Görmez son noktayı koydu: İade edeceğiz

KAFKAS

Kıdemli Üye
Katılım
3 Nis 2014
Mesajlar
6,397
Tepkime puanı
445
Puanları
83
Konum
İstanbul
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez katıldığı televizyon programında açıklamalarda bulundu. Son günlerde kirli bir algı operasyonuna dönüştürülen "1 milyonluk araç" haberlerine yanıt veren Görmez, aracı iade edeceklerini belirtti.
"İBRET-İ ALEM OLSUN DİYE İADE EDECEĞİZ"
O araca bir gün bile binmediğini söyleyen Görmez, "Aynı haber sonra S. Arabistan'daki üç gazetede yayınlatıldı. Bu bir algı operasyonuna dönüştürüldü. O araca bir gün bile binmedim. Araç kesinlikle zırhlı değil. İbret-i alem olsun diye o aracı iade edeceğiz" dedi.
"KİLİSE YA DA RUHBAN SINIFI DEĞİLİZ"
Görmez sözlerini şöyle sürdürdü:
"Seçim süreçlerinde, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın en çok konuşulduğu, tartışıldığı hem tarihi yapısıyla hem yaptıkları, zaman zaman Diyanet İşleri Başkanı şahsı üzerinden çok yoğun bir tartışma yaşandığını izliyoruz. Biz de büyük bir dikkatle takip ediyoruz.Tabii ki demokratik ülkelerde bu yadırganacak bir durum değildir. Siyasi partilerin, gerek seçim öncesi gerekse her zaman hem din ile ilgili politikaları, Diyanet İşleri Başkanlığı ile ilgili vizyonları, hatta kaldırmak gibi bir düşüncesi varsa bunları toplumla açık şekilde paylaşması gayet normaldir. Kilise değiliz, biz de ruhban sınıfı değiliz, tartışılmaz değiliz. Bizim bütün yaptıklarımız insanlar tarafından değerlendirilir, eleştirilir."
DEMİRTAŞ'A CEVAP
Görmez, Demirtaş’ın açıklamalarına ilişkin, “Doğrusu bizim kabul etmeyeceğimiz, toplumun yadırgadığı, toplumun mahşeri vicdanı yaralayan bu tartışmaların bir boyutu var. Diyanet İşleri teşkilatında çalışan mihrap görevlisi, din gönüllüsü, minber görevlisi insanların, cemaatleriyle birlikte size yapacağım bu açıklamaları, toplumdan gelen, kendi teşkilatımızdan gelen baskılar üzerine yaptığımızı açıkça ifade ediyorum. Bu tartışmalarda işin siyasi boyutuna elbette karışmayız ama kurumumuzla ilgili bir itibarımıza gölge düşüren hepimizi üzen, bazen insanların kendi ideolojilerini, öfkelerini hatta bazen asla doğru olmayan haberler üzerinden eğer Diyanet bir polemik konusu haline getiriliyorsa, bu mahşeri vicdanı yaraladığı için bu açıklamayı yapıyorum. Bu açıklamalarda yadırgadımız birkaç önemli husus var. Birinci Diyanet İşleri Başkanlığı sıradan bir kamu kurumu değildir, aynı zamanda millet kurumudur.
Kurumun toplumsal meşruiyeti, yasal meşruiyetinin önündedir. Bu toplumun birliğinin çimentosudur, daima millet bu kuruma farklı bakmıştır. Eleştirilerimizi yapabiliriz ama eleştirileri yaparken sıradan bir kamu kurumu gibi ’gelirim kapatırım, yok ederim’ vs düşüncelerle bu doğru değil. Eğer siz bu hizmeti yol, su, elektrik gibi bir hizmet olarak tanımlar ve öyle görürseniz o zaman Diyanet İşleri Başkanlığının varlığını ve yokluğunu vergi politikaları üzerinden tarif etmeye başlarsınız. Bu milletin manevi hayatının inşasında bu kurumun emeği var” diye konuştu.
"DİYANET OLMASAYDI ASİMİLE EDİLİRLERDİ"
'Diyanet İşleri sadece Sünnilere hizmet ediyor' iddialarına yönelik olarak Görmez "Orada şöyle bir yanılgı var, eğer siz bu hizmeti sadece İslam'ın bir mezhebi çerçevesinde verildiğini kabul ederseniz, yanılırsınız. Mezhep farklılıklarını dikkate alarak kuruma böyle bir eleştiri yapılırsa bu doğru olmaz. Diyanet'in hizmet sadece namaz kıldırmaki Hacca götürmek değil. Alevi vatandaşlarımıza hizmet konusunda çok kafa yorduk. Alevi meselesini Diyanet İşleri üzerinden tartışmak doğru değil. Diyanet olmasaydı, Avrupa'daki vatandaşlarımız asimile edilirdi" dedi.
 

