah Gafur ve Tevvabdır. Biz zahire göre hüküm veririz.

Levent48, orda Cennete girer ya da giremez diye bir hüküm belirtmemiş. Yazdıkları kim kimin safında ile ilgili... Evren, Abd'nin çocuğu... Kendileri itiraf etti. Gülen de şimdi Abd'nin muhafazasında. İkisi de darbeci. İkisi de darbedaş.

Okuduğunu anlamaktan acizsin.

Ahkam kesiyorsun.
 

ahze21

Yasaklı
Katılım
3 Kas 2006
Mesajlar
550
Tepkime puanı
5
Puanları
0
Yaş
46
Levent48, orda Cennete girer ya da giremez diye bir hüküm belirtmemiş. Yazdıkları kim kimin safında ile ilgili... Evren, Abd'nin çocuğu... Kendileri itiraf etti. Gülen de şimdi Abd'nin muhafazasında. İkisi de darbeci. İkisi de darbedaş.

Okuduğunu anlamaktan acizsin.

Ahkam kesiyorsun.

Güldürmek için çok uğraşıyorsunuz. Hakkınızı yememek lazım :) Güldüm bak. Haydi git şimdi yaşıtlarınla oyna...
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Evren'e cennet. Ecevit'e şefaat. Demirel'in başı kel mi?! Ya Çevik Bir'in Evrenden farkı nedir?
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Şu, sadece şu amelden Cennete girebilir. Buna, hak verilirse şefaat edebilirim vs. Bunlar şiddetli tekebbürün, dehşet bir eminliğin dışa vurumları. Sen kendi imanını kurtar önce.
 

ahze21

Yasaklı
Katılım
3 Kas 2006
Mesajlar
550
Tepkime puanı
5
Puanları
0
Yaş
46
Şu, sadece şu amelden Cennete girebilir. Buna, hak verilirse şefaat edebilirim vs. Bunlar şiddetli tekebbürün, dehşet bir eminliğin dışa vurumları. Sen kendi imanını kurtar önce.

Yahu sizi sırayla mı yoksa parayla mı veriyorlar :) Üsluptan bahsediyor sonra kalkıp "imanıma laf edip" bana imanını kurtar diyor. İkimizden birinin imanının gidebileceğini fark edebiliyor musun acaba?

Ayıptır, günahtır. Gidin yaşıtlarınızla oynayın Allah aşkına. Bak, yoksa annenize şikayet edeceğim sonunda. (böyle tehdit etmek zorunda bıraktınız beni sonunda.)
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Gülen'in falsoları bir değil ki.. Asiklopedi yazılır.

Sadece 12 Eylül değil. 28 Şubat MGK'sı müçtehiddir, hata etse sevab alır dediğini de hatırlatalım. Darbecilik evveliyatından geliyor.
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Gülen, Kenan'a neden Cennete girebilir demiş: Zorunlu din derslerinden dolayı (Zorunlu din dersini de bilmesek yutardık, İslam, Kitap ve Sünnet öğretiliyor sanırdık!)

E şimdi sen zorunlu din dersini kaldıracağını ilan eden Chp ve Hdp'ye çalışyor, kapı kapı oy topluyorsun. O zaman sen nereye gireceksin?

Gülen'i takip edenler peşinen aklı ve mantığı kapı önünde bırakmışlar.

İntihar ettiniz, canınız çıktı. Bu cesed atık dirilmez.
 

ahze21

Yasaklı
Katılım
3 Kas 2006
Mesajlar
550
Tepkime puanı
5
Puanları
0
Yaş
46
hİRAHOSSSS adlı üyemiz "Ben aslen Tilloluyum!" demiş. (asparagas)

İspat isterseniz siz tersini ispatlayın. Haydi çıkın işin içinden. Herkes birinin bir şey söylediğini iddia edip çekiliyor kenara. delinin kuyua taş atıp da kırk akkıllının çıkaramaması gibi. Benim taşla işim yok HİRAHOSSS biradırım!
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Herkes birinin bir şey söylediğini iddia edip çekiliyor kenara.

Yooo... Böyle canlı kanlı huzurunda dinleseniz, sizin için fark etmez. Tınmazsınız. Bizzat tercübe ettik. Şahıslara yabancı bir dergide yazanları gösteriyoruz, Gülen'in ağzından ibarelere tınmıyor. Yetmemiş, şakirtlerin meşhur siteleri aynı ibareleri alıp sitesinde yayınlamış. Gene tınmıyor. Sizin cemaziyelevvelinizi bilmekteyiz.

Çok şükür, sizi itibara alan kalmadı.
 

ahze21

Yasaklı
Katılım
3 Kas 2006
Mesajlar
550
Tepkime puanı
5
Puanları
0
Yaş
46
Yooo... Böyle canlı kanlı huzurunda dinleseniz, sizin için fark etmez. Tınmazsınız. Bizzat tercübe ettik. Şahıslara yabancı bir dergide yazanları gösteriyoruz, Gülen'in ağzından ibarelere tınmıyor. Yetmemiş, şakirtlerin meşhur siteleri aynı ibareleri alıp sitesinde yayınlamış. Gene tınmıyor. Sizin cemaziyelevvelinizi bilmekteyiz.

Çok şükür, sizi itibara alan kalmadı.

Sizi de biz tınmayacağız da, Müslüman Müslüman a sırt dönmez dedikleri için hala bir ümit bekliyoruz. Ne yaparsın "Kardeşlik" işte. Allah (cc) Müslümanı, yalancı ve yolsuz, hırsız siyasilere yem yapmaya çalışanların gözlerini açsın diye dua edip duruyoruz 5 vakitin yanında hem duha hem de teheccüd namazlarımızda. (Bilmem namaz kıldığımızı biliyor musunuz? Hatırlatayım dedim)
 

ahze21

Yasaklı
Katılım
3 Kas 2006
Mesajlar
550
Tepkime puanı
5
Puanları
0
Yaş
46
Allah size basiret versin. Az biraz akıl izan nasip etsin. iftiralara ve yalanlara o kadar alışmışsınız ki, Alkoliklerin sudan rahatsız olması gibi gerçeklerden rahatsız oluyorsunuz.
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Biz bu çapulcuların ve haşhaşilerin CHP sinden tırsmaya başladık. İtiraf edelim. İzmir Buca'da mahşeri bir kalabalık toplamışşş...

CEosiYAVIAAaqeW.jpg
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Bağilerin (asilerin, devlete saldıranların) cenaze namazı kılınmaz. Biliyor muydunuz?
 
Üst