İslamoğlu’nun Risale-i Nur Vahiydir İftirası

Dua Nur

Kıdemli Üye
Katılım
29 Nis 2007
Mesajlar
37,459
Tepkime puanı
247
Puanları
0
Geçtiğimiz günlerde Çay Tv'de Said Nursi, Mevlana ve Risale-i Nur ile ilgili söylediği saçma sapan sözleri ile dikkatleri üzerine çeken Mustafa İslamoğlu'nun iftiralarının sadece Tv programıyla sınırlı kalmadığı yeni çıkan kitabı ile kendini gösterdi. Risale Haber yazarlarından Şahin Doğan köşesinden bu konuyu gözler önüne sermiş işte o yazı.

Mustafa İslamoğlu’nun Risale-i Nurlara, merhum
Bediüzzaman’a, Nur Talebelerine yapmış olduğu ithamların, iftiraların, hakaretlerin, alayların, küçümsemelerin, tahkirlerin hatta tekfirlerin ardı arkası kesilmiyor. İftirada sınır tanımıyor adeta. Önce Çay tv’de katıldığı bir programda ağza alınmayacak şeyler söyledi sonra da bunlar yetmezmiş gibi yeni çıkan “Kur’an’ı Anlama Yöntemi” adlı kitabında zehir zemberek laflar etti.

Bu kitapta Risale-i Nurlar,
Bediüzzaman ve Nur Talebeleri hakkında öyle şeyler söylüyor ki onları bir açıkça tekfir etmediği kalıyor. Çay tv’de söyledikleri kitaptaki yazdıklarına kıyasla devede kulak. Bediüzaman’ın (haşa) sahte peygamberlik imaları, gösterişli tevazu ayakları, nurcuların risaleleri Kur’andan üstün tutmaları… Daha neler, neler! Ama bunlar içerisinde affedilmesi imkansız iki büyük iddiası iftirası var ki duyunca dudaklarınızı ısıracaksınız. Bunlardan birincisi şöyle: (Aynen aktarıyorum)


  • “…Risaleleri okuduktan sonra bir konu beni ciddi biçimde rahatsız etti. Risalelerin Kur’an’ın vahiy oluşuyla ilgili hiçbir sorunu yok. Fakat risalelerin Kur’an’ın “son vahiy“ oluşuyla ilgili ciddi bir sorunu var. Risalelerde söylenenlerin tümüne inanan birinin Kur’an’ın “son vahiy” oluşuna inanması neredeyse imkansız görünüyor…”

  • (Bkz: M.İslamoğlu, Kur’an’ı Anlama Yöntemi, s. 342, 99. Dipnot, Denge yay, 2014) göre.
Evet yanlış okumuyorsunuz İslamoğlu aynen böyle diyor. Hem de daha fazlasını. Sakın cümleyi ortadan alıntıladığımı zannetmeyin zira cümlenin siyak ve sibakındaki sözler daha da tüyler ürpertici. İslamoğlu’na göre bunun nedeni başta Bediüzzaman olmak üzere bütün Nur talebelerinin risaleleri de aynen Kur’an gibi vahiy olarak kabul etmesidir.

Yani daha açıkçası başta merhum
Bediüzzaman, Risale-i Nurlar ve onları okuyan, istifade eden, ona inanan, gönül veren, hayatını vakfeden milyonlarca nur talebesi, risaleleri de vahiy kabul ettiği için, Kur’an’ın “son vahiy” oluşuna inanmıyormuş, inanması imkansız görünüyormuş, onunla ilgili ciddi sorunları varmış! “Kuran’ın son vahiy oluşuna inanması imkansız görünen” bir kimse, kim olursa olsun bütün mezheplerce ittifakla kafirdir, dinden çıkmıştır. İslamoğlu’nun milyonlarca nur talebesi için reva gördüğü konum bu.

Ama bitmedi bu birinci iftirasına kanıt olarak getirdiği, bütün bunlardan daha vahim, daha korkunç ikinci bir iftirası var ki bunu duyunca vücudunuzun bütün atomlarına varıncaya kadar “yeter yahu, Allah’tan kork, bu kadarı da olmaz” diyeceğinizden kesinlikte eminim.