KAFKAS

Kıdemli Üye
Katılım
3 Nis 2014
Mesajlar
6,397
Tepkime puanı
445
Puanları
83
Konum
İstanbul
[FONT=proxima_nova_ltsemibold]
[FONT=proxima_nova_thextrabold]"1 MİLYONLUK ARAÇ" TARTIŞMASI[/FONT]

[FONT=proxima_nova_thextrabold]Veyis Ateş: İddia şu; uluslarası önemli bir markanın s500 bir aracı satın alıyorsunuz. Bunun piyasa fiyatı 976 bin o zaman ki dolar kuruyla. Devlet malzeme ofisine yüzde 4 komisyon ödeyip hızlıca alınsın diye bir fiyat ödüyorsunuz, bu daha yüksek bir rakama çıkıyor. Sonra sizin açıklamanız diyorsunuz ki; "Biz bu aracı 976 bin TL'ye değil, 322 bin TL'ye aldık fakat bu KDV'si ve özel tüketim vergisi ödenmemiş hali" İkincisi bakanların bindikleri araç s350 ve standart çetveline göre Diyanet İşleri Başkanı'nın binmesi gereken araç 120 bin TL. Bunun üzerinden şunlarla eleştirildiniz, Papa Türkiye'ye geldiğinde çok daha düşük segmentteki bir araca binerken bizim Diyanet İşleri Başkanımız nasıl s500 tabir edilen bir araca biner. Öncelikle böyle bir makam aracınız var mı? [/FONT]

Ankara'da devlet gerekliği içinde herhangi bir genel müdürlüğe, müsteşarlığa, bakanlığa bir makam aracı nasıl tahsis ediliyorsa o şekilde bundan birkaç ay önce Diyanet İşleri Başkanlığı'na böyle bir aracın tahsis edildiği doğrudur. Bu haber ilk önüme geldiğimizde Moskova'da bir toplantıdaydım.

Bakanlar Kurulu sadece kurumlara, izin veriyor. O izni sadece Diyanet İşleri Başkanlığı'na vermiyor, Hakkari valisi'ne de Siirt Valisi'ne de veriyor.

[FONT=proxima_nova_thextrabold]Talep sizden mi geldi?[/FONT]

Bizden geldi, burası Diyanet İşleri Başkanlığı bir ihtiyaç var.

[FONT=proxima_nova_thextrabold]"EDEP EL VERMEDİĞİ İÇİN DAHA ÖNCE KONUŞMADIM"[/FONT]

Edep el vermediği, bu makamın mehabeti, bu kurumun saygınlığı pek çok şeyi konuşmayı engellediği için ilk defa konuşuyorum. Nasıl bir süreç yaşadık bunu anlatmam gerekiyor.

