Hele Hidayet hanım diye tesettürlü bir akademisyen vardı, tartışmanın bir yerinde “kadına vurun ayeti keşke Kurân'ı tahrif etme pahasına değiştirilseydi” dedi.. Buyrun işte gelinen nokta bu!
Ben şunu anladım arkadaş: Tasavvuf ehli Nietzsche'yi tercüme etse bile imanı sağlam durur da bidat ehli islami ilimleri yalasa yutsa “keşke bu ayet tahrif edilseydi” der sümmü haşa!!!
sanki bu ayet olmasa diğerleri olsa diğer hepsi işine gelecekti.. Türkiye için sorun çok büyük esasında, insanlar eski nüfus cüzdanları ve daha önceki neslin kendini Müslüman doğmuşlarından doğmuş olarak bulmuş. Bu coğrafyada islam dini işine gelindiği gibi bir örf-adet olmuştur. Yoksa namaz - oruç- kurban - hac -umre den başka tekrarlanan alışılagelmiş ritüeller dışında bir islami tatbik söz konusu değildir. Yani şirk üzere kurulu bir düzenin parçası olup. İnsanlar cennet ve cehennemi bu ritüellerle hak edeceklerini sanıyorlar. Oysa kitap insanlara çok ağır bedeller ödemeden bir cennet vaad etmemektedir. mal -can, çocuklarından dahi vazgeçebilmeden, öldürmeden- öldürülmeden muhkem çok açıkca bahsetmekte-emretmekte.
Dayak yemek rahatsızlığına varıncaya kadar bu kitapda kan dökmek var kan! Hem cins kanı! Diyeceksiniz ki öfkelenince nefsin için adam dövmeye kalkmıyormusun? Hatta öldürecek kadar hiddet olmuyor mu? Oluyor. Ama ne olursa olsun bence bu fiil aklen yanlış. Gerçektende akıl-mantık almıyor. Doğaya bakıyorsun bir arslan belgeseli çekmişler.. Bir arslanın mıntıkasına başka bir arslan gelirde meydan okursa vede galip gelirse, geliyor diğer aslandan olan yavruları telef ediyor. Ve dişilerin başına geçiyor. Ve bunu diğer dişiler kabulleniyor yeni ağalarına kul oluyor..
Onun için insan ile hayvan arasında ben fiilsel manada fazla bir fark mark göremiyorum. Hatta hayvanın aklının kıt olduğu güdüleri ile hareket ettiğinden doğa kanunu deyip geçebiliyoruz. Şimdi genel bir muhakeme yapın bakalım insan ile hayvan arasındaki fark nedir? Ben size söyleyeyim eski kılıç devrinde; insanda aynı arslan gibi diğer ırklara-farklı coğrafyalara sefere çıkar. Erkekleri öldürür dişileri sağ bırakır. Çocukları varsa öldürmez. Çünkü insan akıl sahibidir. Hayvan çocuğunu öldüren arslana itaat eder. Ama insan çocuğunu öldürdüğü bir dişiye arkası dönmeye cesaret edemez. Kadın kocasının savaşta öldrürldüğünü kabullenebilir ama çocuğunu kabullensin sanmıyorum.
Yani kitaplar hikaye(mecazi), doğa birbirinin hakkını gasp-yağma üzere kurgulanmış veya yaşamın ta kendisi özü böyle döngülenmektedir.
Bu hayvanlarda içgüdüsel. İnsanlarda ise kimi zaman haçlı seferi, kimi zaman islam seferi, kimi zaman diğer nsan yazgısı davalar üzerine, kimi zamada diğer materyaller üzerine öldürmek üzerine kurgusu söz konusudur.
Dönüyorsun, Bakıyorsun tekrardan arslan örneğine; hadi o aklı kıt bir hayvan. Atıyorum 10-15 dişiye biri sahip paylaşmıyor. Öbürüde gelip ondan güçlü ise öldürüp onun harem servetien çöküveriyor. Biliyorsunuz erkek arslan yatar dişi arslanlar çalışır. Hadi o hayvan akıl etmez. Ya insanın yaptığına ne demeli?
Dünya esasında 3-10 dünya ırkına yetecek insan onuruna yakışır bir kaynağa sahiptir. Bakıyorsunuz aynı arslan örneğindeki gibi eskiden ilkel (krallıklar-imparatorluklar devri), şimdi eskisi gibi olmasada kaba kuvvetsiz bir modern ormanların krallığı söz konusudur. Dünya kaynaklarının %50 den fazlası %1 gibi bir azınlıkça(zengin insan) sahiplenilmiştir. Geriye kalan insanlara ise sefalet açlık-ölmekten başka bir seçenek kalmamaktadır.
Şimdi soruyorum muazzam bir düzen nerededir? KAOS dan başka bir şey varmıdır yeryüzünde? Türkiye Cumhuriyetini Müslüman bir lider yöetiyorsa niye Türkiyenin %70 e yakını açlık sınırı altında bir yaşam sürmektedir?
Ama o gerçek islam Müslümanı değel, ama gerçek islam bu değil, ama gerçek Allah bu değel' mi diyip sıyrılacağız bu işin içinden???