Diş Kirası

ukubat

Profesör
Katılım
9 May 2007
Mesajlar
1,942
Tepkime puanı
103
Puanları
0
Konum
istanbul,fatih
Web sitesi
www.ismailaga.org.tr
dis-kirasi.jpeg



Osmanlı Devleti’nde vükelâ ve devlet ricâlinin saray ve konaklarında her akşam iftar yemeği verilmesi yerleşmiş bir gelenekti. Bu iftarlarda misafirlere ve özellikle fakirlere yemekten sonra diş kirası adıyla para ve çeşitli hediyeler dağıtılırdı. İftara davet ettikleri zengin, fakir herkese evden ayrılırken “diş kirası” olarak bir miktar para veya değerli bir eşyayı hediye olarak verilirdi. Böylece iftara katılmakla gelenler, dişlerini davet sahibinin zevkine kiralamış oluyorlar ve bu kira bedeli hemen orada ödeniyordu. Osmanlı, “Ev sahibi sevap kazansın diye misafir pek çok zahmet çekti. Dişi yoruldu!” düşüncesiyle misafirlerine hediyeler ikram ederdi. İnsanlar yiyor, içiyor, dişleri zahmete girdiği için giderken de “diş kirası” diye para, değişik hediye alıyordu
Diş kirası âdeti daha sonraları yarı resmî bir nitelik kazandı. Çeşitli rütbeden memurlar, âmirleri tarafından verilen yemeğe gitmeyi bir vazife saymaya başladılar. Hatta bu iftar yemeklerine konak sahibini tanımayanlar da gelebiliyordu. Fakat zamanla bu ziyafetler bir külfet haline geldiğinden medrese öğrencileri, hoca ve dervişlerin dışında davet edilmeyenlerin iftarlara katılmaması kararlaştırıldıysa da bundan bir sonuç alınamadı.
Hediye verme âdeti özellikle sultan saraylarında geniş ölçüde uygulanmaktaydı. Buralara gidenler iftardan sonra harem ağaları vasıtasıyla saygılarını bildirirlerdi; karşılığında da derecelerine göre kendilerine hediye ve para verilirdi. Harem ağası hediyeleri sunarken bunları öpüp başına koyduktan sonra teslim eder, davetliler de aynı şekilde davranarak hediyeleri alırlardı. Bu usul, 2. Meşrutiyet’le birlikte gerek sarayın eski durumunu kaybetmesi, gerekse âdeti uygulayacak konak sahiplerinin kalmaması gibi sebeplerle ortadan kalkmıştır.
Altın Nohutlar
Fatih Sultan Mehmet dönemi sadrazamlarından Mahmut Paşa, tarihimizin ünlü cömert ve hayırseverleri arasındadır. Her vesileyle yoksullara yardım etmekten zevk alan Mahmut Paşa, Ramazan ayı geldiğinde kesenin ağzını büsbütün açardı. Hele, konağında verdiği iftar ziyafetleri dillere destandı.
Onun sofrasında oruç açanlar, diş kirasına ilâveten her akşam, mutlaka ikram edilen nohutlu pilavın gelmesini dört gözle beklerlerdi. Dişlerine takılma ihtimali olan sert bir sahte nohut yakalama ümidiyle… Çünkü Paşa, kazanlarda pilav pişirilirken, içine nohut biçimi verilmiş altınlar da attırırdı. İşte bu olay, hâlâ hemen herkesin bildiği ve kullandığı bir atasözümüzün doğmasına sebep olmuştur: “Kısmetinde olanın, kaşığında çıkar.”
En Yüksek Diş Kirası
Tarihteki en yüksek diş kirası Sadrazam Yusuf Kâmil Paşa’nın Sultan Abdülaziz’e takdim ettiğidir. Ramazan ayında diğer sadrazamlar gibi evinde iftar veren Sadrazam Yusuf Kâmil Paşa’nın iftarına padişah da katılmıştır. Gelen konuklara, iftardan sonra diş kirası veren paşanın padişaha da diş kirası vermesi icap ediyordu. Yusuf Kâmil Paşa’nın eşi Zeynep Hanım, bir gümüş tepsinin içine bütün mücevher, para ve tapularını koyarak iftardan sonra padişaha diş kirası olarak sunar. Bu hürmetten yeterince mutlu olan padişah “Kabul ettim hanımefendi, ben de bu hediyeleri size hibe ve iade ediyorum.” diyerek tepsiyi geri verir.
Sultan Abdülhamid
Sultan 2. Abdülhamid birçok sebeplerle, ramazanlara fevkalade ehemmiyet verirdi. Evvela dindardı. Bu mübarek ayı ihya eder, ona hürmet ederdi. Muntazaman oruç tutar, Kur’ân-ı Kerîm okur, namaz kılar ve bunu böyle yapanlara ayrıca para verir, severdi.
Mübarek ayın hulûlünden evvel kilercibaşıyı çağırır, ona emirler verir, sofralar ve yemekler ve her akşam iftara davet ettiği askerlere verilecek iftariyeler üzerinde zihin yorardı.
Sultan 2. Abdülhamid, Yıldız Sarayı’nda yüzlerce misafirine her akşam iftar verir, İstanbul’daki askerleri birer birer ve tabur tabur iftara getirtir ve cümlesine ayrı ayrı bir maaş nispetinde iftariye verirdi. Daha doğrusu bir maaş nispetinde iftariye almak sarayda iftara giden herkese nasip olurdu. Ayrıca ramazanlarda hemen herkesi iftara çağırır, diş kirası dağıtırdı. Bunu diğer konaklar da yapardı.
 
Üst