Brüksel'in Şefaati Kimleri Kapsıyor?

adalı

Profesör
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
1,907
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Web sitesi
adali81.blogcu.com
Altı yıldır Türkiye’yi yöneten AKP iktidarının ittifak ettiği ana fikir; “Ankara’nın şerrinden Brüksel’in şefaatine sığınmak” fikridir.

İktidar partisinin kurmayları, merkez kadrosu her fırsatta bu cümleyi tekrar etti yıllardır.

Brüksel’in sığınılacak şefaat sahibi olduğunu Türk milleti ilk kez eski Meclis Başkanı Bülent Arınç’ın ağzından duydu. O gün bu gündür atılan adımlar, alınan kararlar hep bu doğrultuda oldu.

Aslında işin başından beri, Brüksel’in yani Avrupa Birliği’nin, Türkiye’ye değil, Türkiye’nin can düşmanlarına şefaat ettiği açık–saçık bir gerçekti ama bu iktidarın fikir babaları, mimarları partinin başındakilere bu cümleyi ezberletmişlerdi.

En son, Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın, Türk milleti ve devletinin can düşmanı olan PKK’yı terör örgütü listesinden çıkarması ile bir kez daha, belki bin birinci defa daha anlaşıldı ki; AKP kurmaylarının sözünü ettikleri Brüksel şefaati sadece ve sadece bu ülkenin ve bu milletin düşmanlarını kapsamaktadır.

Alınan bu son kararla aslında bin birinci defa ısırıldık.

Hani, bir delikten iki defa ısırılmayacaktık?

Otuz yıllık Kıbrıs meselemizde Brüksel’in şefaati kime yöneldi? Adayı, tamamen Rumlaştırma politikalarına yöneldi ve bütün uluslararası anlaşmalara aykırı olmasına rağmen Rum kesimini Kıbrıs’ın tek sahibi sıfatı ile alıp bağrına bastı.

Çeyrek asırdır Türk devletini uğraştıran, ekonomik açıdan zayıflamasına sebep olan, emniyet güçlerine kurşun sıkan terör örgütü meselesinde de yine Brüksel’in şefaati terör örgütünü kapsadı fakat Türk devletine kapılarını kapattı.

Terör listesine yazdığı yıllarda da Avrupa Birliği ülkeleri, bu bebek katillerinin silah, techizat, mühimmat, mayın ve para gibi ihtiyaçlarını zaten karşılıyordu.

Ortada garip bir durum var.

Bir tarafta gözünü dikmiş, Brüksel’den şefaat bekleyen, her isteğini yerine getiren, kaynaklarını sonuna kadar kullandıran AKP iktidarı var, bu iktidarı alkışlayan hacı–hoca takımı var, diğer tarafta, bu vatanın ve bu milletin can düşmanlarına kol–kanat geren bir Brüksel var.

Bu ülkenin birliğine–dirliğine kurşun sıkanlara desteğini açıktan veriyor, ondan şefaat dilenen iktidarı da millet açıktan alkışlıyor.

Brüksel’in kol–kanat gerdiği terör örgütünün kurşunladığı çocuklar bu milletin çocukları, buharlaşmasına sebep olduğu milli servet bu milletin serveti ve fakat Brüksel’i yegane çare olarak gören iktidarı alkışlayan da yine bu millet.

Basiret bunun neresinde?

AKP kurmaylarının şerrinden sığındıkları Ankara meselesi ise ayrı bir yazı konusu. Fakat şu kadarını belirtelim ki Ankara, devletimizin kalbidir, devletin kendisidir.

Hem devletin yönetimine talip ol hem de şerrinden haçlılara sığın. Bu olsa olsa ancak AKP mantığında olabilir.

Bir alıntı ile bitirelim.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucusu daha Çanakkale cephesinde iken şu tarihi tespitlerde bulunmaktadır:

“ M. Kemal Genelkurmay’da son temaslarını yaparken İsmet Bey’e (İnönü) rastladı. Birbirlerini gördüklerine sevindiler. İsmet Bey M. Kemal’in elinden tuttu, odasına götürdü. Görüşmeyeli bir yılı geçmişti. Konuşup dertleştiler. İsmet Bey son bir olay anlattı:

Amirim olan Almana birkaç gün önce “zaferden sonraki kazancınız ne olacak” diye sordum. Aralarında çok sık konuşmuş olacaklar ki ağzından kaçırıverdi.

Ne dedi?

“Die Türkei” (Ölü Türkiye).

