Hz.Muhammed'in(s.a.v) nübüvvetine İncil'de işaret ediliyor.

alitufan2003

Profesör
Katılım
27 Ağu 2013
Mesajlar
1,370
Tepkime puanı
11
Puanları
0
Konum
Yalova
Allah-u Teâlâ tarafından Hazret-i İsa Aleyhisselâm’a verilen İncil’in asılları, daha sonraları insan sözü ile karıştırılıp tahrif edilmesine rağmen şu anda mevcut olan nüshalarda Peygamberimiz Muhammed Mustafa -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in geleceğine dair bazı işaretlere rastlanmaktadır.


İŞTE BUGÜN HRİSTİYANLARIN ELİNDE BULUNAN İNCİL'DEN İFADELER:


* “Bununla beraber ben size hakikatı söylüyorum; benim gitmem sizin için hayırlıdır. Çünkü gitmezsem Tecellici size gelmez. Fakat gidersem onu size gönderirim. Ve o geldiği zaman günah için ve hüküm için dünyayı ilzam edecektir.”
(Yuhanna: 16/7-8)



* “Size söyleyecek daha çok şeyim var, fakat şimdi dayanamazsınız. Ama o Hakikat ruhu gelince, size her hakikate yol gösterecek, çünkü kendiliğinden söylemeyecektir. Fakat her ne işitirse söyleyecek ve gelecek şeyleri size bildirecektir.”
(Yuhanna: 16/12-13)



* “Eğer beni seviyorsanız, emirlerimi tutarsınız ben de babaya yalvaracağım ve O size başka bir tecellici, hakikat ruhunu, verecektir; ta ki, daima sizinle beraber olsun.”
(Yuhanna: 14/15-16)



* “Fakat benim ismimle babanın göndereceği tecellici, ruhul-kudüs, O size her şeyi öğretecek ve size söylediği herşeyi hatırınıza getirecektir.”
(Yuhanna: 14/26)



* “Babadan size göndereceğim tecellici, babadan çıkan hakikat ruhu, geldiği zaman, benim için o şehâdet edecektir.”
(Yuhanna: 15/26)


Bunlar İsa Aleyhisselâm’ın hıristiyanların bugün ellerinde bulunan İncil’deki bizzat kendi ifadeleridir. İsâ Aleyhisselâm yakınlarına kendinden çok daha faziletli bir peygamberin geleceğini ve ona iman etmeleri gerektiğini bildiriyor. Aynı zamanda onun fazilet ve meziyetinin yüksek olduğunu haber veriyor.

İsa Aleyhisselâm Hazret-i Allah’ın indinde çok âlî bir peygamberdir. Allah-u Teâlâ ve Tekaddes Hazretleri onları çok sevdirdiği için onlar da seviyorlar. Yani bizim Enbiyâ-i İzam Hazerâtına sonsuz bir sevgi ile bağlılığımız ve onların fazilet ve meziyetini ortaya koymada kuvve-i beşeriyenin haricinde durumumuz var. Zira o peygamberdir.


“Ey İsrâiloğulları! Doğrusu ben, benden önce gelmiş Tevrat’ı tasdik edip doğrulayan, benden sonra gelecek ve ismi Ahmed olacak bir peygamberi müjdeleyen Allah’ın size gönderilmiş bir peygamberiyim.” (Saf: 6)
İşte buradan da anlaşılıyor ki birbirlerine karşı bağlılıkları, muhabbetleri, kaynaşmaları artmış, kardeşliğin özü husule gelmiştir. Aynı zamanda Muhammed Aleyhisselâm, İsa Aleyhisselâm’ın bütün sır ve esrarını Hazret-i Allah’ın izni ve emri ile hiç kimseden çekinmeden açık açık arzedecektir.

“O beni taziz edecektir. Çünkü benimkinden alacak ve size bildirecektir.”
(Yuhanna: 16/14)


Gerçekten demek istiyor ki:
“Allah-u Teâlâ’nın bana bahşettiği bir çok fazilet ve meziyetler var. Ben size bunları açıklamayacağım. Amma benim size duyurmadığımı, benim içyüzümü size olduğu gibi arzedecek. Allah-u Teâlâ’nın bana bahşettiklerini o size ifşa edecek.”

