Bugün dua etmeye kalkıştığımda dilim tutuldu. Büktüm boynumu ve ağlamaklı oldum. O kadar aşağıdayım ki Rabbe uzanmaya utandım. Benim için bunca şeyi yapan ve sonsuz lütfu ile beni kurtaran kusursuz Rabbe karşılık ben kimim? Adi bir suçlu, yüzüne tükürülesi bir günahkar...
Daha dün bankada sıra beklerken insanları aşağıladım içten içe. Biri bana yan baksa hemen öfkelendim. Hoşgörü bir yana tahammül bile göstermedim. Döndüm içime ve yokladım. Bende Kutsal Ruh'tan eser olmasa gerek dedim. Ne kadar da kötüyüm. Rabbin kutsal düzenini bozduğum yetmezmiş gibi hala buna devam ediyorum.
Kendimi oburca yerken buluyorum bazen, bazen de tembellik yaparken, bazen isyan ediyorum, yeri geliyor olmadık şeyler düşünüyorum. Ben o kadar kötüyüm ki hiç bir şeyi hak etmiyorum. İşte utancımdan büktüm yine boynumu konuşamıyorum. Edecek doğru dürüst bir lafım yok. Özür bile dileyemiyorum. Ben iyi olan hiç bir şeyi haketmiyorum.
Sonra Yüce Allah diyor ki "Zaten hiç biriniz hak etmiyorsunuz. Ben lütfumla veriyorum.". O anda kaldırıyorum başımı ve diyorum ki Haleluyah(Rabbi Övün)!
Yine de üzgünüm çünkü ben hiç bir şey hak etmediğim halde her şeyi istiyorum. Yıllardır çektiğim çilenin hesabını Allah'a sormaya kalkıyorum da neyse ki azıcık aklım kalmış "hop" diyorum kendi kendime.
Yere bakarak, utana sıkıla dua eden vergi görevlisiyim diyorum kendime, göklere bakıp kendini öven Ferisi değilim. Ama bir de farkediyorum ki bu cümlem bana altın cüppesini giydirivermiş Ferisi'nin...
İşte böyle hissediyorum bugün. Bu sefer de blog niyetine yazdım buraya...
Daha dün bankada sıra beklerken insanları aşağıladım içten içe. Biri bana yan baksa hemen öfkelendim. Hoşgörü bir yana tahammül bile göstermedim. Döndüm içime ve yokladım. Bende Kutsal Ruh'tan eser olmasa gerek dedim. Ne kadar da kötüyüm. Rabbin kutsal düzenini bozduğum yetmezmiş gibi hala buna devam ediyorum.
Kendimi oburca yerken buluyorum bazen, bazen de tembellik yaparken, bazen isyan ediyorum, yeri geliyor olmadık şeyler düşünüyorum. Ben o kadar kötüyüm ki hiç bir şeyi hak etmiyorum. İşte utancımdan büktüm yine boynumu konuşamıyorum. Edecek doğru dürüst bir lafım yok. Özür bile dileyemiyorum. Ben iyi olan hiç bir şeyi haketmiyorum.
Sonra Yüce Allah diyor ki "Zaten hiç biriniz hak etmiyorsunuz. Ben lütfumla veriyorum.". O anda kaldırıyorum başımı ve diyorum ki Haleluyah(Rabbi Övün)!
Yine de üzgünüm çünkü ben hiç bir şey hak etmediğim halde her şeyi istiyorum. Yıllardır çektiğim çilenin hesabını Allah'a sormaya kalkıyorum da neyse ki azıcık aklım kalmış "hop" diyorum kendi kendime.
Yere bakarak, utana sıkıla dua eden vergi görevlisiyim diyorum kendime, göklere bakıp kendini öven Ferisi değilim. Ama bir de farkediyorum ki bu cümlem bana altın cüppesini giydirivermiş Ferisi'nin...
İşte böyle hissediyorum bugün. Bu sefer de blog niyetine yazdım buraya...