dünden bugüne

salimabi

Kısıtlı Erişim
Katılım
1 Kas 2011
Mesajlar
0
Tepkime puanı
1,396
Puanları
0
DÜNDEN BUGÜNE

İnsanız işte! Ne çabuk alışıyoruz rahata, ne çabuk unutuyoruz zor günlerimizi, bugüne şükretmeyi. Doğamız gereği hep daha fazlasını istiyoruz, doyumsuzuz. Elbette daha iyisi olmalı, elbette bizler daha güzelini hak ediyoruz; ancak daha iyisini isterken geçmişimizi de unutmamak gerekir. O vakit gelin geçmişimizi, Erdoğan öncesini şöyle bir hatırlayalım.

1. Erdoğan’dan önce; seçilen sivil Siyasetçiler tarafından değil, askeri cunta tarafından yönetiliyorduk.
2. Erdoğan’dan önce; hükümetin tek ortakçısı askerler değil ayrıca medya gücü de tamamen yönlendirici ve belirleyici rol oynuyor, yargısız infazla herkes önce kamuoyu önünde medya kullanılarak suçlanıyor, sonra cezalandırılıyordu.
3. Erdoğan hükümetinin her şeye burnunu sokan, huzur vermeyen tek kaynanası bunlar da değildi. Türkiye sanayisinin neredeyse tamamını elinde bulunduran malum birkaç gurup tekel aile vardı. Bu montaj sanayisi kralı aileler işlerine geldiği gibi ekonomiyi yönlendirir, yeniliğe ayak diretir, istemezük derlerdi. Faizin düşmesini ise asla istemezlerdi. Paradan para kazanmayı yatırıma tercih ederlerdi.
4. Diğer ortakçı ise cumhurbaşkanları idi. Gül’den önceki tüm cumhurbaşkanları halka dayatıldı. Hatta birisi Erdoğan’ı engellemek için anayasa fırlattı. Hukuku çıkarlarına alet etti. Yetkisini kullanarak Erdoğan’ın ilerleme yönündeki tüm adımlarını baltaladı. Gül’den önceki tüm cumhurbaşkanları halk tarafından satın alınmamış hediyelik eşyalar olarak Çankaya köşkünü süslediler. Halka görünür olmadıkları gibi, soğuktular. Hepsi pasifti ve halktan kopuktu. Halkın çoğunluğunu temsil etmiyordu.
5. Erdoğan öncesi; sağlık konusu tamamen bir çile, tamamen bir rezillikti. Doğuda doktor ve teçhizat yokluğundan kaynaklanan ölümler doğaldı. Batıda ise çile kuyruğu, ilaç yokluğu, hastane azlığı vardı. Hastaneler şimdiki gibi lüks ve donanımlı değildi. Elbette doktor seçme şansınız söz konusu olamazdı.
6. Erdoğan öncesi ulaşım bir çileydi. Yollar engebeli, kıyıya sıfır, dar ve sürprizlerle doluydu. Şimdi ise ülkemizdeki en ücra yerlere ulaşabileceğimiz yollara sahibiz. Uçaktan bahsetmedim. Çünkü uçağa ancak bir avuç zengin azınlık binebilirdi. Uçak biletleri halkın ödeyemeyeceği fahiş fiyatlara satılırdı.
7. Erdoğan öncesi; çevre düzenlemesi ve temizliği diye kavramlar yoktu. Çöp yığınları içinde, pislik içinde oturmak zorunda kalıyordu Müslüman halk. Elbette temizliğin imandan geldiğine inanan bir halk için bu bir zulümdü. Büyük başlar parselledikleri alanlara istedikleri villaları, üniversiteleri, vakıfları yerleştirir. Yaptıkları hiçbir ağaç katliamı sorgulanmazdı.
8. Erdoğan öncesinde; gün içinde su ve elektrik kesintileri olması çok doğaldı. Belirli saatlerde uzunca süre kesintiler yaşandığını bilen halk işlerini gündüz tamamlar, bidonlarını ise sürekli dolu bulundururdu.
9. Erdoğan öncesi; askerlik görevi doğu ve güneydoğudaki bölgelere çıkan yavrularımızın şehit
haberlerinin gelmesi çok normaldi. Ağlar, sızlar, terörü lanetler ve toprağa verirdik canlarımızı. Çözüm diye bir derdimiz olmaz, bu kan davası sürer giderdi.
10. Erdoğan öncesi başörtüsü aşağılanma, ötekileştirme, dışlanma gerekçesiydi. Başörtülüler okuyamaz, her yere giremez, ikinci sınıf vatandaş, cahil insan muamelesi görürdü. Dini konularda benzer durumdaydı. Allah’tan bahsetmek, Allah kelamı etmek yadırganır, karşı tarafta şüphe uyandırırdı.Müslüman gibi yaşamak tehdit olarak algılanırdı.
11. Erdoğan’dan önce kendi adaletini kendisi temin eden kurtlar vadisi tarzı mafyalar ülkemizde kol geziyordu. Halk işini gördürmek için bunlardan yardım istediği vakit, paçayı bu sülüklere kaptırır, bu sülüklerde halkın iliğini kemiğini kuruturdu. Bu mafya çalışmadan her türlü haracı zorla toplar, elini kolunu sallayarak gezinmeye devam ederdi. Bu son derece doğaldı.