Bu öyle bir iftira ki
Bediüzzaman’ın yazmadığı, demediği ve böyle bir şey yazmasının ve demesinin muhal olduğunu bildiğimiz bir şeyi ona isnad etmektir, yazdığını söylemektir. İslamoğlu ilgili dipnotta (99.dipnot) bütün o bilindik ve tanıdık iftiralarını yine tek tek sıraladıktan sonra, birinci iftirasını kanıtlamak için, en son Bediüzaman’ın şöyle dediğini yazar: (Aynen aktarıyorum)


  • “…En sonunda iş risaleleri Kur’an ile eşdeğer vahiy ilan etmeye gelip dayanıyor. Said Nursi şöyle der: Kur’an ve Risale-i Nur, arşı azamdan, ismi azamdan ve her ismin azamlık mertebesinden nüzul ile ezel ve ebed ve şu anı ve bütün gaybi alemi ve bütün beşeri ve kevni hadiseleri kuşatan ve tasarrufu altına alan kelimetillahtır ve semavidir. (25.Söz)”

  • (Bkz: M.İslamoğlu, Kur’an’ı Anlama Yöntemi, s. 342, 99. Dipnot, Denge yay, 2014)
Evet islamoğlu’na göre Bediüzzaman 25. Sözde bunları söyleyerek yani risaleleri Kur’anla birlikte zikrederek onların da açıkça aynen Kur’an gibi vahiy olduğunu söylemiş güya. İşin aslı acaba öyle mi? Şimdi 25. Söze gidelim ve ilgili bölümü Bediüzzaman’ın kendisinden okuyalım.


  • “Kur'an, Arş-ı Azamdan, İsm-i Azamdan, her ismin mertebe-i azamından geldiği için, bütün alemlerin Rabbi itibariyle Allah'ın kelamıdır. Hem bütün mevcudatın İlahı ünvanıyla Allah'ın fermanıdır… Hem ism-i azamın muhitinden nüzul ile arş-ı azamın bütün muhatına bakan ve teftiş eden hikmet-feşan bir kitab-ı mukaddes'tir. Ve şu sırdandır ki, "Kelamullah" ünvanı kemal-i liyakatla Kur'ana verilmiş ve daima da veriliyor.” (25.Söz, ikinci cüz, Envar Neşriyat, s.367)
Evet yine yanlış okumuyorsunuz bilakis doğru okuyorsunuz. Bediüzzaman bütün o yüce ifadeleri Kur’an için sarfederken İslamoğlu Kur’an’ın yanına “Risale-i Nur” ibaresini de yerleştiriyor.

Allah aşkına söyleyin Bediüzzaman’ın ifadelerinde “Risale-i Nur” var mı?

Bütün yayınevlerine bakıyoruz hepsinde ifade yalın bir şekilde “Kur’an” olarak geçiyor yani Üstad orada Kur’an’ın tarifini yapıyor. “Kuran ve Risale-i Nur” demekle, sadece “Kuran” demek arasında o kadar büyük bir fark ve kapatılması imkansız bir uçurum var ki bunu İslamoğlu gibi birinin görmemesi eğer sehiv sonucu değilse -ki sayfa numarası vermekten imtina etmesi ve yukarıdaki söylediklerinden öyle olmadığı anlaşılıyor- yeri göğü inletecek büyük bir iftira, büyük bir bühtandır.

Üstelik bunlar yetmiyormuş gibi, ilerleyen satırlarda, bütün nurcuları gerçek tevhide ve Kur’an’a davet ediyor. İtiraf edelim ki Risale-i Nurlara düşmanlıklarıyla maruf Abdulaziz Bayındır ve A.Tekhafızoğlu bile bu kadar ileri gitmedi. Şu an o kitabı okuyan, okuyacak olan ve risalelerin anlam dünyasına aşina olmayan geniş okuyucu kitlesi sanki
Bediüzzaman bunları söylüyormuş izlenimine kapılacak, öyle inanacak ve öyle tanıyacak. Bunun da ne kadar büyük ve ağır bir vebal olduğunu söylemeye gerek yok.

Allah aşkına siz söyleyin bu mudur ilim ahlakı, hakkaniyet, eleştirmek!

Hepsi bir tarafa eli kalem tutan insanlarda her şeyden önce bir “ilim namusu”, bir “ilim haysiyeti”, bir “ilim hukuku” olur. Neyi, nereden, nasıl alıntıladığına bir zahmet bakar, kontrol eder. Hadi bunlar zor geldi diyelim en azından çevresinde risaleleri bilen bazı insanlara (mesela Senai Demirci) sorar, tahkik eder.