M.Kemal’in yüzüne gölge düştü:

“Batı uyandı, çalıştı, bizi geçti şimdi sömürüyor, aldatıyor, kandırıyor, oynatıyor, oyalıyor, adam yerine koymuyor. Her yana sızıyorlar. Kafalarına uygun adamlar buluyor, yerleştiriyorlar. Güçlenerek karşı durma çareleri arayacağımıza diplomatik oyunlarla durumu idare etmeye çalışıyoruz. Bu durumu da akıllılık diye övüyoruz.

Batının bilimine, tekniğine sanatına saygılı olmak başka; sömürücü, saygısız, bencil yanına boyun eğmek başka.

Batı önünde aşağılık duygusu ve teslimiyetçilik iliklerimize işlemiş. Bir büyük devletin kulu olmadan yaşayamayacağımızı sanacak hale gelmişiz. Bu anlayışı sürdürmek, buna katlanmak, razı olmak için onursuz, gurursuz, zavallı, gafil, satılık düpedüz hain olmak gerek. Neyse, şimdi vatan için elimizden geleni yapmak zamanı. Allah yardımcımız olsun”. (Diriliş/Çanakkale 1915: 105–106/ Turgut Özakman).

Ankara’nın şerrinden Brüksel’in şefaatine sığınanlara üstteki paragraftan bolca sıfat bulabilirsiniz.



http://www.yenimesaj.com.tr/index.php?haberno=8002317&tarih=2008-04-09
 

Turkbeyi

Ordinaryus
Katılım
27 Eyl 2007
Mesajlar
2,960
Tepkime puanı
273
Puanları
83
Konum
Karaman
enteresann burukselin sefaati ecnebinin sefaati mi olurmus oluyormus demek garip biz sefaati ancak allahdan bekleriz
 

Bîçâre

Profesör
Katılım
23 Şub 2008
Mesajlar
951
Tepkime puanı
57
Puanları
0
Konum
Simeranya...
Hmm... tamam hatırladım, muhterem (Azerbeycan'dan diplomalı) Prof. Dr. Haydar Baş'a ait, 5000 gibi bir tirajı mevcut (yöre gazetemiz 10.000 satıyor)...

O ya da damatları (15'ten fazla damadı mevcut) diyorsa doğru diyordur. :)
 

Turkbeyi

Ordinaryus
Katılım
27 Eyl 2007
Mesajlar
2,960
Tepkime puanı
273
Puanları
83
Konum
Karaman
Hmm... tamam hatırladım, muhterem (Azerbeycan'dan diplomalı) Prof. Dr. Haydar Baş'a ait, 5000 gibi bir tirajı mevcut (yöre gazetemiz 10.000 satıyor)...

O ya da damatları (15'ten fazla damadı mevcut) diyorsa doğru diyordur. :)

niye isinize gelmeyince karalamak icin yapmadiginiz yatmadiginiz camur yok ayip yahu bakin bu gazetenin sahipleri de ummetci niye gocunuyorsunuz ki illa sizi birilerinin ovmesini neden bekliyorsunuz??? hic kimse akp hakkinda kotu birsey yapamazmi peygambermi bunlar yahu neciler bilelim de cahal kalmayalim summe hasa suizana dusmeyelim...
 

Bîçâre

Profesör
Katılım
23 Şub 2008
Mesajlar
951
Tepkime puanı
57
Puanları
0
Konum
Simeranya...
Aziz Karaca, Bağımsız Türkiye Partisi, Erzurum 1. sıra adayı... Yazı güzel, sadece merak etmiştim, Turgut Özakman'ı pek sevmez bunlar ne de olsa Emin Çöleşan'ın köylüsü (yeni dilde kankası), demek 2012 için geniş bir kitleyi hedef almışlar.

Akp(arti)'yi savunur tek kelâm etmiyorum muhterem kardeşim, 6 yıldır Türkiye'yi inim inim inleten bir partinin neyini savunayım... Keşke hepsi yandaşlarıyla beraber idam edilse.(!)

Sadece BTP ve Haydar Baş gülmeme vesile oluyor. :)
 

girdap

Ordinaryus
Katılım
8 Şub 2007
Mesajlar
2,541
Tepkime puanı
252
Puanları
0
Gazetenin sahibini falan bırakıp tarafsız gözle bakalım,tamam,ama farkeden birşey yok ki...

Boş tenekelerden birisi daha tıngırdamış, uydurmuş bir "Brüksel şefaati" diye bir tamlama, onun üzerinden hem AK PARTİ'yi, hem Avrupa'yı hem de -gariptir ki- milleti karalıyor! Hiçbir somut eleştiri yok, düşünce yazısı olmaktan fersah fersah uzak, basit mantık oyunlarından öteye geçememiş bir -yazı bile değil- karalama...
 
Üst