Ehl-i sünnet âlimleri buyuruyor ki:

GENCAKINCI

Profesör
Katılım
21 Ağu 2009
Mesajlar
1,666
Tepkime puanı
26
Puanları
0
Ehl-i sünnet âlimleri buyuruyor ki:


Bilmiyorum demek ilmin yarısıdır. Allah rızası için, bilmediği bir hususta susanın aldığı mükâfat, bildiği hususta konuşanın aldığı mükâfattan az değildir; çünkü cehaleti kabul etmek, nefse çok ağır gelir. (İmam-ı Şabi)

Şeytanı en çok kahreden şey, âlimin (Bilmiyorum) demesidir. Şeytan, (Bunun susması, benim için, konuşmasından daha zararlı) der. (İbrahim Edhem)

İmam-ı Zehebi, İmam-ı Malik’i şöyle anlatır:

Uzun bir ömür, yüksek bir mertebe, parlak bir zihin, çok geniş bir ilim, keskin anlayış, sahih rivayet, diyanet, adalet sahibi, sünnet-i seniyyeye tâbi, fıkıhta, fetvada kaidelerin sıhhatinde önde gelen bir zat idi. Fetva vermede aceleciliği sevmez, çok kere (Bilmiyorum) derdi. İlim kalkanı (Bilmiyorum) demektir, buyururdu. (Tabakat-ül Huffaz)

Muhammed Hadimi hazretleri buyuruyor ki:

İmam-ı Şabi hazretleri, bir suale, (Bilmiyorum) deyince, (Sen Irak ülkesinde müftüsün. Bilmiyorum demek, sana yakışır mı?) dediklerinde, (Meleklerin üstünleri bilmiyoruz dediler. Benim söylememden ne çıkar?) buyurdu. Bilmeyenin (Bilmiyorum) demesi, ilimden olup, büyük fazilettir.

İmam-ı Ebu Yusuf hazretleri, bir suale (Bilmiyorum) deyince, (Hem Beyt-ül-maldan maaş alıyorsun, hem de cevap vermiyorsun) dediler. (Beyt-ül-maldan, bildiklerim kadar ücret alıyorum. Bilmediklerim için alsaydım, Beyt-ül-malın hazineleri bana yetmezdi) dedi.

Her sorulana cevap veren, her gördüğünden mana çıkaran ve her yerde bilgi satan kimse, cahilliğini ortaya koyar. Bilmiyorum, öğrenip de söylerim diyen kimsenin, gerçek âlim olduğu anlaşılır. Kendine sual sorulan kimse bilmiyorsa, (Bilmiyorum, kitaplara bakayım, bulursam söylerim) demelidir! (Berika)

Bir zata, (İşittiğimize göre, siz âlimmişsiniz) derler. O zat şaşırır. (Öyle bir iddiada hiç bulunmadım) der. Bunun üzerine de, (Bir şey sorulunca bazen Bilmiyorum diyormuşsunuz. Cahil olan, bilmese de, söyler. Ancak âlim olan, bilmiyorsa bilmiyorum der. Bu sizin âlim olduğunuzu gösterir) derler.

Hadis-i şeriflerde de buyuruldu ki:

(Üzeyr’in ve Zülkarneyn’in Peygamber olup olmadığını bilmiyorum. Cebrail aleyhisselam gelinceye kadar, oturulacak yerlerin en iyisi ve en kötüsünün ne olduğunu soranlara, bilmiyorum dedim. Cebrail de, bilmiyorum dedi. Nihayet Allahü teâlâ bildirdi ki, oturulacak yerlerin en iyisi camiler, en kötüsü de sokaklardır.) [Ebu Davud]

(Bilmiyorum demek de ilimdendir.) [İbni Mace]

(Âlimim diyen cahildir.)

Selâm ve Duâ ile..
 
Katılım
14 May 2008
Mesajlar
2,994
Tepkime puanı
93
Puanları
0
Said Nursi için şöyle anlatılan bir konu vardır.Said Nursi Efendi daha 13 veya 14 yaşlarında iken İstanbul'a gelmiş ve şekerci Han'da bir oda kiralamış ve kapısına bir levha asmış.''Her suale cevab verilir.Hiç kimseye soru sorulmaz''
Acaba bu yazılan yazıyla ne kadar örtüşüyor.Bunu bilmek isterdim.
 

Hikem

Kıdemli Üye
Katılım
31 Ağu 2009
Mesajlar
6,073
Tepkime puanı
702
Puanları
0
Said Nursi için şöyle anlatılan bir konu vardır.Said Nursi Efendi daha 13 veya 14 yaşlarında iken İstanbul'a gelmiş ve şekerci Han'da bir oda kiralamış ve kapısına bir levha asmış.''Her suale cevab verilir.Hiç kimseye soru sorulmaz''
Acaba bu yazılan yazıyla ne kadar örtüşüyor.Bunu bilmek isterdim.

