istanbullulara sormak istiyorum çok güzel bir haber aldim diyanet istanbuldaki camilere talimat vermiş ezan aynen peygamber efendimiz dönemindeki gibi

redyellow

Kıdemli Üye
Katılım
20 Nis 2010
Mesajlar
2,262
Tepkime puanı
875
Puanları
113
Konum
ankara
Web sitesi
redyellow.besaba.com
Ayrıca benim bu yazımdaki düşüncelere cevap değil aktardığınız bölüm.

İSTANBULDA, ANKARADA, İZMİRDE yani ŞEHİRLERDE EZAN HOPÖRLÖRSÜZ OKUNURSA HİÇ KİMSE EZANI DUYMAZ.

Ezanın duyulmaması, ezansız şehirler olması mı yanlış yoksa hopörlerden okunması mı?


Kadir Kardeşim: Bana kitap göndermeyi bırakın da lütfen bu soruya cevap verin.

Ayrıca dikkat ediyorum konuda EZANdan bahsediliyor ama siz hopörlörle kılınan namaza dair şeyler ekliyorsunuz.

1- EZANIN HOPÖRLERDEN OKUNMASININ MAHZURU nedir dinen?
2- Çağımızda şehirlerdeki o büyük gürültü içerisinde çıplak sesle okunan ezan hiç bir yerden duyulmaz. Ezansız, ezan sesi olmayan şehirler mi yanlış, yoksa hopörlerden okunan ezan mı yanlış?
 

Kadir Razlık

Kısıtlı Erişim
Katılım
20 Ağu 2014
Mesajlar
2,280
Tepkime puanı
35
Puanları
0
Konum
manisa
Kadir Kardeşim: Bana kitap göndermeyi bırakın da lütfen bu soruya cevap verin.

Ayrıca dikkat ediyorum konuda EZANdan bahsediliyor ama siz hopörlörle kılınan namaza dair şeyler ekliyorsunuz.

1- EZANIN HOPÖRLERDEN OKUNMASININ MAHZURU nedir dinen?
2- Çağımızda şehirlerdeki o büyük gürültü içerisinde çıplak sesle okunan ezan hiç bir yerden duyulmaz. Ezansız, ezan sesi olmayan şehirler mi yanlış, yoksa hopörlerden okunan ezan mı yanlış?
sizde tam ilmihal kitabi varmi müzik ve teganni bölümü var sorduğunuz sorularin cevabi var aktarirsam okumazsiniz uzun 30 40 sayfa yoksa adresinizi verir kargoyla bedava gönderirim zahmet olur demeyin bunu devamli yapiyorum hoşuma gidiyor insanlara din kitabi göndermek kargoyuda karşilarim
 

DostunDostu

Süper Moderatör
Yönetici
Katılım
30 Eyl 2013
Mesajlar
6,183
Tepkime puanı
473
Puanları
83
Bundan birkaç sene önce güzel bir yazı yazıp Diyanet İşleri Başkanlığı'na göndermiştim. Umarım etkisi olmuştur. Ya kaliteli yankısız bir ses düzeneği takılsın veya hopörlörsüz okunsun. Günümüz teknolojisiyle bu mümkündür..
 

Kadir Razlık

Kısıtlı Erişim
Katılım
20 Ağu 2014
Mesajlar
2,280
Tepkime puanı
35
Puanları
0
Konum
manisa
Bundan birkaç sene önce güzel bir yazı yazıp Diyanet İşleri Başkanlığı'na göndermiştim. Umarım etkisi olmuştur. Ya kaliteli yankısız bir ses düzeneği takılsın veya hopörlörsüz okunsun. Günümüz teknolojisiyle bu mümkündür..
kanpanyada başlatıldı birmilyon imza diye birkaç gün oldu kanpanya başlatılalı toplanan imzalar diyanet işlerine verilecek
 

redyellow

Kıdemli Üye
Katılım
20 Nis 2010
Mesajlar
2,262
Tepkime puanı
875
Puanları
113
Konum
ankara
Web sitesi
redyellow.besaba.com

Kadir Razlık

Kısıtlı Erişim
Katılım
20 Ağu 2014
Mesajlar
2,280
Tepkime puanı
35
Puanları
0
Konum
manisa
Change'nin bir çok kampanyasını takip ederim, zaman zaman da imzalarım.

