Hocaefendiyi nedenmi seviyorum? "suçlu" oldugu icin seviyorum...

ŞehbaL

Kıdemli Üye
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
7,330
Tepkime puanı
643
Puanları
0
Konum
Ankara
Güleni neden seviyormuş.. Sevmeme gibi bir ihtimaliniz var mı? Ya da şöyle söyleyeyim: Sizin kendi iradeniz var mı? Kendinize ait bir fikriniz var mı? 17 Aralık öncesi gözü kapalı savunduğunuz ak partiyi, 17 Aralık'tan sonra, savunduğunuz ne kadar argüman varsa hepsini ak partinin aleyhinde geri sundunuz. Fanatiklikten kurtulup bir euzü çekin de aklınızı kullanmaya başlayın. Allah, insana aklını başkası kullansın diye vermedi, değil mi?
 

Ebu Computer

Kıdemli Üye
Katılım
11 Haz 2013
Mesajlar
24,982
Tepkime puanı
1,501
Puanları
113
Cemaatçiler attıkça önlerine düşüyor ama bunu anlayacak akıl izan lazım...

YIEao.gif
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
İtikadı bozuktu. Yıllar öncesinden söylemiştik. 2 senedir gördük ki Müslümanın irtikab etmeyeceği her vasfı üstünde toplamış. Sevmiyoruz. Nokta.

Seven, ahırette Gülenle beraber olmaya razı olmuştur. Herkesin kendi bileceği iş.
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
İtikadı bozuktu. Yıllar öncesinden söylemiştik. 2 senedir gördük ki Müslümanın irtikab etmeyeceği her vasfı üstünde toplamış. Sevmiyoruz. Nokta.

Seven, ahırette Gülenle beraber olmaya razı olmuştur. Herkesin kendi bileceği iş.

ALLAHIM

Ufacık beynimle

Bir Okyonusta bir damla olmayan ilmimle

Kişileri Oluşumları İSLAM DEĞERLERİ ÜZERİNDEN DEĞERLENDİRMEKTEN YARGILAMAKTAN SANA SIĞINIRIM.

HADDİMİ BİLİRİM.
 

elcevaz13

Profesör
Katılım
17 Şub 2008
Mesajlar
1,472
Tepkime puanı
19
Puanları
0
Yaş
39
Web sitesi
www.herkul.org
Cemaatçilerin ve destekçilerinin ankamadığı, anlayamadığı ya da anlamak istemediği şu

AKP ve yandaşları rüşvet yemiş olabilir. Allah CC bilir

Bunu herkes bilior ve söylüyor. Bunda sıkıntı yok.

Ama Cemaat direkman vatana ihanetle suçlanıyor

Rüşvet telafi edilir de ihanet telafi edilmez
Çok doğru hizmeti vatana ihanetle suçluyorlar ama isbat edemiyorlar çünkü olmayan birşeyin varlığı isbat edilemez isbat edemedikleri için de sürekli yalan ve iftiraya baş vuruyorlar.İnsanlara sürekli hizmetin terör örgütü olduğunu iknaya zorluyorlar.Tabi bunun için de medya yoluyla saçma sapan zırvalıklarla dolu tamamen hayal ürünü haberlerle bu gayeye matuf algı oluşturmaya çalışıyorlar ve maalesef okuduğu veya dinlediği haberin doğruluğunu tahkik etmeyen birkısım safderun kardeşlerimizi aldatıyorlar.Elbet bir gün herşeyin içyüzü zuhur edince kimin vatana ihanet ettiği anlaşılacak işte o zaman bu algı yüklü haberlere inanan ve siyasi tarafgirlikle düşünme ve tahkik etme kabileyetleri dumura uğrayanlar eğer ehl-i vicdansa çok nadim kalacaklar değilse...
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir

İtikadı bozuktu. Yıllar öncesinden söylemiştik. 2 senedir gördük ki Müslümanın irtikab etmeyeceği her vasfı üstünde toplamış. Sevmiyoruz. Nokta.

Seven, ahırette Gülenle beraber olmaya razı olmuştur. Herkesin kendi bileceği iş.


zeybekci-israil-mallarini-boykot-etmeyin.jpg



Erdoğan, AJC örgütünden bugüne kadar "cesaret ödülü" alan 10 kişi içinde Yahudi olmayan tek kişi.
Tayyip Erdoğan'a "cesaret ödülü" veren "American Jewish Congress" (AJC) adlı kuruluş, WJC'ye bağlı. Theodore Herzl tarafından Dünya Musevilerini bir "ulusal yurda" kavuşturma amacıyla 19. yüzyıl sonunda kurulan "World Jewish Congress" (WJC) İsrail devletini kurmakla amacını gerçekleştirmiş bir Yahudi teşkilatıdır. Daha önce AJC tarafından 10 kadar kişi ödüle lâyık görülmüştü; bunlar arasında İsrailli veya Musevi olmayan tek kişi Tayyip Erdoğan. Listede İsrail'in önemli bütün başbakanları var. Türkiye başbakanına bu ödülün verilmesi de, verildiği mekân da anlamlı: HSBC bankasının New York merkezi… (http://www.yenisafak.com.tr/arsiv/2004/SUBAT/05/tkivanc.htm