Haber şöyleydi, Diyanet İşleri Başkanı'na Diyanet Vakfı'nın (Cami önlerinde toplanan para ile) 1 milyon dolarlık zırhlı bir araç alındı. Ertesi gün tekzip edildi. Sadece şöyle değiştirildi; Vakıf parasıyla değil, milletin vergileriyle. Ama düzeltme yapılmadı. Sonra mahkemeye gidildi, Diyanet mahkemeyi kazandı. Gazete üst mahkemeye gitti, yine Diyanet kazandı. Tekzipte bunun doğru olmadığı vardı. 16. sayfada küçük bir şekilde yer aldı. [/FONT]

[FONT=proxima_nova_ltsemibold]Kamu kurumları herhangi bir şey aldığında, her türlü vergiden muaf olduğunu herkes bilir. Devletin ona ne ödediğini herkes bilir. Mesele daha başka. Eş zamanlı Papa, Diyanet İşleri Başkanlığı'nı ziyaret etmişti. Bütün gazetelerde çok mütavazi bir Papa, çok kibirli, israfa boğulmuş, devletini zarara uğratmış bir Diyanet İşleri Başkanı imajı. [/FONT]
[FONT=proxima_nova_ltsemibold]Aynı haberin sonra S. Arabistan'daki üç büyük gazetede yayınlatıldığını öğrendim. Bu bir algı operasyonuna dönüştürüldü. O araca bir gün bile binmedim.

Bir kurumun ve o kurumun başındaki insanı itibarsızlaştırmak için bir araç olarak kullanıldı. Bunu gördüğüm an benim için o araç bir mezara dönüştü. Ben bir gün daha o araca binmedim. Biz yanlış yapıldığı için o araca binmemezlik yapmadık. Yapılan iş doğru bir iştir. Diyanet İşleri Başkanlığı'na böyle bir aracın tahsis edilmesi, normaldir.

Araç kesinlikle zırhlı değil. Bana arkadaşlar "Hocam zırhlı almak istiyoruz" sarıkla cübbe kadar büyük bir zırh mı olur. Ben sadece aracın alınma sürecinden zırh meselesinden haberdar oldum. Hiçbir aracın markasını bilmem.

Eski aracı tamir ederek onunla idare etmeye, yürümeye devam ediyoruz.

3 ay sonra daha enteresan bir şey oldu. Bu sefer başka bir gazete "Hoca, arabasına oyun siparişleri vermiş" bir de bunun üzerinden başladı. 2011 yılında uydurulmuş bir sayısay raporu üzerinden hiç yapılmamış bir şahsıma istinat edildi. Onları edebimden telaffuz edemiyorum. (Jakuzi iddiaları)

Sıradan bir haber olmadığını gördüm, bu araç artık benim için bir mezardır, ben mezara girmeyi istemiyorum. Binmedim. Bir müddet geçti, bunun üzerinden Diyanet İşleri Başkanlığı'nı itibarsızlaştırmak için sadece medya değil, buarada siyasetçiler bunu soru önergelerine çevirdiler buna yanıt verildi.

Elbette o araç iade edilecektir, ibret-i alem olsun diye. Bir araç alımı üzerinden yapılan bu kadar yalan bu kadar iftira, itibarsızlaştırmadan dolayı o araç gidecektir. Biz hizmetimizi başka araçlarda yaparız. Lüks, israf bunları isnat etmek, bir tanesi doğru olsa bu bembeyaz sarığa toz kondurmamak için bunun gereğini yapardım zaten.

[FONT=proxima_nova_thextrabold](Jakuzi iddiaları)[/FONT] Ben hayatımda bu nedir bilmem. Böyle bir şey olabilir mi? Bunlar yalan ve iftiradır.


http://www.haberturk.com/gundem/haber/1073655-diyanet-isleri-baskani-gormez-haberturkte[/FONT]
 

rabbinsadikkulu

FETÖ nurcu değildir!
Katılım
10 Ocak 2012
Mesajlar
9,937
Tepkime puanı
131
Puanları
0
Keşke o aracı hiç almasaydınız. İlk başta yanlış yaptınız sayın başkan.


