Hristiyanlar Barnabas İncilinden Neden Korkuyor?

Dua Nur

Kıdemli Üye
Katılım
29 Nis 2007
Mesajlar
37,459
Tepkime puanı
247
Puanları
0
Barnabas gazeteci-yazar Aydoğan Vatandaş ile konuştuk.

BARNABAS İNCİLİ HALKTAN GİZLENMESİ GEREKEN KİTAPLAR LİSTESİNDE

Siz Barnabas İncili ile ilgili biri Roman ‘Kayıp Kitap Barnabas’ın Sırrı’ diğeri de ‘Apokrifal- adında iki kitap yazdınız. Nedir bu Barnabas İncili konusu?

Aziz Barnabas 1.yüzyılda bugünkü Mağusa yakınlarında bulunan Salamis'te yaşayan varlıklı Yahudi bir ailenin çocuğuydu ve asıl adı da Joseph’ti. Yolu Kudüs'e düşünce, orada Hz. İsa ile tanıştı.

Havarilerden biri olan Judas’ın ihaneti sonrasında Barnabas’ın Havari olduğuna inananlar olduğu gibi, bunu kabul etmeyenler de var. M.S 75 yılında Salamis’te öldüğüne inanılıyor. Mezarı MS 477 yılında, Salamis yakınlarında bulundu. Cesedin bozulmamış olduğu ve göğsünün üzerinde, azizin el yazması bir İncil'in olduğu gibi durduğu iddia edilmiştir.

Kıbrıs Başpiskoposu Anthemios, ceset ve İncil'i, Bizans'a götürüp, İmparator Zeno'ya sundu. Bizans imparatoru, bu olaydan sonra, Kıbrıs Kilisesi'ne bağımsızlık verdi.

Peki Barnabas’ın bir İncil yazdığının kanıtı var mı?

Var tabi. Hem de iki tane. Hristiyanlık tarihinde apokrif yani halktan gizlenmesi gereken kitapların listelendiği ‘Decretum Gelasianum olarak bilinen 6. yüzyıl Güney Gal listesi’, ile ‘Altmış Kanonik Kitabın Kataloğu olarak bilinen 7. yüzyıl Bizans listesi.’ Bu listeler Barnabas’ın da bir İncil yazdığını kesin olarak ortaya koyuyor.

SAHTE İNCİLİ BARNABAS İNCİLİ’NİN ORTAYA ÇIKMASINDAN KORKAN YAZMIŞ OLABİLİR

Ancak Hristiyanlar Barnabas İncili’nin sahte olduğunu söylüyorlar.

Piyasada, İtalyanca’dan Canon ve Ragg tarafından İngilizce'ye çevrilmiş ve 1907'de Oxford Üniversitesi matbaasında basılmış olan ve Aziz Barnabas’a atfedilen bir İncil var. Biri British Museum'da, diğeri de Washington Kongre Kütüphanesi'ndeydi.

Kongre Kütüphanesi'nden kitabın bir mikro-film kopyası ele geçirildi ve İngilizce çevirinin yeni bir baskısı Pakistan'da yapıldı. İşte bu İncil’de 1988’de Türkçe’ye çevrildi.

Hristiyanlar bu İncil’in sahte olduğu konusunda haklı olabilirler ama Müslümanlar tarafından yazıldığı konusunda haksızdırlar. Zira bu İncil’de Mesih’in Hz. Muhammed olduğu yazılıdır ki Kuran’ı biraz bilen bir Müslüman Kuran’da sadece Hz. İsa’dan Mesih olarak bahsedildiğini bilir. Dolayısıyla bu İncil’i bir Müslümanın yazmış olduğu düşünülemez.

Sizin teziniz ne peki?

Bence bu sahte İncil’i günün birinde gerçek Barnabas İncil’inin ortaya çıkması konusunda kaygı duyan birileri yazmış olabilir kafa karışıklığına neden olmak için. Nitekim bu kafa karışıklığı yaşanmaktadır da.

Biraz açabilir misiniz bu konuyu?

1980’lerin başında o dönemde Hakkari sınırları içerisinde bugün Şırnak sınırları içinde kalan Uludere’de bir mağarada köylüler tarafından bir İncil bulundu. Bu İncil önce Babat aşireti reisi Ferhan Babat’ın eline geçti. Sonra tarihi eser kaçakçılığı bağlamında Jandarma’nın ardından da Özel Harp Dairesi’nin eline geçti

Özel Harp Dairesi üzerinden de İncil’in bir kısmı Türkiye’nin belki de tek Aramice uzmanı Dr. Hamza Hocagil’e tercüme ettirildi. Hocagil o dönemde bu bilgiyi Zaman Gazetesi’nden bir gazeteciyle paylaşınca tercüme süreci durduruldu. Hakkari’de bulunan İncil’in son sayfasında Aziz Barnabas’ın yazdığı diğer 3 İncil’in de bulundukları yerler tasvir edilmişti ve benim bilgilerime göre bu İncil’lerin 2’si bulundu. Hocagil tercüme sırasında bu İncil'in Aziz Barnabas tarafından yazıldığını tespit etti. İşte bu İncil'den bahsedildiği zaman bile konuyu derinlemesine bilmeyenler, hemen Ortaçağ eserine atıfta bulunup bu İncil'in sahte olduğunu iddia ediyorlar.