Tayyip ERDOĞAN, 31 Mart 2003'te, Wall Street Journal'da yayınlanan ve bizzat kendisinin yazdığı makalede: "Cesur, genç erkek ve kadınların, en az kayıpla eve dönmeleri için; size, umutla dua ediyorum!" diyerek, Amerika askerlerine dua etti…

19 mart 2003 tarihinde Amerika’nın Irak’ı işgal etmesiyle beraber, Türkiye’nin hava sahası açıldı.

erdogan-037.jpg


BUNLARA RAĞMEN BEN ERDOĞAN a birşey diyemem KALPLERİ ALLAH BİLİR ERDOĞAN ı İSLAM AÇISINDAN YARGILAMAKTANDA ALLAH a sığınırım.
 

elcevaz13

Profesör
Katılım
17 Şub 2008
Mesajlar
1,472
Tepkime puanı
19
Puanları
0
Yaş
39
Web sitesi
www.herkul.org
Cemaatçilerin ve destekçilerinin ankamadığı, anlayamadığı ya da anlamak istemediği şu

Ama Cemaat direkman vatana ihanetle suçlanıyor
Rüşvet telafi edilir de ihanet telafi edilmez
Mesela Bediüzzaman, vatana ihanet iddiasıyla yargılandığı dava müddetince tutuklu kaldı. Eskişehir Ağır Ceza Mahkemesi’nin 19 Ağustos 1935 tarihinde verdiği kararla, Said Nursi’ye 11 ay hapisle birlikte Kastamonu’da mecburi ikamet; on beş talebesine de altışar ay hapis cezası verildi.
(Abdülkadir Badıllı, Bediüzzaman Said Nursi: Mufassal Tarihçe-i Hayatı, İstanbul, 1990, C.2, s. 832.)
Amma zaman gösterdi ki esas ihaneti yapanlar Üstadımızı ihanetle suçlayanlardır.
 

Son.Fedai

Kıdemli Üye
Katılım
12 Şub 2007
Mesajlar
6,367
Tepkime puanı
136
Puanları
63
Yaş
54
Konum
Gaziantep
Web sitesi
www.elibolyazilim.com
Çok doğru hizmeti vatana ihanetle suçluyorlar ama isbat edemiyorlar
Son günlerde nedense Mars'ta yaşadığımı zannediyorum

Ya hu

Adamlar Türkiye nin Suriye Politikasını kaydedip servis etmediler mi?

Hocanız ağzıyla bilmem kimin aşufteye gittiğini, bunun gibi 10 larcasını bildiğini söylemedi mi?

Hakan Fidan, Beşir Atalayın İranda muta nikahı yaptığın söylemedi mi?

Başbakanın ofisinden böcekler çıkmadı mı?

Bunlar jüpiterde oldu da biz mi dünyada oldu sanıyoruz anlamadım

Bunlar ihanet değilse ihanet nedir?
 

Son.Fedai

Kıdemli Üye
Katılım
12 Şub 2007
Mesajlar
6,367
Tepkime puanı
136
Puanları
63
Yaş
54
Konum
Gaziantep
Web sitesi
www.elibolyazilim.com
Çok doğru hizmeti vatana ihanetle suçluyorlar ama isbat edemiyorlar

