Hristiyanlıkta Cinler

Mesihçi

Ordinaryus
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
2,212
Tepkime puanı
91
Puanları
0
Vahiy 12:9, Kutsal Kitap’ta cinlerin kimliği konusundaki en açık ayettir: “Büyük ejderha -İblis ya da Şeytan denen, bütün dünyayı saptıran o eski yılan- melekleriyle birlikte yeryüzüne atıldı.” İblis’in cennetten atılışı simgesel olarak Yeşaya 14:12-15 ve Hezekiel 28:12-15’de tanımlanmıştır. Vahiy 12:4, İblis’in günah işlediğinde meleklerin üçte birini yanına aldığını bildiriyor gibidir. Yahuda 6, günah işleyen meleklerden söz eder. Kutsal Kitap cinlerin, İblis’le birlikte Tanrı’ya karşı asilik etmiş olan düşmüş melekler olduğunu belirtir.

İblis ve cinleri, şimdi Tanrı’yı izleyip O’na tapan bütün insanları yok etmeyi ve onları aldatmayı istemektedir (1 Petrus 5:8; 2 Korintliler 11:14-15). Cinler kötü ruhlar (Matta 10:1), temiz olmayan ruhlar (Markos 1:27) ve İblis’in melekleri (Vahiy 12:9) olarak tanımlanır. İblis ve cinleri dünyayı kandırır (2 Korintliler 4:4), Hristiyanlar’a saldırır (2 Korintliler 12:7; 1 Petrus 5:8) ve kutsal meleklerle savaşır (Vahiy 12:4-9). Cinler ruhsal varlıklardır ama fiziksel biçimlerde görünebilirler (2 Korintliler 11:14-15). Cinler/düşmüş melekler Tanrı’nın düşmanlarıdır ama onlar yenik düşmanlardır. “Sizde olan, dünyadakinden üstündür” (1 Yuhanna 4:4).

Kutsal Kitap cine tutulan ya da cinler tarafından etkilenen insanlar hakkında örnekler verir. Bu örneklerden cinlerin etkisinin bazı belirtilerini görebilir ve bir insanın cine nasıl tutulduğu konusunda anlayış kazanabiliriz. Kutsal Kitap’ta bununla ilgili olan ayetlerden bazıları şunlardır: Matta 9:32-33; 12:22; 17:18; Markos 5:1-20; 7:26-30; Luka 4:33-36; Luka 22:3; Elçilerin İşleri 16:16-18. Bu ayetlerden bazılarında, cine tutulmuşluk, konuşamamak, sara benzeri belirtiler, körlük vb. gibi fiziksel rahatsızlıklara neden olur. Başka durumlarda, kişinin kötü şeyler yapmasına neden olur, bunun en büyük örneği Yahuda’dır. Elçilerin İşleri 16:16-18’da, ruhun bir köle kıza öğrenmiş olduklarının ötesinde olan şeyleri bilme konusunda bir yetenek verdiği görülmektedir. Birçok cine tutulmuş olan (Tümen) Gadaralı adamın insanüstü bir kuvveti vardı ve mezar taşlarının arasında çıplak olarak yaşıyordu. Kral Saul, Rab’be isyan ettikten sonra, kötü bir ruh ona sıkıntı çektiriyordu (1 Samuel 16:14-15; 18:10-11; 19:9-10), bunun belirgin etkisi de depresyonlu bir ruh hali ve içinde Davut’u öldürmek için artan bir arzunun bulunmasıydı.

Böylece cine tutulmanın birçok olası belirtisi vardır. Bunların arasında şunları sayabiliriz: Gerçekten var olan bir fiziksel bir sorundan ötürü olamayacak fiziksel bir bozukluk, depresyon ya da saldırganlık gibi kişilik değişimi, doğaüstü kuvvet, utanmaz bir açık saçıklık, anti sosyal davranışlar ve belki de kişinin doğal olarak bilemeyeceği bilgileri paylaşma yeteneği. Bu özelliklerin hepsi değilse de, hemen hemen hepsinin başka açıklamaları olabileceğine dikkat etmek önemlidir. Bu yüzden her morali bozuk ve depresyondaki insanı ya da sarası olan kişiyi cine tutulmuş şeklinde etiketlememek çok önemlidir. Diğer yandan, batılı kültürler cinlerin insanların hayatındaki rolünü büyük bir olasılıkla yeterince ciddiye almamaktadır.

