Hatem-İ velİ

alitufan2003

Profesör
Katılım
27 Ağu 2013
Mesajlar
1,370
Tepkime puanı
11
Puanları
0
Konum
Yalova
Ömer Öngüt -kuddise sırruh- Efendi Hazretleri





"Bayraklılar Ashâbı" ve Başlarındaki Zâtın Vasıfları:


Nuaym bin Hammad'ın Ka'b -radiyallahu anh-den rivayet ettiği bir Hadis-i şerif'lerinde Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:
"Mehdi'nin çıkış alâmetlerinden bir tanesi de batıdan, başlarında Kinde kabilesi'nden ayağı sakat bir adamın bulunduğu Bayraklılar'ın çıkmasıdır." (Suyûtî, Kitabu'l-Arfi'l-Verdi fî Ahbâri'l-Mehdi; Cârullah, no: 1494, s. 99. Bl. 7, Hadis no: 13)
Aslında görebilen için bu Hadis-i şerif'te her şey çok âyân bir şekilde belli edilmişti. Mühim olan, geleceği haber verilen bu zâtı bu Hadis-i şerif'te görebilmekti. Fakat bu herkese müyesser olmadı. Çünkü her bilginin özü Hadis-i şerif'lerde gizlidir.


Resul-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz'in işaret buyurduğu bu Hadis-i şerif'i kitaplarında Zât-ı âlileri şöyle izâh etmişlerdir:

Bu Beş İşaret:
1. Batıda doğması.
2. Kinde kabilesi'nden olması.
3. Ayağının sakat olması.
4. Bayraklılar'ın başına geçmesi.
5. Hazret-i Mehdi'nin doğduğunun alâmeti olması.



1. Batıda doğması:
Doğum yerim Yugoslavya'nın bugünkü Sancak'ın Yenipazar şehridir.
Molla Abdurrahman Câmî -kuddise sırruh- Hazretleri "Kitâbu'n-Nusûsu'n-Ni'em fî Şerh-i Fusûsu'l-Hikem" isimli eserinde Şeyhü'l-Ekber -kuddise sırruh- Hazretleri'nin "Ankâ-i Muğrib" kitabındaki beyanları doğrultusunda, Hâtemü'l-evliyâ'nın batı tarafından zuhur edecek bir kimse olduğunu haber vermektedir:
"Hâtemü'l-velâye, Şeyh'in 'Ankâ-i Muğrib fî Ma'rifeti Hatmü'l-Evliyâ ve Şemsü'l-Mağrib' adlı kitabındaki bir açıklamasına göre; İsa Aleyhisselâm'ın devri dışında zuhûr edecek bir tahsis iledir. Zira Hâtemü'l-velâyeti'l-Muhammediyye batıdan bir kimsedir. Zikri geçen şahıs, diğer peygamberlerin velâyetinden farklı olarak, Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-e mahsus olan velâyet'le zuhur edecektir. Nitekim Ankâ'da ona da işaret edilmiştir. Şu hâle göre, onun Hâtemü'l-velâye'liği herkes için geçerlidir." ("en-Nusûsu'n-Ni'em fî Şerh-i Fusûsu'l-Hikem"; Âtıf Ef., nr.: 1442, vr. 52[SUP]b[/SUP])