Ama hiçbiri yok. Olmaz çünkü amaç üzümü yemek değil bağcıyı dövmek. Anlaşılan ilim namusu, ilim haysiyeti, ilim hukuku gibi şeyler İslamoğlu’nun yamacından teğet bile geçmiyor. Biliyorum bunlar onun için bir anlam ifade etmiyor ama biz yine de son sözü
Bediüzzaman hazretlerine bırakalım:


  • Risale-i Nur asla vahiy değildir ve olamaz, belki Kur’an’ın feyziyle kalbe gelen sünühattır, ilhamdır. (1.Şua, Envar Neşriyat, sh:714)

  • Risale-i Nur doğrudan doğruya Kur’an’ın feyzinden mülhemdir… Kuran ayetlerinin yıldızlarından iniyor, nüzul ediyor. (1.Şua, Envar Neşriyat, sh:711)

  • Beni hodbinlik (gösteriş yapmak) ile itham edenlere hakkımı asla helal etmem. (1.Şua, Envar Neşriyat, sh:686)

http://www.risaleajans.com/nur-alemi/islamoglunun-risale-i-nur-vahiydir-iftirasi
 

Havas

Kısıtlı Erişim
Katılım
19 Ocak 2012
Mesajlar
4,432
Tepkime puanı
71
Puanları
0
e daha yenimi anladınız..
bu adam(said nursi) kenidini yeni çağın peygamberi gibi görüyordu..
 

Ahter

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2009
Mesajlar
5,252
Tepkime puanı
186
Puanları
0
Konum
antalya
İslamoğlu sonuna kadar konuşmalı bence..Eteğindeki bütün taşları dökmeli, kimsede taşkınlık yapmadan dinlemelidir..Ben çok keyif alıyorum doğrusu..Kimilerinin allame sandıklarının fikri seviyeleri konuştukça net ve bariz hale gelir...

Yalnız bir önerimiz vardı, islamoğluna lütfen yanına kimi alacaksa alsın ve Ebub ekir sifil, talha alp ve ihsan şenocak la bir munazara yapsın, tarafsız biri başkanlığında ve sure kısıtlaması olmadan..:)
 

Havas

Kısıtlı Erişim
Katılım
19 Ocak 2012
Mesajlar
4,432
Tepkime puanı
71
Puanları
0
sultan süleyman kanunî, kesretli kırk çeşme sularını istanbul'a getirdiği vakit şeyhülislâm zembilli ali efendi ona demiş: "hilâf-ı şeriat kanunları avrupa'dan getirdiğin cihetle, istanbul'a öyle bir bok sıçtın ki, o getirdiğin suların cümlesi üzerinden akıp geçse yüz senede temizleyemez."
(sikke-i tasdik-i gaybi, 143):)
 

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83
Ben daha bu gibi konularda falan için feşmakan için konuşmayacağım, dedikodudan başka her şey var,

Sadece şunu söyleyeceğim bazı yerlerde Risale-i Nur'lar ya da Risaleler, taraflarınca kabirlerde ölülelere dua niyetiyle okunuyor...

Sadece bu kadar...

Bu fiil doğru mudur, bir de,

Risale-i Nur'ların böyle bir fiil eksenindeki icraası "kalplerdeki" o kitap hakkında anlayışı da iyi sergiliyor...

Selamlar...


 

Havas

Kısıtlı Erişim
Katılım
19 Ocak 2012
Mesajlar
4,432
Tepkime puanı
71
Puanları
0
Ben daha bu gibi konularda falan için feşmakan için konuşmayacağım, dedikodudan başka her şey var,

Sadece şunu söyleyeceğim bazı yerlerde Risale-i Nur'lar ya da Risaleler, taraflarınca kabirlerde ölülelere dua niyetiyle okunuyor...

Sadece bu kadar...

Bu fiil doğru mudur, bir de,

Risale-i Nur'ların böyle bir fiil eksenindeki icraası "kalplerdeki" o kitap hakkında anlayışı da iyi sergiliyor...

Selamlar...



saçmalık deryası bir kitap...nesini savunacağız risalei nurun.
 

abdullah birisi

Kıdemli Üye
Katılım
12 Mar 2013
Mesajlar
10,357
Tepkime puanı
517
Puanları
0
Konum
istanbul
İslamoğlu sonuna kadar konuşmalı bence..Eteğindeki bütün taşları dökmeli, kimsede taşkınlık yapmadan dinlemelidir..Ben çok keyif alıyorum doğrusu..Kimilerinin allame sandıklarının fikri seviyeleri konuştukça net ve bariz hale gelir...