İsa Aleyhisselâm’ın ümmeti İsa Aleyhisselâm’ı anlayacak, sözünü dinleyip kavrayacak kemaliyete ermiş değil. Resulullah Aleyhisselâm Allah-u Teâlâ’nın nûrudur. O nur Ashâb-ı kiram’a tecelli ettiği için onları da nur yapmıştır. O nur sayesinde ilhamı, tecelliyatı iniyor. Çünkü kalp büyümüş oluyor. Bunun için derler ki “Üzüm üzüme baka baka kararır.” İyi kimseye bakarsan kalbin parlar. Kötü kimseye bakarsan gözün ve kalbin kararır.


O Allah-u Teâlâ’nın nûru olduğundandır. Mübarek kalb-i nebevîlerinin içi de nurdur. O mübarek sözleri de çok fasih olduğundan gerek İsa Aleyhisselâm hakkında olsun, gerek bütün mahlûkat hakkında olsun çok rahat anlaşılır. Anlayan anlar. İşte İsa Aleyhisselâm bunu dile getiriyor.
“Siz beni anlayacak durumda değilsiniz. Ama o, ümmetine beni anlatacak.” buyuruyor.

Bu sebepledir ki, ehl-i kitap âlimlerinden bazıları, beklenen peygamber geliverince hemen iman ettiler.


“Kendilerine kitap verdiklerimiz (Peygamber’i), kendi oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Kendilerini hüsrana uğratanlara gelince, onlar iman etmezler.” (En’am: 20)



 

cahid

Kıdemli Üye
Katılım
18 Ağu 2009
Mesajlar
6,118
Tepkime puanı
1,428
Puanları
113
Konum
Muamma...!
@Mesihçi 'nin de kulaklarını çınlatalım. Allahu a'lem hidayet nasib olur..
 

Mesihçi

Ordinaryus
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
2,212
Tepkime puanı
91
Puanları
0
Gerçeğin Ruhu ve Yardımcı, Kutsal Ruh'tur. Bu İncil'de açıkça yazılıdır. Ayrıca Hz. Muhammed ruh değil insandır. Diğer yandan yukarıdaki ayetlerde İsa Mesih bu Ruh'u kendisinin göndereceğini söylemiştir. Siz Hz. Muhammed'i, İsa Mesih'in gönderdiğine mi inanıyorsunuz? Bu böyle gider. Azıcık derinine bakın derim. İslam'a aykırı pek çok unsur göreceksiniz ve Hz. Muhammed'den bahsediliyor olamayacağını göreceksiniz.
 

Kimya_ı Saadet

Ordinaryus
Katılım
1 Nis 2013
Mesajlar
2,052
Tepkime puanı
219
Puanları
0
öteki gündem şu an Haber Türk'te benzer konuları işliyor. izlemenizi tavsiye ederim...
 

KARAMURAT-3

Kıdemli Üye
Katılım
11 Eki 2007
Mesajlar
4,706
Tepkime puanı
54
Puanları
0
Konum
Ankara
Web sitesi
mazlumlarvezalimler.blogcu.com
Gerçeğin Ruhu ve Yardımcı, Kutsal Ruh'tur. Bu İncil'de açıkça yazılıdır. Ayrıca Hz. Muhammed ruh değil insandır. Diğer yandan yukarıdaki ayetlerde İsa Mesih bu Ruh'u kendisinin göndereceğini söylemiştir. Siz Hz. Muhammed'i, İsa Mesih'in gönderdiğine mi inanıyorsunuz? Bu böyle gider. Azıcık derinine bakın derim. İslam'a aykırı pek çok unsur göreceksiniz ve Hz. Muhammed'den bahsediliyor olamayacağını göreceksiniz.

Siz Allah'a İsa Mesih diyorsunuz.(Bu açıkça şirktir)Hz.İsa ilah tanrı değildir.Etten kemikten yaratılmış insandır.

İbrani İncil'de Allah(c.c)Hz.Muhammed'i göndereceğini söylüyor. İbrani İncil'de Muhammed ismi geçiyor.Videoyu iyi izle.
 