2. Kinde kabilesi'nden olması:
Dedemiz, Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz'in neslinden olan Şeyh Ahmed Efendi -kuddise sırruh- Hazretleri, Medine-i münevvere'nin şeyhi idi. Bir sebeple geçici olarak Yugoslavya'nın bugünkü Sancak'ın Yenipazar şehrine geldiğinde orada vefat etmiş, daha sonra torunları Medine-i münevvere'ye değil de Türkiye'ye gelmişlerdir. 1936 yılından beri Türkiye'de bulunmaktayız.
Muhyiddîn İbn'ül-Arabî -kuddise sırruh- Hazretleri "Fütûhâtü'l- Mekkiyye"nin 18. Bâb'ında yer alan bir ifşaatında, bu Hâtem-i velâyet'in Araplar arasından seçilecek en şerefli bir kimse ile gerçekleşeceğini haber vermektedir.
Buyururlar ki:
"Velâyet-i Muhammedî'nin Hâtem'i bu Arap soyundan bir kişidedir ki, o bu milletin en asillerinden bir zâttır." (s. 214)
Yedi yüz sene kadar önce yaşamış olan Alâüddevle Semnânî -kuddise sırruh- Hazretleri "Kitâbü'l-Urve" isimli eserinde, kıyametin kopmasına çok yakın bir zamanda, irşad kutbu olarak gönderilecek olan Hâtemü'l-evliyâ'nın ilâhî adaleti her tarafa yayacağını ve halkı surette ve mânâda ıslah edip, birlik ve beraberliği sağlamakla vazifedar kılınacağını ifade ederek; bu zâtın Hazret-i Mehdi'nin zuhuruna yakın bir zamanda ortaya çıkacağını haber vermiştir.
Buyurur ki:
"İlâhî hakimiyet ve velâyet tek bir şahısta toplandığı vakit, ilâhî adalet zâhirde de, bâtında da yaygınlaşır; halkın ahvâli sûrette ve mânâda ıslâh olur. İnsanların geçim ve ahiret işi en kâmil ve en üstün şekilde intizâma kavuşur. Allah'ın, vaadettiği Mehdi'yi açığa çıkarması da artık yaklaşmış olur." (Kitâbu'l-Urve li-Alâüddevle Semnânî; Es'ad Efendi, nr.: 1583, vr. 88[SUP]a[/SUP])
Muhyiddîn İbnü'l-Arabî -kuddise sırruh- Hazretleri de "Fütuhatü'l-Mekkiyye" isimli eserinin "Sorular ve Cevaplar" bölümünde şöyle buyuruyorlar:
"Şer'î nübüvvet (peygamberlik) makamı böylelikle kapanmış, fakat velâyet (velilik) makamı durmaktadır. Bu sebeple bunu da, yani velâyet makamını da bir sona bağlamak hakkını kazanmıştır. Ki bu kendi seviyesine göre bir son olsun ve kendi sonuna benzesin.
İşte bu sona getirecek ve bizim beklediğimiz Mehdi değildir. Bu ancak kendi ehl-i beyt'inden olacak birisidir."
("Fütûhâtü'l-Mekkiyye", s. 216, trc. S. Alpay)
Bu beyanlarından anlaşılıyor ki, Rabbü'l-âlemîn bizi çektikten sonra Hazret-i Mehdi gelecek, bundan sonra o var. Kısa bir boşluktan sonra Hazret-i Mehdi ile Hazret-i İsa Aleyhisselâm iç içe gelecekler. Bu hayatı yaşayanlar bu hayat ile yaşıyor, bu hayatla meşgul oluyor. Onlar bu hayatta olacaklar ve bu hayatta ölecekler. Kavuşan kavuşacak, kavuşmayan kavuşmuş gibi olacak. Çünkü o hayatı yaşıyor. Gaye Allah!..
Hazret-i Fâtıma -radiyallahu anhâ- Vâlidemiz'in soyundan geldiğim için, Hazret-i Ali -radiyallahu anh- Efendimiz dedem olması hasebiyle; ayrıca Hazret-i Ebu Bekir Sıddîk -radiyallahu anh- Efendimiz'in yolunun yolcusu olduğum için; dolayısıyla Hafî ve Cehrî iki yoldan geldiği için, Allah-u Teâlâ bu fazileti, bu nuru Hâtem'de toplamış. Yani iki nur Hâtem'de toplanmış durumdadır.
Hâtem-i veli'lik hem nesep itibârı ile, hem de mânevî yol ciheti ile birleşiyor. Bu hususlar gizlidir, beşerin idrâkinin dışındadır. Allah-u Teâlâ dilediğini dilediğine veriyor.
Muhyiddîn İbnü'l-Arabî -kuddise sırruh- Hazretleri, Hakîm et-Tirmizî -kuddise sırruh- Hazretleri'nin "Hatmü'l-Evliyâ"da sorduğu soruları cevaplandırmak için yazdığı "el-Cevâbü'l-Müstakîm" isimli eserinde; bu sorulardan on üçüncüsü olan:"Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem- Hâtemü'n-nübüvvet'e hak kazandığı gibi, Hâtemü'l-evliyâ olmaya kim hak kazanmıştır?" sorusuna şu cevabı vermiştir:
"Buna hak kazanan, ceddine (yani Muhammed Aleyhisselâm'a) çok benzeyen bir kimsedir. O Arapça'yı pek iyi konuşamaz, fakat ahlâkı hususunda ondan farklı da olmaz." ("el-Cevâbü'l-Müstakîm ammâ Se'ele anhü et-Tirmizî el-Hakîm", Beyazıt Devlet Ktp. nr.: 3750 vr. 242[SUP]b[/SUP])
Demek ki onun nesebi asaleten geliyor ve bu asalet en asillerden geliyor, aynı zamanda bu geliş vekâleten oluyor.


