GÖÇEBE
Paylaşımcı
- Katılım
- 28 Şub 2008
- Mesajlar
- 174
- Tepkime puanı
- 8
- Puanları
- 0
Teknoloji yarışının başladığı ilk yıllarda Amerika ve Japonya arasındaki mücadeleyi anlatmak için şöyle bir olay anlatılırdı:
Amerika teknolojide o kadar ilerler ki dünyanın en küçük maddesini üretir.
Ve teknolojide ne kadar ilerlediklerini göstermek için Japonlara gönderirler.
Japonların cevabı gecikmez. Onlar da, Amerikalıların ürettiği dünyanın en küçük maddesini tam ortasından delip geri gönderirler.
Malum şimdi de ABD ile İran silah teknolojisi yarışında.
Arkadaşımız Ebubekir Gülüm geçen hafta İran’daydı. O anlattı:
Önce bir hatırlatma, biliyorsunuz bir süre önce İran ile Amerika Hürmüz Körfezi’nde savaşın eşiğinden dönmüşlerdi. ABD, İran hücumbotlarının, Amerikan gemilerini taciz ettiğini iddia etmişti. Ve birden tansiyon yükselmişti. Ancak daha sonra Amerikalıların yayınladığı görüntülerin montaj olduğu ve Pentagon’da üretildiği ortaya çıkmıştı.
Ebubekir’e İranlı yetkililer bu olayın farklı bir yönünü aktarmışlar.
Bize ilginç geldi. İranlıların iddiası şu:
Amerika İran’a saldırmayı kafasına koymuştu. Hürmüz Körfezi’ndeki gerilim bunun için planlanmıştı.
Ancak bu gerilim sırasında İranlı askeri yetkililer Amerikalılara bir kaset kaydı gönderdi.
Amerikalılar bu kasedi izlediklerinde gözlerine inanamadılar. Ve İran’a saldırmaktan vazgeçtiler.
Peki bu kasedin içinde ne vardı?
İşte ilginçlik de burada.
Çünkü İran’da anlatılana göre bu görüntülerde, bir İran askeri denizaltısı, Amerika’nın Hürmüz Körfezindeki uçak gemisinin altına yaklaşıyor ve geminin tam altına İran bayrağı yapıştırarak ayrılıyor.
Bunu gören Amerikalılar doğruluğunu teyid etmek için hemen uçak gemisinin altına iniyorlar. Ve gözlerine inanamıyorlar. Çünkü kasetteki görüntülerde olduğu gibi uçak gemisinin altında İran bayrağı vardır.
İranlılar, hiçbir şekilde radara yakalanmayan ve Amerikan uçak gemisinin altına İran bayrağı yapıştıracak kadar sessiz bir denizaltı ürettiklerini böyle anlatıyolar.
Ve tabii, “İstesek o bayrağın yerine bomba bırakabilirdik” mesajanı veriyorlar.
Ve ABD bu görüntülerden sonra geri adım atmak zorunda kalıyor.
Kıyamete kadar çan sesi dinlemek
Yine yaptılar… Yine başardılar… Şimdi alkış bekliyorlar..
Evet önceki dönemde Köşk’ten veto yiyen AB’nin ‘illa çıkaracaksınız’ dediği Vakıflar Yasa Tasarısını aynen Meclis’ten geçirdiler. AKP’liler şimdi ev ödevini yapmanın mutluluğunu yaşayan öğrenciler pozunda... Ekonomik ve siyasi güç için büyük imkanlara kavuşacak olan azınlık ve cemaat vakıfları, Türkiye’de at koşturmaya imkan bulan Soros gibi küresel aktörler, İstanbulu Vatikan’laştırmak isteyen Fener Rum Patrikanesi ve tabiki misyonerler ise nerdeyse zil takıp oynayacaklar.
Durum ciddi, hatta ciddiden öte vahim. Bugünü yine tarihimizden bir sayafa açarak gözden geçirmekte de fayda var… Elbette ibret olsun diye…
***
Ahmet Vefik Paşa, Rumelihisarı’nın üst tarafında kurulan “Robert Kolej” adlı misyoner yuvasının arsasını Amerikalı protestan misyonerlere satar.
Bu zat, öldüğünde Eyyüb Sultan’a gömülmek istediğini vasiyet eder. Fakat zamanın sultanı Abdülhamid Han buna müsaade etmez. Abdülhamit, “Protestanlara arsa satan adam, kıyamete dek onların çan sesini dinlesin” diyerek Ahmet Vefik Paşa’nın Eyyüb Sultan’a değil, sattığı arsanın hemen önündeki Rumeli mezarlığına gömülmesini emreder...
kulisankara
MİLLİ GAZETE
http://www.milligazete.com.tr/index.php?action=show&type=writersnews&id=17144
Amerika teknolojide o kadar ilerler ki dünyanın en küçük maddesini üretir.