"bizde insanız. hata ettik. pişmanız ve hatamızdan dönüyoruz" diyeceğine. "YANLIŞ OLDUĞUNDAN İADE EDİLMEYECEKTİR, İBRET-İ ALEM OLSUN DİYE İADE EDECEĞİZ" diyor. yuh yani...

bu su katılmamış bir kibir örneğidir.


CEMQXqdWgAIOGzm.png
 

KAFKAS

Kıdemli Üye
Katılım
3 Nis 2014
Mesajlar
6,397
Tepkime puanı
445
Puanları
83
Konum
İstanbul
Okuduğunu dahi anlayamayanlar varsa DİYANET İŞLERİ BAŞKANI NE YAPSIN!!!



Ankara'da devlet gerekliği içinde herhangi bir genel müdürlüğe, müsteşarlığa, bakanlığa bir makam aracı nasıl tahsis ediliyorsa o şekilde bundan birkaç ay önce Diyanet İşleri Başkanlığı'na böyle bir aracın tahsis edildiği doğrudur. Bu haber ilk önüme geldiğimizde Moskova'da bir toplantıdaydım.

Bakanlar Kurulu sadece kurumlara, izin veriyor. O izni sadece Diyanet İşleri Başkanlığı'na vermiyor, Hakkari valisi'ne de Siirt Valisi'ne de veriyor.

Talep sizden mi geldi?

Bizden geldi, burası Diyanet İşleri Başkanlığı bir ihtiyaç var.




Haber şöyleydi, Diyanet İşleri Başkanı'na Diyanet Vakfı'nın (Cami önlerinde toplanan para ile) 1 milyon dolarlık zırhlı bir araç alındı. Ertesi gün tekzip edildi. Sadece şöyle değiştirildi; Vakıf parasıyla değil, milletin vergileriyle. Ama düzeltme yapılmadı. Sonra mahkemeye gidildi, Diyanet mahkemeyi kazandı. Gazete üst mahkemeye gitti, yine Diyanet kazandı. Tekzipte bunun doğru olmadığı vardı. 16. sayfada küçük bir şekilde yer aldı.
Kamu kurumları herhangi bir şey aldığında, her türlü vergiden muaf olduğunu herkes bilir. Devletin ona ne ödediğini herkes bilir. Mesele daha başka. Eş zamanlı Papa, Diyanet İşleri Başkanlığı'nı ziyaret etmişti. Bütün gazetelerde çok mütavazi bir Papa, çok kibirli, israfa boğulmuş, devletini zarara uğratmış bir Diyanet İşleri Başkanı imajı.
Aynı haberin sonra S. Arabistan'daki üç büyük gazetede yayınlatıldığını öğrendim. Bu bir algı operasyonuna dönüştürüldü. O araca bir gün bile binmedim.

Bir kurumun ve o kurumun başındaki insanı itibarsızlaştırmak için bir araç olarak kullanıldı. Bunu gördüğüm an benim için o araç bir mezara dönüştü. Ben bir gün daha o araca binmedim. Biz yanlış yapıldığı için o araca binmemezlik yapmadık. Yapılan iş doğru bir iştir. Diyanet İşleri Başkanlığı'na böyle bir aracın tahsis edilmesi, normaldir.
 

Ebu Computer

Kıdemli Üye
Katılım
11 Haz 2013
Mesajlar
24,988
Tepkime puanı
1,501
Puanları
113
Bu iş baştan yapılmalı idi.

Devletin bu kurumu bu kadar yara almamalı idi.

Olay bu boyutlara geldikten sonra bu kadar tartışıldıktan sonra kabul etsen ne olur iade etsen ne olur.

Bad-el harab-ül Basra...
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
Ya HU! ne edebsiz insanlar var öyle bir kurumda değil en küçük imkanda dahi beterine saldıracak nefisleri ile gelmiş burada ahkâm kesiyor. Peeeehhh...
 

