İBN-İ TEMİYYE Doğan Çilingir-(İlâhiyatçı)

Kadir Razlık

Kısıtlı Erişim
Katılım
20 Ağu 2014
Mesajlar
2,280
Tepkime puanı
35
Puanları
0
Konum
manisa
Hatip, vâiz ve ilmî çok bir fakîh idi. Çok kitap yazdı. Şiî’leri ve Yunan feylesofları reddetti. Ehl-i sünnete uymayan yazılarından dolayı Mısır’da iki defa hapsedildi. Allâme İbn-i Hacerî Mekkî hazretleri, buna “Allahü teâlânın, ilmîni sapıtmasına sebep ettiği kimsedir.” buyurdu.
Sıfat-ı İlâhiyye hakkında sorulan suale verdiği cevap Ehl-i Sünnet âlimlerini gücendirmiştir.
Allahü teâlâyı insan suret ve siretinde kabul ettiği için Kahire kalesinin kuyusuna hapsedildi.
Ehl-i Sünnet âlimlerinin büyüklüğünü anlıyamamış ,tasavvufu inkar etmiş ve doğru yoldan ayrılmıştı. Nitekim Zehebî de aynı yola sapmıştı.
Ehl-i Sünnet âlimlerinden ayrıldı, İslâm âlemine fitne ve fesat ateşi saldı.
İmâm-ı Suyûti, Kamu’ul Mu’ârid kitabında buyuruyor ki, “İbn-i Teymiyye kibirli idi, kendinî beğenir, herkesten üstün görünmek, karşısındakini küçümsemek ve büyüklerle alay etmek âdeti idi.”
Mason Abduh’un yetiştirmelerinden Camiülezher’in eski rektörü Mustafa Abdurrazik Paşa diyor ki: “İbn-i Teymiyye fetva verirken, mezhebe uymaz, bulduğu delil ile hareket ederdi. Tasavvuf büyüklerinin keşfini inkâr ederdi.”
Yine Abdurrazik Paşa diyor ki, “Vehhâbilik, bir bakımdan İbn-i Teymiyye’ye bağlı olduğu gibi, son asrın müceddidi bildiğimiz M. Abduh’daki dinde reform fikirleri de bir bakımdan İbn-i Teymiyye’ye bağlıdır.”
İbn-i Teymiyye evliyanın büyüklerinden Sadreddinî Konevî hazretleri için diyor ki: “Muhyiddin-i Arabi’nin arkadaşı olan Sadreddin, Aklîyyat ile kelâm ilimlerinde üstadından daha ileride olmakla beraber, ondan daha kâfir, daha az bilgili, daha az imanlıdır. Bunların mezhebi kâfirlik olduğu için daha hünerli olanları,daha çok kâfir oluyorlar.”
İbn-i Teymiyye müslümana kâfir diyenin kendisinin kâfir olacağını bilmediği düşünülemez. Fakat şeriatı kendi sapık görüşüne uydurmaya kalktığı ve aklı ermediği hakikatleri inkar ettiği için dalâletten dalâlete sürüklenmiştir.
Kur’ân-ı kerîmi ve Hadîs-i şerîfleri Ehl-i Sünnet âlimlerinin yanlış anladıklarını iddia edecek kadar ileri gitmiş ve Ashâb-ı kirâmın bile çok yerde yanıldıklarını söylemiştir. Allah’ın dinîni kendisinin düzelttiğini, Kur’ân-ı Kerîmin mânasını sadece kendisinin anlamış olduğunu söylerdi.
Müşebbihe denilen bid’at fırkası gibi konuşur, Allahü teâlâya madde ve cisim derdi. Yaratanı insan şeklinde sanıyordu. Bu bozuk inancına o kadar saplanmıştı ki Şam Camiînin minberinde “Cenâb-ı Hak, gökten yere benim şimdi indiğim gibi iner.” diyerek minberden aşağı indiğini İbn-i Battuta haber veriyor.
Tatarhaniye fetva kitabında, Milel ve Nihal kitabında ve bütün Ehl-i Sünnet kitaplarında mücesseme ve müşebbihe fırkaları gibi düşünen ve konuşanların kâfir olduğu bildirilmiştir. İbn-i Teymiyye gibi Allahü teâlâ arş üzerinde oturur, iner, yürür gibi sözlerde bulunmak küfürdür.
Cehennem azabının kafirlere de sonsuz olmayacağını söylerdi. Dört mezhebin sözbirliği ile bildiklerine uymayan sözlerin küfür olacağını kabul etmezdi.
El-Cebel camiînde Hazret-i Ömer Radıyallahü anh’ın çok hata yaptığını söylemiştir. Hazret-i Ali Radıyallahü anh’ın ise üçyüz defa yanıldığını söylemiştir. Hadîs-i şerîfte ise “Allahü teâlâ, doğru sözü Ömer’in dili üzerine koymuştur ve Ömer hiç yanılmaz.” buyurulmuştur. İbn-i Teymiyye ise Hazret-i Ömer radıyallahü anh’ın yanıldığını söylemekle Hadîs-i şerîflere karşı gelmektedir. Halbuki böyle Hadîs-i şerîfleri bilmeyecek kadar cahil değildi, fakat bilgisinin çokluğu nisbetinde çok yanıldı.
İmâm-ı Gazalî’nin kitablarında mevzu hadîslerin çok olduğunu iddia ederdi. İbn-i Hacer-i Mekkî hazretleri, El-a’lâm bi kavatı il İslâm kitabında İbni Sübkî gibi âlimlerin kitaplarından alarak buyuruyor ki “İmâm-ı Gazalî’nin yazılarında kusur bulan kimse, ya hasetçidir veya zındıktır.” Zevacir S.37
İbni Battuta, İbni Hacer-i Mekkî, İbni Sübkî ve Ebû Hayyan Zahirî Endülûsî gibi sözleri senet olan derin âlimler, İbn-i Teymiyeyi Rafîzi saymışlardır. Hiç bir Ehl-i Sünnet âlimi İbn_i Teymiyye’yi övmemiştir. Talebeleri Zehebî ve İbnülkayyim gibi aynı yolun yolcuları onu göklere yükseltmiştir. Peygamber aleyhisselâmın anne ve babasına saldıran Aliyyül Kari ile Kur’ân-ı Kerîme mahluk diyen mason Abduh gibi kimseler İbn-i Teymiye’yi İmâm bilmişler, Ehl-i Sünnetten ayrılarak dalâlete düşmüşlerdir.
 

