Hiç mızrak çuvala sığar mı (1)

AşK_€r

arabeskçi
Katılım
20 Kas 2006
Mesajlar
3,711
Tepkime puanı
23
Puanları
0
Yaş
44
Konum
yersiz-yurtsuz
Geçen hafta inanılmaz bir gündem yaşadık. İlk önce Başbakan, “El Beşir’in soykırım yapmayacağını, çünkü Müslüman olduğunu” söyledi. Yani Başbakan “Müslümanlar yaparsa, soykırım olmaz, Müslüman olmayanlar yaparsa, soykırım olur” dedi ve iki gün sonra Kürt, Türk, Müslüman, gayrımüslim, Alevi, Sünni, herkes için demokrasi istediklerini; ertesi gün de TBMM’de “demokratik açılımın sadece Kürtlerle ilgisi olmadığını, 72 milyon yurttaşın tümünü kapsadığını” söyledi.

Oysa aynı gün İçişleri Bakanı ise, “Terörle Mücadele Kanunu’nun yumuşatılacağını, taş atan çocuklar için cezaların hafifletileceğini, kürtçe ezan ve kürtçe televizyonun yaygınlaşacağını” açıklıyordu.

Aynı gün Başbakan, TBMM’de “demokratik açılımın herkesi kapsadığını” anlatır, “sizin ananız hiç ağladı mı” diye sorar ve alkış alırken, vekillerin meclisine gelen bir anne, hem de egemenliğin doğrudan sahibi olan ulusun bir bireyi olan bir anne, hem de “ağlayan analardan” biri olan Şehit Anneleri Derneğinin Başkanı, yaka paça TBMM’den yani halkın meclisinden atıldı.

Hem de Başbakan tam “sizin hiç ananız ağladı mı” derken. Hemen iki gün sonra da Özürlüler Derneği Başkanı, yaka paça, ağzı kapatılarak atıldı. Hem de “herkes için demokrasi açılımını” başlatan Başbakan’ın ve herkesin gözleri önünde.

Bir bakan, TV’lerde “demokratik açılımın kesinlikle PKK ile ilgisi olmadığını” açıkladı. Ama “peki neden PKK teroristlerinin getirilmesi ile başladınız” sorusunu duymazdan geldi.

Aynı gün bir iktidar yandaşı, hem de bakanın yanında “PKK ile anlaşma olmazsa, yarın kentlere saldırınca, daha çok ana ağlamaz mı” diye sordu. Kimse de “hani bu PKK açılımı değildi” ya da “yani terörle mücadele için başka yol yok mu” diye de sormadı. “Madem amaç demokrasinin tümüyle gelişmesi, o halde 7 yıl ne beklediniz” diye de sormadı.

***

Evet inanılmaz bir hafta yaşadık. Açılım günü, TBMM Başkanı’na çok kızan Başbakan, onu azarladı. Hem de çok kişinin önünde. Ertesi gün de, “ben onu TBMM Başkanı olarak azarlamadım” dedi. “Ben onun amiri Grup Başkanı, o da bir grup üyesi olarak azarladım.” “TBMM de pankart açanlara ceza veriyorduk, milletvekillerine de vermemiz gerekir” diye devam etti ve ekledi; “böyle eşitsizlik olur mu?” Hiç kimse de Başbakan’a, “evet bireyler bir suç işlediğinde onu içeri atabiliyoruz, örneğin ihaleye fesat karıştırdığında, resmi evrakta sahtecilik yaptığında, kalpazanlık yaptığında, ama söz konusu milletvekilleri olunca hiçbir şey yapamıyoruz, pekiyi bu eşitsizlik değil mi” diye sormadı.

Başbakan’ın “demokratik açılım” başlattığı ve “demokratik hukuk devletinin, dönemlerinde nasıl gerçekleştirildiğini” anlatıp, anlamadığını düşündüklerine de çok kızdığı günün bir gün öncesinde Türkiye’de hiç kimsenin özel yaşamı diye bir şey olmadığı, yargı organının, Yargıtay’ın, Cumhuriyet Başsavcılarının bile dinlendiği, izlendiği, hem de bunun tamamı ile hukuka, yasalara aykırı bir biçimde yapıldığı ortaya çıktı.