Üstadın 13-14 yaşlarında İstanbula gittiği doğru değil.Saniyen belirttiğiniz levhadaki yazı, üstadın cüzi iradesiyle değil, külli iradenin sevkiyle yapılmıştır.Merhum Allame Ali Haydar rahimehullahi Teala da '' Zor bir soru hazırladım ve cevabını doğru verdi'' demektedir.Yani Üstad burada ilmiyle gururlanarak yapmamıştır.Üstadın meşrebinde İhlas ön plandadır.
 
Katılım
14 May 2008
Mesajlar
2,994
Tepkime puanı
93
Puanları
0
Üstadın 13-14 yaşlarında İstanbula gittiği doğru değil.Saniyen belirttiğiniz levhadaki yazı, üstadın cüzi iradesiyle değil, külli iradenin sevkiyle yapılmıştır.Merhum Allame Ali Haydar rahimehullahi Teala da '' Zor bir soru hazırladım ve cevabını doğru verdi'' demektedir.Yani Üstad burada ilmiyle gururlanarak yapmamıştır.Üstadın meşrebinde İhlas ön plandadır.
Yani cevabı kendisi vermiyor.Allah-ü Teala Hazretleri O'nun lisanıyla cevab veriyor.Böylemi anlamak lazım.
 
Katılım
14 May 2008
Mesajlar
2,994
Tepkime puanı
93
Puanları
0
Vahiymi geliyor,Allahu Tealadan?
Nasıl oluyor bu iş....???
En son vahiy son peygamberle kesildi diyor kitabımız ve Rasulullah(sav).
Ben burda soru sorma makamındayım.Cevab verme makamında değilim.
Ben bana verilen cevabı anlamaya çalışıyorum.Eğer cevab verilirse cevaba göre hareket ederim.Yan sorularınızı bana değil hikem-1428'ze sorunuz.
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
Vahiymi geliyor,Allahu Tealadan?
Nasıl oluyor bu iş....???
En son vahiy son peygamberle kesildi diyor kitabımız ve Rasulullah(sav).

Sayın tevhidçi,Biz senin mesajlarındaki tuhaflıklardan ve garipliklerden bahsetmiştik bir başka başlıkta ! Bakıyoruz da hiç oralı olmamışsın ! Rabbimiz sadece peygamberlerine değil, başka bazı insnalara ve hatta hayvanlara dahi vahyedebilir. Ne yazık ki sen bu bilgileri henüz elde edememişsin !
 

tevhid_yolcusu

Profesör
Katılım
30 Eyl 2009
Mesajlar
811
Tepkime puanı
34
Puanları
0
Sayın tevhidçi,Biz senin mesajlarındaki tuhaflıklardan ve garipliklerden bahsetmiştik bir başka başlıkta ! Bakıyoruz da hiç oralı olmamışsın ! Rabbimiz sadece peygamberlerine değil, başka bazı insnalara ve hatta hayvanlara dahi vahyedebilir. Ne yazık ki sen bu bilgileri henüz elde edememişsin !

Delilini yaz,Kurandan ve hadisten.
Peygamberlerden başkalarına vahiy gelebileceğine dair.
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
Delilini yaz,Kurandan ve hadisten.
Peygamberlerden başkalarına vahiy gelebileceğine dair.

Yazarsam, bütün forumdan özür dileyip ;***Ey Millet! Ben hata yaptım şimdi ise doğrusunu öğrendim ! *** diye bir mesajla yanlışından dönecek misin ? Eğer, böyle davranacaksan yazarım. Yoksa, kendin araştır bul derim ! :)
Not : Bu sözlerim -sağlıkçı- nickli üyeyi de kapsadı şimdi ! Yani ,bu açıklamayı yaptığımda o da aynı şekilde özür dilemelidir.
 
Katılım
14 May 2008
Mesajlar
2,994
Tepkime puanı
93
Puanları
0
Delilini yaz,Kurandan ve hadisten.
Peygamberlerden başkalarına vahiy gelebileceğine dair.
bak isabet ettiğin konulardan birisi bu haklısın Peygamberlerden başkasına vahiy gelmez Kimseninde delili falan yoktur.Bazıları vahiyle ilhamı birbirine karıştırıyor.Doğrusu aşşağıdadır.
Vahiy ne demektir
Sual: Bazı kimseler, kendilerine vahiy geldiğini söylüyor. “Karıncaya, kargaya vahiy geliyor da, bize niye gelmesin” diyorlar. Bir kısmı da, “Nebi gelmez ama, Resul gelir, biz resulüz” diyorlar.
CEVAP
Vahiy, haber demektir. Deyim olarak da, Allahü teâlânın Cebrail aleyhisselam vasıtası ile Peygamberlerine gönderdiği haber demektir.