Sen bana şu kelimeleri anlatabilir misin

Bütün dünyada yapılacak işler buradan idare edilebilir ve hatta denilebilir ki, şöyle veya böyle Amerika ile dostça geçinmeden destek almak değil,dostça geçinmeden, Amerikalılar istemezlerse, kimseye dünyanın değişik yerlerinde hiçbir iş yaptırmazlar. Şimdi bazı gönüllü kuruluşlar dünya ile entegrasyon adına gidip dünyanın değişik yerlerinde okullar açıyorlarsa, bu itibarla, mesela Amerika ile çatıştığınız sürece bu projelerin gerçekleştirilmesi mümkün olmaz. Amerika, hâlâ bu dünya gemisinin dümeninde oturan bir milletin adıdır. Her fert gibi her milletin de bir ömrü; önünde, gidip içine yuvarlanacağı bir çukur vardır. Amerika da ondan uzak olamaz, müberra kalamaz. Ama demokratik bir sistemdir, Amerika düşmeye başladığı andan itibaren yirmi beş–otuz senede, kırk senede düşer. Çünkü demokrasilerde çökme bir tüyün yerçekimine karşı gidip yere oturması gibi aheste aheste oluyor. Rusya gibi despot idarelerde dağılma, tüpün patlaması gibi patlama şeklinde bir anda yaşanır. O sistemin gereğidir. O açıdan, Amerika daha uzun zaman dünyanın kaderinde çok önemli bir rol oynayacaktır. Bu realite kabul edilmeli. Amerika göz ardı edilerek şurada burada bir iş yapılmaya kalkılmamalı. Rusya destekleyebilir bir işi, fakat Amerika ile iyi geçinmezseniz, işinizi bozarlar. Çünkü Amerika kendi işlerinin ahenk içinde gitmesini ister, Amerika düzeninin bozulmamasını ister. Amerika'daki ahengin devam ve temadisini ister. Ve ben bunu çok yadırgamam. Amerika'nın yerinde Osmanlı Devleti olsaydı, zannediyorum o da aynı şeyi yapacaktı. Yadırgamamak lazım. Bu bir.
http://tr.fgulen.com/content/view/7877/15/

ABD ile nasıl iyi geçindiniz

ABD size iş yapmak için izin verdi, peki siz onlara ne verdiniz?

Acaba okul açmak adına, iş yapma adına elinizde bulunan devlet sırlarından bazısını ABD ye vermiş olabilir misiniz?

Ya da okul açtığınız yerlere ingilizce hocası diye CIA ajanı göndermiş olabilir misiniz?

Ya da Türkiye de ABD nin istediği bazı işler yapmış olabilir misiniz?

Eski bir CIA ajanının hocanıza ABD de oturum için kefil olması buna delil midir?

Acaba bu CIA ajanının karısının Rockefeller (illumunatinin tepesindeki 2. aile) ailesinde yönetici olması da rast mı gelmiştir?

Ve acaba İsrailin ve Rockefellerin gazetesinde Hakan Fidan ile ilgili çkan yazıları hemen ertesi gün sizin ağzınızdan duymamız rastlantı mıdır?

Acaba hocanız garibanlardan, Türk milletinden,müslümanlardan topladığı "HİMMET" lerden islam düşmanı, büyük şeytan ABD başkan adaylarına bilmem kaç yüzbin dolarlık yemek vermesi, kampanyalarına yardım etmesi de şirin görünmek için midir?

Bunlar sizi ABD ye şirin göstermeye ve iş yapma izni almanıza yeterli midir?

Dikkat edin

Bunları ben demiyorum, hocanız kendisi söylüyor
 

elcevaz13

Profesör
Katılım
17 Şub 2008
Mesajlar
1,472
Tepkime puanı
19
Puanları
0
Yaş
39
Web sitesi
www.herkul.org
Adamlar Türkiye nin Suriye Politikasını kaydedip servis etmediler mi?
Başbakan Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun Suriye toplantısının dinlenmesine ilişkin delilsiz şekilde Hizmet Hareketi'ni hedef göstermesi bizzat bir Dışişleri bürokratı tarafından yalanlandı.
Chatham House kuralları (açıklama yapan kişinin isminin ve görevinin belirtilmediği açıklamalar) çerçevesinde Ankara'da 10 gazeteciye özel brifing verildi. O gazeteciler arasında yer alan Ceyda Karan, görüşmenin detaylarını artı1TV'de anlattı. Karan, dışişleri'nde yapılan Suriye toplantısının dinlenmesi ve sızdırılmasının dış istihbaratın işi olduğunun söylediğini aktardı. Öte yandan aynı toplantıya katılan gazeteciler Yıldıray Oğur ve Serdar Karagöz bu iddiayı yalanladı.
DIŞİŞLERİ'Nİ DIŞ İSTİHBARAT DİNLEDİ
Ceyda Karan “Dış istihbarat olduğunu söylüyorlar. Üst düzey Türk yetkilisi bize ‘Benim kendi tahminim var ama bunu paylaşamam' ifadesini kullandı.” şeklinde konuştu. Can Dündar'ın “Başbakan daha önce daha çok Cemaat'i hedef alan açıklamalar yapmıştı. Ankara'nın şimdiki bulgusu bir dış istihbarat örgütünün bunu dinlemiş olduğu şeklinde.” sorusuna Ceyda Karan “Evet kesinlikle. Bu işte bir dış istihbaratın parmağı olduğu.” cevabını verdi. Gazeteci Fehmi Koru da hafta içinde dinlemeleri ABD'nin yaptığını söylemişti. Gazeteci Karan bu konuda üst düzey Türk yetkilinin isim vermekten kaçındığını bildirdi. Türk yetkili bilgilendirmede olayın failleri konusunda polis, emniyet ve adli güçlere görev düştüğünü belirterek “Asıl bu işleri onlar ortaya çıkaracak.” dedi.
DIŞİŞLERİ'NDEKİ DİNLEME 59 DAKİKALIK GÖRÜŞMENİN 13 DAKİKASI
13 Mart tapesi çok önemli. Algıyı pekiştirici bir unsur. 59 dakikalık bir görüşmenin kesilip biçilip verilen bir kısım var. Bu da 13 dakikalık bir kısım. Türkiye Suriye ile savaş halinde değil, Süleyman Şah Türbesi'nin korunması noktasında IŞİD'e karşı bir savaş verildiği kaydediliyor.
TÜRKİYE SARIN GAZI İDDİALARIYLA İLGİLİ NE DÜŞÜNÜYOR?
Türkiye bunu propoganda ve algı oluşturma çabası olarak görüyor. Batı çephesindeki medyada IŞİD ve El Nusra ile ilişkili gibi gösteriliyor. Türkiye burada IŞİD'le mücadele konusunda Batılı ile ittifak halinde. Ankara'daki yetkililer bu konunun uluslararası mahkemelere gideceğini düşünmüyor. Türkiye'den Suriye'ye yoğun bir hareketlilik olduğu tapelerdeki 2000 TIR konuları var. Doğu Akdeniz'de radikal unsurların güçlü olduğu bir yapıya Türkiye de Batı da izin vermez.
http://www.zaman.com.tr/gundem_dinleyen-de-sizdiran-da-dis-istihbarat_2210585.html
 