Ebu Computer

Kıdemli Üye
Katılım
11 Haz 2013
Mesajlar
24,997
Tepkime puanı
1,501
Puanları
113
Sayın @arvasi

İmam Birgivi nasıl bir zattır.

Müspet kabul edebilirmiyiz.

Selam ve dua ile...
 

bi husben

Kıdemli Üye
Katılım
7 Mar 2007
Mesajlar
5,664
Tepkime puanı
322
Puanları
83
Peygamberler bile hata yapar beşer olmalari munasebetiyle
hatasiz sadece allahtir
dolayisiyla sahabede hata yapabilir yapmistirda @arvasi sahabe hatadan münezzh miydi?
 

Kadir Razlık

Kısıtlı Erişim
Katılım
20 Ağu 2014
Mesajlar
2,280
Tepkime puanı
35
Puanları
0
Konum
manisa
Ebu Computer

İmâm-ı Birgivi'nin Vasiyetnâmesi
İmâm-ı Birgivî hazretleri buyuruyor ki: Kardeşlerime, evlâdıma ve âhiret yolcularına vasiyetimdir ki; Allahü teâlânın emrettiği şeyleri yapınız. Kâzâya kalmış namazlarınızı kılınız, kalmış zekâtlarınızı veriniz. Oruçlarınızı tutunuz. Üzerinize farz oluyorsa hac yapınız. Her Müslümanın öğrenmesi farz-ı ayn olan ilmihâl bilgilerini öğreniniz. Âlimlerin sohbetine devam ediniz. Güvenilir ve sağlam âlimlerin fetvasıyla amel ediniz. Tegannî dinlemeyiniz... “Sıla-i rahmi terk etme!”Hocanıza hürmet gösteriniz. Yol göstermek hâriç, hocanın önünden yürümeyiniz. Ondan önce söze başlamayınız ve yanında çok konuşmayınız. Hizmetini severek yapınız. Her yerde hocanın rızâsını gözetiniz, îtirâz etmeyiniz. Hocanızın yakınlarına da hürmet gösteriniz...
Akrabayı ziyâret etmeli, sıla-i rahmi, akraba ziyaretini terk etmemeli. Anne ve babanın haklarını gözetmeli, onlara karşı yüksek sesle konuşmamalı ve kızgın bakmamalı, günah olmayan emirlerini yapmalıdır. Dövmesine ve bağırmasına sabretmelidir. Karşılık vermemelidir.
Komşuların haklarını da gözetmelidir. Mümkün olduğu kadar komşuların ihtiyacını görmeli ve zarara uğrarlarsa yardım etmeli ve iyilik gelirse sevinmelidir. Diğer din kardeşlerini de sevmelidir. Kusurlarını mümkün mertebe affetmelidir...
Çok gülmekten, faydasız konuşmaktan sakınmalıdır. Alışverişte dînin emirlerine uymalı ve cemâate devam etmelidir. Bid’atlerden sakınmalı...