Mesihçi

Ordinaryus
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
2,212
Tepkime puanı
91
Puanları
0
Siz Allah'a İsa Mesih diyorsunuz.(Bu açıkça şirktir)Hz.İsa ilah tanrı değildir.Etten kemikten yaratılmış insandır.

İbrani İncil'de Allah(c.c)Hz.Muhammed'i göndereceğini söylüyor. İbrani İncil'de Muhammed ismi geçiyor.Videoyu iyi izle.

Bir kere söz konusu bölüm sizin sonradan yazılmış dediğiniz Yuhanna'dır. Ayrıca orijinali İbranice değil Yunanca'dır. Söz konusu kelime de yardımcı anlamına gelen Parakletos'tur. Ahmet anlamına gelen/geldiği iddia edilen Periklitos değildir. İncil'de Allah'ın bir şey söylediğine inanıyorsanız konu kapanmıştır diğer yandan...

İsa Mesih'in Tanrılığı ise bir insanı yüceltmek değildir, Tanrı'nın kullarına olan sevgisidir. Ama çok ayrıntıya girmek istemem. Dilediğiniz gibi göreceksiniz elbette.
 

KARAMURAT-3

Kıdemli Üye
Katılım
11 Eki 2007
Mesajlar
4,706
Tepkime puanı
54
Puanları
0
Konum
Ankara
Web sitesi
mazlumlarvezalimler.blogcu.com
bir kere söz konusu bölüm sizin sonradan yazılmış dediğiniz yuhanna'dır. Ayrıca orijinali İbranice değil yunanca'dır. Söz konusu kelime de yardımcı anlamına gelen parakletos'tur. Ahmet anlamına gelen/geldiği iddia edilen periklitos değildir. İncil'de allah'ın bir şey söylediğine inanıyorsanız konu kapanmıştır diğer yandan...

İsa mesih'in tanrılığı ise bir insanı yüceltmek değildir, tanrı'nın kullarına olan sevgisidir. Ama çok ayrıntıya girmek istemem. Dilediğiniz gibi göreceksiniz elbette.



hirİstİyanlari hİdayet ve gerÇek kurtuluŞa davet


azİz ve celİl olan allah-u teÂlÂ

kur’an-i kerİm’İnde ŞÖyle buyuruyor:
“de kİ: O allah bİr tektİr.” (İhlÂs: 1)
hirİstİyanlar İse: “baba, oĞul, kutsal ruh”
dİyerek ÜÇ İlÂh kabul edİyorlar.
bu ne bÜyÜk bİr sapmiŞliktir.
allah-u teÂl İhlÂs sÛre-İ Şerİf’İnde
kesİn olarak beyan buyurmaktadir:
“doĞurmamiŞ, doĞurulmamiŞtir.” (İhlÂs: 3)
hirİstİyanlar İse: “İsa mesİh allah’in oĞlu” dİyorlar.
bundan bÜyÜk cehalet mİ olur?
halbukİ İsa aleyhİsselÂm kur’an-i kerİm’de haber verİldİĞİne gÖre ŞÖyle sÖylemİŞtİr:
“ben allah’in kuluyum. O bana kİtap verdİ
ve benİ peygamber yapti.” (meryem: 30)
hirİstİyanlar İse İsa aleyhİsselÂm’i İlÂhlaŞtirdilar.
bu ne bÜyÜk dalÂlettİr.
allah-u teÂl kehf sÛre-İ Şerİf’İnİn 4-5.
Âyet-İ kerİme’lerİnde ŞÖyle buyuruyor:
“ve ‘allah Çocuk edİndİ.’ dİyenlerİ uyarmak İÇİn.
bu hususta ne onlarin ne de atalarinin bİr bİlgİsİ vardir.
aĞizlarindan ne bÜyÜk sÖz Çikiyor! Onlar yalniz ve
yalniz yalan sÖylerler.”
hirİstİyanlar, hazret-İ allah’a evlÂt İsnat edİyorlar.
bu ne bÜyÜk aymazliktir.
allah-u teÂl Âyet-İ kerİme’sİnde buyurur kİ:
“muhammed İÇİnİzden herhangİ bİr adamin babasi deĞİl, fakat
o allah’in resul’Ü ve peygamberlerİn sonuncusudur.” (ahzÂb: 40)
hirİstİyanlar İse İncİl’de haber verİlmesİne raĞmen:
“bİz İsa’dan Ötesİnİ tanimiyoruz.” dİyorlar.
bunlar kendİ kİtaplarina dahİ İnanmiyorlar.
bu nasil bİr dİn anlayiŞidir?
 

