'Biz eserlerimizle seyr-u süluk yaptırırız'

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
Evet, bu ülkede Risal-i Nur okuyanlar da cadde-i kubrada olduklarını iddia ederler öteden beri ! Biz onların bırakın caddelerde görmeyi, politika sahnesinden fırsat bulup ta sokaklarda bi,le dolaşamadıkları gözlemişizdir hep !
 

nefahtü

Kıdemli Üye
Katılım
21 Haz 2013
Mesajlar
5,117
Tepkime puanı
337
Puanları
0
Konum
istanbul
yazılı metinlerin, içlerinde ruhu taşıyan bedenler gibi olduklarını, tasavvufî eserleri kaleme alan ariflerin de kendilerine ihsan edilen manaların buralarda ifadesini bulduğunu vurguluyor.
Tasavvuf geleneği içerisinde yetişmiş ariflerin, kitap yazma hevesi ve modasıyla kaleme sarılmadıklarını, aksine kendilerine ‘yaz’ diye ilham yoluyla emrolunduğu için yazdıklarını vurgulayan Mahmud Erol Kılıç, hatta bazı ariflerin hiç yazma niyeti taşımadıkları halde, aldıkları emir gereği mecburen yazdıklarını ifade ediyor.
Biz eserlerimizle seyr ü sülûk yaptırırız”
Mevzubahis eserlerin o yüksek tasavvufî manalara ilgi ve alaka uyandırmak adına bir takım araçlar olduğunu belirten Kılıç, İbn Arabî Hazretleri'nin şu sözüne dikkat çekiyor: “Bizim eserlerimizden her gün birkaç sayfa tetebbu edenlere biz seyr ü sülûk yaptırırız.”
Mahmud Erol Kılıç, sufi müelliflerin manalara işaret ettiklerini, dolaylı anlatım tekniği kullandıklarını ve bendenizin sandığı gibi bazı gizli kalması gereken hususları sayıp dökmediklerini, bütün söylenecek şeyleri söylemediklerini, zira hallerin kâle (söze) sığmayacağını ifade ediyor.
 

nefahtü

Kıdemli Üye
Katılım
21 Haz 2013
Mesajlar
5,117
Tepkime puanı
337
Puanları
0
Konum
istanbul
Bir bilenle okunmalı
Kutsal kitapların ve tasavvufî eserlerin ‘bir bilen’le okunması gereken eserler olduğunu, Peygamber olmadan kutsal kitaplar talim edilemediği gibi, bir veli olmadan da tasavvufî kitaplardan nasip almanın mümkün olmadığını belirten Kılıç, aynı şekilde bütün ders kitaplarının da bir hoca ile okunduğunu vurguluyor.
Tasavvufî eserlerin bir bilen nezaretinde okunması gerektiğini, aksi halde içlerinde barındırdıkları sembolizmin anahtarlarının kişiye verilmemesi durumunda yanlış yerlere kaymanın muhtemel olduğunu söyleyen Mahmud Erol Kılıç, tasavvufî metinlerin bazı kimselerin elinde farklı maksatlara malzeme olarak kullanılabileceğini ifade ediyor.
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
En sağlıklı ve hızlı yok, bir mürşidi kamilin gözetimi altında seyrü süluk yapmaktır. Hele ki bu zamanda ki önceki zamanlara göre bin kat daha zayıfız.
 

cemaliii

Kıdemli Üye
Katılım
24 Ağu 2009
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
982
Puanları
113
Hiçbir şey karşında canlı kanlı bir insanın yerini tutamaz.
 

ilke

Paylaşımcı
Katılım
6 Kas 2017
Mesajlar
875
Tepkime puanı
188
Puanları
0
Eserle yani kitaplarla seyr-u sülük falan yapılamaz !Bu bir kere eşyanın tabiatına ters ve aykırı bir durum! Bırakın manevi terakkiyi hocasız herhangi birisi pozitif ilimlerde doktor veya Profesör olabiliyor mu? Haydi, en gelişmiş kitapları okuyarak olabiliyorlarsa olsunlar doktor veya profesör! Var mı böyle bir köfte yemek ! Yok! Şu halde konu baştan absürd olarak açılmış !
Müslümanlar bu dünyada ne kadara manevi bir terakki kendisi için takdir edilmişse ve yapacaksa o kadara ilerleyebilir ! Mürşidinin sağ veya vefat etmiş olması hiç farketmez ! Nice büyük zatlar vefat etmiş erenlerden istifade ederek kemâl bulmuşlardır. Kimse kimseye yol veya şahıs ismi dayatmasın! Bu işler öyle herkesin hafzalasının alacağı ve kavrayacağı işler değildir !
 
Üst