3. Ayağının sakat olması:
Gerçekten de Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz'in buyurduğu şekilde sağ ayağım sakattır.


4. Bayraklılar'ın başına geçmesi:
İkinci bin yılın fazileti Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz'in bu Hadis-i şerif'i ile tarif ettiği Bayraklılar'ın çıkması ile başlıyor.
Bayraklılar'ın başına geçmesinden murad; Allah-u Teâlâ bu fakiri ilk olarak iman kurtarma cihadına koymuştur.
Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz bu mucize Hadis-i şerif'i ile Bayraklılar'ın başına geçecek olan zâtın, Mehdi Hazretleri ile münasebeti olduğunu haber vermişler; onun çıkış alâmeti olduğu gibi, ilk iman kurtarma cihadını başlatacağını da ifşâ etmişlerdir. Bu cihad-ı ekber'i yapanlara "Bayraklılar" ismini bizzat Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz vermişlerdir.
Bu Bayraklılar Nûr-î Muhammedî'nin yayılmasına ve insanları Allah ve Resul'ünde birleştirmeye gayret ediyorlar. Bütün gaye ve gayret iman kurtarmaktır.
Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime'sinde şöyle buyurmaktadır:
"Siz beşeriyet için meydana çıkarılmış en hayırlı bir ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten vazgeçirmeye çalışırsınız ve Allah'a inanırsınız." (Âl-i imrân: 110)
Bu Âyet-i kerime cihadçılar için en büyük müjdedir.
Bu şerefe nâil olmak mı hayırlıdır, yoksa dini dünyaya satıp hüsrana uğramak mı hayırlıdır?
Allah-u Teâlâ diğer bir Âyet-i kerime'sinde şöyle buyurur:
"(Hakikat) tohumlarını yaydıkça yayanlara andolsun ki!" (Mürselât: 3)
Hakikat erleri hiçbir kınayıcının kınamasından çekinmezler. Vazifelerini bihakkın yürütmek isterler. Hakikati tebliğ eder, duyurmaya çalışırlar; halkı Hakk'a götürürler ve her şeyden temizlerler.
Bu vazifedarlar hakikati duyurmak için dünyanın birçok yerlerine seferler düzenlerler. Bu cihadçılar nûr-i ilâhî'yi ulaştırmaya çalışırlar, insanları irşad için uğraşırlar. Hakikati yaydıkça yayarlar ve iman kurtarırlar.
Âyet-i kerime'nin şerefine mazhar eden Allah-u Teâlâ'ya sonsuz şükürler olsun!

Hakikat ile dalâletin arasına berzah koyuyorlar.
Bu berzah o kadar mühimdir ki, Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime'sinde:
"(Hak ile bâtılın, hakikat ile dalâletin, doğru ile eğrinin) arasını ayırdıkça ayıranlara andolsun ki!" (Mürselât: 4)
Buyurarak bunların üzerine yemin etmiştir.
Hülâsa; sapıtıcı imamlar olsun, âhir zaman ulemâsı olsun, bütün bunlar din-i İslâm'a cephe aldılar. Onu yıkmak için, kurdukları dinlerini ayakta tutmak için.
İşte böyle bir zamanda Allah-u Teâlâ bu ilmi indirdi, bu kâfirlerin küfürlerini yüzlerine vurdu. Kendi katında dinin İslâm dini olduğunu ve onların kurdukları dinlerin muteber olmadığını Âyet-i kerime'leri ile beşeriyete duyurdu.
Allah-u Teâlâ'nın izni ve desteğiyle bunların üzerine öyle bir yüründü ki; sahte ve sapık olduklarını, küfre kaydıklarını, dalâlet batağına düştüklerini bildiren Âyet-i kerime ve Hadis-i şerif'ler yüzlerine karşı okundu, bâtıl oldukları anlatıldı.

