İslam'da Gazilik ve Gazilerimiz

ukubat

Profesör
Katılım
9 May 2007
Mesajlar
1,942
Tepkime puanı
103
Puanları
0
Konum
istanbul,fatih
Web sitesi
www.ismailaga.org.tr
islamda-gazilik-ve-gazilerimiz.jpeg


Gâzî kelimesi lügat olarak savaşan kişi manasına gelmektedir. Ama savaşa katılmış ve sağ dönmüş, bütün kişiler için de gâzî kelimesi kullanılmaktadır. Allah (Celle Celâluhû) rızâsı için savaşan, İ‘lâ-yi Kelimetullâh uğruna mücadele eden, müslüman askerler için ve bu savaş esnasında yaralanan veya büyük yararlılık gösteren kişiler içinde bu unvan verilmektedir.
Tevbe Suresinde, savaştan zaferle dönenler kastı altında, şehidlik mertebesi ile beraber övülmüştür. “(Habîbim!) De ki: Siz bizimle ilgili ancak o en güzel iki şeyin (ya zaferin ya da şehidliğin) birini beklemektesiniz.” [1]
Hadîs-i Şerîfte ise, “Kim Allah yolunda cihada çıkan bir gaziyi donatırsa, aynen cihada çıkmış gibi olur.”[2] buyurularak, gazilik müessesesi teşvik edilmiştir. Buradaki “Gâzî” kelimesi cihada katılan bütün askerler için kullanılmıştır.
Ya Gazi Ya Şehid!
Şanlı Ecdadımız, “Ya gazi ya Şehid”, “Ölürsem şehid, kalırsam gazi” tabirleri ile asırlarca, Allâh-u Te‘âlâ yolunda savaşmış ve vatan için canlarını ve mallarını feda etmişlerdir. Onların fedakârlığı sayesinde bu vatan, biz torunlarına miras olarak kalmıştır.
Selçuklularda kurulan ve Gâziyân-i Rûm ismi verilen müesssese, savaş zamanı cephede, vatan savunması için çarpışırken, barış zamanı ise tekkede zikir ve ibâdet ile meşgul olan kişilerden oluşurdu. Bu müessese sayesinde birçok fetih elde edilmiş ve Anadolu topraklarının topyekûn İslâmlaştırılmasında büyük katkılar sağlanmıştır.[3]
Osmanlı devletinin kuruluşunda muazzam hizmetleri olan bu Derviş-Gâzî’ler, hem büyük savaşçılar yetiştirmiş hem de birçok tasavvuf büyüğünü topluma kazandırmıştır. Dîn-i Mübîn-i İslâm’a hizmet yolunda, ülkemizin Müslüman bir kara parçasında kurulmasındaki hizmet ve gayretleri hem cihâd hem tebliğ sahasında, inkar edilemez bir tarihî hakikattir.
Şanlı Gazilerimiz
Tarihte, gerek savaşta yaralanması veya büyük yararlılıklar göstermesi sebebiyle “Gazi” ünvanı kendisine bahşedilen birçok zat mevcuttur. Kanuni Sultan Süleyman[4] ve Sultan Abdülhamid Han hazretleri “Gâzî” unvanını kullanırlardı. Ayrıca Tebriz’in fethi sebebi ile Sultan 1. Mahmud ve Hotin Zaferi sebebi ile Sultan 3. Mustafa’ya gazilik unvânı verilmiştir.
Plevne Müdâfisi Osman Paşa ve Doğu cephesi kumandanı Ahmet Muhtar Paşa’da savaş alanında ki başarıları sebebi ile bu payeye layık görülmüştüler. Bunların dışında, zikredilmeyen birçok gazimiz ve kahramanımız ile dolu olan şanlı tarihimizden gerekli dersleri çıkarmalı ve bu şuur ile hareket etmeliyiz. Allahu Te’âlâ bütün Gâzi’lerimizden razı olsun ve mekanlarını Âli eylesin!
Dipnotlar
[1] Tevbe Sûresi, 52
[2] Buhârî, Cihâd, 38.
[3] Âşıkpaşazade, Tevârih-i Âli-i Osman, s. 222.
[4] Tarihi Peçevi, s. 18.


 
Üst