Hem de Adalet Bakanlığı’nın isteği ve baskısı ile. Ve aynı gün Adalet Bakanı, televizyon kanallarında, tam bir saat, Yargıtay’ın ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı’nın dinlenmesine gerekçeler getirdi. Anayasa’nın 144. maddesini anlattı. Neredeyse, Yargıtay ve Cumhuriyet Başsavcısı’nın dinlenmesinin, Anayasa’nın emri olduğunu anlattı. Tabii kimileri gibi inandırılmaya dünden razıysanız... Oysa söylediklerinin tek kelimesi bile doğru değildi.

Ama hiç kimse “Sayın Adalet Bakanı, bu anlattığınız nasıl bir demokrasi” ya da “dinlemelerin bu boyuta ulaştığı bir tek demokrasi örneği verir misiniz” diye de sormadı. Tabii “hiç kimse” derken, Türkiye’de bu dönemde insanlara doğruları söylemeye çalışan, dürüst, namuslu, Türkiye’nin demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olmasını amaçlayan aydınları, gazetecileri kasdetmiyorum. Onlar farklı ve iyi ki varlar. Ve sayıları da azalmıyor.

Evet Türkiye’de birkaç gün içinde bunları yaşadık. Acaba kandırabilir miyiz diye, hukuk dışı bahaneleri dinledik. İzleyin ve aklınıza mukayyet olun. Şimdilik bu önemli.


Süheyl BATUM
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
Bu Suheyl Batum kadar yandan çarklı bir Profesör pek bulunmaz azizim. Kendisi çok hızlı fakat yumuşatılmış bir darbe (Ergenekon) yanlısıdır. Aynı zamanda saman altından su yürüterek işini halletmeye ç.alışan bir başörtü-tesettür düşmanıdır. Hürriyet ve özgürlüklere çok vurgu yapar yapmasına ama, darbe cuntasının hazırlamış olduğu bugünkü Anayasa 'yada toz kondurmaz ! Siyasi eğilim olarak statükodan ve mevcut rejimden yana akılalmaz ve sarsılmaz bir eğilim içindedir ve bunun için kâh CHP'li olu, kâh MHP'li olkur ve hatta zaman zaman SP'li bile olur. Ama, asla AKP'li olmaz, olamaz. AKP onun için adeta bir morakl bozucu telaffuzdur.
Nitekim bu durum yukarıdaki ayzısına olanca çıplaklığı ile aksetmiştir.,

Anlayana...
 

Enes

İhvan Forum Üye
Katılım
6 Haz 2006
Mesajlar
14,128
Tepkime puanı
1,244
Puanları
113
Konum
bâbil...
Doğru

Mızrak çuvala sığmıyor...

Mecburen TOPRAĞA GÖMÜLÜYOR...

Topraktan tohum değil silah fışkırınca halkın hafızasından bunu nasıl sileriz derdinde olanlar işte böyle birbirinden tuhaf, çelişkili ve iftira dolu yazılar yazarlar...

Allah bu ülkeyi bu çamurlu ellere bırakmasın...

Ortalıkta delikanlı kalmadı!
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
AşK_€r;650722' Alıntı:
bulunur:) var.:O

mümtazer türköne:halay:


mümtazer türköne eski eğilimi olan ülkücülüğü rafa kaldırıp, bugünkü bulunduğu konuma kayması dolasyısyla Suheyl ile benzerlik göstermez. Yani onda, sabit fikirlilik değil, bir değişme ve bazılarının ifadesi ile gömlek çıkarma sözkonusudur. Suheyl'de böyle birşey kesinlikle olmaz. Ama ikisi de kendilerini bulunmaz Hint Kumaşı gibi takdim etmede benzerlik gösterebilirler.
 