“Müminlere dua etmeli”
Duâya, Allahü teâlâya hamd ve senâ ile ve Resulüne salât ve selâm ile başlamalıdır. Dua ederken bütün müminlere dua etmeli, anneyi, babayı ve iyilik gördüğü kimseleri de dualarında anmalıdır. Yalvararak ve gizli dua etmelidir. Yalnız iken Allahü teâlâya yalvararak duâ etmeli, âcizliğini ve günâhlarını düşünerek ağlamalıdır. Allahü teâlâdan istikâmet, af, afiyet, rızâsına uygun muvaffakiyet istemelidir, îmânın gitmesinden korkup, dâima hüsn-i hatime (son nefeste îmân ile gitmeyi) istemeli, İslâm nîmetine her zaman şükretmelidir.
Çoluk-çocuğuna ilmihâlini (lâzım olan din bilgilerini) öğretip, İslâmiyete uymayan şeylerden korumalı ve sakındırmalıdır...




 

Kadir Razlık

Kısıtlı Erişim
Katılım
20 Ağu 2014
Mesajlar
2,280
Tepkime puanı
35
Puanları
0
Konum
manisa
Ebu Computer
meshurlarinsonsozleri_title.png
İmâm-ı Birgivi'nin Vasiyetnâmesi
İmâm-ı Birgivî hazretleri buyuruyor ki: Kardeşlerime, evlâdıma ve âhiret yolcularına vasiyetimdir ki; Allahü teâlânın emrettiği şeyleri yapınız. Kâzâya kalmış namazlarınızı kılınız, kalmış zekâtlarınızı veriniz. Oruçlarınızı tutunuz. Üzerinize farz oluyorsa hac yapınız. Her Müslümanın öğrenmesi farz-ı ayn olan ilmihâl bilgilerini öğreniniz. Âlimlerin sohbetine devam ediniz. Güvenilir ve sağlam âlimlerin fetvasıyla amel ediniz. Tegannî dinlemeyiniz... “Sıla-i rahmi terk etme!”Hocanıza hürmet gösteriniz. Yol göstermek hâriç, hocanın önünden yürümeyiniz. Ondan önce söze başlamayınız ve yanında çok konuşmayınız. Hizmetini severek yapınız. Her yerde hocanın rızâsını gözetiniz, îtirâz etmeyiniz. Hocanızın yakınlarına da hürmet gösteriniz...
Akrabayı ziyâret etmeli, sıla-i rahmi, akraba ziyaretini terk etmemeli. Anne ve babanın haklarını gözetmeli, onlara karşı yüksek sesle konuşmamalı ve kızgın bakmamalı, günah olmayan emirlerini yapmalıdır. Dövmesine ve bağırmasına sabretmelidir. Karşılık vermemelidir.
Komşuların haklarını da gözetmelidir. Mümkün olduğu kadar komşuların ihtiyacını görmeli ve zarara uğrarlarsa yardım etmeli ve iyilik gelirse sevinmelidir. Diğer din kardeşlerini de sevmelidir. Kusurlarını mümkün mertebe affetmelidir...
Çok gülmekten, faydasız konuşmaktan sakınmalıdır. Alışverişte dînin emirlerine uymalı ve cemâate devam etmelidir. Bid’atlerden sakınmalı...


“Müminlere dua etmeli”
Duâya, Allahü teâlâya hamd ve senâ ile ve Resulüne salât ve selâm ile başlamalıdır. Dua ederken bütün müminlere dua etmeli, anneyi, babayı ve iyilik gördüğü kimseleri de dualarında anmalıdır. Yalvararak ve gizli dua etmelidir. Yalnız iken Allahü teâlâya yalvararak duâ etmeli, âcizliğini ve günâhlarını düşünerek ağlamalıdır. Allahü teâlâdan istikâmet, af, afiyet, rızâsına uygun muvaffakiyet istemelidir, îmânın gitmesinden korkup, dâima hüsn-i hatime (son nefeste îmân ile gitmeyi) istemeli, İslâm nîmetine her zaman şükretmelidir.
Çoluk-çocuğuna ilmihâlini (lâzım olan din bilgilerini) öğretip, İslâmiyete uymayan şeylerden korumalı ve sakındırmalıdır...
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
@arvasi kardeşim yaş kaç senin?

Zannım senin çok genç biri olduğu yönünde...


upuzun yazıları bir de büyük yazıyla verince konu boğuluyor.
 

bi husben

Kıdemli Üye
Katılım
7 Mar 2007
Mesajlar
5,664
Tepkime puanı
322
Puanları
83
O kadar uzun kopyala yapiştir yazilari kimse okumaz
 

Ebu Computer

Kıdemli Üye
Katılım
11 Haz 2013
Mesajlar
24,997
Tepkime puanı
1,501
Puanları
113
Sayın @arvasi

Netice olarak İmam Birgivi hakkındaki görüşünüz nedir.
 