BARNABAS İNCİLİ, HZ. MUHAMMED’DEN BAHSEDİLİYOR

Peki Ankara adliyesinde bulunan İncil, Hakkari’de bulunan İncil ya da bahsettiğiniz diğer nüshalardan biri olabilir mi?

Kitabın 1500 yıllık olduğu söylendi ancak bunun delili yok yani herhangi bir karbon testi yapılıp yapılmadığını bilmiyoruz. Ancak kitabın Aramice ve Süryanice yazılmış olması bunu düşündürttü. Zira Dr. Hocagil’in bir kısmını tercüme ettiği eser de Aramice ve Süryani alfabesiyle yazılmıştı. Ancak Hocagil bu İncil'in tercümesini yaptığı İncil olmadığını söylüyor. Hocagil'in tercüme ettiği İncil şöyle başlıyordu.

‘Ben Kıbrıslı Barnabius… Tespihe layık âlemlerin Rabbinden bir bütün olarak, Ruhül Kudüs’le Meşaha’ya vahyolunanı tıpkı İsa’dan duyduğum gibi, sadakatle 48 gök yılları sonunda, dördüncü nüsha olarak aynen yazıyorum.” Bu İncil'de bir de şöyle bir ayet vardı. 'Senden sonra bir peygamber gelecek ona tabi olanlar, dolgun başaklar gibi olacaklar.' İşte bu ayetle Fetih suresi arasında bir bağlantı var.

Nasıl?

Fetih suresi 29. ayette aynen şöyle deniyor. Hz. Muhammed'e tabi olanların vasıfları şöyle anlatılıyor: 'Onlar filizini yarıp çıkarmış, gittikçe onu kuvvetlendirerek kalınlaşmış, gövdesi üzerine dikilmiş bir ekine benzerler ki bu, ekicilerin de hoşuna gider.'

Hocagil'in tercümesini yaptığı bu ayette Kuran'daki bu ayetle uyum içindedir. Aslında Kuran günün birinde ortaya çıkması muhtemel bir İncil'in otantik olup olmadığı konusunda bize bir işaret veriyor.

BARNABAS İNCİLİ ÖZEL HARP DAİRESİ’NDE KORUNUYORDU

Nerede şu an bu İncil?

Dr. Hocagil’e göre en son Özel Harp Dairesi’nde korunuyordu bana anlatımına göre en azından 2000 yılına kadar. 1984 yılında bu İncil’in bulunduğuna ilişkin gazete küpürleri de elimizde. Ancak o dönemde bu İncil’in hikayesinin izi sürülmemiş. Tam bir perdeleme yapılmış. Ben işte Apokrifal’de bunun izini sürdüm.

Barnabas İncili’nin Hristiyanlık için önemi nedir?

Birinci yüzyıla ait Hz. İsa'nın konuştuğu dil olan Aramice bir İncil Hz. İsa ile ilgili Hristiyan dünyasındaki tüm genel kabulleri ve paradigmaları değiştirebilir.

Hristiyanlık kendisini yeniden tanımlamak zorunda kalabilir.

Hristiyanlık, İslam'a tasaffi edebilir. İncil, Kuran'a tabi olabilir. Mesih 'kelamdır.' Mesihin kitabının ortaya çıkışı bizzat Mesih'in zuhuru gibidir ve de elbette ki önemli bir Kıyamet alametidir.

Genelkurmay neden hiç bir açıklama yapmıyor bu konuda?

Şimdi gazete arşivleri ortada. Bu haberleri o tarihte yazan gazeteciler hala hayatta. Bu İncil'i Özel Harp Dairesi'nin kontrolünde tercüme eden Hoca hala hayatta. Bu yüzden cezaevine giren köylüler hayatta. O dönemde o bölgede bu hadiseye tanıklık eden kolluk güçleri, adli erkan, halktan insanlar hayatta. Bana o bölgeden yazan insanlar da oldu bu hadiseyi.

Yok dense, 'nerede o zaman’ diye sorulacak. Var dense, o zaman verin denecek. Susuluyorsa, bu bir devlet politikası olmalı. Ya da vakti gelmemiş olabilir. Ama en kötüsü bu İncil'i bazı kişilerin satmış olma ihtimaldir ki, bunu düşünmek bile istemiyorum. Türkiye coğrafi özelliği nedeniyle tarihi eser kaçakçılığının merkezi konumunda bir ülke. Böyle bir pazar var Türkiye'de. Devlet imkanları olan bazı insanlar bu pazarda tarihi eser kaçakçıları ile beraber hareket etmiş ya da ediyor olabilir.