AşK_€r

arabeskçi
Katılım
20 Kas 2006
Mesajlar
3,711
Tepkime puanı
23
Puanları
0
Yaş
44
Konum
yersiz-yurtsuz
mümtazer türköne eski eğilimi olan ülkücülüğü rafa kaldırıp, bugünkü bulunduğu konuma kayması dolasyısyla Suheyl ile benzerlik göstermez. Yani onda, sabit fikirlilik değil, bir değişme ve bazılarının ifadesi ile gömlek çıkarma sözkonusudur. Suheyl'de böyle birşey kesinlikle olmaz. Ama ikisi de kendilerini bulunmaz Hint Kumaşı gibi takdim etmede benzerlik gösterebilirler.

apoyu paşa yapalım bodruma yalısına gönderelim diyen mümtazerdir.üstelik şaka falanda yapmıyor ciddi ciddi tavsiye ediyordu.

süheyl batum,mümtazer gibi apoyu paşa yapmaya kalkmamıştır.

demem o ki; sühey batum,mümtazer türkönenin yanında 7 kere yunmuş yıkanmıştır.
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
AşK_€r;650729' Alıntı:
apoyu paşa yapalım bodruma yalısına gönderelim diyen mümtazerdir.üstelik şaka falanda yapmıyor ciddi ciddi tavsiye ediyordu.
süheyl batum,mümtazer gibi apoyu paşa yapmaya kalkmamıştır.
demem o ki; sühey batum,mümtazer türkönenin yanında 7 kere yunmuş yıkanmıştır.

O kadar uzun boylu değil AşK_€r ! Suheyl adındaki adam kendi gölgesinden korkan bir adamdır.
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
AşK_€r;650712' Alıntı:
Geçen hafta inanılmaz bir gündem yaşadık. İlk önce Başbakan, “El Beşir’in soykırım yapmayacağını, çünkü Müslüman olduğunu” söyledi. Yani Başbakan “Müslümanlar yaparsa, soykırım olmaz, Müslüman olmayanlar yaparsa, soykırım olur” dedi ve iki gün sonra Kürt, Türk, Müslüman, gayrımüslim, Alevi, Sünni, herkes için demokrasi istediklerini; ertesi gün de TBMM’de “demokratik açılımın sadece Kürtlerle ilgisi olmadığını, 72 milyon yurttaşın tümünü kapsadığını” söyledi.

Oysa aynı gün İçişleri Bakanı ise, “Terörle Mücadele Kanunu’nun yumuşatılacağını, taş atan çocuklar için cezaların hafifletileceğini, kürtçe ezan ve kürtçe televizyonun yaygınlaşacağını” açıklıyordu.

Aynı gün Başbakan, TBMM’de “demokratik açılımın herkesi kapsadığını” anlatır, “sizin ananız hiç ağladı mı” diye sorar ve alkış alırken, vekillerin meclisine gelen bir anne, hem de egemenliğin doğrudan sahibi olan ulusun bir bireyi olan bir anne, hem de “ağlayan analardan” biri olan Şehit Anneleri Derneğinin Başkanı, yaka paça TBMM’den yani halkın meclisinden atıldı.

Hem de Başbakan tam “sizin hiç ananız ağladı mı” derken. Hemen iki gün sonra da Özürlüler Derneği Başkanı, yaka paça, ağzı kapatılarak atıldı. Hem de “herkes için demokrasi açılımını” başlatan Başbakan’ın ve herkesin gözleri önünde.

Bir bakan, TV’lerde “demokratik açılımın kesinlikle PKK ile ilgisi olmadığını” açıkladı. Ama “peki neden PKK teroristlerinin getirilmesi ile başladınız” sorusunu duymazdan geldi.

Aynı gün bir iktidar yandaşı, hem de bakanın yanında “PKK ile anlaşma olmazsa, yarın kentlere saldırınca, daha çok ana ağlamaz mı” diye sordu. Kimse de “hani bu PKK açılımı değildi” ya da “yani terörle mücadele için başka yol yok mu” diye de sormadı. “Madem amaç demokrasinin tümüyle gelişmesi, o halde 7 yıl ne beklediniz” diye de sormadı.