KARAMURAT-3

Kıdemli Üye
Katılım
11 Eki 2007
Mesajlar
4,706
Tepkime puanı
54
Puanları
0
Konum
Ankara
Web sitesi
mazlumlarvezalimler.blogcu.com
Bir kere söz konusu bölüm sizin sonradan yazılmış dediğiniz Yuhanna'dır. Ayrıca orijinali İbranice değil Yunanca'dır. Söz konusu kelime de yardımcı anlamına gelen Parakletos'tur. Ahmet anlamına gelen/geldiği iddia edilen Periklitos değildir. İncil'de Allah'ın bir şey söylediğine inanıyorsanız konu kapanmıştır diğer yandan...

İsa Mesih'in Tanrılığı ise bir insanı yüceltmek değildir, Tanrı'nın kullarına olan sevgisidir. Ama çok ayrıntıya girmek istemem. Dilediğiniz gibi göreceksiniz elbette.


Son Peygamber Muhammed Aleyhisselâm’ın
İncil’de Haber Verilmesi:



Allah-u Teâlâ tarafından Hazret-i İsa Aleyhisselâm’a verilen İncil’in asılları, daha sonraları insan sözü ile karıştırılıp tahrif edilmesine rağmen şu anda mevcut olan nüshalarda Peygamberimiz Muhammed Mustafa -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in geleceğine dair bazı işaretlere rastlanmaktadır.

“Bununla beraber ben size hakikati söylüyorum; benim gitmem sizin için hayırlıdır. Çünkü gitmezsem Tecellici size gelmez. Fakat gidersem onu size gönderirim. Ve o geldiği zaman günah için ve hüküm için dünyayı ilzam edecektir.” (Yuhanna: 16/7-8)

“Size söyleyecek daha çok şeyim var, fakat şimdi dayanamazsınız. Ama o Hakikat ruhu gelince, size her hakikate yol gösterecek, çünkü kendiliğinden söylemeyecektir. Fakat her ne işitirse söyleyecek ve gelecek şeyleri size bildirecektir.” (Yuhanna: 16/12-13)

“Eğer beni seviyorsanız, emirlerimi tutarsınız ben de babaya yalvaracağım ve O size başka bir tecellici, hakikat ruhunu, verecektir; ta ki, daima sizinle beraber olsun.” (Yuhanna: 14/15-16)
“Fakat benim ismimle babanın göndereceği tecellici, ruhul-kudüs, O size her şeyi öğretecek ve size söylediği herşeyi hatırınıza getirecektir.” (Yuhanna: 14/26)

“Babadan size göndereceğim tecellici, babadan çıkan hakikat ruhu, geldiği zaman, benim için o şehâdet edecektir.” (Yuhanna: 15/26)

Bunlar İsa Aleyhisselâm’ın hıristiyanların bugün ellerinde bulunan İncil’deki bizzat kendi ifadeleridir. İsâ Aleyhisselâm yakınlarına kendinden çok daha faziletli bir peygamberin geleceğini ve ona iman etmeleri gerektiğini bildiriyor. Aynı zamanda onun fazilet ve meziyetinin yüksek olduğunu haber veriyor.

İsâ Aleyhisselâm onun hakkında böyle buyururken, Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz de onun hakkında şöyle buyuruyorlar:

“İnsanlar arasında Meryem oğlu İsa’ya dünyada ve ahirette en yakın olan benim. Bütün peygamberler kardeştir, bir babanın ayrı kadınlardan doğmuş evlatları gibidir. Dinleri birdir.” (Buhârî, Tecrid-i sarih: 1403)
Yani birbirlerini tasdik eden, birbirlerini doğrulayan, birbirlerini metheden ve Hazret-i Allah’ın yanındaki yüksek âli derecelerini belirten bir hitaptır.
İsa’nın, geleceğini haber verdiği Yunanca Paraklit ile, Latince Paraklitos, Arapça tam olarak Ahmed kelimesinin karşılığıdır. Bundan da maksat, bizim Peygamberimiz Hazret-i Muhammed Aleyhisselâm’dır.