“SEN HRİSTİYAN DÜNYASININ AYAĞININ ALTINDAKİ HALIYI ÇEKMEYE ÇALIŞIYORSUN”

Eski Kültür Bakanı Atilla Koç’un Barnabas İncili’ni sinema filmi yapmak isteğinize "Sen Hristiyan dünyasının ayağının altındaki halıyı çekmeye çalışıyorsun. Biz bu işte olmayız" mealinde sözlerle yanıt verdiği iddiası var. Anlatır mısınız bu konuyu?

2005 yılında benim Asala Operasyonları adında bir kitabım yayınlandı Alfa Yayınlarından. Alfa Yayınlarının sahibi Faruk Bayrak o dönemde AK Parti Milletvekili'ydi. Senaryomu ona götürmüştüm ilkin. Kendileri de bana yakında Bakan Bey gelecek ona bahsedersin demişti projeden. Öyle de oldu. Bakan Bey'in yanında Hüseyin Besli Bey de vardı. Yanı sıra bazı yayın evlerinin sahipleri vardı. Orada açtım konuyu. Aynen sorunuzdaki gibi yaşanmıştır olay.

on5yirmi5
 

Mesihçi

Ordinaryus
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
2,212
Tepkime puanı
91
Puanları
0
Diğerleri ne yapıyor bilmiyorum ama ben katıla katıla gülüyorum bu barnabas muhabbetine.Neresinden tutsanız elinizde kalıyor çünkü.
Mesela apokrif halktan saklanması gereken kitap anlamına gelmez.İncil olmayan ancak dikkate alınan,sözüne uyulan kitap demektir.Sadece Katolikler kullanır apokrifleri biz ciddiye almayız.Apokrif İslam'daki hadis eserlerine benzetilebilir Katoliklere göre önemi açısından.

Korkarım artık size de gülüp geçeceğim ve bir daha hiç bir konunuza yorum yapmayacağım.Diğer konuda sorduğum soruya kaçamak yanıtlar vermişsiniz.Bana ne papa denen adamın pis işlerinden.Ben size onu sormadım.Ben size neden ısrarla Hristiyanlar'ın sahtekar insanlar olduğunu ispatlamak peşindesiniz diye sordum.Artık cevabı biliyorum.Siz benim de sahtekar olduğumu sözlerimin dikkate alınmaması gerektiğini göstermeye çalışıyorsunuz.

Esen kalın.Paylaşmaya devam edin.Bu paylaştıklarınız sayesinde cennete gideceksiniz.Size güvenim sonsuz...
 

Dua Nur

Kıdemli Üye
Katılım
29 Nis 2007
Mesajlar
37,459
Tepkime puanı
247
Puanları
0
Diğerleri ne yapıyor bilmiyorum ama ben katıla katıla gülüyorum bu barnabas muhabbetine.Neresinden tutsanız elinizde kalıyor çünkü.
Mesela apokrif halktan saklanması gereken kitap anlamına gelmez.İncil olmayan ancak dikkate alınan,sözüne uyulan kitap demektir.Sadece Katolikler kullanır apokrifleri biz ciddiye almayız.Apokrif İslam'daki hadis eserlerine benzetilebilir Katoliklere göre önemi açısından.

Korkarım artık size de gülüp geçeceğim ve bir daha hiç bir konunuza yorum yapmayacağım.Diğer konuda sorduğum soruya kaçamak yanıtlar vermişsiniz.Bana ne papa denen adamın pis işlerinden.Ben size onu sormadım.Ben size neden ısrarla Hristiyanlar'ın sahtekar insanlar olduğunu ispatlamak peşindesiniz diye sordum.Artık cevabı biliyorum.Siz benim de sahtekar olduğumu sözlerimin dikkate alınmaması gerektiğini göstermeye çalışıyorsunuz.

Esen kalın.Paylaşmaya devam edin.Bu paylaştıklarınız sayesinde cennete gideceksiniz.Size güvenim sonsuz...

Barnabas İncili konusu sizi germiş baya neden acaba? Yoksa acaba ....demeyemi başladınız:))?
 

veri

Yasaklı
Katılım
8 Kas 2010
Mesajlar
0
Tepkime puanı
661
Puanları
0
mesihçi den çok seni germiş gibi:)
benzer mevzu açılmıştı.
orada da dedik üyelerin çoğu teşekkür etti haklısın dediler

hak incili bulsanız ne olucak
artık incil ile müslümanların alakası kalmadı
hadi hak incili buldunuz bunu kime okutcaksınız:)

bu hikayeyi tam aksine misyonerlerin uydurduğunu düşünüyorum
gerçek sahte farketmiyor bazı müslümanlara incil okutmak için iyi bir yöntem.
hadis miydi ayet miydi?
anımsamıyorum.
incil okunmaması içindi.
ayaağınızdan vurmayın diyorum ama:) nafile
 