DostunDostu

Süper Moderatör
Yönetici
Katılım
30 Eyl 2013
Mesajlar
6,183
Tepkime puanı
473
Puanları
83
Onun suçu bu videoda kisa ve net anlatiliyor:
https://www.youtube.com/watch?v=KQsgzgWmAbM
Bu suçlari ne derin devlet nede dost bildigimiz derin akp affedemedi:
1. Hocaefendi vesilesiyle dinine degerlerine bagli kadrolar yetisti, simdiye kadar devlet kripto laiklerin elindeydi, hocaefendi vesilesiyle anadolu insani kendi devletine sahip cikmaya, kendi devletinde söz sahibi olmaya basladi...
2. Türk okullari, sadece türkiyede degil, 160 ülkede asirlarca islamin bayraktarligini yapmis Müslüman Türk milletinin milli ve manevi degerlerini yaydi, bu affedilemez büyük bir suçtur.
Erdoğan ve Millet hiçbir zaman bu saydıklarınızdan dolayı size kızmadı. Beddua ve dinlemeler, Cia v Mossad'la milli iradeye darbe girişiminden dolayı size karşıyız..

Bunu herkesten iyi biliyorsunuz. Biliyorsunuz madem niye hâlâ bu tip münafıklıklar, cambazlıklar, kelime oyunları (deyim bulamıyorum!) yapıyorsunuz?

Münafık bir vatan haini düşünün ki namaz kılıyor. Bu vatan haininin suçları delillenmiş her şey ortada. Ama bu hain dönüyor ve kandırdığı müslümanlara diyor ki ''bunlar ben namaz kılıyorum diye bana zulüm yapıyorlar''...

Sizin iğrençliğiniz işte tam da bu noktadan kaynaklanıyor. Herkes anladı ama siz, bunu herkesin anladığını hâlâ anlamadınız.. Bu millet, sizin hocanızın kadırdıkları kadar aptal değil..

Boşuna laf cambazlığı yapmayın, ininize gireceğizz..

Edit: Ben her şeye rağmen bu çatışmadan büyük hayırlar meydana geldiğini görüyorum. Kendimizle yüzleşmenin en büyük kapısını açtı hoca efendi hazretleri(!). Bu hafife alınamıyacak kadar değerli bir fırsattır. Kendisi bunu biliyor mu? Velayet verilmişse olabilir, çünkü hızır gibi fedâsı olan makamlar vardır. Şeriat aranmaz bu makamda. Lakin velayet verilmemişse Allah hideyete erdirsin demekten başka bir şey diyemiyorum.. Öyle de böyle de su akar yatağını bulur. Burada nerede durduğun önemli! Ya Hızır'sındır ya da tabanı delinen geminin sahibi!
 

elcevaz13

Profesör
Katılım
17 Şub 2008
Mesajlar
1,472
Tepkime puanı
19
Puanları
0
Yaş
39
Web sitesi
www.herkul.org
Hocanız ağzıyla bilmem kimin aşufteye gittiğini, bunun gibi 10 larcasını bildiğini söylemedi mi?
Hocaefendi şahsi kusurların gizlenmesi gerektiğinden bahsederken yaşadığı üç hadiseyi misal verip buna benzer kusurlarını gizlediği on tane hadiseyi sayarım diyor amma hukuk-u amme söz konusu olduğu zaman o hatanın üsütü örtülemez diyerek önemli bir düsturdan bahsediyor.
 