Bir Hadis-i şerif'te şöyle buyuruluyor:
"Garipler sayıları pek az olan sâlih kişilerdir. Bu kişiler sâlih olmayan bir topluluk içinde yaşarlar. Yaşadıkları bu topluluk içinde kendilerini seven az, buğz eden ise çoktur." (Ahmed bin Hanbel)
Dünya kurulalıdan beri İslâm için böyle bir tehlike gelmemişti.
İslâm'ın ilk yıllarında İslâm garipti, nur ile nurlanıyordu. Bugün de İslâm garip hâle düştü, ihvan ile nurlanıyor. Garip hâle gelen İslâm yeniden diriliyor ve hayat buluyor.
Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz bir defasında:
"Allah'ın rahmeti benim vekillerimin üzerine olsun!" buyurmuşlar.
"Senin vekillerin kimlerdir yâ Resulellâh!" diye sorulduğunda ise:
"Benim sünnetimi ihyâ eden ve Allah'ın kullarına öğreten kimselerdir." cevabını vermişlerdir. (İbn-i Abdi'l-Berr)
Bunların bu derece faziletli oluşları nereden geliyor?
Böyle bir ortamda bir avuç müslüman Allah-u Teâlâ'ya ve Resulullah Aleyhisselâm'a sığınarak adalet-i İlâhî'yi ayakta tutmaya çalışıyorlar.
Hiçbir kınayıcının kınamasından çekinmeyerek bu zulümâtı delmek için, nûr-î ilâhî'yi yaymak için, insanları Hazret-i Allah'a ve Resulullah'a götürmek için azimle, gayretle cihad ediyorlar.
Böyle bir şey aslâ duyulmamış ve görülmemiştir.

İkinci bin senenin içinde gelecek ümmetin faziletli olanları üçtür:
• İkinci bin senenin müceddidi Hâtem-i veli ve Bayraklılar,
• Hazret-i Mehdi Aleyhisselâm,
• Ve Hazret-i İsa Aleyhisselâm.

Binaenaleyh ilk iman kurtarma cihadını Hâtem-i veli başlatacak, onun ardından Hazret-i Mehdi, onun ardından da Hazret-i İsa Aleyhisselâm gelerek bu cihadı tamamlayacaklar, birbirleriyle mütemmim olacaklar. Bu noktada üçü de birbirine bağlanıyor. Bu merdiven üçtür, üçü birdir.
Çünkü bu iman kurtarma cihadı bu birinci merdivenden başladı. Ondan sonra Hazret-i Mehdi kılıçla cihad etmek için gönderilecek, doğrudan doğruya Resulullah Aleyhisselam'ın vekâletini taşıyacak, onun vazifesini yapacak. Garip duruma düşen İslâm'ı gariplikten kurtarmaya çalışacak. Çünkü bunun için gönderilecek.

5. Cenâb-ı Fahr-i Kâinat -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hadis-i şerif'lerinde beşinci olarak da Hâtem-i veli'nin, Hazret-i Mehdi'nin doğduğunun alâmeti olduğunu beyan buyurmuştur.
Alâmeti olması ile onunla irtibatı var.

Görüldüğü üzere doğacağı yeri, nesebini, ayağının sakat olacağını, Bayraklılar'ın başına geçeceğini bir bir beyan ediyor ve beş ayrı işaret ve alâmet veriyor. Bu alâmetler; sahte peygamber, sahte Mehdi, sahte Dabbet'ül arz'lar çıktığı gibi sahte Hâtem-i veli çıkmaması içindir. Bu beş işaretin kişide olması gerekir.
Eğer bu ifşaatı olmasa idi bir bocalama olabilirdi. Ve fakat Hadis-i şerif'te geçen beş işaret gerçeği aydınlattı ve bu işi kesinleştirdi. Artık sahte birisinin onun yerine geçmesi mümkün değildir.
Bu Hadis-i şerif'e bakan ve imanı olan "Tamam!" der ve kabul eder. İnanmadığı zaman küfre gider. Çünkü Hadis-i şerif, şekline şemâiline kadar hepsini açıklıyor.

 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
Bu Beş İşaret:
1. Batıda doğması.
2. Kinde kabilesi'nden olması.
3. Ayağının sakat olması.
4. Bayraklılar'ın başına geçmesi.
5. Hazret-i Mehdi'nin doğduğunun alâmeti olması.




1. Ben İzmir'de doğdum.

2. Kinde kabilesindenim.

3. Çocukken maç yaparken ayağım sakatlanmıştı.

4. Bayraklıların başına geçtim.

5. Hz. mehdi as. ın alameti olabilirim.



Eeeee. Şimdi ben hatemul evliyayım desem benim peşime takılanlar da olur mu acaba?
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
Bu Beş İşaret:
1. Batıda doğması.
2. Kinde kabilesi'nden olması.
3. Ayağının sakat olması.
4. Bayraklılar'ın başına geçmesi.
5. Hazret-i Mehdi'nin doğduğunun alâmeti olması.




1. Ben İzmir'de doğdum.

2. Kinde kabilesindenim.

3. Çocukken maç yaparken ayağım sakatlanmıştı.