Dua Nur

Kıdemli Üye
Katılım
29 Nis 2007
Mesajlar
37,459
Tepkime puanı
247
Puanları
0
mesihçi den çok seni germiş gibi:)
benzer mevzu açılmıştı.
orada da dedik üyelerin çoğu teşekkür etti haklısın dediler

hak incili bulsanız ne olucak
artık incil ile müslümanların alakası kalmadı
hadi hak incili buldunuz bunu kime okutcaksınız:)

bu hikayeyi tam aksine misyonerlerin uydurduğunu düşünüyorum
gerçek sahte farketmiyor bazı müslümanlara incil okutmak için iyi bir yöntem.
hadis miydi ayet miydi?
anımsamıyorum.
incil okunmaması içindi.
ayaağınızdan vurmayın diyorum ama:) nafile

Senide gerdi anlaşılan:))

Aydoğan Vatandaş bu konuda kitap yazma gereği duymuş ve röportaj vermiş. Belki korkmuşltur başına bir şey gelmesinden ve tarihe not düşmüştür röportaj vererek.

Barnabas incili ile ilgili her konuyu çok dikkatli takip ederim. Özellikle Peygamberimizin orada isminin geçiyor olması bazılarını rahatsız edrerken beni sevindiriyor. Başka dinden insanlar Kitabımızdaki varlığını asla kabul etmez, ama greçek Barnabas incili onların tüm inançalrını kökten yıkacağı için çok önemli. Uyduruk ve üç dört çeşidi olan kitaplarını yürürlükten kaldıracak bir kitap.
 

veri

Yasaklı
Katılım
8 Kas 2010
Mesajlar
0
Tepkime puanı
661
Puanları
0
geren kısmı gereksiz paylaşımlarınız.
peygamberimizin ismi şu anki tüm incillerde mevcut.
illa barnabas ı aramanıza gerek yok:)
 

Dua Nur

Kıdemli Üye
Katılım
29 Nis 2007
Mesajlar
37,459
Tepkime puanı
247
Puanları
0
farkında olmadan mesihçi de o bölümü ekledi foruma :)
cahillik zor zenaat:)
kabullenmek gerek.

Peki neden iman etmiyorlarmış?

İlahi buyruk bir insanın ilahi kitabında yer alırsa ve " yok ben ona değil, bir öncekine iman ediyorum" demenin vebalini bilmeleri gerekir.

İnandıkları peygamberden öncesine inanaNları kafir ilan ediyorlar ama, kendileri aynı şeyi yapıyor. Bu mantıklı bir davranış değil.

Demekki kitapları HZ Muhammed konusunda ya onları ikna edemiyor veya, kitapta bu bilgi yer almıyor!
 

veri

Yasaklı
Katılım
8 Kas 2010
Mesajlar
0
Tepkime puanı
661
Puanları
0
Peki neden iman etmiyorlarmış?

İlahi buyruk bir insanın ilahi kitabında yer alırsa ve " yok ben ona değil, bir öncekine iman ediyorum" demenin vebalini bilmeleri gerekir.

İnandıkları peygamberden öncesine inanaNları kafir ilan ediyorlar ama, kendileri aynı şeyi yapıyor. Bu mantıklı bir davranış değil.

Demekki kitapları HZ Muhammed konusunda ya onları ikna edemiyor veya, kitapta bu bilgi yer almıyor!
cahillik kısmı size söylenmişti ama üzerinize alınmamışsınız:)
siz kitabımızı okumuyor hadisleri ezberlemiyor musunuz?
peygamberimiz ismi ne
incil deki ismi ne
artı yahudiler nasıl yahudi dinini yücelticek birini beklediyseler
incile inananlar da aynı şekilde hristiyanlığı ihya etmelerini bekliyor.

sıkıntı ne biliyor musunuz.
irşad ve tebliğ için gerekli donanımda insanımız yok
islamiyeti seçenlerin tamamı kendi insiyatifleriyle geçiyorlar
büyük çoğunluğu bir müslümanla karşılaşmamış olmalı:) kesin cayarlardı

kalan kısmına mesihçi dilerse cevap verir.
benim işim değil:) bilmediğimden değil
 

MÜTEŞEKKÜR

Kıdemli Üye
Katılım
17 Ağu 2009
Mesajlar
6,938
Tepkime puanı
198
Puanları
0
BARNABAS-72. Allah'ın Elçisiyle İlgili İşaretler

ALDIĞIM BÖLÜMLERDEN...