Ve teknolojide ne kadar ilerlediklerini göstermek için Japonlara gönderirler.
Japonların cevabı gecikmez. Onlar da, Amerikalıların ürettiği dünyanın en küçük maddesini tam ortasından delip geri gönderirler.
Malum şimdi de ABD ile İran silah teknolojisi yarışında.
Arkadaşımız Ebubekir Gülüm geçen hafta İran’daydı. O anlattı:
Önce bir hatırlatma, biliyorsunuz bir süre önce İran ile Amerika Hürmüz Körfezi’nde savaşın eşiğinden dönmüşlerdi. ABD, İran hücumbotlarının, Amerikan gemilerini taciz ettiğini iddia etmişti. Ve birden tansiyon yükselmişti. Ancak daha sonra Amerikalıların yayınladığı görüntülerin montaj olduğu ve Pentagon’da üretildiği ortaya çıkmıştı.
Ebubekir’e İranlı yetkililer bu olayın farklı bir yönünü aktarmışlar.
Bize ilginç geldi. İranlıların iddiası şu:
Amerika İran’a saldırmayı kafasına koymuştu. Hürmüz Körfezi’ndeki gerilim bunun için planlanmıştı.
Ancak bu gerilim sırasında İranlı askeri yetkililer Amerikalılara bir kaset kaydı gönderdi.
Amerikalılar bu kasedi izlediklerinde gözlerine inanamadılar. Ve İran’a saldırmaktan vazgeçtiler.
Peki bu kasedin içinde ne vardı?
İşte ilginçlik de burada.
Çünkü İran’da anlatılana göre bu görüntülerde, bir İran askeri denizaltısı, Amerika’nın Hürmüz Körfezindeki uçak gemisinin altına yaklaşıyor ve geminin tam altına İran bayrağı yapıştırarak ayrılıyor.
Bunu gören Amerikalılar doğruluğunu teyid etmek için hemen uçak gemisinin altına iniyorlar. Ve gözlerine inanamıyorlar. Çünkü kasetteki görüntülerde olduğu gibi uçak gemisinin altında İran bayrağı vardır.
İranlılar, hiçbir şekilde radara yakalanmayan ve Amerikan uçak gemisinin altına İran bayrağı yapıştıracak kadar sessiz bir denizaltı ürettiklerini böyle anlatıyolar.
Ve tabii, “İstesek o bayrağın yerine bomba bırakabilirdik” mesajanı veriyorlar.
Ve ABD bu görüntülerden sonra geri adım atmak zorunda kalıyor.
Kıyamete kadar çan sesi dinlemek
Yine yaptılar… Yine başardılar… Şimdi alkış bekliyorlar..
Evet önceki dönemde Köşk’ten veto yiyen AB’nin ‘illa çıkaracaksınız’ dediği Vakıflar Yasa Tasarısını aynen Meclis’ten geçirdiler. AKP’liler şimdi ev ödevini yapmanın mutluluğunu yaşayan öğrenciler pozunda... Ekonomik ve siyasi güç için büyük imkanlara kavuşacak olan azınlık ve cemaat vakıfları, Türkiye’de at koşturmaya imkan bulan Soros gibi küresel aktörler, İstanbulu Vatikan’laştırmak isteyen Fener Rum Patrikanesi ve tabiki misyonerler ise nerdeyse zil takıp oynayacaklar.
Durum ciddi, hatta ciddiden öte vahim. Bugünü yine tarihimizden bir sayafa açarak gözden geçirmekte de fayda var… Elbette ibret olsun diye…
***
Ahmet Vefik Paşa, Rumelihisarı’nın üst tarafında kurulan “Robert Kolej” adlı misyoner yuvasının arsasını Amerikalı protestan misyonerlere satar.
Bu zat, öldüğünde Eyyüb Sultan’a gömülmek istediğini vasiyet eder. Fakat zamanın sultanı Abdülhamid Han buna müsaade etmez. Abdülhamit, “Protestanlara arsa satan adam, kıyamete dek onların çan sesini dinlesin” diyerek Ahmet Vefik Paşa’nın Eyyüb Sultan’a değil, sattığı arsanın hemen önündeki Rumeli mezarlığına gömülmesini emreder...
kulisankara
MİLLİ GAZETE
http://www.milligazete.com.tr/index.php?action=show&type=writersnews&id=17144