4. Bayraklıların başına geçtim.

5. Hz. mehdi as. ın alameti olabilirim.



Eeeee. Şimdi ben hatemul evliyayım desem benim peşime takılanlar da olur mu acaba?

İşte bu hilkat garabesi yaratık, burada müslümanım :blink: diye geziniyor!
 

alitufan2003

Profesör
Katılım
27 Ağu 2013
Mesajlar
1,370
Tepkime puanı
11
Puanları
0
Konum
Yalova
Bu Beş İşaret:
1. Batıda doğması.
2. Kinde kabilesi'nden olması.
3. Ayağının sakat olması.
4. Bayraklılar'ın başına geçmesi.
5. Hazret-i Mehdi'nin doğduğunun alâmeti olması.




1. Ben İzmir'de doğdum.

2. Kinde kabilesindenim.

3. Çocukken maç yaparken ayağım sakatlanmıştı.

4. Bayraklıların başına geçtim.

5. Hz. mehdi as. ın alameti olabilirim.



Eeeee. Şimdi ben hatemul evliyayım desem benim peşime takılanlar da olur mu acaba?

Kardeş ister inan, ister inanma..
ama sana tavsiyem düşmanlık etme..buğz etmeden önce bir düşün.. bir araştır..

Bir Hadis-i şerif'te şöyle buyuruluyor:

"Garipler sayıları pek az olan sâlih kişilerdir. Bu kişiler sâlih olmayan bir topluluk içinde yaşarlar. Yaşadıkları bu topluluk içinde kendilerini seven az, buğz eden ise çoktur." (Ahmed bin Hanbel)

Ömer öngüt efendinin dedesi, Medine-i münevvere'nin şeyhi, Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz'in neslinden olan Şeyh Ahmed Efendi -kuddise sırruh- Hazretleridir. Sen sırf gırgıra alamak için yukarıda cümleleri yazıyorsun, peygamber efendimizin soyundan geldiğini de iddia ediyorsun..bence tövbe et...İster inan ister inanma.. o senin nasibin...

Bu Nur-u ala külliyatı okuyup da şurada yanlış diyen ispat eden tek bir kişiye rastlamadım...



KALPLERİN ANAHTARI KÜLLİYATISÖZLER VE NOTLAR 1
SÖZLER VE NOTLAR 2
SÖZLER VE NOTLAR 3
SÖZLER VE NOTLAR 4
SÖZLER VE NOTLAR 5
SÖZLER VE NOTLAR 6
SÖZLER VE NOTLAR 7
SÖZLER VE NOTLAR 8
SÖZLER VE NOTLAR 9
SÖZLER VE NOTLAR 10
ALLAH-U TEALA'NIN HÜKMÜ İSLAM'IN HUKUKU
ALLAH-U TEÂLÂ’NIN İHSAN ETTİĞİ BİTKİLERDEKİ ŞİFALAR
BİZ KÜFRÜ HOŞ GÖRENLERDEN DEĞİLİZ
CEVÂHİRULLAH-1
CEVÂHİRULLAH-2
DUALAR
GERÇEK MÜRŞİD HAZRET-İ ALLAH'TIR
HAİNLERİN İÇYÜZÜ
"HATM'ÜL-EVLİYÂ" Kitabı
HAZRET-İ KUR'AN'DA YAHUDİLERİN HIRİSTİYANLARIN VE MÜNAFIKLARIN İÇYÜZÜ
HAZRET-İ MUHAMMED ALEYHİSSELAM
HİZBULLAH'A TÂBİ OLANLAR, HİZBÜŞŞEYTAN'A TÂBİ OLANLAR, HİZBÜLVAHŞET'E TÂBİ OLANLAR
İMANLI GÖNÜLLERE HİTAP
İNSAN DÜNYA VE AHİRET
İNSANIN YARATILIŞI VE ORGAN NAKLİ
İSLÂM DİNİ ve VEHHÂBÎLİK DİNİ
İSLAM İLMİHALİ
KISAS-I ENBİYA ALEYHİMÜSSELAM
KIYAMET VE ALAMETLERİ
NUR-İ MUHAMMEDİ (3 renk tezhib baskılı)
SAADETE ERENLER, FELAKETE KAYANLAR
SÂDÂT-I KiRAM -Kaddesallahu Esrârehüm-
Sırru’l-Esrâr RÜTBE-İ BÂLÂ
TASAVVUF'UN ASLI HAKİKAT VE MARİFETULLAH İNCİLERİ
YAHUDİLERİN HIRİSTİYANLARIN VE MÜNAFIKLARIN İÇYÜZÜ