İsa cevap verip, dedi.- «Ey Barnabas, şimdi senin için onu bilmenin zamanı değildir. Fakat, yakında kötü olan kendini ortaya koyacaktır. Çünkü, ben dünyadan ayrılacağım.»
O zaman, havariler ağlıyarak dediler: «Ey muallim, demek bizi bırakacaksınız? Sen bizi bırakmaktansa, biz ölelim, çok daha iyi!»
İsa cevap verdi: «Kalbiniz üzüntü çekmesin, korkmayın da; çünkü sizi ben yaratmadım, fakat sizi yaratmış olan yaratıcımız Allah sizi koruyacaktır. Bana gelince, ben şimdi, dünyaya selâmet getirecek olan Allah'ın Elçisi'nin yolunu hazırlamak için dünyaya gelmiş bulunuyorum. Fakat, sakın ola ki, aldatılmayasınız, çünkü, benim sözlerimi alıp, benim kitabımı kirletecek pek çok sahte peygamber gelecektir.»
O zaman, Arıdreâs dedi: «Muallim, bize bazı işaretler söyle ki, onu bilelim.»
İsa cevap verdi: .«Sizin zamanınızda gelmeyecek, fakat, sizden birkaç yıl sonra, kitabımın hükümsüz kılınacağı, o kadar ki, ancak otuz kadar mü'minin kalacağı bir zamanda gelecektir. Bu zamanda Allah dünya(dakilere) acıyacak ve bu bakımdan Elçisi'ni gönderecektir; (Elçisi'nin) üzerinde bir bulut duracak, buradan onun Allah'ın seçilmiş bir (kul)u olduğu bilinecek ve O'nunla tanınacaktır. Dinsizlere karşı büyük bir güçle gelecek ve yeryüzünde putatapıcılığı yıkacaktır. Ve, ben de seviniyorum ki, onunla Allah tanınıp, ta'zim edilecek ve ben de gerçek olarak tanınacağım; ve, benim insandan öte olduğumu söyleyenlerden öç alacaktır. Bakın, size diyorum ki, ay çocukluğunda ona uyku verecek ve büyüdüğünde o (ayı) ellerine alacaktır. Bırakın, dünya onu çıkarıp attığını fark etsin, çünkü o, putatapıcıları öldürecek; Allah'ın kulu Musa ve yaktıkları şehirleri ve çocuklarını öldürdükleri şehirleri bağışlamayan Yuşa çok daha fazlasını öldürmüştü; çünkü eski bir yaraya kişi ateş tatbik eder.
«O, bütün peygamberlerinkinden daha açık bir gerçekle gelecek ve dünyayı yanlış yere kullananı azarlayacaktır. Babamızın şehrinin kuleleri neş'eyle birbirlerini selamlayacaklardır; ve işte, putatapıcılığın (yüz üstü) yere kapaklandığının görüleceği ve benim de başkaları gibi bir insan olduğumu itiraf edeceği zaman, bakın, size söylüyorum ki, Allah'ın Elçisi gelmiş olacaktır.»


http://barnabas-incili.com/incil/barnabas/9/
 

MÜTEŞEKKÜR

Kıdemli Üye
Katılım
17 Ağu 2009
Mesajlar
6,938
Tepkime puanı
198
Puanları
0
BARNABAS-82

...İsa cevap verdi: «Ben, kuşkusuz İsrail ailesine bir kurtuluş peygamberi olarak gönderilmiş bulunuyorum; fakat, benden sonra Allah'ın tüm dünyaya gönderdiği Mesih gelecek; onun için yaratmıştır Allah dünyayı. Ve, o zaman tüm dünyada Allah'a ibadet edilecek ve rahmete erilecek, o kadar ki, şimdi yüz yılda bir gelen sevinç yılı Mesih'le her yerde her (bir) yıla inecek.»
Sonra, kadın su kabını bırakıp, İsa'dan duyduğu her şeyi bildirmek üzere şehre koştu.



BARNABAS-93.

Ve, bunu dediğinde kalabalık yaklaşıyordu ve kendisini tanıdıkları zaman, «Hoş geldinler sana ey Allah'ınız!» diye bağırmaya ve Allah'a yapıyorlarmış gibi saygı gösterilerinde bulunmaya başladılar. Bunun üzerine İsa büyük bir aah çekti ve dedi: «Gidin benim önümden ey deliler, çünkü, ben yerin açılıp da iğrenç sözlerinizden dolayı sizinle birlikte beni yemesinden korkuyorum!» Bunun üzerine insanlar dehşete kapılarak, ağlamaya başladılar.


O zaman, İsa sus işareti olarak elini kaldırdı ve dedi: «Siz var ya siz, ey İsrailîler, bir insan olan bana Allah'ımız demekle büyük hata işlediniz. Ve, korkarım ki, Allah bundan dolayı kutsal şehir üzerine, onu yabancılara köle ederek ağır bir belâ indirir Ey, sizi buna iten bin kez lanetli şeytan!»
Ve bunu deyip, İsa iki elleriyle yüzünü tokatladı, bunun üzerine öylesine bir yas yükseldi ki, kimse îsa'nın ne dediğini duyamıyordu. Bu durum karşısında, Isa bir kez daha sus işareti olarak elini kaldırdı. Ve, halk ağlamayı bırakınca, bir kez daha konuştu: «Göğün huzurunda itiraf ediyor ve yer üzerinde oturan her şeyi tanıklığa çağırıyorum ki, ben sizin dediğiniz, şeylerin tümüne yabancıyım; görüyor (sunuz) ki, ben, ölümcül (bir) kadından doğmuş, Allah'ın hükmüne tabi, diğer insanlar gibi yeme ve uyuma, soğuk ve sıcak dertlerini çeken bir insanım. Bu bakımdan, Allah hükmünü vereceği zaman; sözlerim benim insandan öte olduğuma inananların her birini bir kılıç gibi delip geçecektir.»
Ve, böyle dedik (ten sonra) îsa, çok büyük bir atlı kalabalığı gördü ve bundan Hirodes ve başkâhinle birlikte valinin gelmekte olduklarını anladı.
O zaman İsa dedi: «Ne belli, belki onlar da delirmiştir.»
[/COLOR][/B]
 

