Bismillah.
Başlarda Kaplumbağalar da Uçar, Sarhoş Katırlar Zamanı gibi mazlum Müslüman Kürt halkının yaşadığı sorunları dile getiren güzel filmler çeken, ancak sonra özellikle Almanya desteği ve yönlendirmesi ile komünist ayrılıkçılara sempati duyan İranlı yönetmen Behmen Kubadi, 2009 yılında İran İslam Cumhuriyeti yönetimince film çekmesi yasaklanmıştı.
Türkiye'de "sanata sansür" naralarıyla adı üzerinden yaygara koparılan bu yönetmen, 2011 yılında (Türkçüsü, Kürtçüsü, Komünisti, Vahhabisi.. kısacası komşu ülkelerdeki her muhalifin desteklenmeye başlandığı o yıl) Türkiye'ye kaçtı. İBB kendisine seminerler düzenledi, çalışma atölyeleri söyleşiler başını aldı gitti.
2012 yılında Yılmaz Erdoğan ve BKM Stüdyo ile el ele verip, bir ayrılıkçı Kürt şairin hapsi üzerinden İran İslam nizamını kötüleyen Gergedan Mevsimi filmini çekti.
"Sürgündeki yönetmenin ilk filmi" diye manşetler atıldı. "Herkes izlesin" filan..
İran'a karşı desteklenen bu ayrılıkçı yönetmen Kürtlerin İran'dan ayrılmasını savunacaktı ama Türkiye, Irak ve Suriye'den ayrılmasını savunmayacaktı yani? Birileri yine "kandırıldı" galiba.
Yönetmen şimdi de Kuzey Irak'ta çocuklar üzerinden PKK-YPG terör örgütlerinin propagandasını yapan "Life on the Road" filmini çekti. Muhalifleri ülkeye davet edip imkan veren, ülkeleri aleyhinde film çekmeye alıştıran kesimin gözleri aydın!!
Beslersen muhalifi sanatçı diye, yapar YPG propagandası filmini.
Buyurun, filmden bir sahne. Mermi kovanlarına çiçek ekip sulayan, sonra eline kalaşnikofu alıp devriye atan bir "masum" YPGli terörist çocuk. Yılmaz Erdoğan iyi propaganda dersi vermiş.
Başlarda Kaplumbağalar da Uçar, Sarhoş Katırlar Zamanı gibi mazlum Müslüman Kürt halkının yaşadığı sorunları dile getiren güzel filmler çeken, ancak sonra özellikle Almanya desteği ve yönlendirmesi ile komünist ayrılıkçılara sempati duyan İranlı yönetmen Behmen Kubadi, 2009 yılında İran İslam Cumhuriyeti yönetimince film çekmesi yasaklanmıştı.
Türkiye'de "sanata sansür" naralarıyla adı üzerinden yaygara koparılan bu yönetmen, 2011 yılında (Türkçüsü, Kürtçüsü, Komünisti, Vahhabisi.. kısacası komşu ülkelerdeki her muhalifin desteklenmeye başlandığı o yıl) Türkiye'ye kaçtı. İBB kendisine seminerler düzenledi, çalışma atölyeleri söyleşiler başını aldı gitti.
2012 yılında Yılmaz Erdoğan ve BKM Stüdyo ile el ele verip, bir ayrılıkçı Kürt şairin hapsi üzerinden İran İslam nizamını kötüleyen Gergedan Mevsimi filmini çekti.
"Sürgündeki yönetmenin ilk filmi" diye manşetler atıldı. "Herkes izlesin" filan..
İran'a karşı desteklenen bu ayrılıkçı yönetmen Kürtlerin İran'dan ayrılmasını savunacaktı ama Türkiye, Irak ve Suriye'den ayrılmasını savunmayacaktı yani? Birileri yine "kandırıldı" galiba.
Yönetmen şimdi de Kuzey Irak'ta çocuklar üzerinden PKK-YPG terör örgütlerinin propagandasını yapan "Life on the Road" filmini çekti. Muhalifleri ülkeye davet edip imkan veren, ülkeleri aleyhinde film çekmeye alıştıran kesimin gözleri aydın!!
Beslersen muhalifi sanatçı diye, yapar YPG propagandası filmini.
Buyurun, filmden bir sahne. Mermi kovanlarına çiçek ekip sulayan, sonra eline kalaşnikofu alıp devriye atan bir "masum" YPGli terörist çocuk. Yılmaz Erdoğan iyi propaganda dersi vermiş.