elcevaz13

Profesör
Katılım
17 Şub 2008
Mesajlar
1,472
Tepkime puanı
19
Puanları
0
Yaş
39
Web sitesi
www.herkul.org
Hakan Fidan, Beşir Atalayın İranda muta nikahı yaptığın söylemedi mi?
Evet söylemedi sadece kendileri hakkında ortalıkta dolaşan yolsuzluk ve muta ile ilgili onlara hodri meydan okudu ve şöyle dedi:Biliyor musunuz çok defa aklımdan ne geçti? Şayet onlar, sizin cemaatinizin, arkadaşlarınızın, hizmet erlerinin, adanmışların ve onların yanında kuyruk sallayıp onlarla beraber olmaya çalışan kıtmirin hakkında söyledikleri şeylerin doğru olduğuna inanıyorlarsa, ortaya bir yemin şekli koysunlar. Ben çok rahatlıkla o mevzuda iftira olduğuna “vallahi, billahi, tallahi” derim.

Fakat şunu demek de aklımdan geçiyordu: Onlar hakkında da denen şeyler oldu! “Hırsızlık” dediler, “para transferi” dediler, “Banka numaraları var elimizde!” dediler, “Fuhuş irtikâp ediyorlar!” dediler, “Mut’a nikâhı kullanıyorlar!” dediler. Zaten mut’a konferansına karşı çıkan o insanların, düşüncelerini bu şekilde deşifre etmeleri, hangi gayyada yaşadıklarını gösterme adına çok önemli bir emaredir. Şöyle aklımdan geçti. Mezheplerdeki farklılığı da gözeterek şöyle demeyi düşünüyorum: Diyebilecek yürekleri varsa, Allah’a, Kur’ân’a ve Kütüb-ü Fıkhiye’ye inanıyorlarsa şayet, hepsi desinler ki: “Eğer hakikaten bizim hakkımızda denen bu şeyler doğruysa, -Doğru değil! Bunlar dublajdır, bunlar montajdır!- eğer bunların bir tanesi, onda biri doğruysa, benim eşim üç talakla boş olsun! Bir! Ebediyyen boş olsun! İki! Ebediyyen boş olsun! Üç!” Niye 3 dedim? Çünkü İbn Teymiye gibi bazıları “Tek seferde ‘3 talak’ deyince, o bir sayılır” diyor. Onların da böyle ucuzcu müftüleri olduğundan dolayı, Mezâhib-i Erba’a”nın mütaalasından daha ziyade, meseleyi kaçamak yaparak burada “taça” -vebali onun boynuna olsun- atma olabilir.


Onun için yürekleri varsa, “Hakkımızda iddia edilen şeylerin onda birini irtikâp etmişsek, onda bir, denen şeyleri çalmışsak, ihaleye fesat karıştırmışsak, yalan söylemişsek, iftirada bulunmuşsak eşlerimiz, hepimizin eşi ebediyyen boş olsun! Ebediyyen boş olsun! Ebediyyen boş olsun!” Allah’a inanıyorlarsa, Allah’ın kitabı olan Kur’ân’a inanıyorlarsa, Kur’ân’da başta Bakara suresi olmak üzere, evlilikle alakalı münasebetler, talakla alakalı münasebetler, îlâ ile alakalı münasebetler, en ince detayına kadar anlatılır, bunlara inanıyorlarsa ve yürekleri de varsa, bu dediğim şeyi deyiversinler.


Benim öyle ailem mailem olmadığından, ben onu onlara bırakıyorum; benim de ne dememi istiyorlarsa, bir araya gelsinler, kafa kafaya versinler, ortak akla müracaat etsinler, “Bu adamın elini kolunu bağlayacak bir şey bulalım, bunu da o meseleye yemin ettirelim!” desinler; onu da kendileriyle baş başa bırakıyorum! Çünkü her hususta bin defa yemin etmeye hazır, bütün insanların huzurunda kasemle ifade etmeye âmâde ve teşne bulunuyorum."
http://www.samanyoluhaber.com/gunde...ina-devam-edenlere-hodri-meydan-dedi/1059307/
 