Bu fiziksel ya da duygusal farklılıklara ek olarak, cinlerin etkisini gösteren ruhsal özelliklere de bakılabilir. Bunlara, bağışlamayı ret etmek (2 Korintliler 2:10-11) ve özellikle İsa Mesih ve kefaret edici işi konusunda sahte doktrine inanmak ve sahte doktrinleri yaymak (2 Korintliler 11:3-4, 13-15; 1 Timoteos 4:1-5; 1 Yuhanna 4:1-3) da dahil olabilir.

Hristiyanlar’ın yaşamlarına cinlerin karışması hakkında, elçi Petrus, bir inanlının şeytan tarafından etkilenebileceğine bir örnektir (Matta 16:23). Bazıları, kuvvetli şeytanî etki altında olan Hristiyanlar’dan “cinlenmiş” olarak söz ederler ancak Kutsal Kitap’ta bir inanlının cine tutulmuş olduğuna hiçbir örnek yoktur. Tanrıbilimcilerin çoğu, inanlının içinde Kutsal Ruh yaşadığı için onun cine tutulamayacağına inanır (2 Korintliler 1:22; 5:5; 1 Korintliler 6:19) ve Tanrı’nın Ruhu bir cinle aynı yerde oturmayacaktır.

Bize bir kişinin kendini cine tutulmaya tam olarak nasıl açtığı söylenmemiştir. Eğer Yahuda’nın durumu bir örnek oluşturuyorsa, Yahuda yüreğini kötülüğe—bu durumda kötülüğe açmıştır (Yuhanna 12:6). Bu yüzden eğer kişi yüreğinin alışkanlık haline gelmiş bir günah tarafından yönetilmesine izin verirse, bunun onun içine bir cinin girmesi için bir davet oluşturması mümkün olabilir. Misyonerlerin deneyimlerinden, cine tutulma, putlara tapma ve büyücülükle ilgili malzemelerle de bağlantılı görünmektedir. Kutsal Kitap, putlara tapmayı aslında cinlere tapmakla tekrar tekrar bağlantılar (Levililer 17:7; Yasa’nın Tekrarı 32:17; Mezmur 106:37; 1 Korintliler 10:20), bu yüzden putlarla ilgilenmenin cine tutulmaya yol açması şaşırtıcı olmamalıdır.

Yukarıdaki ayetler ve misyonerlerin deneyimlerinden bazıları temel alındığında, birçok insanın (bilerek ya da bilmeyerek) bir günaha sarılarak ya da tarikatlarla bağlantılara girerek yaşamlarını cinlerin bulaşmasına açtıkları sonucuna varabiliriz. Örneklere, ahlaksızlık, kişinin bilinçliliğini değiştiren uyuşturucu/alkol kullanımı, asilik, acılık ve transandantal meditasyon dahil olabilir.

Üzerinde düşünülmesi gereken ek bir konu vardır. İblis ve kötü orduları, Rab’bin yapmalarına izin vermediği hiçbir şeyi yapamaz (Eyüp 1-2). Durum böyle olunca, İblis kendi amaçlarını yerine getirdiğini düşünerek, aslında Yahuda’nın İsa’yı ele vermesi durumunda olduğu gibi Tanrı’nın iyi amaçlarını yerine getiriyordu. Bazı insanlarda büyücülük ve cinlerin etkinliği konusuna sağlıksız bir ilgi oluşur. Bu akılsızca ve Kutsal Kitap’a aykırı bir durumdur. Eğer Tanrı’nın ardından gidersek, eğer O’nun sağladığı zırhı giyer ve O’nun kuvvetine güvenirsek (Efesliler 6:10-18), kötülerden korkacak bir şeyimiz olmaz çünkü Tanrı her şeyin üzerinde hüküm sürmektedir!