Mesihçi

Ordinaryus
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
2,212
Tepkime puanı
91
Puanları
0
Ah bu şakalara gülemiyorum artık.Neden geriliyorum biliyor musunuz?Çünkü körsünüz...
 

Ebu Kasım

Asistan
Katılım
21 Kas 2011
Mesajlar
313
Tepkime puanı
26
Puanları
0
Ah bu şakalara gülemiyorum artık.Neden geriliyorum biliyor musunuz?Çünkü körsünüz...

Halbuki bizde sizin için bu ifadeyi düşünüyoruz.
neden görmek istemiyorsunuzki?
dilerim ölmeden önce gerçeği görürsünüz
çünkü öldükten sonra gerçeği görmeniz birşey ifade etmeyecek
diyeceksinizki: Rabbımız Allah bize mühlet ver tekrar dünyaya dönelimde hatalarımızı düzeltelim ve sana güzel amellerle dönelim
ama Rab diyecekki geri dönüşünüz yok size elçilerimi gönderdim kitaplarımı gönderdim hepsini inkar edip isya n ettiniz
şimdi tadın bakalım azabı nasıl oluyormuş isyan etmek !
kur'anı kerimde bunu anlatan çok ayetler var

dileğim inşallah islamı bulur ve yaşarsınız ve cennette buluşuruz.
buda benim size hediyem olsun mesihçi:
Matematik Profesörü Jeffrey Lang'ın Müslüman oluş hikayesi

San Francisco Üniversitesinde hocalığa başladığım esnada Müslüman bir öğrencim vardı.



Dindar Katolik bir ailede yetiştiğiniz halde neden ateizmi seçtiniz?


Evet, hem Katolik bir ailede büyüdüm hem de 18 yaşına kadar Katolik okullarından eğitim aldım. Ateizmi seçtiğim sıralarda Tanrı'nın olmadığını düşünmeye başlamıştım. Aklımda şu sorular vardı: "Eğer Tanrı vardıysa neden yeryüzünde insanlar acı çekiyordu, açlıkla mücadele ediyorlardı, eğer bizi seviyorduysa neden hepimizi cennetine almıyordu?" Bu sorular aklımı karıştırmıştı, cevaplarını bulamadığım için de bir kaçış olarak ateizmi seçmiştim. Üniversite, yüksek lisans, doktora eğitimlerimi bir ateist olarak tamamladım. Bu sorular beni ateizme götürmüştü.

Peki, bu on yıllık süreçte ruhen ve vicdanen kendinizi nasıl hissediyordunuz? Sizi etkileyen herhangi bir şey oldu mu?


Aslında pek fazla bir şey hissettiğimi söyleyemem ama bu zaman diliminde sürekli aynı rüyayı görüp duruyordum. Hiç eşya olmayan bir odadaydım, bodrum katı gibi bir yerdi. Yer duvardan duvara halı kaplıydı. Siyah beyaz olduğunu hatırlıyorum. Bizden yukarda, önümüzde bir pencere vardı, bu pencereden inanılmaz bir ışık aydınlatıyordu odayı. Sadece erkekler vardı ve hepimiz dizlerimizin üzerinde, ışığın geldiği yöne doğru oturuyorduk. Oldukça tuhaftı, sanki hiç bilmediğim bir ülkede gibi hissetmiştim kendimi. Daha sonra başımızı eğerek yere koyduk, o anda dünyadaki her şeyin sustuğunu hissediyordum. Sonra tekrar dizlerimizin üzerinde oturduğumuzda en önde tek bir kişi fark ettim. Uzun beyazlı siyahlı bir elbise giymişti, başında ise büyük bir şey vardı. Ancak bu rüya beni bir arayışa sürüklememişti açıkçası.

Peki, İslamiyet ile ilk tanışmanız nasıl oldu?


San Francisco Üniversitesinde hocalığa başladığım esnada Müslüman bir öğrencim vardı. Başarılıydı ve iyi bir İngilizcesi vardı. Sohbetlerimiz din üzerine geçmiyordu, birbirimize herhangi bir şekilde bir şeyler ispatlamaya çalışmıyorduk. Sonraları beni ailesiyle tanıştırdı, evlerine gittim. Aradan zaman geçtikten sonra bana Kuran hediye ettiler.

