Hobi sahibi olmanin çocuk uzerindeki yararlari

Ah Min'el AŞK

Kıdemli Üye
Katılım
7 Haz 2008
Mesajlar
5,481
Tepkime puanı
1,108
Puanları
113
Web sitesi
askinelinden.wordpress.com
Hobi Sahibi Olmanın Çocuk Üzerindeki Yararları
Insanlarin zevk için uğraştığı, bu uğraşı esnasında kendini fiziksel, zihinsel, sosyal, duygusal olarak geliştirdiği, öğrendiği ve mutlu olduğu aktiviteler hobi olarak tanımlanır. Her insana göre değişen hobilerin kişisel gelişime katkısı da önemli.

Hobi sahibi olmak konusunda görüşlerine başvurduğumuz, Anadolu Sağlık Merkezi'nden Uzman Klinik Psikolog Sevil Usanmaz, bizlere çocukları sosyal aktivitelere ve hobilere yönlendirmenin önemini anlattı.

Küçük çocuklar zamanlarının büyük bölümünü oyun oynayarak geçirirler. Çocuklar için oyun en büyük mutluluk kaynağıdır ve oyunla öğrenirler. Oyun ve oyuncaklar çocukların fiziksel, zihinsel ve duygusal gelişimlerinde en önemli yeri tutar, oyunla sosyalleşirler. Çocukların gelişim dönemlerine ve yaşlarına uygun seçilecek oyuncakların yararı bilinen bir gerçektir. Çocuklarda oyun oynamak hobidir diyebiliriz. Defalarca aynı oyuncakla aynı biçimde oynayabilirler.

Çocuklara hobi kazandırmak ilk çocukluk döneminden başlar yavaşça ilerler. Çocuklara teşvik edici, destekleyici olmak, onları iyi gözleyerek ve yeteneklerini tanıyarak sevdikleri ve hoşlanabilecekleri önerilerde bulunmak ve hatta model olmak gerekir. Hobileri olan arkadaş gruplarına dâhil etmek, grup oyunlarına ve sporlarına yönlendirmek, sanat aktivitelerine katmak, proje gruplarına yönlendirmek hobiler edinmelerini ve bunları geliştirmelerini sağlayacaktır. Çocuklarımızı yaptıkları işler, uğraşlar, edindikleri hobiler için daima takdir ve teşvik edelim ki, öğrenme istekleri kalıcı ve mutlu çocuklar olsunlar.

Çocuklar istemedikleri sevmedikleri hobileri yapmazlar. Bu, anne baba ile çocuk arasında gerginliğe sebep olur, gerginliğin ise olumlu gelişim ve değişimi sağlamadığını biliyoruz.

Sevmediğimiz aktiviteler zorla yapıldıklarında ise mutluluk vermediği için zihinsel, duygusal, fiziksel, sosyal anlamda bize bir şey katmadığı ve kazanım sağlamadığından bir süre sonra bırakılır.

Altı aydan küçük: Ses, şekil ve renklere karşı duyarlıdır, hareketli oyuncaklar onun dikkatini çeker ve neşelendirir. Ses çıkaran renkli objeler ve çıngırak bu dönemin vazgeçilmez oyuncaklarıdır. Oturmaya başladığı yedinci aydan itibaren çocuk uzanabildiğini yakalamaya ve her şeyi ağzına götürmeye çalışır. En çok hoşlandığı şeyler bir elinden diğerine kolayca geçirebildiği renkli halkalar, avuçlayabildiği plastik küpler, bozulmayan yumuşak bebek ve hayvancıklardır. Böylece yakalama ve dokunma duyusu gelişir. Tutunarak ayağa kalkabildiğinde ise eline geçen her şeyi yere atmaktan zevk alır. Zıplayan, yere düşünce ses çıkaran oyuncaklar mutlu olur. Büyüklü küçüklü renkli toplar, içiçe geçebilen kutular bu dönemin oyuncaklarıdır.

Yürümeye başladığında: Üstüne binip oturabileceği büyük hayvan türü oyuncakları, küçük sandık, sepet ve tabureleri seçer. Koltuklara tırmanıp dolapların içine saklanabilir, annesinin, onu sesinden bulacağını öğrenebilir.

İki yaşında: Bütünü parçalara ayırmak, kutuyu doldurup boşaltmak, kule ve köprü yapmaktan zevk alan çocuğun ilgisini diğer oyuncaklar arasında mutfak eşyaları, farklı boyutlardaki plastik parçalar, oyuncak telefon, saçları ve elbiseleri olan bebekler ve arabalar yer alır. İtmeli ve çekmeli oyuncaklar, kova-kürek ilgi çekicidir. Elini kullanmayı ve dikkat etmeyi öğrenir.

Üç yaşında: Üç tekerlekli bisiklet en çok sevilen oyuncaktır. Bacakları gelişirken el ve ayaklarını birlikte kullanmayı öğrenir ve yön duygusu oluşur. Yaratıcılığını geliştiren tahta -plastik bloklar, kum, oyun hamuru el becerisini ve hayallerini gerçekleştirmesini, oyun parkları sosyalleşmenin başlamasını sağlar.

4-6 yaş: Fantezi ve keşfetmeye yönelik oyunlar (evcilik, okul oyunları ile bebekler, mutfak ve doktor muayene aletleri) Dil gelişimine katkısı olan (piyano, ağız mızıkası, trampet, müzik ve öykü kasetleri ile kuklalar, resimli renkli hikaye kitapları ) Aritmetiğe hazırlayan (resim ve sayı eşleme oyunları; domino, kızma birader ve sayı kartları) oyuncaklar. Açık hava oyunları, drama oyunları sosyal ilişkilerin düzenlenmesini sağlar.