Kadir Razlık

Kısıtlı Erişim
Katılım
20 Ağu 2014
Mesajlar
2,280
Tepkime puanı
35
Puanları
0
Konum
manisa
bi husben sildim ,imam birgivi hazretleri osmanlı alkimlerinin büyüklerindendir ehli sünnettir en önemli eseri tarikatı muhammediye kitabı ve birgivi vasiyetnamesidir
 

Ebu Computer

Kıdemli Üye
Katılım
11 Haz 2013
Mesajlar
24,997
Tepkime puanı
1,501
Puanları
113
Sayın @arvasi

Şimdi bende size bilmediklerinizi anlatayım, İmam Birgivi İbni Teymiyye ekolündendir.

Hayatı boyunca bidatlar ile mücadele etmiştir.

Bu nedenle zaman zaman dönemin alimleri ve saray ilede arası açılmıştır.

Bizlere bıraktığı Berika adlı eser çok kıymetli bir eserdir.

İmam Birgivi hayatı boyunca bidatlar ile mücadele etmiş olmasına rağmen, türbelere mezarlara tapınma derecesine varan ritüller ile mücadele etmiş olmasına rağmen ne hikmettir bilinmez, şuan mezarı çaput bağlama yerine dilek dileme yerine dönmüştür.

%C4%B0mam-%C4%B1-Birgivi-4.jpg


Size tavsiyem o kafirdir bu kafirdir işlerini bırakmanız.

Milyarda bir ihtimal ile yalan yanlış yazıları alıntılayarak konular açtığınızı düşünsek bu milyarda 1 ihtimal sizi yakar bitirir.

Elimizde imanmetre yok, kim kafir kim mümin bilemeyiz.

Siz olabiliyorsanız birilerinin hidayetine vesile olmaya çalışınız.

Kişilere karşı suizanda bulunmaktan kaçınınız, hüsnü zan ile yaklaşınız.

Selam ve dua ile...
 

Kadir Razlık

Kısıtlı Erişim
Katılım
20 Ağu 2014
Mesajlar
2,280
Tepkime puanı
35
Puanları
0
Konum
manisa
bi husben peygamberlerde hata yapar ama vahiyle düzeltilir eshabı kiramın hepsi müctehitdi müctehidin yaptığı kıyas hatalıysa bir sevap doğruysa 10 sevap verilir müctehid olmayan din adamları dini konularda kafalarından fetva veremezler kendinden önce yaşamış müctehid alimleri kitaplarından nakletmeleri gerekir kafalarından konuşurlarda kendileri sapıttıkları gibi kendilerine de uyanlarıda saptırır örnek bir reformcu budaya perygamber diyor peygamber olmayan bir adama peyhamber demek inanmak küfürdür bu adamın kitabını alıp okuyan ve bu bilgileri kabul eden kişi de dinden çıkar böyle yazan din adamlarını ve kitapları uyarmamış dini görevdir
 

Kadir Razlık

Kısıtlı Erişim
Katılım
20 Ağu 2014
Mesajlar
2,280
Tepkime puanı
35
Puanları
0
Konum
manisa
Ebu Computer ibni teybiye kaza namazı yoktur kıldın kıldı kılmadın gerekmez der allahü tealayı yarattığı mahlukata benzetir imamı birgivinin vasiyetnamesini okudum bedir yayınevi basmıs kaza namazı kılın diyor ve allahü tealayı yarattığı kullara benzetmiyor
 

bi husben

Kıdemli Üye
Katılım
7 Mar 2007
Mesajlar
5,664
Tepkime puanı
322
Puanları
83
bi husben peygamberlerde hata yapar ama vahiyle düzeltilir eshabı kiramın hepsi müctehitdi müctehidin yaptığı kıyas hatalıysa bir sevap doğruysa 10 sevap verilir müctehid olmayan din adamları dini konularda kafalarından fetva veremezler kendinden önce yaşamış müctehid alimleri kitaplarından nakletmeleri gerekir kafalarından konuşurlarda kendileri sapıttıkları gibi kendilerine de uyanlarıda saptırır örnek bir reformcu budaya perygamber diyor peygamber olmayan bir adama peyhamber demek inanmak küfürdür bu adamın kitabını alıp okuyan ve bu bilgileri kabul eden kişi de dinden çıkar böyle yazan din adamlarını ve kitapları uyarmamış dini görevdir