Ebu Computer

Kıdemli Üye
Katılım
11 Haz 2013
Mesajlar
24,988
Tepkime puanı
1,501
Puanları
113
Sayın @ummuhan

Yorumunuz benim mesajımdan sonra.

Yorum bana mı.
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
Sayın
Ebu Computer araya girmeyecektiniz ama illa ben de üzerime alıyorum derseniz siz bilirsiniz serbest
:D
 

redyellow

Kıdemli Üye
Katılım
20 Nis 2010
Mesajlar
2,262
Tepkime puanı
875
Puanları
113
Konum
ankara
Web sitesi
redyellow.besaba.com

Ebu Computer

Kıdemli Üye
Katılım
11 Haz 2013
Mesajlar
24,988
Tepkime puanı
1,501
Puanları
113
Üstadım, sayın @ummuhan'ın elinden gelse vatan hainliğinden bir atışla ikimizi birden idam eder.

6j7Rf.gif
 

can feda

Profesör
Katılım
11 Ocak 2015
Mesajlar
1,014
Tepkime puanı
13
Puanları
0
Konum
dünya...
Bu haberi ilk hürriyet yapmıştı sanırım...öncelikle...

1)diyanet vakfı bütçesinden alındı kısmı...külliyen yalan idi...vakıf için toplanan paraları bu ülkede birçok kişinin bu şekilde sarfetmeyeceği aşikardır...

2)aracın fiyatı ile ilgili kısım...başkan kamu kurumlarına alınan araçlar vergiden muaftır diyor...ama bu araç ithal bir araç...ve gümrük kanunu 167. maddeye baktığımızda hangi kamu kurumları bu araç vb gibi eşyalar alınırken vergiden muaf olduğu açık olarak yazıyor...ben hala bu aracın fiyatının 322.000tl civarı olmadığını düşünüyorum...

3) başkan ''ibret-i alem olsun diye'' bir cümle sarfetmiş...kime ibret olsun diye...millete mi...bu milletin %99'u bu arabayı almayı temin etmeyi geçtim...hayal edemez zaten...çünkü imkanı olmaz...o zaman bu söz bunları kapsamıyor...
Bence kamu da ki lüks araç harcamalarını kasdetmiş burada başkan...

illa ki ihtiyacın olabilir ama bu kadar fiyatlı olması fazla idi...en başından yanlış yapıldı...kardeşim yanlış yaptık...iade ediyoruz denilebilirdi...
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
Mehmet Kısakürek @mehmetkisakurek · 10 sa.10 saat önce

Reziller!..Bunların beton kafalarında,İslâm o kadar eski ki,Diyanet İşleri Başkanı'na yeni bir makam otosunu bile yakıştıramıyorlar.
26 retweet40 favoriYanıtla
Retweetle26
Favorilere ekle40
Daha fazla






Mehmet Kısakürek@mehmetkisakurek 10 sa.10 saat önce
Ayıp be!..Diyanet İşleri Başkanı'nın bu kadar lâf edilen otosu,Bağdat cad,Etiler ve Nışantaşı ***lerinin gözünde 4. 5.sınıf bir oto...
https://twitter.com/mehmetkisakurek/status/59537635256135680225 retweet37 favoriYanıtla
Retweetle25
Favorilere ekle37
Daha fazla


 

KAFKAS

Kıdemli Üye
Katılım
3 Nis 2014
Mesajlar
6,397
Tepkime puanı
445
Puanları
83
Konum
İstanbul
YAYGARAYI YAPAN EKŞİ SÖZLÜK TARZI MİSYON İÇİN İRONİK BİR HABER OLSA GEREK:)


CHP
[FONT=pt_sansregular] Genel [/FONT]Başkan[FONT=pt_sansregular] Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu TBMM'ye bir yasa teklifi sunarak, "tüm makam araçları, her yeni model çıktığında, yenilensin" önerisini getirdi! Tanrıkulu, yasa teklifi gerekçesinde de, "[/FONT]Türkiye[FONT=pt_sansregular] 'de yüksek mevkide bulunanların itibarlarının korunması" olarak açıkladı. [/FONT]