Enes bin Mâlik -radiyallahu anh-den rivâyet edildiğine göre Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:
"Müslümanlık garip olarak başladı, başladığı gibi garip olarak avdet edecektir.
Ne mutlu gariplere!" (Müslim)
"Garipler kimdir?"
diye sorulduğunda şöyle buyurmuşlardır:
"Garipler o kimselerdir ki, halk tarafından bozulmuş olan sünnetimi ıslah ederler, öldürülmüş olan sünnetimi de ihyâ ederler."
(Tirmizî)
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
alıntı :[COLOR=#ff0000' Alıntı:
sahibinin sesi [/COLOR];1403261]

Bu Beş İşaret:

1. Ben İzmir'de doğdum.
2. Kinde kabilesindenim.
3. Çocukken maç yaparken ayağım sakatlanmıştı.
4. Bayraklıların başına geçtim.
5. Hz. mehdi as. ın alameti olabilirim.
Eeeee. Şimdi ben hatemul evliyayım desem benim peşime takılanlar da olur mu acaba?

Cahile sormuşlar :
---Yaw, hiç bir şey bilmediğin hâlde her konuda ukalalık yapmak nasıl bir duygu ?
---Herkesin bildiği konuda aykırı bir şey söylemenin bedbahtlık, eziklik ve rezilliğini biz echellerden başka hiç kimse kaldrıamaz ! Bu bize kara cahillik makamına çıkma konusunda basamak oluyor ! demiş !
 

alitufan2003

Profesör
Katılım
27 Ağu 2013
Mesajlar
1,370
Tepkime puanı
11
Puanları
0
Konum
Yalova
Şimdi soruyoruz:
- Siz bu Zât-ı muhterem'i hâl-i hayatında gördünüz mü?
Görmüş olsaydınız ondaki nûru, ilmi, hilmi, tevazu ve mahviyeti, ihlas ve istikameti de görürdünüz.
- Siz bu Zât-ı âli'nin bir kitabını okudunuz mu?
Şayet okusaydınız Âyet-i kerime ve Hadis-i şerif'ten başka bir şeyle konuşmadığını, kitaplarının zahir, batın ve ledün ilmi ile dolu olduğunu görürdünüz.
- Bu beyanları niçin yaptınız?
Bu zâtın sizin mensubu bulunduğunuz ya da muhabbet ettiğiniz bir gruba dair beyanlarından rahatsız mı oldunuz? Garaz ve kininiz bundan mı?
- İslâm üzere, ahkâm üzere, niyet-i hâlisa ile mi konuştunuz, yoksa nefisten, haset ile, suiniyet ile mi konuştunuz? Kendinize bir sorun.
- Bir insan bilmediği meselede susar. Âlimse daha çok susar. Peki siz bu cesareti nereden alıyorsunuz? Kime hizmet ediyorsunuz? Allah'a ve Resul'üne hizmet eden Hazret-i Allah ve Resul'ünün ahkâmı dışında nefsiyle konuşur mu?


Cihad'a Adanmış Bir Ömür:
Ömrünü Allah-u Teâlâ'ya ve Resulullah'a adayan Efendi Hazretlerimiz; hayatı boyunca dalâlet fırkalarının ve âhir zaman ulemâsının saptırıcı telkinlerini Ümmet-i Muhammed'den uzaklaştırmaya ve İslâm ahkâmını hakkıyla korumaya çalıştı. Onun tek hedefi Kur'an-ı kerim'i ve Sünnet-i seniyye'yi tahriften korumak, müminlerin imânını kurtarmaktı. Bütün ömrünü bu yolda ve bu uğurda harcadı. Bir beyanlarında şöyle buyurmuşlardı:
"Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz yapılmamış yolu yaptı. O yapılmış yol üzerine asırlar sonra kar yağdı. Biz o karı açıp yolu meydana çıkarıyoruz, yolu o yaptı. Sonra bu bölücüler ifsat ve fesat çıkararak yolu örttü. Biz Cenâb-ı Hakk'ın izniyle bu örtülmüş olan yolun üzerinde yürüdük, yolu açtık, onun yolu meydana çıktı. Yol onun yolu. Onun yolunu çıkardığımız için fazilet budur, başka kimseye verilmemiş, nasip etmemiş bunu.Çünkü herkes kürsüde konuştu, kitap yazdı amma cihada giren olmadı."

Yegâne gayesi; "Nûr-i Muhammedî"nin yayılması, "İlâhi Görüş Birliği'ne Dâvet"ti. Yani Ümmet-i Muhammed'in, Allah ve Resul'ünde birleşmesiydi. Bu uğurda hiç kimseden bir şey istemedi, canıyla malıyla cihat etti.