Kulaktan dolma laflarla insanlar hakkında sui zanda bulunmaman senın ıcın daha hayırlıdır
ben bu adam dediğin adamın kitaplarını okudum.ve emin olki kuran ve hadis dayanağı olmadan meseleler hakkında açıklama yapmamıştır
her meseleyi ayete veya hadise dayandırmıştır.eğerki hadislerin çoğu günümüze ulaşmışsa bunun en buyuk pay sahıplerinden biride ibni teyimedir
onun aktardığı bilgileri kabul eden dinden çıkmaz.bunu idaa edenin kendisi dinden çıkar.çünkü ibni teymiye kuran ayetlerinden ve hadislerden başka bişey konuşmamıştır . Ha tasavvufu eleştirdiği içinse bu yüklenmeleriniz o hakiki tevhid ehli sufiler abdulkadir geylanı gibi zatlar için kotu söz soylememiştir onun tenkit ettiği tasavvuf vahdeti vucud ve savunucularıdır.

kendisi mucahittir moğollara karşı bizzat savaşa katılmış ve moğollarla savaşılması için başta emir olmak üzere herkesi teşvik etmmiştir.
 

bi husben

Kıdemli Üye
Katılım
7 Mar 2007
Mesajlar
5,664
Tepkime puanı
322
Puanları
83
Ebu Computer ibni teybiye kaza namazı yoktur kıldın kıldı kılmadın gerekmez der allahü tealayı yarattığı mahlukata benzetir imamı birgivinin vasiyetnamesini okudum bedir yayınevi basmıs kaza namazı kılın diyor ve allahü tealayı yarattığı kullara benzetmiyor

mesela örnek verebilirmisin nerde insanlara benzetmiş hangi kitabında hangi eserinde
 

Kadir Razlık

Kısıtlı Erişim
Katılım
20 Ağu 2014
Mesajlar
2,280
Tepkime puanı
35
Puanları
0
Konum
manisa
(İslâm ülkelerini tatar istilâlarından koruyanların ön safında çalışan ma’nevî önder, imâm-ı İbni Teymiyye idi) diyor.Tatar sözü ile, Cengiz imperatorluğunu kasd ediyorsa, altıyüz ellialtı (656) senesinde Hülâgü kâfirinin ordusundaki gürcü, acem ve tatarlar Bağdâdı yakıp yıkarken ve yüzbinlerce müslimânı kılınçdan geçirirken, ibni Teymiyye dahâ dünyâda yokdu. Altıyüzaltmışbir (661) hicrî senesinde Harrânda doğmuşdu. (İslâm Ansiklopedisi) beşinci cildinde (ibni Teymiyye, Moğollara karşı cihâd için va’z etmeğe me’mûr edildi. Altıyüzdoksandokuzda, va’z etmek için, Şâm civârında Şakhabda Moğollara karşı kazanılan zaferde bulundu) denilmekdedir. (Mir’ât-i Kâinât) kitâbının yüzotuzyedinci sahîfesinde (Hülâgünün torunlarından sultân Mahmûd Gâzân hân, altıyüzdoksandörtde Moğol devleti reîsi oldu. Bu sene, vezîri emîr Nevruzun nasîhatleri üzerine müslimân oldu. Kur’ân-ı kerîm okudu. O sene oruç tutdu. O gün, kumandanlarından, vezîrlerinden, askerinden dörtyüzbin kişi müslimân oldu) diyor. (Kısas-ı Enbiyâ)nın dokuzyüzotuzuncu sahîfesinde, (Gâzân Mahmûd hân, islâmiyyetin kuvvetlenmesi için elbirliği ederek kardeşçe çalışmasını, Mısr sultânı Nâsıra yazdı. Türkmâniyye sultânlarının dokuzuncusu olan Nâsır, bunu dinlemedi. Nâsırın askeri Mardin taraflarını yağma eyledi. Gâzân hân buna karşılık, altıyüzdoksandokuzda Halebe geldi. Humusda Nâsır bozguna uğradı. Gâzân hân, Kapçak adındaki kumandanla bir mikdâr askeri Şâmı almak için bırakıp kendisi memleketine gitdi. Nâsır, Mısrda asker toplayıp Şâma gönderdi. Kapçak bunu işitince, Şâmı muhâsaradan vaz geçip geri döndüler) demekdedir. Görülüyor ki, ön safda bulunan ma’nevî önder gibi yaldızlı kelimelerle övülen ibni Teymiyye, iki islâm askerinin harb etmesini kızışdırmış, kardeş kanı dökülmesine, binlerce müslimânın ölmesine sebeb olmuşdur. Seyyid Kutbun, ibni Teymiyyeyi bir islâm mücâhidi olarak gösterebilmek için kötülediği Gâzân hân ise, Tebrizde, pek kıymetli bir san’at eseri olan, eşi görülmemiş büyük bir câmi yapdırmış; oniki büyük medrese, sayısız tekkeler, hanlar, hayr işleri meydâna getirmişdi. Mekke ve Medîneye çok hediyyeler göndermiş, köyler vakf etmişdi. Ehl-i sünnet mezhebinde idi. Şemseddin Sâmi beğ, Gâzân hân için, (Adâleti, hakkı yerine getirmeği pek severdi. Çok fazîletleri, üstünlükleri vardı. Seyyidlere, âlimlere saygılı idi) demekdedir. İbni Teymiyye, Ehl-i sünnet âlimlerinin yapdıkları gibi bu iki islâm sultânına nasîhatlar verip, din kardeşi olduklarını söyleyip,(Kardeşlerinizin arasını bulunuz!) meâlindeki âyet-i kerîmeye uysaydı, zâten iyi niyyetli olan Gâzân hân ile, sultân Nâsır “rahmetullahi teâlâ aleyhimâ” birleşirler, yardımlaşırlar, büyük bir islâm imperatorluğu meydâna gelmesine sebeb olabilirdi. Târîhin gidişi, dünyânın yüzü bile değişebilirdi. Fekat, o bu hayrlı işi yapmadı. İlm adamlarını ve devlet başkanlarını birbirlerine düşürdü.
İbni Teymiyyeden önce, tatar kâfirleri islâm memleketlerini yakıp yıkarken ve milyonlarca müslimânı şehîd ederken müslimânların dinlerini, îmânlarını koruyan, ibni Teymiyye gibi, bid’at sâhibleri değildi. Burhaneddîn-i şehîd, Fahreddîn Râzi, Ömer Nesefî, Sadreddîn Konevî, şeyh Sa’dî Şirâzî ve dahâ nice Ehl-i sünnet âlimlerinin va’zları ve kitâbları ile Ahmed Rıfâî, imâm-ı Gazâlî, Necmeddîn Kübrâ, Ahmed Nâmıkî Câmî ve Abdülkâdir-i Geylânî gibi mürşidlerin “rahmetullahi teâlâ aleyhim ecma’în” yetişdirdikleri binlerce Evliyâ idi. Bu büyük âlimler, Velîler, milletleri, memleketleri hem irşâd etdiler, hem de cihâd edip, er olarak kâfirlerle döğüşdüler. Çoğu şehîd oldu. Târîh meydândadır.
 

