İstanbul sözleşmesi vs. kapitalizm ve modern hedonizmin kadına biçtiği roldür. Kadına şiddeti asıl onu korumasız bırakarak yapar.
Meselenin özeti şudur; kadın kocasının çalışanı (onların diliyle) değildir, üretimin ve zevkin çalışanıdır. Evde hizmet yapamaz ama hostes olup elitlere habire çay ve kahve yapsın, kafede çalışsın vs. Vs
Ulan eşine çay verdi diye diyanet reklam filmi meclise taşındı.
İslamın kadına bakış açısına dair bizim mahelleden olmayan bir anlatımı aşağıda ekliyorum.
İslam olamamış toplumların islamlaşma süeçleri öyle pat diye olmaz..Özelliklede alimlere çok iş düşer. Emri bil maruf yaygınlaşması lazımdır.
Bu arada kadına zulm eden eden zalimi nasihat tedbirleriyle durduramazsınız.
Önleyici tedbirler lazımdır.
Esasen Benim hatalı gördüğüm anlayış İslami olmayan bir yapıyı İslami olarak değerlendirmek.
Meselen Saadetliler Faiz konusunu eleştirirler. Bunu siyaseten yaparlar yani birini alıp yerine diğerini koymak için.
Ve lakin kendileri gelsede bu konuda pek bir şey yapamazlar .En azından kaldıramazlar.
Bunu birinin Müslüman olarak emri bil maruf niyeti yapması ise el hak doğru olur. Ama bu islamlaşma sürecinde ise anlamlı değilse başkaları için bir şey ifade etmez.
Ala külli Hal Bize İslamın hudutlarının korunduğu bir sistem lazımdır ki o zaman Kadında Erkekte Toplumdaki yerlerini bulacaktır
