Devlet 'oynattı'

Devlet 'oynattı'


Folklorik müzikaller Hz. Mevlana bibloları, Kadın semazenler Turistik şovlar Kiliselerde haçın altında sema ayinleri Şimdi bunu da yaptılar Hem de devlet eliyle Kızlı-Erkekli yarı çıplak baleyle Mevlanaya çağırdılar


Önce kendine gel!


Mevleviliğin zikiri yani nefisten kurtulup Allah’a yakınlaşma çabası olan “Sema” zikri konusunda yapılan fütursuzluk zıvanadan çıktı. Son dönemde ortaya çıkan kadın semazenlerin ardından ifsadı bir adım daha öteye taşıyan İzmir Devlet Opera ve Balesi, yarı çıplak semazenlerle sözde “Mevlana’nın Çağrısı” adı altında bir dizi rezilliğe imza atıyor. Sahne sahne dolaşıp yarı çıplak semazenlerle Mevlana’nın evrensel mesajına vurgu yaptığını iddia eden İZDOB, Mevleviliğin özünde olmayan yarı çıplak ve kadın erkek karışık Bale gösterisiyle adeta Mevlana’ya en büyük hakareti yapıyor.


“Ne olursan ol yine gel” sözünü popüler kültüre ve kendi maksatlarına alet etmeye çalışanları Hazreti Mevlana’ya hürmete davet ediyoruz…

Rezalet Balesi


Millî Gazete’nin daha önce “Hazreti İstismar” ve “Aslına Dön” manşetleriyle gündeme getirdiği ve uyarılarda bulunduğu Mevlana istismarı durdurulamıyor. Mevlana’yı ve semayı modernizmin ve modanın bir parçası, folklorik bir unsur haline getirmeye çalışanların sinsi oyunları son sürat devam ediyor. Bunun son örneği İzmir Devlet Opera ve Balesi tarafından sahneleniyor. Yarı çıplak ve kadın erkek balerinlerle, “Mevlana Celaleddin Rûmî’nin evrensel bir kişiliğe dönüşümünde köşe taşı sayılabilecek olaylar; özgün müzik ve vücut dili kullanılarak anlatılmaktadır” bahanesiyle bu rezaleti sahneleyenlere iki yıldır göz yumuluyor.


Maksatlı eller tarafından içi boşaltılmaya çalışılan Mevlevilik ve Mevlana, bu kez bale adı altında özünden koparılıyor. İslâmi edep kuralların aykırı bir şekilde ve Mevlevilik’te hiçbir dönemde görülmemiş olan yarı çıplak sema gösterisini bale adı altında pazarlayarak Mevleviliğe en büyük kötülüğü yapan İzmir Devlet Opera ve Balesi, 2 yıldır bu çirkinliği sürdürüyor.

Yarı Çıplak Mevlana Balesi


Mevlana ve Mevleviliğin İslam ile bağlarını koparıp, hümanizmle harmanlamaya çalışanların ilk çabaları kadın semazenlerle başlamıştı. Yıllardır Türkiye’nin birçok yerinde moda renkleriyle giydirilmiş kadın semazenler erkeklerin gözleri önünde sema yapıyor. Yaptığı haberlerle buna defalarca dur diyen Millî Gazete’nin haklılığı bir kez daha ortaya çıktı. Kadın semazenlerin ardından şimdi de yarı çıplak ve kadın erkek iç içe bale gösterileriyle sözde “Mevlana’nın Çağrısı” gündemleştiriliyor.


Mevlana Çağrısı Adı Altında İfsad Faaliyeti


Mevlana’yı ve semayı modernizmin ve modanın bir parçası haline getirmeye çalışanların sinsi oyunları son sürat devam ediyor. Bunun son örneği İzmir Devlet Opera ve Balesi tarafından sahneleniyor. Yarı çıplak ve kadın erkek balerinlerle, “Mevlana Celaleddin Rûmî’nin evrensel bir kişiliğe dönüşümünde köşe taşı sayılabilecek olaylar; özgün müzik ve vücut dili kullanılarak anlatılmaktadır” bahanesiyle bu rezaleti sahneleyenlere iki yıldır kimse dur demiyor.


İzmir Devlet Opera ve Balesi (İZDOB) tarafından 2013 yılından bu yana aralıksız sahnelenen “Mevlana’nın Çağrısı” balesi, 28 ve 29 Nisan günleri saat 20.00’de bir kez daha sahnelenecek.


Semanın tüm insanlığa mâl oluşu simgeleniyormuş!


“Mevlana’nın Çağrısı” adı altında sahnelenen bale gösterisinin tanıtımında şu ifadeler yer alıyor: “Müziği Can Atilla, koreografisi Mehmet Balkan, metni Şefik Kahramankaptan’a ait ‘Mevlana’nın Çağrısı´; 2013 -2014 sezonunda İzmir Devlet Opera ve Balesi tarafından sahneleniyor. Mevlana Celaleddin Rûmî’nin evrensel bir kişiliğe dönüşümünde köşe taşı sayılabilecek olaylar; özgün müzik ve vücut dili kullanılarak anlatılmaktadır. Mevlana düşüncesinin toplumda kabul görmesi, Şems-i Tebrizî ile karşılaşma, semânın doğuşu, yaygınlaşarak bir ritüel haline gelmesi, Şems’in kayboluşu, Mevlana´nın yedi öğüdü ve çağrısı, cenazesi, tek bölümden oluşan balenin önemli öğelerini oluşturmaktadır. Evrenin en temel hareketi olan ‘dönme´ özellikle vurgulanmakta, dünyamızın kendi etrafından dönüşüyle semâ arasındaki ilişki sergilenirken, yüzyıllar içinde Mevlana düşüncesi ve semanın tüm insanlığa mâl oluşu simgelenmektedir.”


Kaynak

Bosuna dinin özünü bozmayin demiyoruz. Islamda olmayan sema, bir cok alimin bidat dedigi bir seyi sokarsaniz bu dine. Varacagi yer iste burasidir.

Allah´in dini ne kadar sade ve herkesin anlayacagi sekilde acik, bunu karman corman , icinden cikilmaz hale getirenler utansin!!