Paraklit lafzı hıristiyanlarca “Hamdedici” veya “Kurtarıcı” anlamında kullanılmaktadır ve bu lafız “İnsanları küfürden kurtaran” Peygamberimize uygun düşmektedir.

Matta İncili’nin ve Luka İncili’nin “Göklerin melekûtunun yakın olduğu” şeklindeki ifadeleri (Matta: 13/31-32) Hazret-i Muhammed Aleyhisselâm içindir.
“Göklerin melekûtu, bir adamın alıp tarlasına ektiği bir hardal tanesine benzer. O tane ki, bütün tohumların gerçi en küçüğüdür; fakat büyüyünce, sebzelerden daha büyüktür ve ağaç olur; şöyle ki, göğün kuşları gelip onun dallarında yerleşirler.” (Matta: 13/31-32)

Çünkü son nebi Muhammed Aleyhisselâm’ın getirdiği İslâm, bidayette zayıftı fakat daha sonra çok kuvvetli hale gelmiştir.
İsa Aleyhisselâm Hazret-i Allah’ın indinde çok âlî bir peygamberdir. Allah-u Teâlâ ve Tekaddes Hazretleri onları çok sevdirdiği için onlar da seviyorlar. Yani bizim Enbiyâ-i İzam Hazerâtına sonsuz bir sevgi ile bağlılığımız ve onların fazilet ve meziyetini ortaya koymada kuvve-i beşeriyenin haricinde durumumuz var. Zira o peygamberdir.

“Ey İsrâiloğulları! Doğrusu ben, benden önce gelmiş Tevrat’ı tasdik edip doğrulayan, benden sonra gelecek ve ismi Ahmed olacak bir peygamberi müjdeleyen Allah’ın size gönderilmiş bir peygamberiyim.” (Saf: 6)
İşte buradan da anlaşılıyor ki birbirlerine karşı bağlılıkları, muhabbetleri, kaynaşmaları artmış, kardeşliğin özü husule gelmiştir. Aynı zamanda Muhammed Aleyhisselâm, İsa Aleyhisselâm’ın bütün sır ve esrarını Hazret-i Allah’ın izni ve emri ile hiç kimseden çekinmeden açık açık arzedecektir.

“O beni taziz edecektir. Çünkü benimkinden alacak ve size bildirecektir.” (Yuhanna: 16/14)
Gerçekten demek istiyor ki:

“Allah-u Teâlâ’nın bana bahşettiği birçok fazilet ve meziyetler var. Ben size bunları açıklamayacağım. Amma benim size duyurmadığımı, benim içyüzümü size olduğu gibi arzedecek. Allah-u Teâlâ’nın bana bahşettiklerini o size ifşa edecek.”
Bu sebepledir ki, ehl-i kitap âlimlerinden bazıları, beklenen peygamber geliverince hemen iman ettiler.

“Kendilerine kitap verdiklerimiz (Peygamber’i), kendi oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Kendilerini hüsrana uğratanlara gelince, onlar iman etmezler.” (En’am: 20)

Hazret-i Muhammed Aleyhisselâm İsa Aleyhisselâm’ın yeryüzüne tekrar geleceğini haber vermiştir:

“Hayatım kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki; çok sürmez Meryem oğlu İsa âdil bir hakem olarak inecek, haçı kıracak, domuzu öldürecek, cizye vergisini kaldıracak ve mal o kadar çoğalacak ki, onu kabul eden kimse bulunmayacaktır.” (Buhâri, Tecrid-i sarih: 1018)

“Vallahi Meryem oğlu İsa âdil bir hakem olarak mutlaka inecek ve haçı kıracak, domuzu öldürecek, cizye vergisini kaldıracak, genç dişi develer başıboş bırakılarak onlara rağbet edilmeyecek, bütün düşmanlıklar, küsüşmeler ve hasetlikler muhakkak surette kalkacak.

(İsa Aleyhisselâm) İnsanları mala dâvet edecek, fakat malı hiç kimse kabul etmeyecektir.” (Müslim: 155)

İsâ Aleyhisselâm İsrâiloğulları peygamberlerinin sonuncusudur.