Bir keresinde; "İtimad edin, dünyada kalmak için tek bir arzum Allah yolunda bu cihat içindir. Beni tek tutan cihattır. Gitmeye çok meyyalim, bu cihat olmasa yaşamanın âlemi ne!.." buyurmuştu.

Bu cihada "İman kurtarma cihadı" derlerdi. Zira imanlar yanıyor, ebedî hayatlar gidiyor. Bu duruma çok üzülürler, hak ve hakikati duyurmak için beşer takatinin kaldıramayacağı büyük bir azim ve gayret gösterirlerdi.

 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
Ömer öngütün kendisini hatemi veli diye tanıtmasının sebebi nedir?

Veysel karani kendisini hz. Ömer ziyaret edince insanlar ona gelmeye dua istemeye başladı. Bu durum karşısında veysel karani hazretleri yaşadığı yeri terketti ve kendisini tanımayanların yaşadığı yere gitti. İşte evliya budur.

Bırakın artık ölmüş adamın sırtından pirim yapmayı. Rahat bırakın adamcağızı.
 

Havas

Kısıtlı Erişim
Katılım
19 Ocak 2012
Mesajlar
4,432
Tepkime puanı
71
Puanları
0
hatemi veli ,hatemin nebiye kıyasen ortaya atılmış tasavvufi uydurmadır.islam ile zerre alakası yoktur..mehdi baba bekleme işide öyle!
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
Ömer öngütün kendisini hatemi veli diye tanıtmasının sebebi nedir?
Veysel karani kendisini hz. Ömer ziyaret edince insanlar ona gelmeye dua istemeye başladı. Bu durum karşısında veysel karani hazretleri yaşadığı yeri terketti ve kendisini tanımayanların yaşadığı yere gitti. İşte evliya budur.
Bırakın artık ölmüş adamın sırtından pirim yapmayı. Rahat bırakın adamcağızı.

hatemi veli ,hatemin nebiye kıyasen ortaya atılmış tasavvufi uydurmadır.islam ile zerre alakası yoktur..mehdi baba bekleme işide öyle!
,
İşte, bu forumun en iğrenç tarafı böyle ağzı olan herkesin ukalaca konuşmasıdırı! Budünyada herşeyin nübüvvetin dahi bir sonu vardır da velâyetin de birsonu olduğuna bu akıl fukaralarının bir türlü kafası basmaz ! Neden basmaz çünkü, yolunmuş tavuk olmak bunların bu dünyadaki yegâne gayesidir !
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Nedir bu Ümmetin (haşa) rasullerden, mehdilerden, mesihlerden, çıplak uyarıcılardan, hatemlerden, müteşeyyihlerden çektiği kardeşim yahu? Ben, ben, ben, ben... Hay beniniz bata! Davanız bitmez mi hiç?! Bela mısınız?! İmtihan mısınız? İbret misiniz? :rtfm:

Yeter ya... Her öne çıkan illa bir şey olmaya çalışıyor. Kimse bu ümmetin en arkasından gelmeye, hizmetçisi olmaya talibim demiyor... Diyemiyor. :rtfm:
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
Nedir bu Ümmetin (haşa) rasullerden, mehdilerden, mesihlerden, çıplak uyarıcılardan, hatemlerden, müteşeyyihlerden çektiği kardeşim yahu? Ben, ben, ben, ben... Hay beniniz bata! Davanız bitmez mi hiç?! Bela mısınız?! İmtihan mısınız? İbret misiniz? :rtfm:
Yeter ya... Her öne çıkan illa bir şey olmaya çalışıyor. Kimse bu ümmetin en arkasından gelmeye, hizmetçisi olmaya talibim demiyor... Diyemiyor. :rtfm:

Bak seeeeeen ! Şu "ben-ben-ben" i tenkid edene bir bak sen ! Böyle tiplere"Hem kel, hem fodul" derler bilir misiniz ? Konu hakkında nokta ve virgül kadar bir bilgileri yoktur, gelir burada "lak-lak" ederler ! Amaç "laf olsuni torba dolsun" dur!
Otel lobilerinde dolandırıcı Fadıl Akgündüzün de katıldığı toplantıda Müceddidliğini kim ilân etmişti? Hatırladın mı? Bencil nalıncı keseri !
 

