Türkay
Doçent
- Katılım
- 2 Ocak 2007
- Mesajlar
- 542
- Tepkime puanı
- 2
- Puanları
- 0
Ergenekon operasyonuyla ilgili her gün yeni bir gelişme ortaya çıkıyor.Krokiler,belgeler, telefon konuşmaları çok büyük bir organizasyonla karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor.
Ahtapotun kolları her yere uzanmış.Her meslekten, her düşünceden insanın aynı çatı altında bir araya gelmesi az buz bir şey değil.Bu örgütün nüfuz alanının ne kadar büyük olduğuna delalet ediyor.
Operasyonun son ayağı daha çok Perinçek’in işçi partisinde yoğunlaştı. Perinçek’ten sonra partinin genel sekreteri Nusret Sanem, Ulusal Tv’nin bazı yöneticileri göz altına alındı. özellikle Sanem’in göz altına alınışında İşçi partililerin gösterdiği tepki görülmeye değerdi. Görevini yapmaya çalışan polisler engellendi, araçlar taşlandı.Tehditler savruldu.Tv ekranlarına yansıyan çirkin görüntüler bir tek medya organında bile eleştiri konusu edilmedi.
Bir de aynı tepkiyi mesela AKP’li gençlerin gösterdiğini düşünün. Türkiye’de o gün yer yerinde oynar,. Gazeteler, laiklik düşmanları polise saldırdı, işte odak diye başlıklar atardı. Muhtemelen başsavcı da o görüntüleri delil listesine ekler, Anayasa mahkemesine gönderirdi.
Ama sol partiler söz konusu olduğunda anlaşılmaz bir vurdumduymazlık/hukukduymazlık etrafa saçılıyor.Kimse elini kıpırdatmaya gerek görmüyor.
Anayasanın 69. maddesi odağı tarif ederek,Hukuk dışı fiillerin parti üyelerince yoğun olarak işlenmesi durumunda odak olmanın gerçekleşmiş olacağını ve o parti hakkında Yargıtay başsavcılığınca kapatma davası açılabileceğini belirtmiştir. Ergenekonun kirli çamaşırları ortaya saçıldıkça Perinçek’in partisinin de boğazına kadar işin içinde olduğu
Anlaşılıyor.Anayasa mahkemesi, Yargıtay tek, tek ziyaret edilmiş. Sivil toplum örgütü sıfatıyla incelemelerde bulunularak –yargı mensuplarının-hassasiyetleri ölçülmüş. Tabi bütün bunlar yapılırken Perinçek unutulmamış, yapılan temaslardan sonra bilgi sahibi edilmiş. Yani hangi taşı kaldırıyorsanız altından İP çıkıyor.
Şimdi sormak lazım, İP nin bu faaliyetleri hangi siyasi partiler kanununa uyuyor? çoğu tekzip edilip, yalanlanmış haberlerden bir iddianame tanzim edeceksiniz, ama yaptığı hiçbir işi doğru olmayan bir partiyi görmezden gelecek, hatta nerdeyse ayrıcalıklı bir muameleye tabi tutacaksınız.
Bir parti, başka bir partinin kapatılması için kulis yapar mı? Hadi yaptı diyelim Yargı kulis yapılacak yer midir?Mahkemeye intikal etmiş davalarla ilgili yayın yasağı –yargıyı etkileme-ihtimali yüzündendir.Ama çıkan telefon kayıtları Perinçek’in müritlerinin bu yasağa hiç uymadıklarını gösteriyor.Zemin etüdü yapmak için her yere girip çıkmışlar.
Bu kadar teferruat ve bu kadar karineden sonra bakalım Yargıtay başsavcısı İşçi partisini de görecek mi?
İrfan Sönmez
Ahtapotun kolları her yere uzanmış.Her meslekten, her düşünceden insanın aynı çatı altında bir araya gelmesi az buz bir şey değil.Bu örgütün nüfuz alanının ne kadar büyük olduğuna delalet ediyor.
Operasyonun son ayağı daha çok Perinçek’in işçi partisinde yoğunlaştı. Perinçek’ten sonra partinin genel sekreteri Nusret Sanem, Ulusal Tv’nin bazı yöneticileri göz altına alındı. özellikle Sanem’in göz altına alınışında İşçi partililerin gösterdiği tepki görülmeye değerdi. Görevini yapmaya çalışan polisler engellendi, araçlar taşlandı.Tehditler savruldu.Tv ekranlarına yansıyan çirkin görüntüler bir tek medya organında bile eleştiri konusu edilmedi.
Bir de aynı tepkiyi mesela AKP’li gençlerin gösterdiğini düşünün. Türkiye’de o gün yer yerinde oynar,. Gazeteler, laiklik düşmanları polise saldırdı, işte odak diye başlıklar atardı. Muhtemelen başsavcı da o görüntüleri delil listesine ekler, Anayasa mahkemesine gönderirdi.
Ama sol partiler söz konusu olduğunda anlaşılmaz bir vurdumduymazlık/hukukduymazlık etrafa saçılıyor.Kimse elini kıpırdatmaya gerek görmüyor.
Anayasanın 69. maddesi odağı tarif ederek,Hukuk dışı fiillerin parti üyelerince yoğun olarak işlenmesi durumunda odak olmanın gerçekleşmiş olacağını ve o parti hakkında Yargıtay başsavcılığınca kapatma davası açılabileceğini belirtmiştir. Ergenekonun kirli çamaşırları ortaya saçıldıkça Perinçek’in partisinin de boğazına kadar işin içinde olduğu
Anlaşılıyor.Anayasa mahkemesi, Yargıtay tek, tek ziyaret edilmiş. Sivil toplum örgütü sıfatıyla incelemelerde bulunularak –yargı mensuplarının-hassasiyetleri ölçülmüş. Tabi bütün bunlar yapılırken Perinçek unutulmamış, yapılan temaslardan sonra bilgi sahibi edilmiş. Yani hangi taşı kaldırıyorsanız altından İP çıkıyor.
Şimdi sormak lazım, İP nin bu faaliyetleri hangi siyasi partiler kanununa uyuyor? çoğu tekzip edilip, yalanlanmış haberlerden bir iddianame tanzim edeceksiniz, ama yaptığı hiçbir işi doğru olmayan bir partiyi görmezden gelecek, hatta nerdeyse ayrıcalıklı bir muameleye tabi tutacaksınız.
Bir parti, başka bir partinin kapatılması için kulis yapar mı? Hadi yaptı diyelim Yargı kulis yapılacak yer midir?Mahkemeye intikal etmiş davalarla ilgili yayın yasağı –yargıyı etkileme-ihtimali yüzündendir.Ama çıkan telefon kayıtları Perinçek’in müritlerinin bu yasağa hiç uymadıklarını gösteriyor.Zemin etüdü yapmak için her yere girip çıkmışlar.
Bu kadar teferruat ve bu kadar karineden sonra bakalım Yargıtay başsavcısı İşçi partisini de görecek mi?
İrfan Sönmez
