İbretane Bir Hadis

Ehl-i Sünnet

Kıdemli Üye
Katılım
5 Şub 2011
Mesajlar
3,061
Tepkime puanı
139
Puanları
0
Çok yanıldığımızı düşündüğüm bir husus var... Zannediyoruz ki "iyi müslüman" olmak, Allah'a karşı ibadet vazifelerini yerine getirmekten ibaret! Bir adam beş vakit namazını tam ve düzenli kılıyorsa [hele de camiye gidiyorsa], orucunu adam akıllı tutuyorsa, kurbanını kesiyor, hacca umreye gidiyorsa dört dörtlük müslüman! Hele bir de bolca hatim indiriyor, gece gündüz dua ve zikirle meşgul oluyorsa "nûrun alâ nûr!". Bu adam evinde eşiyle iyi geçinemiyormuş, çoluk çocuğuna iyi davranmıyormuş, komşularıyla, akrabalarıyla arası hoş değilmiş ne çıkar! O kadarcık kusur kadı kızında da var (!)

Peki gerçekten böyle mi? Gerçekten "iyi müslüman" olmak, sırf Allah'a karşı ibadet vazifelerini yerine getirmekle bitiyor mu? Hem sonra, kullarla arası iyi olmayan birinin Allah ile arası iyi sayılabilir mi? İbadetlerin amaçlarından birisi de kullara karşı davranışlarımıza çeki düzen vermek değil mi?

Bu konuda onlarca âyet, yüzlerce hadis sayabilirim. Ama şu aşağda zikredeceğim hadis öteden beri bana çok "dehşet verici" görünür... Bu hadis karşısında her bir müslümanın uzun uzun düşünmesi, kendi hayatını, insanlarla ilişkilerini gözden geçirmesi gerekir.

Ebu Hureyre (r.a.) rivayet ediyor:

Bir gün Allah Resûlü'ne (s.a.v.) bir kadından bahsediliyor. Deniliyor ki "halk arasında falan kadının ne kadar çok namaz kıldığı, oruç tuttuğu ve sadaka verdiğinden bahsediliyor. Ancak bu kadın diliyle komşularına eziyet veriyormuş". Bunun üzerine Allah Resûlü (s.a.v.) "o kadın ateştedir" buyuruyor. Sonra bir başka kadından söz edilerek deniliyor ki "halk arasında filan kadının namaz, oruç ve sadakasının az olduğu anlatılıp duruluyor. Sadaka olarak sadece yaptığı çökeleğin bir kısmını veriyormuş o kadar. Ama o kadın komşularına herhangi bir rahatsızlık vermiyormuş." Bunun üzerine Allah Resûlü "o kadın cennettedir" buyuruyor. (Müsned, 9675; Sahih-i İbn Hibbân, 5764; Müstedrek, 7304)

Hadis otoriteleri bu hadisin sahih olduğunu belirtiyorlar...

Şimdi bu gerçek karşısında ruhlarımızın irkilmesi, bellerimizin bükülmesi, dillerimizin tutulması işten bile değil! İyi müslümanlık, Rabbimizin farz kıldıklarını eksiksiz yerine getirdikten sonra insanlarla güzel ahlak esasına dayalı ilişkiler kurmaktır. İyi müslümanlık, çevresinde iyi tanınmakla, "bu kişi güzel ahlaklıdır, güvenilir biridir, adaletlidir, merhametlidir" intibaını bırakmakla oluyor. Mesele ne kadar çok hatim indirdiğiniz, tesbih çektiğiniz, nafile namaz kıldığınız değil ne kadar insan nezdinde bir yâd-ı cemil bıraktığınızla ilgilidir. Çevrenizdekiler sizi nasıl biliyor? Nasıl buluyor? Nasıl görüyor? Bir de bunları düşünmeli.

Şu mübârek Cuma gününde Rabbimizden niyazımız şu olsun:

"Rabbim! Bizleri Sana hakkıyla kulluk eden ve senin mahlukatınla iyi geçinen, güzel ahlaklı kullarından eyle."

(Soner Duman /05.Mayıs.2017/Cuma)
 
Üst