12. Erdoğan öncesinde hiçbir eylem hakkı tanınmazdı. Toplumsal olaylara biber gazıyla müdahale diye bir şey yoktu. Sıcak müdahale vardı. Polis göstericilere direk joplarlarla dalar, kemikleri kırar, tutukladıklarını karakola çeker, insanlık dışı işkencelerine orada devam ederdi.
13. Erdoğan’dan önce bilim alanında gelişme yoktu. Literatür tarama yaparak, yalnızca yurt dışı makaleleri çeviren tembel, akademik bir kadro vardı. Pek tabiki bu kadro bu haliyle hiçbir akademik değeri olan projeye, gelişmeye, buluşa, teknolojiye imzasını atamadı.
14. Erdoğan’dan önce kendi uçağımızı, gemimizi, arabamızı, savaş sanayimizi vs. üretmek bir hayaldi.
15. Erdoğan öncesinde alkol ve sigaraya boğulmuş bir millettik. Ömrümüz tükeniyor, yaşam süremiz yarı yarıya düşüyordu.
16. Erdoğan öncesinde gıda konusu tam bir faciaydı. Müslüman bir millet olarak helal olmayan, islama uygun koşullara sahip olmayan sağlıksız gıdalar yiyorduk. Gıda konusundaki denetimler yok denecek kadar azdı.
17. Erdoğan öncesinde ahlaki bir çöküntü vardı. Kanallarda yayınlanan dizi ve filmlerin çoğunluğu beynimizin üst değil alt bölümüne, cinselliğe hitap ediyordu. RTÜK’ün hiçbir işlevi yoktu. Küçücük çocuklarımız şiddet, nefret, cinsellik, alkol, sigara, küfür, vb. her ne kadar izlememesi gereken görüntü varsa hepsini hiçbir engele takılmadan izleyebiliyordu. Hiçbir filtre yoktu.
18. Erdoğan öncesinde borç batağı içinde, üç kuruşluk insanlara boyun büken, sünepe bir ülke görüntüsündeydik. İçinde bulunduğumuz maddi sıkıntılar belimizi bükmüş, fikrimizi söylerken bile borç veren nasıl istiyorsa o ağızdan konuşan bir hal almıştık.
19. Erdoğan öncesinde kendi ülkemiz içindeki sorunlardan başımızı kaldırıp herhangi bir dış politika geliştirebilecek yeterlilik gösteremiyorduk. Osmanlı tarihinden ötürü bizi çok yakından ilgilendiren birçok ülkeye karşı üç maymunu oynuyorduk. Yurtta susuyor, cihanda susuyorduk.
20. Erdoğan öncesinde faili meçhullerin üstü örtülür, deliller karartılır, dosyalar kapatılırdı.
21. Erdoğan öncesinde birçok saygın sanatçı, akademisyen, bilim insanı vatan haini ilan edilmiş ve vatandaşlıktan çıkarılmıştı. Sonradan pişman olunsa bile iadeyi itibar söz konusu edilmemişti.
22. Erdoğan öncesinde ülkenin bankaları, kurumları hortumlanır ve yurt dışına kaçılırdı. Malın büyüğünü götüren hırsızlar sorgulanmaz, yargılanmaz, cezalandırılmazdı.
23. Erdoğan öncesinde memur olmak değersiz bir işti. Gençler özel sektör yerine memuriyeti tercih etmezlerdi. Çünkü maaşlar düşük, çalışma koşulları berbattı.
24. Erdoğan öncesinde ihracat rakamları yerlerde sürünüyordu. İstikrarsızlık nedeniyle ekonomimiz dutluktu. Yatırımcı gelmiyordu.
25. Erdoğan öncesinde bu kadar çok sayı ve çeşitte üniversite yoktu. Üniversiteler kalite açısından rekabet içinde değildi. Açıkta kalmamak için eli mahkum olan öğrenci, az sayıdaki üniversiteden tutturabildiğine girer, rehberlik eğitimi verilmediği için genelde istemediği bölümü okur bitirirdi.
26. Erdoğan’dan önce iki yakamız bir araya gelmediğinden yurt dışındaki kardeş ülkelere yardımda bulunamıyorduk. Savaş, açlık, yokluk, sefalet içinde kalan mürtecileri ülkemizde misafir edemiyorduk.
27. Erdoğan öncesinde televizyon kanallarında bu kadar rahat, her fikrin ifade edilebildiği özgür tartışma ortamları yoktu. Herkes konuşurken her sözüne dikkat eder, eleştirirken uç fikirlerini dile getirmekten kaçınırdı.

Yazımı çok uzatmak istemediğim için şimdilik bu kadar madde sıraladım; yoksa bunun iki katı kadar maddeyi daha gözüm kapalı sayabilirim. Artık yukarıda sıralanan maddeler çok uzaklarda kaldı. Ülke olarak değişiyor, dönüşüyoruz. Durmak yok, yola devam…

(kimya-ı saadet)
 
Üst