elcevaz13

Profesör
Katılım
17 Şub 2008
Mesajlar
1,472
Tepkime puanı
19
Puanları
0
Yaş
39
Web sitesi
www.herkul.org
Başbakanın ofisinden böcekler çıkmadı mı?
İşte sizde havuz medyasının etkisinde kalan kardeşlerimiz gibi yanlış algıların tesirinde kalmış olmalısınız ki hizmete maledilen bütün suçları isbatlanmış gibi düşünerek ihanetin delili olarak sunmaya çalışmışsınız. Mesela böcekle ilgili iddianıza cevab olabilecek şu haberi veya benzer bir haberi okudunuz mu?Davaya tanık sıfatıyla katılan dönemin Başbakan Müşaviri Mustafa Varank’ın ifadeleri, sanık polislere iftira atıldığını gözler önüne serdi. Varank, ofiste bulunduğu iddia edilen böcekle ilgili, gerekmesine rağmen tutanak tutmadıklarını kabul etti. Böceğin Başbakan’ın ofisinde bulunduğu iddia edilirken Varank, söz konusu odanın Erdoğan tarafından sık kullanılmadığını da belirtti. Arama talimatını dönemin Başbakanlık müsteşarı İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın verdiğini, bu konuda MİT Müsteşarı Hakan Fidan’dan yardım istediğini anlattı. Arama ekibinin başında da kendisinin bulunduğunu söyledi. Soruşturma sürecindehukukçular sivil bir şahıs olan Varank’ın aramaya katılmasını skandal olarak değerlendirmişti. Varank’ın mahkemede birçok soruya ‘bilmiyorum’ diye cevap vermesi de dikkat çekti.

Bir itiraf da bilirkişiden: Raporu tahmin üzerine yazdım
Zaman'da yer alan habere göre, böcekle ilgili sahte rapor yazdığı iddia edilen TOBB Üniversitesi Makine Mühendisliği Öğretim Üyesi Doç. Teyfik Demir’in, numuneleri görmeden, tamamen kendi tahmini üzerinden rapor yazdığı ortaya çıktı. Eski TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Hasan Palaz’ın “Bir veriden faydalandınız mı, kendi tahmininiz mi?” sorusuna itiraf niteliğindeki şu cevabı verdi: “Bize deneylerin tekrar edilmesi için malzeme getirilmedi. Benden mütalaa yazmam istendi. Tüm rapor da verilmedi. Raporun ilgili kısımları gönderilip rapor yazmam istendi. Bunu deneyerek yapmadım. Bunun böyle olabileceğini söyledim.”

Alıcı ile ilgili tahminde bulunduk

Arama yapan MİT ekibinin başındaki isim Basri Aktepe idi. “Frekans taraması sırasında çok bariz bir sinyal duyduk. Uluslararası bir olay olma ihtimali olduğunu düşündük. Alıcısı ile ilgili tahminde bulunmaya çalıştık.” diyen Aktepe’ye avukatlar “Böcek bulunduysa alıcısına ulaşmanız gerekmez mi, böceği neden söktünüz?” sorusunu yöneltti. Aktepe ise “A radyosunu kimin dinlediğini bulabilir misiniz? Verici yayın yapıyor, bir frekans yayınlıyor. Bu radyoyu dinleyenleri bulma imkanı var mı?” diye geçiştirdi. Mustafa Varank’ın böceklerin sökülerek götürüldüğü sözlerini de Aktepe yalanladı. Ayrıca DNA testi ve parmak izi yapılmadığını açıklayıp bunun adli bir olay olmadığını savundu.
Rapordaki tarihe müdahale itirafı

Tayyip Erdoğan’ın avukatı Ali Özkaya kimyasal maddenin prizde olduğunu ve ısı yaydığını söyleyerek TÜBİTAK raporunun gerçek olmadığını öne sürdü. TÜBİTAK yetkilisi Hamza Turhan ise, “Sıcaklık bu reaksiyonu hızlandırır. Maddenin rengi daha hızlı değişir. Dolayısı ile tarih geriye değil ileriye doğru gider.” deyip raporun tarihinin kesin olduğunu ifade etti. Sanık avukatı Hasan Hüseyin Taşpınar, “Tarih ileriye atar, dolayısıyla müvekkillerimizin o tarihte binada olduğu iddiası çökmüştür. Bu davanın ana omurgası bu bilirkişi raporudur.” dedi. Bu arada, Hasan Palaz’ı tehdit eden Başbakanlık Teftiş Kurulu Müfettişi Mehmet Emin Baysa’nın TÜBİTAK yetkilisi Hamza Turhan’ı da arayıp “Esnek olamaz mı tarihler?” dediği ortaya çıktı.

Böcek soruşturmasında skandallar zinciri

1-Böcek operasyonu, olaydan 2,5 yıl sonra başladı. 3 savcı değiştiren soruşturmada delil bulunamadı. Operasyonu 4. savcı (Durak Çetin) yaptı.

2-TÜBİTAK, böceğin üzerindeki yapıştırıcılardan üretim zamanını tespit edip raporlaştırdı. Ancak bakan raporun değiştirilmesini istedi. Baskı, kurumda istifalara yol açtı.