[FONT=pt_sansregular]Hürriyet gazetesinden Zeynep Gürcanlı'nın haberine göre, "Yöneticilerimizin tevazusu, ülkemizin zenginliğiyle tezat oluşturmaktadır" ifadesinin kullanıldığı gerekçede, Diyanet İşleri Başkanı'na tahsis edilen aracın "münferit" kalmaması, tüm kurum başkanlarına da aynı tahsisatların yapılması gerektiği ifade edildi. Tanrıkulu'nun yasa teklifi önerisinin metni şöyle; [/FONT]

[FONT=pt_sansregular]"BAKANLAR, BAKAN YARDIMCILARI, MÜSTEŞARLAR, DİYANET İŞLERİ BAŞKANI VE DİĞER ÜST KURUM BAŞKANLARININ MAKAM ARAÇLARININ YENİLENMESİ HAKKINDA KANUN TEKLİFİ [/FONT]

[FONT=pt_sansregular]MADDE 1- Bakanlar, Bakan Yardımcıları, Müsteşarlar, Diyanet İşleri Başkanı ve Diğer Üst Kurul Başkanlarına tahsisli makam araçları, aracın her yeni üst modelinin çıkmasıyla birlikte değiştirilir. Makam araçlarının Bakanlık teşkilatına ve kurumların kişilerin itibarına yakışır olması konusunda özen gösterilir. [/FONT]

[FONT=pt_sansregular]GEÇİCİ MADDE- Eskiyen makam araçları Bakanlık envanterinden çıkartılır. Başka bir alt makam tarafından kullanılamaz. Tahsisli makam araçlarının yenilenmesi için Bakanlık bütçesinden pay ayrılır. [/FONT]

[FONT=pt_sansregular]MADDE 3- Bu kanun yayımlandığı tarihte yürürlüğe girer. [/FONT]

[FONT=pt_sansregular]MADDE 4- Bu kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür." [/FONT]

GEREKÇE: İTİBAR[FONT=pt_sansregular] [/FONT]

[FONT=pt_sansregular]Tanrıkulu'nun verdiği yasa teklifinde de gerekçe olarak, "Türkiye’de yüksek mevkilerde bulunan kişilerin itibarının korunması için kamunun her türlü yükü sırtlanması gerekmektedir" denildi. Yasa teklifinin gerekçesi şöyle; [/FONT]

"YÖNETİCİLERİMİZİN TEVAVUZUSU, ÜLKEMİZİN ZENGİLİĞİYLE TEZAT OLUŞTURMAKTADIR...."
[FONT=pt_sansregular]"Bilindiği gibi pek çok defa basında ülkemizdeki bürokratların mütevazı hayatları alay konusu yapılmakta, yüksek mevkilerdeki şahsiyetlerin bisiklet, motosiklet ve toplu taşıma araçlarıyla makamlarına gidip gelmeleri eleştiri konusu olmaktadır. Ayrıca kendilerine makam aracı tahsis edilen bakan, bakan yardımcıları, müsteşarlar, müstakil kurum başkanları bürokratlar da en ucuz araçlarla hizmet görmekte ve israfın önüne geçmek, halka örnek olmak açısından bu tutumlarından taviz vermemektedirler. Ancak Türkiye gibi sınırsız kaynakları bulunan ve her yıl daha fazla zenginleşerek büyüyen bir ülkede yöneticilerin böylesi bir tevazu içerisinde olmaları ülkemizin zenginliğiyle tezat oluşturmaktadır. Bu bağlamda, en azından makam araçları konusunda yeni bir düzenlemeye gidilerek, bakan, bakan yardımcıları, müsteşarlar, müstakil kurum başkanlıkları ve diğer bürokrasi yöneticileri için en ünlü markaların son model araçlarının tahsis edilmesi, halihazırda kullanılmakta olan makam araçlarının tümümün envanterden çıkarılarak son modelleriyle değiştirilmesi uygun olacaktır." [/FONT]