Yalnız bir önerimiz vardı, islamoğluna lütfen yanına kimi alacaksa alsın ve Ebub ekir sifil, talha alp ve ihsan şenocak la bir munazara yapsın, tarafsız biri başkanlığında ve sure kısıtlaması olmadan..:)

İslamsızoğlu, böyle bir aptallıkta bulunmaz, çünkü kendini bitirecek, cahlliğini ortaya dökecek böyle bir münazaraya hem katılmaz, hemde katılamaz...
 

Yahayy

Kıdemli Üye
Katılım
25 Ocak 2014
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
147
Puanları
63
Konum
İstanbul
Risale hayatına oyun eğlence katmak için birebir. Masal okumaktan zevk alan, bir zatın yüceltilmesinden gaza gelip hormonlarının etkisiyle coşmak isteyenler için birebir. Saçmalık okudukça hikmet bulduğunu sanarsın, saçmaladıkça derinliğin artar, ama ne derinliği karanlık çukurlarının dibi...

İbn Arabi, Hallaç, Nakşibendi ye atıf yapılan kaynaklar da böyledir. İçleri enaniyet kibir ve çelişkiler yumağı dolu. Sonra da bunların bir kısmı mecaz olur falan filan, ama ince ince Mün dunillahi rabler bir güzel inşaa edilir
 

Havas

Kısıtlı Erişim
Katılım
19 Ocak 2012
Mesajlar
4,432
Tepkime puanı
71
Puanları
0
İslamoğlu sonuna kadar konuşmalı bence..Eteğindeki bütün taşları dökmeli, kimsede taşkınlık yapmadan dinlemelidir..Ben çok keyif alıyorum doğrusu..Kimilerinin allame sandıklarının fikri seviyeleri konuştukça net ve bariz hale gelir...

Yalnız bir önerimiz vardı, islamoğluna lütfen yanına kimi alacaksa alsın ve Ebub ekir sifil, talha alp ve ihsan şenocak la bir munazara yapsın, tarafsız biri başkanlığında ve sure kısıtlaması olmadan..:)

senin gibi mevdudi ,seyyid kutb gibi alimlere hakkını veren arkadaşımız nasıl risalei nurcu olur anlamakta zorlanıyoruz.
ebubekir sifil ,iyidir .aslında doğru söyülüyor.milleti ürkütmek istemiyor.cemaatlerde cihad bayrağını ona verip arkadan iziliyorlar..belkide cebine bir şeylerde koyarlar.:)
mahmudun yuzune baktın bin yıllık ecir aldın " deseler kabul edeeğini zannetmiyorum.

ihsan şenocak :D.. bu adamı dinlerken gülme tutuyor bana..bunun alimleri hepsi kutsanmış ,hatasız.
 

Yahayy

Kıdemli Üye
Katılım
25 Ocak 2014
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
147
Puanları
63
Konum
İstanbul


senin gibi mevdudi ,seyyid kutb gibi alimlere hakkını veren arkadaşımız nasıl risalei nurcu olur anlamakta zorlanıyoruz.
ebubekir sifil ,iyidir .aslında doğru söyülüyor.milleti ürkütmek istemiyor.cemaatlerde cihad bayrağını ona verip arkadan iziliyorlar..belkide cebine bir şeylerde koyarlar.:)
mahmudun yuzune baktın bin yıllık ecir aldın " deseler kabul edeeğini zannetmiyorum.

ihsan şenocak :D.. bu adamı dinlerken gülme tutuyor bana..bunun alimleri hepsi kutsanmış ,hatasız.
Aynen İhsan Şenocak bildiğin lpg ile çalışıyor.
Gazla başlayıp bitiryor.
Kurduğu cümleler, hitabet biçimi, kelime seçimleri o kadar yapmacık ki.
3.sınıf bir oyuncu gibi.
Resmem tiyatro çeviriyor.
Ama Sifil öyle değil.
Sifili severdim ben de okur dinlerdim.
Ama cemaatler medyatikleşip radyo tvler edinmeye başladıkta sonra her cemaatin kanalında onlara özel konuşması.tarikat kültürüne fiili olarak icra etmese de, kavlen yeteri kadar açık beyan etmeyip hep bir parmak bal kıvamında şundan da bundan da şeklinde konuşma tutumu beni iyice soğuttu.
Bir de insanları Kur'andan uzaklaştırıp, ulema eteğine çekmeye matuf yönlendiriyor hep, neredeyse elinize meal almayın diyecek ona çok kızıyorum.
Yahu sen o kadar Mekki sure var direkt insanın hücrelerine işliyor okurken, insanları dolaylı yollardan da olsa nasıl Kur'andan Uzaklaştırırsın çok ağır bir vebal şahsi kanaatim.
He Kur'an okuycağım diyene de Ruhul Beyan, Ruhul Furkan tavsiye etmek apayrı bir komedi zaten ona girmiyorum
 

