Hür Fikir
Paylaşımcı
- Katılım
- 16 Mar 2012
- Mesajlar
- 181
- Tepkime puanı
- 21
- Puanları
- 18
Şimdi bu Hintliler cesetleri yakıp küllerini ganj nehrine savuruyor ya benim kafama takıldı bunların ahirette sura üflendiği zaman ruhları nereden kalkıp mahşer yerine koşacak? Ben Hintlilerde ahiret inancı ile ilgili böyle bir metin buldum ama başka bir bilgisi olan var mı?
Yanlış anlaşılmasın ben islami görüş bekliyorum. hazırladığım bir videoda kullanacağım. cesetleri dağılmış kişilerin yeniden dirilişi de olabilir. Hintliler cesetleri yakıp savurdukları için onları örnek verdim.
Yanlış anlaşılmasın ben islami görüş bekliyorum. hazırladığım bir videoda kullanacağım. cesetleri dağılmış kişilerin yeniden dirilişi de olabilir. Hintliler cesetleri yakıp savurdukları için onları örnek verdim.
Hint Dinleri'nde, en bâriz vasıf tenasüh inancıdır. Birunî'nin ifâdesiyle, "Nasıl ki, kelime-i şehadet müslümanlığın şiârı, teslîs hristiyanlığın, isbât (cumartesi günü, çalışmayı bırakmak) yahudiliğin alameti ise, tenasüh de Hint dinlerinin alametidir. Tenasühe inanmayan onlardan sayılmaz" [30].
Ancak, bu inanç Hintlilerle beraber doğmamıştır. Hintliler de başlangıçta insanın dünyaya bir kere geldiğine, ölümden sonra iyileri cennetin, kötüleri ise Yama'nın hakimiyetindeki, cehennemin beklediğine inanıyorlardı[31]. Daha sonraları, Veda metinleriyle tenasüh inancı Hint dinlerine girmiştir[32]. Tenasüh inancına göre, insan yeniden doğduğunda bir hayvanın bedeninde de dünyaya gelebilir. Ancak bazı hindû fırkalarına göre, rûh ancak kendi nev'ine intikal eder. İnsan rûhu yine bir insan, hayvan rûhu da yine bir hayvan olarak dünyaya gelir[33].
Hint dinlerinde, rûhun maddî âlemden kurtularak ebedî nimetlere kavuşması, değişik tabirlerle ifâde edilir. Hinduizm'de bunun adı intılak, Caynizm'de necat, Budizm'de ise, nirvanadır[34].
Yeniden dünyaya gelişin, rûhun tekâmülünü tamamlayıncaya kadar dünyaya tekrar gelmesinin sebebi olan karma kanunu da, Hint dinleri arasında farklı suretlere bürünmüştür. Caynizm'deki karma, Hinduizm'deki gibi amellerin karşılığını gerçekleştiren itibarî bir emir değil, maddî bir varlıktır. Süt su ile nasıl karışırsa, karma da rûhla öyle karışır ve insan nefsini arındırıp, dünyevî rağbetlerden uzaklaşıncaya kadar ondan ayrılmaz, tekrar tekrar dünyaya gelmesine sebep olur[35].