3-TÜBİTAK’ın yönetimi değiştikten sonra hukuk skandalı yaşandı. Yetki savcıda olmasına rağmen MİT’in talebiyle, rapor değişti. Böceğin oluşturulma tarihi öne çekildi.

4-MİT’in böceği bulduğu belirtilen aramada tutanak tutulmadı, kamera kaydı yapılmadı. Parmak izi, DNA kalıntısı ve delil aranmadı. Suç duyurusunda bulunulmadı.

5- Cihazın yapım tarihini öne çekip polisleri şüpheli duruma düşüren raporu, Erdoğan’ın oğluyla yaptığı belirtilen konuşmalara “hecelemeyle montaj” diyen ekip yazdı.


ZAMAN
http://www.samanyoluhaber.com/gunde...komployu-desifre-eden-skandal-itiraf/1072858/
 

elcevaz13

Profesör
Katılım
17 Şub 2008
Mesajlar
1,472
Tepkime puanı
19
Puanları
0
Yaş
39
Web sitesi
www.herkul.org
Sen bana şu kelimeleri anlatabilir misin



ABD ile nasıl iyi geçindiniz

ABD size iş yapmak için izin verdi, peki siz onlara ne verdiniz?

Acaba okul açmak adına, iş yapma adına elinizde bulunan devlet sırlarından bazısını ABD ye vermiş olabilir misiniz?

Ya da okul açtığınız yerlere ingilizce hocası diye CIA ajanı göndermiş olabilir misiniz?

Ya da Türkiye de ABD nin istediği bazı işler yapmış olabilir misiniz?

Eski bir CIA ajanının hocanıza ABD de oturum için kefil olması buna delil midir?
Eski MİT'çi Osman Nuri Gündeş'in Fethullah Gülen'in ve Orta Asya'daki Türk okullarının CIA tarafından desteklendiği yönündeki iddiaları, Washington Post'a konuşan eski ve muvazzaf Amerikalı istihbarat mensupları tarafından da doğrulanmadı. Post'un istihbarat konusunda uzman yazarı Jeff Stein, Gündeş'in "İhtilaller ve Anarşinin Yakın Tanığı" adlı son kitabındaki iddiaları 5 Ocak tarihli köşesinde mercek altına aldı. Yazıda Fethullah Gülen'in 1990'lardan bu yana CIA'e örtülü destek verdiği ve Orta Asya'daki Türk okullarında 130 CIA ajanı yerleştirildiği yönündeki iddialara Orta Asya'yla 'uzun süreli bağları olan' iki eski CIA yetkilisinin 'kuşkuyla yaklaştığı' ifade edilirken, Robert Bauer ve Graham Fuller'in görüşlerine yer verildi.
1995-97 arasında CIA'in Orta Asya ve Kafkaslar'daki operasyonlarının şefliğini yapan Robert Bauer, iddiaları 'düzmece' olarak nitelendirirken, "Benim görev süremce CIA'in Orta Asya'da 'ajanları' yoktu." dedi. Washington Post'a konuşan ve isminin verilmesini istemeyen muvazzaf bir CIA yetkilisi ise Gündeş'in yazdıklarının kendisine 'hiçbir şey çağrıştırmadığını' söyleyerek, Türk meslektaşını yalanladı.
Türkiye ve Türk dünyasına ilişkin görevler yapan eski CIA yetkilisi Graham Fuller ise Gündeş'in iddialarının üzerine Washington Post yazarı Stein'in deyimiyle 'soğuk su döktü'. Fuller, "Gülen okullarında 130 CIA ajanı olduğuna ilişkin hikâye bayağı vahşi." dedi. CIA'den 1987'de ayrıldığını ve şahsen bu konuda somut bilgisi olmadığını belirten Fuller, "Ancak güdülerim, bana iddianın son derece ihtimal dışı olduğunu söylüyor." şeklinde konuştu. Fuller, şöyle devam etti: "Böyle bir fikri, teşkilat içinde karşımdakinin yüzüne bakarak inandırıcı şekilde pazarlamayı tahayyül bile edemem. Nuri Gündeş'e gelince, kendisinin kim olduğunu ya da ne yazdığını bilmem. Fakat Türkiye'de bu konularda dolaşan oldukça vahşi iddialar var ve Gülen, gerçekten sıcak bir konu."
Stein, yazısında Gündeş'in Gülen'le ve okullarla ilgili iddialarına İngilizce kaynak olarak gösterdiği Paris merkezli Intelligence Online'ın bir iddiasını da sorguladı. Intelligence Online'a göre, Graham Fuller, CIA'in üniversitelere açılımla sorumlu elemanı olduğu iddia edilen George Fidas'ın yardımıyla Fethullah Gülen'e ABD'den oturum izni aldı. Bunun yanlış olduğunu söyleyen Fuller, şöyle konuştu: "Benim yaptığım, 2006'nın başlarında, Gülen'in düşmanları ABD'den Türkiye'ye iadesi için bastırırken FBI'ya bir mektup yazmaktı. 11 Eylül sonrası ortamda tehlikeli bir radikal olduğu yönünde söylentiler yaymaya başlamışlardı. FBI'ya yazdığım açıklamada görüşlerimi bildirdim. Gülen'in ABD'ye hiçbir şekilde güvenlik tehdidi teşkil etmediğini söyledim. Hâlâ da buna inanıyorum. Tıpkı günümüz İslam'ı konusunda çalışan ilim adamlarının geniş bir kesimi gibi."
http://fgulen.com/tr/turk-basininda...-Eski-MITciye-Bir-Tokat-da-Washington-Posttan
 