Kadir Razlık

Kısıtlı Erişim
Katılım
20 Ağu 2014
Mesajlar
2,280
Tepkime puanı
35
Puanları
0
Konum
manisa
705 [m. 1305] senesinde, ibni Teymiyyeye yazılan bir mektûbda deniyor ki, (Kendini büyük âlim ve zemânının imâmı sanan din kardeşim! Seni Allah rızâsı için sevmişdim. Sana karşı olan âlimleri beğenmiyordum. Fekat, senin sevmeğe uymayan sözlerini işitince şaşırdım. Aklı olan kimse, güneş batınca, gecenin başlamasında şübhe eder mi? Sen, doğru yolda olduğunu ve (Emr-i bil ma’rûf) ve (Nehyi-anil-münker) yapdığını bildirmişdin. Maksadının ve niyyetinin ne olduğunu Allahü teâlâ bilir. Fekat, ihlâs insanın işlerinden belli olur. Senin işlerin, sözünün perdesini yırtmakdadır. Nefslerine uyanlara, sözleri çürük olanlara uyarak zemânındakilere sövmekle kanâ’at etmeyip, ölülere de kâfir damgasını basdın. Selef-i sâlihînden sonra gelenlere saldırdığın yetişmiyormuş gibi, Eshâb-ı kirâma ve bunların büyüklerine de dil uzatdın. Kıyâmet günü, bu büyükler, haklarını istedikleri zemân, ne hâle düşeceğini düşünmüyor musun? Sâlihiyye şehrinde, Câmi’ül-cebel minberinde, Hazret-i Ömerin “radıyallahü teâlâ anh” yanlış sözleri ve belâları vardır dedin. Bu belâlar ne imiş? Selef-is-sâlihînden hangi belâyı işitdin? Hazret-i Alînin “radıyallahü teâlâ anh” üçyüzden fazla hatâsı olduğunu söyliyorsun. Hazret-i Alî böyle olunca, senin doğru bir sözün olabilir mi? Şimdi sana karşı harekete geçiyorum. Müslimânları senin şerrinden korumağa çalışacağım. Çünki, azgınlığın haddi aşdı. Eziyyetlerin bütün dirilere ve ölülere ulaşdı. Mü’minlerin senin şerrinden sakınmaları lâzımdır.) İbni Teymiyyenin Selef-i sâlihînden ayrıldığını gösteren mes’eleleri Tâcüddînüs-Sübkî şöyle bildirmekdedir:1 — Talâk vâkı’ olmaz. Yemîn keffâreti vermek lâzımdır diyor. Kendisinden evvel gelen islâm âlimlerinden hiçbiri keffâret verileceğini bildirmedi.
2 — Hâid kadına verilen talâk vâki’ olmaz diyor.
3 — Amden, kasden terk edilen nemâzı kazâ etmek lâzım değildir diyor.
4 — Hâid kadının Kâ’beyi tavâf etmesi mubâhdır. Keffâret vermez diyor.
5 — Üç olarak verilen talâk, bir talâk olur diyor. Hâlbuki, bunu bildirmeden önce, icmâ’ul-müslimînin böyle olmadığını kendisi senelerce söylemişdir.
6 — İslâmiyyete uygun olmayan vergiler, bunu isteyene halâldir diyor.
7 — Bunlar tüccârdan alınınca, niyyet edilmese bile, zekât yerine geçer diyor.
8 — Suda fâre gibi hayvan ölünce necs olmaz diyor.
9 — Cünüb olanın, gece gusl etmeden nâfile nemâz kılması câizdir diyor.
10 — Vâkıfın yapdığı şarta i’tibâr olunmaz, diyor.
11 — İcmâ’ı ümmete uymayan kimse, kâfir olmaz ve fâsık olmaz diyor.
12 — Allahü teâlâ mahall-i havâdisdir ve zerrelerden yapılmışdır diyor.
13 — Kur’ân-ı kerîm, Allahü teâlânın zâtında yaratılmışdır diyor.
14 — Âlem, ya’nî her mahlûk, nev’i ile kadîmdir diyor.
15 — Allah, iyi şeyleri yaratmağa mecbûrdur diyor.
16 — Allahü teâlânın cismi ve ciheti vardır ve yer değişdirir diyor.
17 — Cehennem ebedî değildir, sonunda söner diyor.
18 — Peygamberlerin ma’sûm olduklarını inkâr ediyor.
19 — Resûlullahın “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” diğer insanlardan farkı yokdur. Onu vâsıta kılarak düâ etmek câiz olmaz diyor.
20 — Resûlullahı “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” ziyâret etmeğe niyyet ederek Medîne şehrine gitmek günâhdır diyor.
21 — Şefâ’at istemek için gitmek de harâmdır diyor.
22 — Tevrât ve İncîlin kelimeleri değil, ma’nâları değişmişdir diyor.
 