Kendi zamanına kadar gelen dini hayatı tazelemiş, kendisinden sonra gelecek olan Ahmed-i Muhtar’ı açıkça ismiyle duyurmuş, fikir ve kanaatleri Hâtem-ül enbiyâ Muhammed Aleyhisselâm’a meylettirmiştir.

İsâ Aleyhisselâm’ın Tevrat’ı tasdik etmesi, haber verme itibariyledir. Zira Tevrat’ta hem İsâ Aleyhisselâm’a hem de son peygamber Muhammed Aleyhisselâm’a dair haberler vardı. Bu sebepledir ki İsâ Aleyhisselâm, Ahmed Aleyhisselâm’ın gelmesinin yakın olduğunu müjdelemek suretiyle bu husustaki haberlerin doğru olduğunu ispatlamıştır.

Ahmed; Allah-u Teâlâ’nın en çok methini yapan kişi mânâsına geldiği gibi, en çok methedilen veya kullar arasında en çok övülen kişi mânâsına da gelir.

Tevrat’ta İsâ Aleyhisselâm’ın gönderilmesine dair verilen müjde, onun gelişiyle gerçekleşmiş oldu. Muhammed Aleyhisselâm’ın geleceğine dair Tevrat’ın verdiği müjdeyi İsâ Aleyhisselâm tasdik ederek onun geleceğini müjdelemiş ve onun öncüsü olduğunu belirtmişti.
Bu, İsâ Aleyhisselâm’ın peygamberlik vazifelerinden birisi idi.

Ne gariptir ki; böyle söylediği halde, İsrâiloğulları’nın çoğu onu dinlemediği gibi, hıristiyanlardan birçoğu da bu hakikati gizlediler, tevil ve tahrif ettiler.

Yahudiler bir peygamberin geleceğini beklemekteydiler. Bu peygamberin kendilerinden olmasını istiyorlardı. Hıristiyan rahiplerinin birçoğu da yeni gelecek peygamberi bekleşmekteydiler.
Kendi kitaplarında müjdelenen peygamber, İsmail Aleyhisselâm’ın soyundan geliverince; çeşitli hilelerle, ithamlarla, düşmanlıklarla muhalefet ettiler.

Âyet-i kerime’nin devamında şöyle buyuruluyor:

“Müjdelenen peygamber onlara delillerle mucizelerle gelince ‘Bu apaçık bir sihirdir.’ dediler.” (Saf: 6)
Gerek yahudiler gerek hıristiyanlar Hazret-i Allah’a iman ederek değil de kendi arzularına uyarak bu peygamberin kendi nesillerinden gönderilmesini bekliyorlardı.

Vaktaki İsmail Aleyhisselâm’ın neslinden gönderildi. Onun apaçık bir peygamber olduğunu hakkıyla bildikleri halde yüz çevirdiler ve inkâra kalktılar.

İşte ırkçılığın insanlara bu kadar zararı ve tahribatı oluyor, ebedi azaba maruz bırakıyor. Gerek yahudi gerekse hıristiyanlardan ancak iman edenler kurtulmuştur.

Ey yahudi ve hıristiyanlar!

Siz bugün de Allah’ın huzurunda bulunduğunuzu düşününüz. Elinizi vicdanınıza koyup bir düşünürseniz o peygamber henüz bize gelmedi diyemezsiniz. Fetret devrinde kalanlar gibi bir mazeret göstermeye de kalkışamazsınız.

Allah-u Teâlâ size bütün hakikatleri açıklayan bir peygamber gönderdi. Siz bunu duydunuz ve bildiniz. Şimdi ne yüzle itiraz ediyorsunuz? Siz ilâhî hükmü arkaya attınız, nefsinizin arzusunu ilâh edindiniz. Kendi azabınızı kendi eliniz ve kendi isteğinizle bile bile hazırlamış oldunuz.

 

KARAMURAT-3

Kıdemli Üye
Katılım
11 Eki 2007
Mesajlar
4,706
Tepkime puanı
54
Puanları
0
Konum
Ankara
Web sitesi
mazlumlarvezalimler.blogcu.com
1016752_500651660006391_1296216767_n.jpg
 
Üst