Ebu Computer

Kıdemli Üye
Katılım
11 Haz 2013
Mesajlar
24,982
Tepkime puanı
1,501
Puanları
113
Sayın @elcevaz13

Siz kafanızı kuma gömseniz de bizden bunu yapmamızı beklemeyin.

Başbakanlıkta böcek bulunduğu zaman:

1- Böceği koyan cemaatten
2- Savcısı hakimi cemaatten
3- Tübitak'ta ki bilir kişi cemaatten
4- Üst mahkemesi danıştayı yargıtayı cemaatten

Kimi kime şikayet edeceksiniz.

Böyle olunca aklanmak kolay olur elbette.

Alttaki karikatür olaylar başlamadan yıllar yılar önce yayınlanmıştı.

Selam ve dua ile...

yasama-y%C3%BCr%C3%BCtme-yarg%C4%B1-cemaat.jpg
 

Son.Fedai

Kıdemli Üye
Katılım
12 Şub 2007
Mesajlar
6,367
Tepkime puanı
136
Puanları
63
Yaş
54
Konum
Gaziantep
Web sitesi
www.elibolyazilim.com
Hocaefendi şahsi kusurların gizlenmesi gerektiğinden bahsederken yaşadığı üç hadiseyi misal verip buna benzer kusurlarını gizlediği on tane hadiseyi sayarım diyor amma hukuk-u amme söz konusu olduğu zaman o hatanın üsütü örtülemez diyerek önemli bir düsturdan bahsediyor.
Birincisi siz adamın aşufteye gittiğini nereden biliyorsunuz?

Adamları mı izliyorsunuz

İkincisi neden bu bilgiler hocanıza geliyor

Hocanız istihbarat başkanı mı?
 

elcevaz13

Profesör
Katılım
17 Şub 2008
Mesajlar
1,472
Tepkime puanı
19
Puanları
0
Yaş
39
Web sitesi
www.herkul.org
Sayın @elcevaz13

Siz kafanızı kuma gömseniz de bizden bunu yapmamızı beklemeyin.

Başbakanlıkta böcek bulunduğu zaman:

1- Böceği koyan cemaatten
2- Savcısı hakimi cemaatten
3- Tübitak'ta ki bilir kişi cemaatten
4- Üst mahkemesi danıştayı yargıtayı cemaatten

Kimi kime şikayet edeceksiniz.

Böyle olunca aklanmak kolay olur elbette.

Alttaki karikatür olaylar başlamadan yıllar yılar önce yayınlanmıştı.

Selam ve dua ile...

yasama-y%C3%BCr%C3%BCtme-yarg%C4%B1-cemaat.jpg
Ve Aleyküm Selam Muhterem kardeşim elbette başını kuma sokan gündüzü kendine gece yapar ama güneşi yok edemez o yüzden basiret ve ferasetle hadisat-ı alemi tahkik ve tedkik etmek lazım.Eğer sizin dediğiniz gibi olsaydı inanın böcekte bulunurdu ama maalesef sizin dediğiniz gibi memurinden olan herkes Vatan ve Milleti için aynı İmani hassasiyete sahip değil ama inşaallah sizin dediğiniz dua yerine geçer.Rabbimiz bütün memurini İman sahibi ehl-i takva eylesin devletin malı deniz yemeyen keriz mantığıyla hareket eden çapulculardan ve itikadsız din iman düşmanı vatan haini düzenbazlardan temizlendirsin.Amin.Memurinden olanlar ehl-i sünnet hangi cemaatten ve tarikattan olursa olsun mühim değil zira davasına sadıksa ondan bu Vatan ve Millete zarar gelmez.
Eskiden Hüseyin ÇELİK Beyin böyle iddialar için verdiği bir cevab vardı dinlemeğe değer:
Selam ve dua ile
 
Üst