***Çocuğunuzdan Mektup Var!***

AdımcA

Akşam ... Yine Akşam ...
Katılım
9 Haz 2006
Mesajlar
2,420
Tepkime puanı
8
Puanları
0

canadatn7.jpg

ANNEME MEKTUP

Anneciğim, hep seni ne kadar sevdiğimi, küçücük yüreğimdeki kocaman yerini anlatmak istedim. Ama başaramadım. Çünkü hiç beni anlamaya çalışmadın.

Bir gün, bahçeden sana çiçek topladım. Bardağa koydum, getiriyordum ki; bardak birdenbire elimden düştü, kırıldı. Çiçekle sana sevgimi anlatacaktım. Kırılan bardak için o kadar bağırdın ki, bir daha kimseye çiçek vermemeye yemin ettim.

Anne, benim küçük yüreğimde herkesi sevecek yer vardı. Ben herkesi çok seviyordum. Ama sen hep insanların kötü olduklarını, onlara güvenilmemesi gerektiğini söyledin. Ben de artık insanları sevmiyorum.

Anneciğim, bir türlü küçük kafam almıyor, bana başkasına vurmayı sen öğrettin. Ben doğduğumda vurmayı bilmiyordum ki… Neden şimdi kardeşime vurmama kızıyorsun? Ben ona vurunca elime vuruyorsun.

Anne babamı hiç sevmiyor musun? Hep beni onunla korkutuyorsun onu sevmemi istemiyor musun?

Ben bir şeyi bağırmadan istersem vermiyorsun. Bağırarak istersem veriyorsun. O yüzden ben de hep bağırarak, ağlayarak istiyorum, hem de dediğimi yapmak için bağırmanı bekliyorum. Biliyor musun seni bağırtmak hoşuma gidiyor, o zaman benimle ilgilendiğini düşünüyorum.

Anne sana güzel bir haberim var; artık yemeklerimi yiyeceğim. Bir an önce büyümek istiyorum. Neden mi? Seninle konuşurken yukarılara bakmaktan bıktım. Artık boynum ağrıyor. Eğer büyümem daha çok sürecekse, neden sen çömelerek benimle konuşmuyorsun? O zaman kendimi daha iyi hissedeceğim. Konuşurken gözlerini görmek istiyorum. Gözlerinin derinliğinde, sevildiğimi anlamak istiyorum.

Anneciğim, neden o çok sevdiğin arkadaşlarının çocuklarına kendi eşyalarını vermiyorsun? Onlara oyuncaklarımı vermekten hoşlanmıyorum. Oyuncakları bana mı, yoksa arkadaşlarının çocuklarına mı alıyorsun? Onlar kırınca kızmıyorsun, ben kırınca; “Sen de hiç insaf yok mu?” diye, beni cezalandırıyorsun. Artık ona da çözüm buldum, kırınca saklayacak başkaları kırmış gibi misafirler gelince sana göstereceğim.

Anne, beni neden dinlemiyorsun? Benim çizgi kahramanlarım, kırılan oyuncağımı, kaybolan kalemim neden seni ilgilendirmiyor? Beni de senin şefin, arkadaşının yeni aldığı çanta hiç ilgilendirmiyor… Onları dinlemek istemiyorum. Sadece büyüklere ait şeyler mi önemlidir? Senin beni dinlemeni, onların benim için ne kadar önemli olduğunu anlamanı istiyorum.

Anne, yeni bakıcımı hiç sevmedim. Saçlarımı senin taradığın gibi taramıyor. Bana eski okulumdaki öğretmenlerim gibi bakmıyor. Anne, sen bana neden şefkatle bakmıyorsun?

Anne, evdeki eşyaları sehpayı kül tablalarını, televizyonu kıskanıyorum; onları kırmak yok etmek istiyorum. Onlar olmazsa, beni daha çok seveceğini düşünüyorum. Onları temizlemek için ayırdığın vakti bana ayırmıyorsun. Demek ki onları benden daha çok seviyorsun.

Anneciğim, evde oynamaktan bıktım. Dışarılarda koşup oynamak, minik su birikintilerine ayağımı sokmak, dökerek pasta yemek, elimle makarna yemek, ayranı üstüme dökmek istiyorum.

O yeri bulmak için buralardan gitmek istiyorum anne! Ben çocukluğumu yaşamak istiyorum anne!

O yer nerde mi anne?
Belki bir kuşun kanadında, belki bir çiçeğin yaprağında belki bir balığın akvaryumunda…

SEVGİLERİMLE
ÇOCUĞUNUZ
 
Üst