Aslında ben bir din aramıyordum, neden bana verdiklerini de anlamış değildim. Kuran'ı büyük bir önyargıyla okumaya başladım. Ciddiyetle okunması gerekiyordu, anlaması çok da kolay değildi, alıştığım türden bir hitap şekli değildi çünkü. Ya ona teslim olmalıydınız ya da onunla savaşmalı. Çünkü inanmayanlara karşı büyük bir savaş açmıştı, eleştiriyor, tehdit ediyor ve meydan okuyordu. Ben ise karşı saftaydım. Bu savaşta canımı acıtan bir dezavantajım olduğunu hissettim çünkü bu kitabın yazarı beni benden daha iyi biliyordu. Sanki aklımı okurcasına her gece aklıma gelen sorunun cevabını, kitabı bir sonraki elime alışımda bana açık ve net bir şekilde veriyordu. Yıllardır kafamda oluşturduğum duvarları yerle bir ediyordu, şüphelerimi bir bir izale ediyordu. Bu savaşta yenilen taraf olmuştum. Bana tek seçenek bırakmıştı o da; Allah'a iman etmekti.

Nasıl Müslüman olduğunuzdan bahseder misiniz?


Üniversite'nin kilisesinin bodrum katında Müslüman öğrencilerin namaz kıldıkları bir mescid vardı. Bütün cesaretimi toplayarak oraya gittim ve Kelime-i Şehadet getirdim. Kelime-i şehadeti getirdikten sonra öğle namazı vakti gelmişti. Mescidde Hasan adında bir kardeş yüksek sesle ezan okudu. En öndeydi, beyazlı siyahlı bir elbisesi vardı, önünde de bir pencere, pencereden içeriye sızan ışık... Aman Allah'ım, bu benim gördüğüm rüyanın aynısıydı. Yine rüyada mıyım diye şüpheye düştüm. Hayır, kesinlikle rüyada değildim. Vücudum titrerken, gözlerimden yaşlar boşalıyordu.

Namaz kılmayı nasıl öğrendiniz? Bizimle ilk namazınızdaki hissiyatınızı paylaşır mısınız?


Müslüman olduğum gün cami imamı, bana namazın kılınışını açıklayan bir kitap verdi. Ancak Müslüman talebelerin endişeli olduklarını gördüm. Bana: "Acele etme, rahat ol, zamanla yavaş yavaş yaparsın" dediler. Ben de kendi kendime, 'namaz bu kadar zor mu?' dedim ve talebelerin dediklerini önemsemeyerek, hemen vaktinde beş vakit namaz kılmaya karar verdim. İlk namaz denemesi için kendime güven gelince yatsı namazını kılmaya karar verdim. Vakit gece yarısıydı, kitabı alıp banyoya girdim, kitabı açarak, kitaptaki talimatları dikkat ve incelikle uyguladım. Abdest bitince odanın ortasında durup, kapı ve pencerelerin kapalı olmasından emin olduktan sonra kıble olarak bildiğim tarafa yöneldim, derin bir nefes aldım ve elimi kaldırarak alçak bir sesle 'Allahu Ekber' dedim.

"İlk secdede zorlandım"


Kimsenin beni işitmemesini ve görmemesini umuyordum. Yavaş yavaş Fatiha suresi ile kısa bir sureyi Arapça olarak okudum. Öyle zannediyorum ki herhangi bir Arap beni dinlemiş olsaydı benim okumamdan bir şey anlamayacaktı. İkinci bir tekbir alarak Rükûa gittim. Rükûda biraz tedirginlik hissettim, çünkü hayatımda hiç kimseye eğilmemiştim. Odada yalnız olduğumu hatırlayınca sevindim. 'Subhane Rabbiyel Azim' dediğimde kalbimin hızla çarptığını hissettim. Tekrar tekbir getirerek doğruldum ve artık secdeye varma zamanı gelmişti. Secdeye varmak üzere ellerimi ve dizlerimi yere koyunca dona kaldım. Secdeye gidemiyordum! Efendisinin önünde başını yere koyan köle gibi yüzümü, burnumu yere koyup kendimi zillet sandığım bir duruma düşüremiyordum. Üstelik bacaklarımı da katlayamıyordum. Utandım. Gülünç duruma düştüm zannettim. Bu durumda beni gören, arkadaş ve tanıdıklarımın önünde acınacak ve alay edilecek halimi düşündüm. Arkadaşlarımın kahkahalarını duyar gibi oluyordum... Bir müddet tereddüt ettikten sonra derin bir nefes aldım başımı seccadeye koydum, zihnimdeki bütün düşünceleri attım. Dikkatimi dağıtacak düşüncelere yer vermeden ikinci secdeye de vardım. Bu esnada kendi kendime 'Daha önümde üç tur daha var' diye düşündüm ama kararlıydım. Neye mal olursa olsun bu namazı tamamlayacaktım. Kalan rekâtlarda işler gittikçe daha da kolaylaşıyordu. Son secdede tam bir sükûnet hissettim. Nihayet teşehhütten sonra selam verdim.

