Ezan Sesine Hasret Olduğum

-Muhammed-

Profesör
Katılım
18 Kas 2010
Mesajlar
1,740
Tepkime puanı
234
Puanları
63
353_020520121846_513338432.jpg


Yazının aslı: http://goo.gl/PH9xr

02.05.2012 18:41
Muhammed Murat Tutar / Genç Haber Merkezi

Uzun süreli bir sessizlik.. 7 yıldır sadece birkaç kez duvarlarına baktım.. Kubbenin ihtişamı, minarelerinin büyüsü, Sultanahmet’e göz kırpışınla heyecanlandırırdın beni. Seni ilk ziyaretim 13 yaşımda daha çocukkendi..

O zamanlar sana hangi gözle bakıyordum? Bilmiyorum, sanırım sen sadece bir yapı, bir müzeydin, gezilip görülecek tarihi bir eserdin.

Yıllar geçti, fikirler değişti, yeni yeni pencereler açıldı gönül dünyamı çepeçevre kuşatmış hasret surlarıma. En son sana baktığımda şunu hissetmiştim, keşke bir fırsat olsa da seccademi alıp çıksam avluna ve serip yere "Allahuekber" diye bağırsam..

İşte bundan sonra dayanamadım hasretine. Bunu yapamayacağımı bildiğim halde en azından seni görmeliydim. Duvarlarını okşamalı, nazlı ve hasret dolu bakışlarınla buluşmalıydım. Belki de oturup gözyaşlarını silmeli, sesini haykırabileceğin hasretinden anlayan biri olmalıydım.

Ve gün geldi. Yedi yıllık hasret son bulmak adına beni sana sürükledi. Yüzlerce insan kapında bekliyordu. Ve büyük çoğunluğu turist idi…

Yavaş adımlarla bahçende yolculuğa başladım. Ne güzel de açmıştı çiçeklerin. Ana giriş kapındaki papatyaların cümbüşünü söylemiyorum bile. Hele bir de güneş öğleye doğru yükselirken göz kamaştıran ışıltın.. Dayanamadım bunlara, seninle buluşmalıydım acil bir şekilde...

O heyecanla kapından içeri girdim. Artık ayaklarım titriyordu. Nereye gideceğimi bilmiyordum. Kubbenin altında bir o yana bir bu yana giderek sonunda mihrabına eriştim. Aman Allah’ım nasıl bir ışıltı bu. Öylesine saklamışlar ki seni, sana koşup da sarılmama çekilmiş şeritler engel oldu. Bakakaldım. Sadece baktım sana, dudaklarım uçuk bir halde. Ne güzeldin öyle, çeyizlik hazırlanmış gibi..

O da nesi! Minberin vakarla yükseliyordu kubbeye doğru. Aklım almadı sana bu süsü verenlere. Ya o minberin üstündeki kubbenin sağ köşesindeki Allah lafzı.. Allah’ım buraları ne zaman bize nasip edeceksin..

İşte şimdi senin acını anlıyordum. Ağlıyordun Ayasofya, ağlıyordun. Sen kubbenin kanatları altında Rabbim`in, Peygamberim`in, Peygamber Torunları`nın ve kutlu Halifelerin isimlerini taşıyordun. Sen bu mübarek avluda yüzyıllar boyu namaz kılındığına şahittin. Neşeliydin. Ne zamanki avludaki halılar kaldırıldı. Ne zaman ki seni hüzne boğdular, o günden beri bu ağırlığı yaşıyor, ağlıyorsun namaz kılamadığımıza. Biz de ağlıyoruz namaz kılamadığımıza.

Neyin çelişkisi bu? Madem alan razı veren razı neden ağlıyoruz Ayasofya!? Biz sana hasret sen bize hasret, peki ya kim bize engel?!

Üzgünüm Ayasofya affet bizleri. Suç sende değil. Suç bizim gibi dünya telaşına dalmış, birçok güzellikten gafil, yanından sadece geçip giderken heyecan bile duymayı unutmuş yüreksizlerde! İşte bak şimdi gidiyorum. Doyamadan ben sana, ağlamadan sen doya doya, ben gidiyorum.

Neden?

Bir şeyler yapmak adına çok çalışmalı ve gün gelince sana kavuşmalıyım. Bunun için bekliyorum Ayasofya. Merak etme seni sık sık ziyaret edeceğim. İşte böyle, asla son verme umut dolu bakışlarına, ezan sesine hasret olduğum Ey Ayasofya..
 

_Berceste_

bir tutam delilik...
Katılım
21 Eyl 2010
Mesajlar
6,798
Tepkime puanı
1,525
Puanları
0
er yada gec mutlaka bir gün....

ellerine saglik @-Muhammed- cok güzel bir yazi kaleme almissin
 
Üst