Ama bu konuya katılmıyorum.

Günümüz dünyasında, günümüzün gürültülü şehir hayatında hopörlörsüz ezanı uygun bulmuyorum, böyle bir şey EZANSIZ ŞEHİRLER oluşturur.
sizde tam ilmihal kitabi varmi müzik ve teganni bölümü var sorduğunuz sorularin cevabi var aktarirsam okumazsiniz uzun 30 40 sayfa yoksa adresinizi verir kargoyla bedava gönderirim zahmet olur demeyin bunu devamli yapiyorum hoşuma gidiyor insanlara din kitabi göndermek kargoyuda karşilarim
 

redyellow

Kıdemli Üye
Katılım
20 Nis 2010
Mesajlar
2,262
Tepkime puanı
875
Puanları
113
Konum
ankara
Web sitesi
redyellow.besaba.com
sizde tam ilmihal kitabi varmi müzik ve teganni bölümü var sorduğunuz sorularin cevabi var aktarirsam okumazsiniz uzun 30 40 sayfa yoksa adresinizi verir kargoyla bedava gönderirim zahmet olur demeyin bunu devamli yapiyorum hoşuma gidiyor insanlara din kitabi göndermek kargoyuda karşilarim

Sanıyorum bu paragrafı kopyalamışsınız, bi yere yapıştırımşsınız, işinize gelmeyen her yazıya, her soruya tekrar tekrar yapıştırıp duruyorsunuz.

Ayıp ediyorsunuz.

TAM İLMİHAL YOK!

OLMASINI DA İSTEMİYORUM!

OKUMAK DA İSTEMİYORUM!

SEN DE GÖNDERME!

Senin aklın yok mu, fikrin yok mu? Ben bir şey yazmışım, görüşümü belirtmişim, papağan gibi mütemadiyen reklam yapacağına cevap yaz.
 

Kadir Razlık

Kısıtlı Erişim
Katılım
20 Ağu 2014
Mesajlar
2,280
Tepkime puanı
35
Puanları
0
Konum
manisa
sanıyorum bu paragrafı kopyalamışsınız, bi yere yapıştırımşsınız, işinize gelmeyen her yazıya, her soruya tekrar tekrar yapıştırıp duruyorsunuz.

Ayıp ediyorsunuz.

Tam ilmihal yok!

Olmasini da istemiyorum!

Okumak da istemiyorum!

Sen de gönderme!

Senin aklın yok mu, fikrin yok mu? Ben bir şey yazmışım, görüşümü belirtmişim, papağan gibi mütemadiyen reklam yapacağına cevap yaz.
1-30 40 sayfa okucan mi 2-dinde akil değil nakil esasdir dini kafama göre anlatamam 3 bu kitaplarin reklamcisiyim
 

Kadir Razlık

Kısıtlı Erişim
Katılım
20 Ağu 2014
Mesajlar
2,280
Tepkime puanı
35
Puanları
0
Konum
manisa
Sanıyorum bu paragrafı kopyalamışsınız, bi yere yapıştırımşsınız, işinize gelmeyen her yazıya, her soruya tekrar tekrar yapıştırıp duruyorsunuz.

Ayıp ediyorsunuz.

TAM İLMİHAL YOK!

OLMASINI DA İSTEMİYORUM!

OKUMAK DA İSTEMİYORUM!

SEN DE GÖNDERME!

Senin aklın yok mu, fikrin yok mu? Ben bir şey yazmışım, görüşümü belirtmişim, papağan gibi mütemadiyen reklam yapacağına cevap yaz.
Dinde nakil esastır

Sual: Aklıma uymayan dini hükümlere uymam gerekir mi?
CEVAP
Dinde aklın yani şahsi görüşlerin yeri yoktur. Dinde nakil esastır. Akla göre din olmaz. İslamiyet, nakle dayanan, selim akıl dinidir. Selim akıl, yanılmayan akıldır. Birinin aklına uygun gelmeyen bir şey, selim akıl sahibi için uygun gelebilir. Akla göre din olsa, insan sayısı kadar din olur. İslamiyet’te aklın ermediği şey çoktur. Fakat, selim akla uymayan bir şey yoktur.