Kadir Razlık

Kısıtlı Erişim
Katılım
20 Ağu 2014
Mesajlar
2,280
Tepkime puanı
35
Puanları
0
Konum
manisa
İbni Teymiyye ve mücessime
Sual: İbni Teymiyye’nin, Allahü teâlâyı bir cisim olarak kabul eden mücessime fırkasından olduğu, kendi kitaplarında yazıyor mu?
CEVAP
Evet, kendi kitabında, hâşâ Allah’ın Arş’ın üstünde olduğunu ispat etmek için diyor ki:
Allah dilerse, bir sivrisineğin sırtına yerleşir de, sivrisinek Onun kudreti ve rububiyetinin lutfü ile Onu yüklenip kaldırır. Böyleyken Allah Arş’ın üzerine nasıl yerleşmez? (Beyan Telbis el-Cehmiyye, 1/568)

Bu konuda, Zahid-ül-Kevseri diyor ki:
İbni Teymiyye’nin Allahü teâlâ hakkındaki sözü işte budur. Sanki mabudunun sineğin sırtına oturması, gerçek bir işmiş gibi, bunu, Allahü teâlânın, sineğin sırtından daha geniş olan Arş’ın üzerinde karar kılmasına delil olarak ileri sürüyor! Allahü teâlâ, bundan münezzehtir. İbni Teymiyye ve yandaşlarından önce, insanlardan, böylesi akılsızca bir söz söyleyen bir kimseyi bilmiyorum. Bu öyle bir cinnet getirmektir ki, üzerinde hiçbir cinnet getirmek yoktur. Allah, onların vasfettiklerinden münezzehtir. Sineğin taşıdığı bir mabud tasavvur eden biri, muhatap bile alınmaz. (Makalat-ül-Kevseri, 301)

 