***

Evet inanılmaz bir hafta yaşadık. Açılım günü, TBMM Başkanı’na çok kızan Başbakan, onu azarladı. Hem de çok kişinin önünde. Ertesi gün de, “ben onu TBMM Başkanı olarak azarlamadım” dedi. “Ben onun amiri Grup Başkanı, o da bir grup üyesi olarak azarladım.” “TBMM de pankart açanlara ceza veriyorduk, milletvekillerine de vermemiz gerekir” diye devam etti ve ekledi; “böyle eşitsizlik olur mu?” Hiç kimse de Başbakan’a, “evet bireyler bir suç işlediğinde onu içeri atabiliyoruz, örneğin ihaleye fesat karıştırdığında, resmi evrakta sahtecilik yaptığında, kalpazanlık yaptığında, ama söz konusu milletvekilleri olunca hiçbir şey yapamıyoruz, pekiyi bu eşitsizlik değil mi” diye sormadı.

Başbakan’ın “demokratik açılım” başlattığı ve “demokratik hukuk devletinin, dönemlerinde nasıl gerçekleştirildiğini” anlatıp, anlamadığını düşündüklerine de çok kızdığı günün bir gün öncesinde Türkiye’de hiç kimsenin özel yaşamı diye bir şey olmadığı, yargı organının, Yargıtay’ın, Cumhuriyet Başsavcılarının bile dinlendiği, izlendiği, hem de bunun tamamı ile hukuka, yasalara aykırı bir biçimde yapıldığı ortaya çıktı.

Hem de Adalet Bakanlığı’nın isteği ve baskısı ile. Ve aynı gün Adalet Bakanı, televizyon kanallarında, tam bir saat, Yargıtay’ın ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı’nın dinlenmesine gerekçeler getirdi. Anayasa’nın 144. maddesini anlattı. Neredeyse, Yargıtay ve Cumhuriyet Başsavcısı’nın dinlenmesinin, Anayasa’nın emri olduğunu anlattı. Tabii kimileri gibi inandırılmaya dünden razıysanız... Oysa söylediklerinin tek kelimesi bile doğru değildi.

Ama hiç kimse “Sayın Adalet Bakanı, bu anlattığınız nasıl bir demokrasi” ya da “dinlemelerin bu boyuta ulaştığı bir tek demokrasi örneği verir misiniz” diye de sormadı. Tabii “hiç kimse” derken, Türkiye’de bu dönemde insanlara doğruları söylemeye çalışan, dürüst, namuslu, Türkiye’nin demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olmasını amaçlayan aydınları, gazetecileri kasdetmiyorum. Onlar farklı ve iyi ki varlar. Ve sayıları da azalmıyor.

Evet Türkiye’de birkaç gün içinde bunları yaşadık. Acaba kandırabilir miyiz diye, hukuk dışı bahaneleri dinledik. İzleyin ve aklınıza mukayyet olun. Şimdilik bu önemli.


Süheyl BATUM

Bu Suheyl Batum kadar yandan çarklı bir Profesör pek bulunmaz azizim. Kendisi çok hızlı fakat yumuşatılmış bir darbe (Ergenekon) yanlısıdır. Aynı zamanda saman altından su yürüterek işini halletmeye ç.alışan bir başörtü-tesettür düşmanıdır. Hürriyet ve özgürlüklere çok vurgu yapar yapmasına ama, darbe cuntasının hazırlamış olduğu bugünkü Anayasa 'yada toz kondurmaz ! Siyasi eğilim olarak statükodan ve mevcut rejimden yana akılalmaz ve sarsılmaz bir eğilim içindedir ve bunun için kâh CHP'li olu, kâh MHP'li olkur ve hatta zaman zaman SP'li bile olur. Ama, asla AKP'li olmaz, olamaz. AKP onun için adeta bir morakl bozucu telaffuzdur.
Nitekim bu durum yukarıdaki ayzısına olanca çıplaklığı ile aksetmiştir.,

Anlayana...