Havas

Kısıtlı Erişim
Katılım
19 Ocak 2012
Mesajlar
4,432
Tepkime puanı
71
Puanları
0
,
İşte, bu forumun en iğrenç tarafı böyle ağzı olan herkesin ukalaca konuşmasıdırı! Budünyada herşeyin nübüvvetin dahi bir sonu vardır da velâyetin de birsonu olduğuna bu akıl fukaralarının bir türlü kafası basmaz ! Neden basmaz çünkü, yolunmuş tavuk olmak bunların bu dünyadaki yegâne gayesidir !

yahu fakiri ,desenki hocam hata etmiş,biraz fazla uçmuş...ibni arabi ,abdulkerim cili'ye fazla kaptırmış kendini ve hatamul evliya fantazisine inanmış..
hata etmiş!
desen ne olur?:)
 

Havas

Kısıtlı Erişim
Katılım
19 Ocak 2012
Mesajlar
4,432
Tepkime puanı
71
Puanları
0
Nedir bu Ümmetin (haşa) rasullerden, mehdilerden, mesihlerden, çıplak uyarıcılardan, hatemlerden, müteşeyyihlerden çektiği kardeşim yahu? Ben, ben, ben, ben... Hay beniniz bata! Davanız bitmez mi hiç?! Bela mısınız?! İmtihan mısınız? İbret misiniz? :rtfm:

Yeter ya... Her öne çıkan illa bir şey olmaya çalışıyor. Kimse bu ümmetin en arkasından gelmeye, hizmetçisi olmaya talibim demiyor... Diyemiyor. :rtfm:

hiç beklenmeyen şahsiyyetten beklenmeyen tepki..?:thinking:
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
hiç beklenmeyen şahsiyyetten beklenmeyen tepki..?:thinking:


Onun oradaki zırvaları tepki falan değil tepki !... Kuyruk sancısı kuyruk !
Çünkü, adını anamadığı o zat, bunların hocalarına dahi çok önemli dersler vermiştir !
Şu kadar var ki ,sen de bu derslerin ne olduğunu bilmezsin-anlamazsın !

 

Havas

Kısıtlı Erişim
Katılım
19 Ocak 2012
Mesajlar
4,432
Tepkime puanı
71
Puanları
0
Onun oradaki zırvaları tepki falan değil tepki !... Kuyruk sancısı kuyruk !
Çünkü, adını anamadığı o zat, bunların hocalarına dahi çok önemli dersler vermiştir !
Şu kadar var ki ,sen de bu derslerin ne olduğunu bilmezsin-anlamazsın !


çok gizli mesaj veriyorsun..biz anlamazsak anlat!:)

@hirohos tasavvufu seven ,mahmutcu ,cubbeli taifeyi desdekleyen ,mehdi bekleyen ,deprem kayıtlarını takip eden tarikatcı biri..
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
çok gizli mesaj veriyorsun..biz anlamazsak anlat!:)

@hirohos tasavvufu seven ,mahmutcu ,cubbeli taifeyi desdekleyen ,mehdi bekleyen ,deprem kayıtlarını takip eden tarikatcı biri..

Anlamayacağın şeyi ne diye anlatayım ki sana ?.. Sonra bakarsın sen de küfre falan girersin de müşrik falan olursun!
İyisdi mi sen, böylekimsenin tasdik etmediği muvahhid (!) bir kişi olarak yaşa!
:p:p:p
 

çelebiler

Kıdemli Üye
Katılım
4 Ocak 2013
Mesajlar
7,457
Tepkime puanı
211
Puanları
0
Buradaki tek evliya elbetteki benim.Hepiniz hurafelere hikayelere inanmadan iman etmiyorsunuz.

Oysa ki ben sadece Allah'ın sözlerine iman ediyorum.Hiçbir uydurmayı dinime,imanıma karıştırmıyorum.

Ben de başka evliya olabilir mi?Olamaz.

tasavvuf tayfası iş arasın kendine.
 

abdullah birisi

Kıdemli Üye
Katılım
12 Mar 2013
Mesajlar
10,357
Tepkime puanı
517
Puanları
0
Konum
istanbul
Buradaki tek evliya elbetteki benim.Hepiniz hurafelere hikayelere inanmadan iman etmiyorsunuz.

Oysa ki ben sadece Allah'ın sözlerine iman ediyorum.Hiçbir uydurmayı dinime,imanıma karıştırmıyorum.

Ben de başka evliya olabilir mi?Olamaz.

tasavvuf tayfası iş arasın kendine.

bi allah u Tealanın evliyası var birde Şeytanın evliyası...anladın sen onu...
 
Üst