Vahiy, Peygamber efendimizin vefatı ile kesilmiştir. İmam-ı Rabbani hazretleri (Peygamberlik sona ermiş ve vahiy kesilmiş, sona ermiş ve din kemal bulmuş ve nimet tamam olmuştur) buyuruyor.

Kısas-ı enbiya kitabının 410. sayfasında diyor ki:
Resulullah hayatta iken, vahiy geliyor ve ümmete tebliğ olunuyor idi. Ondan sonra artık vahiy kesildi, hiç kimseye vahiy gelmek ihtimali kalmadı.
Vahiy, iki türlüdür:
1- Vahy-i metlu
2- Vahy-i gayri metlu

Cebrail aleyhisselam, Allahü teâlâdan aldığı haberleri getirerek Peygambere okur. Bu vahyin kelimeleri de, manaları da Allah’tan gelmiştir. Kur'an-ı kerim, vahy-i metludür.

Vahy-i gayri metlu, Allahü teâlâ tarafından Peygamberin kalbine bildirilir. Peygamber; bu vahyi, kendi bulduğu kelimelerle yanındakilere söyler. Bu sözlere, Hadis-i kudsi denir.

Vahiy, yalnız Peygamberlerin kalblerine gelir. Evliyaya da gelmez. Meleklerin getirdikleri düşüncelere İlham denir. İlham Peygamberlerin ve salih Müslümanların kalblerine gelir.

Allahü teâlâ, her hayvana bir şeyler öğretmiştir. Anne kuşlar, yavrularının acıktıklarını bilir, onlara yiyecek getirir. Bunu nereden biliyor? Allahü teâlâ öğretti tâbii. Memeli hayvanlar da yavrularını emzirir. İpek böceği dut yaprağından ipek yapar. Kanguru tehlike anında yavrularını torbasına koyarak kaçar.

Bunları onlara kim öğretti, elbette Allahü teâlâ öğretti. Yani her hayvana her insana bir şeyler öğretti. Bunun Peygamberlere gelen vahiy ile bir ilgisi yoktur. Bunlar için ilham olundu demek daha uygundur.

Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Rabbin bal arısına, “Dağlarda, ağaçlarda ve hazırlanmış kovanlarda yuva edin; sonra her çeşit üründen ye; sonra da Rabbinin işlemen için gösterdiği yollardan yürü” diye öğretti. Karınlarından insanlara şifa olan çeşitli renklerde bal çıkar. Düşünen bir millet için bunda ibret vardır.) [Nahl 68-69]

Meallerde, tefsirlerde, (Allah arıya ilham etti, öğretti) ifadeleri geçiyor. Hiçbir âlim, (Arıya vahiy geliyor, arı peygamberdir) dememiştir.

Kur’an-ı kerimde karga ile ilgili âyet-i kerime şu mealdedir:
(Allah, kardeşinin ölüsünü nasıl gömeceğini göstermek üzere, ona (Kabil’e) yeri eşeleyen bir karga gönderdi. (Kabil ise), “Bana yazıklar olsun! Kardeşimin ölüsünü örtmek için bu karga kadar olmaktan aciz kaldım” dedi ve ettiğine pişman oldu.) [Maide 31]

Kargaya bunu öğreten Allahü teâlâ, arıya da, diğer hayvanlara da çok şey öğretmiştir. (Vahiy kesilmedi, kargaya da arıya da vahiy geliyor, bana da vahiy geliyor) demek çok yanlıştır. İnsanlara şeytandan vesvese gelir, melekten ilham gelir. Şeytandan gelen düşünceyi (Bana vahiy geliyor) sanarak, “Ben Resulüm” diyen sapıklar çıkabilir. Şeytanın resullerine [elçilerine] itibar etmemelidir.
 
Katılım
14 May 2008
Mesajlar
2,994
Tepkime puanı
93
Puanları
0
Yani cevabı kendisi vermiyor.Allah-ü Teala Hazretleri O'nun lisanıyla cevab veriyor.Böylemi anlamak lazım.
Belki bunu kast etmediniz.Deiştinizki;Saniyen belirttiğiniz levhadaki yazı, üstadın cüzi iradesiyle değil, külli iradenin sevkiyle yapılmıştır.Şöylemi anlamak lazım birisi birisin kafasına sopa vurunca,Sopayı yiyen deseki kardeşim benim kafama neden sopa vurdun seni şikayet edceğim.Vuran kimse deski ben kendi cüzzi irademin sevkiyle değil,Kulli iradenin sevkiyle vurdum.Onun içinde ben mazurum sana vuran ben değilim Allah'tır.şeklindemi anlamak lazım.
 
Üst