AŞK Er getirdiğin alıntıların düşümce sahipleri ÇOK İLGİNÇ kişiler.

Çoğu ulusalcı düşüncede olanlar
 

manifesto

Yasaklı
Katılım
23 Ara 2006
Mesajlar
0
Tepkime puanı
334
Puanları
0
Konum
Kocaeli

Şu mızrağı süheylin..
Bu adam kadar iğrenç birisini ben daha tanımadım ki onun yazılarını nazar-ı dikkate alalım
Kendine hukukçu prof diyor
Çakma prof ancak ergenekon borusu
demokratik açılımlar sadece kürtler ile alakalı değil ki
Yobaz kafaya ne anlatırsın ki
Alevilere yönelik açılımlar çok daha önceden başlamıştı
Bu türkiyenin daha demokratik ve daha özgür olmasıyla alakalı bir süreç
Bu yüzden POSTAL YALAYICILAR direnmeye devam edecektir
 

AynAlı

Kıdemli Üye
Katılım
16 May 2007
Mesajlar
8,728
Tepkime puanı
1,378
Puanları
0

Muminaga

Yeni
Katılım
19 Ara 2006
Mesajlar
8,208
Tepkime puanı
989
Puanları
0
Demokratik açılım çok geniş kapsamlı bir çalışma. Bu çalışmanın içinden sadece kürt'lerle ilgili konular tartışılır hale getirilmiştir.
Demokratik açılımın genel çerçevesini daraltmaya çalışanlar, özellikle terör örgütü üzerinden bölünme sendromunu yaşattırarak, öteden beri var olan antikürt düşüncelerin geleneksel kılınmak suretiyle devlet aracılığıyla sürdürmenin bir yolu olarak açılımı bu şekilde anlatmaya çalışmaktadırlar.
 

mute

Üye
Katılım
28 Kas 2009
Mesajlar
3
Tepkime puanı
0
Puanları
0
anarşi bölücülük ırkçılık sahte hocalar yalancılık düzenbazlık sahtekarlık faizcilik zina rüşvet yalakalık işbirlikçilik kürtçülük ,alevicilik
yetmezmi bu milletin çektiği
 

Hasan

Kardeşiniz
Katılım
9 Eki 2006
Mesajlar
6,112
Tepkime puanı
279
Puanları
0
Yaş
53
Konum
KALU BELA
Forumun fotokopicisi yine menşeine yakışan bir yazardan yapıştırma yapıp aklısıra onun üzerinden kendi sığ fikirlerini anlatma çabasında.

AŞK ER efendi o yazısını taşıdığın ve başkaları ile mukayese ettiğin süheyl batum daha geçen hafta tv de "bizim askerimiz kıbrıs ta iken ermenilere nasıl karabağdan çekil deriz ikisi de işgal değilmi "dedi.Bu da sana kapak olsun.

Ergenekon cücükleri sizi.
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
Bırakın şu sivil generali yaw !
İlâhiyat konusunda Z. Beyaz'ı nasıl biliyorsanız ve ne ise, hukuk alanında da S. Batum odur.
Artık bu kadar bilgilendirme yeter zannederim.
 

AynAlı

Kıdemli Üye
Katılım
16 May 2007
Mesajlar
8,728
Tepkime puanı
1,378
Puanları
0
anarşi bölücülük ırkçılık sahte hocalar yalancılık düzenbazlık sahtekarlık faizcilik zina rüşvet yalakalık işbirlikçilik kürtçülük ,alevicilik
yetmezmi bu milletin çektiği
haklısınız kardeşim oculuk buculuk aldı başını gidiyor.herkes bir tarafa en sonda olan herkese olacak. kürtçülük, türkçülük ,alevcilik,cemaatçilik,tarikatçılık ..cılık ..culuk..

kürtsen kürtçü olma
türksen türkçü olma
cemaatteysen cemaatçi olma
tarikatteysen tarikatçı olma
alevi isen alevici olma..

birlik ve beraberliğe kurşun sıkma..
 
Üst