7-8 yaş: Toplumsal gelişim ve işbirliği ile ilgili (top, seksek, dama, minyatür arabalar, saklambaç), bilişsel ve algısal becerilerin gelişmesini sağlayan (maketler, yap-boz oyunları) ve yaratıcı-estetik duygusunu geliştiren oyuncaklar (parmak boyası, kağıt hamuru, karakalem-suluboya ya da pastel boyalarla resimler, oyun hamurları, sessiz sinema gibi oyunlar, )

9-11 yaşları arasında: Karmaşık masa üstü oyunları, satranç ve video oyunları sorun çözme yeteneklerini, küçük parçalı, karmaşık yap-boz oyunları, üç boyutlu model uçaklar, uzaktan kumandalı araçlar, kumaş boyama, ağaç işleme ve akvaryum bakımı ince hareket becerilerini ve sözcük türetme, monopol, tenis, ping-pong, basketbol, yüzme stratejik yeteneklerini geliştirir.

12 yaşın üzerinde: Soyut düşünme ve akıl yürütmeye yönelik oyun ve oyuncaklar (basit mikroskop ya da teleskop, kimya ya da elektronik setleri vb) ile bağımsız yaşam becerileri kazanmaya yönelik (yürüyüş, bisiklet, spor grupları ve kamplar) oyun ve oyuncaklar önerilmektedir.

Çocuklar İçin Hobi Türleri
Çocuklar oyunları sayesinde daha sonra yeteneklerine ve zevklerine göre hoşlandıkları ve mutlu oldukları hobileri seçerler ve bu durum onların meslek, arkadaş, iş seçimlerine yansır ve kendileri için mutlu oldukları zamanları yaratmalarına, bir hayat tarzı oluşturmalarına yardımcı olur.

-Uçurtma ile ilgilenen bir çocuk, maket oyuncaklar yapmaya başlayabilir, daha sonra model uçakla uğraşmayı hobi edinebilir.

-Bisiklete binen, tırmanan, yüzen bir çocuk, iyi bir sporcu, takım oyuncusu, iyi bir yönetici olabilir ve onu mutlu eden hobisi dağcılık olabilir.

-Oyun hamuru, boyama, renkli kitaplar, yap-boz oyunları, ağaç işleri, resim yapmayı seven bir çocuk, iyi bir fotoğraf sanatçısı, yazar olabilir veya iyi bir matematik öğretmenidir ve resim yaparken bu hobisinden çok mutlu olur.

-Müzik, drama, bahçe oyunlarını seven, minik deniz kabukları toplayan bir çocuk, yetişkinliğinde iyi bir doktor, bankacı, eleştirmen olabilir. Hobileri arasında koleksiyon yapmak bulunabilir.

alinti
 

spesifik

آزادی قید و بند
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
24,869
Tepkime puanı
4,114
Puanları
113
Konum
Hayâlistan/bul
Insanlar hunharca para harcıyor
Bizim zamanımızda peçete ile kokulu kağıt koleksiyon yapılırdı =)
Düğmeleri sökerim bende sonra faaliyet yaparız
 

spesifik

آزادی قید و بند
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
24,869
Tepkime puanı
4,114
Puanları
113
Konum
Hayâlistan/bul
Benimkiler masrafsız, taş, deniz kabuğu vs
Lokanta pecetelerini bıraktım o masraflı oluyordu =)
Hastalık boyutunda değilde dert biriktirmekten evlâdır koleksiyon
Rahatlatıcı
 

Hattabi

Ordinaryus
Katılım
24 Ara 2013
Mesajlar
2,452
Tepkime puanı
36
Puanları
0
Neden engellesin ki
Yavaştan kendinizi programlayabilirsiniz
Her gün aynı saatte/lerde önce az okuyabilirsiniz

Dediğim gibi bu bir hastalık, opsesif komp. bozukluk gibi bir şey yani, azar azar okusanız da okuduğunuzdan bir şey anlamıyorsunuz, çünkü sürekli arşivi tamamlama düşüncesi hakim oluyor.
 

Hattabi

Ordinaryus
Katılım
24 Ara 2013
Mesajlar
2,452
Tepkime puanı
36
Puanları
0
Bir radyo programı dinliyodum, herkes bı takıntısını söylüyodu,Öyle değişik takıntılı insanlar var ki, benim dediğim koleksiyonerlik onların yanında devede kulak kalır.
 

Hakperest

Kıdemli Üye
Katılım
13 May 2013
Mesajlar
10,139
Tepkime puanı
3,185
Puanları
113
Konum
:::::YerKüre:::::
Bir radyo programı dinliyodum, herkes bı takıntısını söylüyodu,Öyle değişik takıntılı insanlar var ki, benim dediğim koleksiyonerlik onların yanında devede kulak kalır.
Bu şekilde bir şeyle uğraşıp psikolojik yeterlilik kapmaya çalışıyor insan belki de.
Başka bir deyişle normal haldeki çalışma uğraşma güdüsünü doğru yönlendiremediğinden mütevellit boşluğu bu tür uğraşlarla doyuruyor olabiliriz.
 

spesifik

آزادی قید و بند
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
24,869
Tepkime puanı
4,114
Puanları
113
Konum
Hayâlistan/bul
Bu şekilde bir şeyle uğraşıp psikolojik yeterlilik kapmaya çalışıyor insan belki de.
Başka bir deyişle normal haldeki çalışma uğraşma güdüsünü doğru yönlendiremediğinden mütevellit boşluğu bu tür uğraşlarla doyuruyor olabiliriz.
Zihinde hayatta boşluk kabul etmez zaten
Uğraşmak anlamsız gelse bile hedefin olmasi güzel bence
 
Üst