bi husben

Kıdemli Üye
Katılım
7 Mar 2007
Mesajlar
5,664
Tepkime puanı
322
Puanları
83
(İslâm ülkelerini tatar istilâlarından koruyanların ön safında çalışan ma’nevî önder, imâm-ı İbni Teymiyye idi) diyor.Tatar sözü ile, Cengiz imperatorluğunu kasd ediyorsa, altıyüz ellialtı (656) senesinde Hülâgü kâfirinin ordusundaki gürcü, acem ve tatarlar Bağdâdı yakıp yıkarken ve yüzbinlerce müslimânı kılınçdan geçirirken, ibni Teymiyye dahâ dünyâda yokdu. Altıyüzaltmışbir (661) hicrî senesinde Harrânda doğmuşdu. (İslâm Ansiklopedisi) beşinci cildinde (ibni Teymiyye, Moğollara karşı cihâd için va’z etmeğe me’mûr edildi. Altıyüzdoksandokuzda, va’z etmek için, Şâm civârında Şakhabda Moğollara karşı kazanılan zaferde bulundu) denilmekdedir. (Mir’ât-i Kâinât) kitâbının yüzotuzyedinci sahîfesinde (Hülâgünün torunlarından sultân Mahmûd Gâzân hân, altıyüzdoksandörtde Moğol devleti reîsi oldu. Bu sene, vezîri emîr Nevruzun nasîhatleri üzerine müslimân oldu. Kur’ân-ı kerîm okudu. O sene oruç tutdu. O gün, kumandanlarından, vezîrlerinden, askerinden dörtyüzbin kişi müslimân oldu) diyor. (Kısas-ı Enbiyâ)nın dokuzyüzotuzuncu sahîfesinde, (Gâzân Mahmûd hân, islâmiyyetin kuvvetlenmesi için elbirliği ederek kardeşçe çalışmasını, Mısr sultânı Nâsıra yazdı. Türkmâniyye sultânlarının dokuzuncusu olan Nâsır, bunu dinlemedi. Nâsırın askeri Mardin taraflarını yağma eyledi. Gâzân hân buna karşılık, altıyüzdoksandokuzda Halebe geldi. Humusda Nâsır bozguna uğradı. Gâzân hân, Kapçak adındaki kumandanla bir mikdâr askeri Şâmı almak için bırakıp kendisi memleketine gitdi. Nâsır, Mısrda asker toplayıp Şâma gönderdi. Kapçak bunu işitince, Şâmı muhâsaradan vaz geçip geri döndüler) demekdedir. Görülüyor ki, ön safda bulunan ma’nevî önder gibi yaldızlı kelimelerle övülen ibni Teymiyye, iki islâm askerinin harb etmesini kızışdırmış, kardeş kanı dökülmesine, binlerce müslimânın ölmesine sebeb olmuşdur. Seyyid Kutbun, ibni Teymiyyeyi bir islâm mücâhidi olarak gösterebilmek için kötülediği Gâzân hân ise, Tebrizde, pek kıymetli bir san’at eseri olan, eşi görülmemiş büyük bir câmi yapdırmış; oniki büyük medrese, sayısız tekkeler, hanlar, hayr işleri meydâna getirmişdi. Mekke ve Medîneye çok hediyyeler göndermiş, köyler vakf etmişdi. Ehl-i sünnet mezhebinde idi. Şemseddin Sâmi beğ, Gâzân hân için, (Adâleti, hakkı yerine getirmeği pek severdi. Çok fazîletleri, üstünlükleri vardı. Seyyidlere, âlimlere saygılı idi) demekdedir. İbni Teymiyye, Ehl-i sünnet âlimlerinin yapdıkları gibi bu iki islâm sultânına nasîhatlar verip, din kardeşi olduklarını söyleyip,(Kardeşlerinizin arasını bulunuz!) meâlindeki âyet-i kerîmeye uysaydı, zâten iyi niyyetli olan Gâzân hân ile, sultân Nâsır “rahmetullahi teâlâ aleyhimâ” birleşirler, yardımlaşırlar, büyük bir islâm imperatorluğu meydâna gelmesine sebeb olabilirdi. Târîhin gidişi, dünyânın yüzü bile değişebilirdi. Fekat, o bu hayrlı işi yapmadı. İlm adamlarını ve devlet başkanlarını birbirlerine düşürdü.
İbni Teymiyyeden önce, tatar kâfirleri islâm memleketlerini yakıp yıkarken ve milyonlarca müslimânı şehîd ederken müslimânların dinlerini, îmânlarını koruyan, ibni Teymiyye gibi, bid’at sâhibleri değildi. Burhaneddîn-i şehîd, Fahreddîn Râzi, Ömer Nesefî, Sadreddîn Konevî, şeyh Sa’dî Şirâzî ve dahâ nice Ehl-i sünnet âlimlerinin va’zları ve kitâbları ile Ahmed Rıfâî, imâm-ı Gazâlî, Necmeddîn Kübrâ, Ahmed Nâmıkî Câmî ve Abdülkâdir-i Geylânî gibi mürşidlerin “rahmetullahi teâlâ aleyhim ecma’în” yetişdirdikleri binlerce Evliyâ idi. Bu büyük âlimler, Velîler, milletleri, memleketleri hem irşâd etdiler, hem de cihâd edip, er olarak kâfirlerle döğüşdüler. Çoğu şehîd oldu. Târîh meydândadır.

Arkadaşım boyle kulaktan dolmalarla karamalarla gelmeyın lütfen
moğollarla sadece ayn calutta savaşılmamış daha sonrada savaşılmıştır
 
Üst