Havas

Kısıtlı Erişim
Katılım
19 Ocak 2012
Mesajlar
4,432
Tepkime puanı
71
Puanları
0
Aynen İhsan Şenocak bildiğin lpg ile çalışıyor.
Gazla başlayıp bitiryor.
Kurduğu cümleler, hitabet biçimi, kelime seçimleri o kadar yapmacık ki.
3.sınıf bir oyuncu gibi.
Resmem tiyatro çeviriyor.
Ama Sifil öyle değil.
Sifili severdim ben de okur dinlerdim.
Ama cemaatler medyatikleşip radyo tvler edinmeye başladıkta sonra her cemaatin kanalında onlara özel konuşması.tarikat kültürüne fiili olarak icra etmese de, kavlen yeteri kadar açık beyan etmeyip hep bir parmak bal kıvamında şundan da bundan da şeklinde konuşma tutumu beni iyice soğuttu.
Bir de insanları Kur'andan uzaklaştırıp, ulema eteğine çekmeye matuf yönlendiriyor hep, neredeyse elinize meal almayın diyecek ona çok kızıyorum.
Yahu sen o kadar Mekki sure var direkt insanın hücrelerine işliyor okurken, insanları dolaylı yollardan da olsa nasıl Kur'andan Uzaklaştırırsın çok ağır bir vebal şahsi kanaatim.
He Kur'an okuycağım diyene de Ruhul Beyan, Ruhul Furkan tavsiye etmek apayrı bir komedi zaten ona girmiyorum

abdulaziz bayındır hoca ile teravih tartışması var..tam bir maskaralık.

sakal ile ilgili vaaz var her sakalsız mumin beyefendiye göre haram işliyor.
fakat!!!
said nursi sakalsız olabilirmiş. ona haram değilmiş.çunku o müçtehidmiş!!!!!!!!!!!:)

bu arakadaş imam hatip mezunu ilahıyatcı biri..gel görki savunduğu davaya bakın,önerdiği kitablara bakın.insan şaşıyor.
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Risale-i Nuru kırk yerinden, kırk türlü tenkid etmişimdir... Binaenaleyh, Risalenin kapağının tozunu siz mezheb kaçkınlarına değişmem. O toz sizden daha kıymetlidir, gözüme sizden daha sevimlidir. Ne ölçünüz var, ne üslubunuz, ne edebiniz! Şerriniz kendi başınıza dönsün inşallah... Amin.
 

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83
İnsan "cu" olduğundan dolayı falanca kitabı okumaz ki... Bu bakış açısı çok kötüdür. Risale-i Nur'ları da okuruz, Ruhu'l Furkan'ı da ne bileyim Tefhimü'l Kur'an'ı da okuruz.

Kitap yazmak emek ister...

Dolayısıyla her emek insan'a ışık tutar... Kitap okuma ameliyesi "şucu oldu" anlamına gelmez.

Benim düşüncem tabi ki katılacak da değilsiniz...
 

ubeyd_el_turki

Doçent
Katılım
28 Mar 2007
Mesajlar
720
Tepkime puanı
16
Puanları
0
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem !

Geçmişe sövme hastalığı aslında kendi enaniyyetinde zirvelere çıkmaktır.Dikkat çekmek, ün elde etmek, para kazanmak hepsini o pis,bencil nefis torbasının içine doldur, doldur...doldur doldur çekinme doldur...

Sonra Küp içindekini sızdırır kaidesi gereği, pisliğin taşar...Taştıkça ona buna şuna sıçratmak istersin...Ve de öyle zannedersin ki o pislikler aslında NURDUR...Sonra sen kendince o NUR'u aslında o pisliği sıçrattığını zannedersen.

Halbuki sen at sidiği içinde yüzüp kendini deryada zanneden sinek gibisin...

Kendi pisliğin,nefsin,enaniyyetin içinde çırpınıp duruyorsun...

Sonra,,,, "o kendini peygamber saydı"....peki sen ne saydın ?

Demek ki sen öyle bir yüksek bir makamdasınki kimin ne olduğunu şaaaak diye bir kerametle çözüverdin...

Böyle bir ucb hali, yakin İman ile bir arada olamıyor...İslam olmuş olabilirsiniz ancak Mü'min asla !
 
Üst