Cin çıkartmak (cinlere insanların içinden çıkmalarını emretmek), Müjdeler’de ve Elçilerin İşleri Kitabı’nda çeşitli kişiler tarafından uygulanıyordu: Mesih’in talimatlarını (Matta 10) yerine getirmenin bir parçası olarak İsa’nın öğrencileri tarafından; Mesih’in ismini kullanan başkaları tarafından (Markos 9:38); Ferisiler’in çocukları tarafından (Luka 11:18-19); Pavlus (Elçilerin İşleri 16) ve cin çıkaran bazı kişiler tarafından (Elçilerin İşleri 19:11-16).

İsa’nın öğrencilerinin cin çıkartmalarının amacının Mesih’in cinler üzerindeki egemenliğini göstermek (Luka 10:17) ve öğrencilerin de O’nun ismiyle ve O’nun yetkisiyle hareket ettiklerini kanıtlamak olduğu anlaşılmaktadır. Bu olay ayrıca onların imanını ya da imanlarının eksikliğini de ortaya koyuyordu (Matta 17:14-21). Cinleri kovma etkinliğinin öğrencilerin hizmeti için önemli olduğu açıktır. Ancak, cinleri kovmanın öğrencilik sürecinde gerçekte nasıl bir rol oynadığı açık değildir.

İlginçtir ki, Yeni Antlaşma’nın son kısımlarında cinlerle savaş konusunda bir değişiklik gözlenmektedir. Yeni Antlaşma’nın öğretici kısımları (Romalılar’dan Yahuda’nın sonuna kadar) cinlerin etkinliklerinden söz eder ancak onları kovma etkinliklerini ele almaz ve inanlılara böyle bir şey yapmaları da öğütlenmemektedir. Bize onlara karşı durmak için Tanrı’nın silahlarını kuşanmamız gerektiği söylenmiştir (Efesliler 6:10-18). Bize iblise karşı durmamız (Yakup 4:7), ona karşı dikkatli olmamız (1 Petrus 5:8) ve hayatlarımızda ona yer vermememiz (Efesliler 4:27) söylenmiştir. Ancak bize o ve cinlerini başkalarının içinden nasıl çıkartmamız gerektiği, hatta böyle bir şeyi düşünmemiz gerektiği bile söylenmemiştir.

Efesliler Kitabı, kötülüğün güçlerine karşı savaşta yaşamlarımızda zaferli olma konusunda bize açık talimatlar verir. İlk adım, Mesih’e iman etmektir (2:8-9) ki bu, “havadaki hükümranlığın egemeni”nin üzerimizdeki yönetimine son verir (2:2). Bundan sonra yine Tanrı’nın lütfuyla, Tanrı yolundan uzak alışkanlıkları üzerimizden sıyırıp atıp Tanrı yolunda olan alışkanlıklar giyinmeliyiz (4:17-24). Bu cinlerin kovulmasını değil, düşüncelerimizin yenilenmesini gerektirir (4:23). Tanrı’nın çocukları olarak O’na nasıl itaat etmemiz gerektiği konusunda birkaç pratik talimattan sonra ruhsal bir savaşın var olduğu bize hatırlatılmaktadır. Bu savaş, cinleri kovarak değil, cinler dünyasının hilelerine karşı durabilmemize yardım eden belirli silahlarla savaşılır (6:10). Cinlere karşı, gerçek, doğruluk, müjde, iman, kurtuluş, Tanrı Sözü ve duayla dururuz (6:10-18).

Tanrı Sözü tamamlandıkça, Hristiyanlar’ın ruh dünyasıyla savaşmak için ilk Hristiyanlar’dan daha fazla silahları olduğu görülmektedir. Cinleri kovma rolünün yerini büyük ölçüde, Tanrı Sözü aracılığıyla müjdeleme ve öğrencilik almıştır. Yeni Antlaşma’da ruhsal savaş yöntemleri cin kovmayı içermediğinden, böyle bir şeyi yapma konusundaki talimatların ne olduğunu belirlemek zordur. Eğer böyle bir şey gerekiyorsa, kişiyi Tanrı Sözü’ne ve İsa Mesih’in ismine maruz bırakmanın en iyisi olacağı görülmektedir.


 
Üst