Kelimelerle ifade edilemez bir lezzet...


Selamdan sonra bulunduğum yerde olduğum gibi kaldım, geriye dönüp nefsimle giriştiğim savaşı aklımdan geçirdim, bir savaştan çıktığımı hissettim sonra başımı önüme eğerek mahcup bir şekilde: 'Allah'ım tekebbürümden (kibrimden) dolayı beni bağışla, uzak bir yerden geldim ve daha önümde kat edilecek uzun bir yol var' diye dua ettim. Bu esnada daha önce hiç yaşamadığım bir şeyi hissettim. Bunu kelimelerle ifade etmek mümkün değil. Vücudumun, kalbimin bir noktasından çıktığını hissettiğim ve anlatmaktan aciz kaldığım bir dalga kapladı. Soğuk gibiydi, ilk etapta irkildim. Vücuduma olan etkisinden ziyade garip bir şekilde duygularımı etkiledi ve görünür bir rahmetin varlığını hissettim. Bu rahmet sonra içime nüfuz ederek içimde kaynamaya başladı. Sonra sebebini bilmeden ağlamaya başladım. Uzun bir süre başım eğik bir şekilde öylece diz üstü kaldım.

"Namaza ihtiyaç duyduğumu fark ettim"


Ağlamam durunca, yaşadığım deneyimin akıl ile izah etmenin mümkün olmadığını anladım. Bu esnada idrak ettiğim en önemli husus ise, benim Allah'a ve namaza şiddetle muhtaç olduğum gerçeği oldu. Yerimden kalkmadan önce de şu duayı yaptım: 'Allah'ım bir daha küfre girmeye cüret edersem beni, o küfre girmeden önce öldür ve bu hayattan kurtar. Hata ve eksiksiz yaşamanın çok zor olduğunu biliyorum. Ancak şunu yakinen biliyorum ki, bir tek gün dahi olsa sensiz yaşamak senin varlığını inkâr etmem mümkün değildir.'

Jeffrey Lang Kimdir?


Jeffrey Lang 1954 yılında Amerika'nın Connecticut eyaletinde dünyaya geldi. Katolik bir ailenin çocuğu olan Lang, dindar okullarda eğitim hayatını sürdürdü. Başarılı bir şekilde eğitimine devam ederek San Francisco'da üniversite okudu. 18 yaşında önce ateizmi seçti, daha sonra da Kuran-ı Kerim'den etkilenerek Müslüman oldu. Şu an Amerika'nın en büyük üniversitelerinden biri olan Kansas Üniversitesinde Matematik Profesörü olarak hayatına devam ediyor. "Melekler de sorar; İslam'a Yolculuk", "Teslimiyet Mücadelesi" adlı kitapları bulunmaktadır.

http://www.milligazete.com.tr/haber...rey-lang-in-musluman-olus-hikayesi-151489.htm
 

Dua Nur

Kıdemli Üye
Katılım
29 Nis 2007
Mesajlar
37,459
Tepkime puanı
247
Puanları
0
Ah bu şakalara gülemiyorum artık.Neden geriliyorum biliyor musunuz?Çünkü körsünüz...

Bir gerginlik hissediyorum, biraz huzursuzluk. Sizi rencide etmek için söylemiyorum.

Ahiret alemi ile ilgili olabilir yaşadığınız ruh hali. En inan-mıyorum diyen kişilerin içinde bile bir acaba??? duygusu vardır ve onu yer bitirir. Kişileri doğruya yönelten vicdani etkilerdir bunlar. Bir bilim adamı bile yaşar bunu. Sonunda müslüman olur. Olaylaar bilimsel bakmak bu yüzden çok önemlidir. Günümüzde bilim artık din ile neredeyse ortaklaşa çalışacak hale gelmiştir.
 

veri

Yasaklı
Katılım
8 Kas 2010
Mesajlar
0
Tepkime puanı
661
Puanları
0
Bir gerginlik hissediyorum, biraz huzursuzluk. Sizi rencide etmek için söylemiyorum.

Ahiret alemi ile ilgili olabilir yaşadığınız ruh hali. En inan-mıyorum diyen kişilerin içinde bile bir acaba??? duygusu vardır ve onu yer bitirir. Kişileri doğruya yönelten vicdani etkilerdir bunlar. Bir bilim adamı bile yaşar bunu. Sonunda müslüman olur. Olaylaar bilimsel bakmak bu yüzden çok önemlidir. Günümüzde bilim artık din ile neredeyse ortaklaşa çalışacak hale gelmiştir.
bana da aynı şeyi söyledin sanırım başkası mi idi:) tam anımsamıyorum kafaya takmam çünkü
lakin bu gerginlik meselesini abartmayın.
bir gerginlik varsa bu forumdaki her insanda var:)
ellerine güç geçirseler diğerlerini katledicekler.
 
Üst