"ESKİYEN ARAÇLAR, ALT KADROLARA VERİLMESİN..."
[FONT=pt_sansregular]Gerekçede şu ifadeler de yer aldı; [/FONT]

[FONT=pt_sansregular]"Her yeni model çıktıkça eskisi kullanımdan kaldırılmalı ve eski kullanılan makam araçlarının ise alt makamda olan kişiler tarafında kullanılmaması gerekmektedir. Çünkü o kurum ve başkanının itibarı korunmak zorundadır. Bu şekilde en azından ülke ve [/FONT]dünya[FONT=pt_sansregular] basınında bürokratlarımızın içinde bulunduğu mütevazı hayatlar daha fazla alay konusu edilmez ve bürokratlarımız da hak ettikleri makam araçlarına kavuşmuş olurlar! Bu bağlamda Diyanet İşleri Başkanı için tahsis edilen son model araç münferit olarak kalmamalı ve bahsi geçen tüm birimlerde de bir an önce uygulamaya sokulmalıdır. Bakan, Bakan Yardımcıları, Müsteşarlar, Diyanet İşleri Başkanı ve Diğer Üst Kurul Başkanlarının çıkan her yeni aracı makam aracı olarak tahsis etmesinin son derece elzem olduğunu düşünüyoruz."[/FONT]
 

KAFKAS

Kıdemli Üye
Katılım
3 Nis 2014
Mesajlar
6,397
Tepkime puanı
445
Puanları
83
Konum
İstanbul
[FONT=proxima_nova_ltsemibold]Ankara'da[/FONT][FONT=proxima_nova_ltsemibold] devlet gerekliği içinde herhangi bir genel müdürlüğe, müsteşarlığa, bakanlığa bir makam aracı nasıl tahsis ediliyorsa o şekilde bundan birkaç ay önce Diyanet İşleri Başkanlığı'na böyle bir aracın tahsis edildiği doğrudur.[/FONT]

[FONT=proxima_nova_ltsemibold]Kamu kurumları herhangi bir şey aldığında, her türlü vergiden muaf olduğunu herkes bilir. Devletin ona ne ödediğini herkes bilir.


[/FONT]
[FONT=proxima_nova_ltsemibold]Sıradan bir haber olmadığını gördüm, bu araç artık benim için bir mezardır, ben mezara girmeyi istemiyorum. Binmedim. Bir müddet geçti, bunun üzerinden Diyanet İşleri Başkanlığı'nı itibarsızlaştırmak için sadece medya değil, buarada siyasetçiler bunu soru önergelerine çevirdiler buna yanıt verildi. [/FONT]

[FONT=proxima_nova_ltsemibold]Elbette o araç iade edilecektir, ibret-i alem olsun diye.[/FONT][FONT=proxima_nova_ltsemibold] Bir araç alımı üzerinden yapılan bu kadar yalan bu kadar iftira, itibarsızlaştırmadan dolayı o araç gidecektir.

Diyanet İşleri Başkanı

[/FONT]
İbret-i alem olsun:)Yasal olarak temin edilmesi gereken bir aracı ibret-i alem olsun diye hak olmasına rağmen iade ediyor!!Bu kadar açık ve net bir tanım

Daha fazla meraka gark olanlara.Diyanet İşleri Başkanlığının kapısı herkese açık olduğu gibi onlarada açık ANKARA da olanlara özellikle duyurulur!
 

Ebu Computer

Kıdemli Üye
Katılım
11 Haz 2013
Mesajlar
24,988
Tepkime puanı
1,501
Puanları
113
Diyanet işleri başkanının Hacı Murata binecek hali yok tabi ki...

gif-car-crash-531069.gif
 
Üst