Sual: İslam artık toplumun gereklerine göre değişmelidir. Mesela teknoloji ilerledi, Avrupa uygarlığını benimsemek ve kadınların, tesettürü bırakarak daha özgür olması gerekmez mi?
CEVAP
İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
(Yapacakları değişiklikle, dini düzelteceğini sanıp dinin noksanlığını tamamladığını söyleyenler çıkıyor. Halbuki din noksan değildir. Kur’an-ı kerimde mealen, (Bugün sizin için dininizi ikmal eyledim, üzerinize olan nimetimi tamamladım, size din olarak İslamiyet’i vermekle razı oldum) buyuruldu. Dini noksan sanıp, tamamlamaya [reform yapmaya] çalışmak, bu âyeti inkâr olur.) [m.260]

Dini insanlar çıkarmadı ki insanlar değiştirsin. Kadının nasıl giyineceğini insanlar tespit edemez ki. Allah’a inanan kimse, O ne demişse ona inanması gerekir, uyarsa daha büyük nimettir. (Ben hepsini uygulayamıyorsam da hepsine inandım) demelidir. Yoksa, günaha alışıp da bu günah mubah olmalıydı veya (bu asırda bu da günah olur mu) demek Allah’a inanmamak olur.

Böyle söyleyenler Allah’a inanmıyorlar, inansalar böyle demezler. Allah her şeyi bilmez mi, bugünkü toplumu bilmiyor muydu? İslam’da reform demek ben Allah’a inanmıyorum demektir, yahut Allah’ı basit bir varlık gibi görüp bu işi iyi yapmamış demektir.

Hâşâ Allah yirminci, otuzuncu asırlarda toplumların duyacakları ihtiyaçları bilememiş mi? Toplumun ihtiyacı var diye dini değiştirmek dini yıkmak olur. Birinin çıkıp açıktan açığa, (ben İslam dinini yıkacağım) dediğini gördünüz mü hiç. Elbette demez. Niye desin ki, o zaman onu herkes tanıyacak, gerçek suratını herkes görecektir. Ama dini kuralları bozarak bu çirkin emeline ulaşmaya çalışır.

Peygamber efendimiz, (Âlimler benim vârisimdir) buyuruyor. Mezhepsizler ise, düşünce özgürlüğü diyerek Ehl-i sünnet âlimlerine saldırıp, (Âlimlere göre değil, hakka göre ölç!) diyorlar. Hakkı biz biliyoruz da, âlimler bilmiyor mu? Hakkı, âlimler bilemezse biz nasıl bileceğiz? (Elimizde temel ölçü olarak Kur'an olduğuna göre hakkı bâtıldan ayırırız) diyorlar. Peki, âlimlerin ellerinde Kur'an-ı kerim yok muydu? Onlar yanılabiliyor da mezhepsizler niye yanılmıyor? Bütün maksatları âlimler köprüsünü yıkmaktır. Bunlar, fikir anarşisi çıkartmak, hak ile bâtılı karıştırmak ve hak yol üzerindeki köprüleri yıkmak istiyorlar. Ehl-i sünnet âlimlerinin kurduğu köprüleri yıkıp, bid'at denizinde insanları boğmak istiyorlar. Fakat, âlimlerimizin kurduğu bu köprüler, bid'at ehlinin üfürmesiyle yıkılacak kadar zayıf değildir. Ama, kime ve neye hizmet ettikleri malum olmayan bu mezhepsizlere inanan zavallılara yazık oluyor. Bunu bildiği halde susanlar da vebal altındadır. Çünkü bir hadis-i şerifte buyuruluyor ki:
(Bid'atler yayılıp, bu ümmetin sonra gelenleri, öncekilere lanet edince, ilim sahipleri bunu herkese bildirsin! Bildirmeyip ilmini gizleyen, Kur'an-ı kerimi gizlemiş sayılır.) [İ.Asakir]

Her Müslüman gücü nispetinde Ehl-i sünnet âlimlerinin eserlerini yaymaya çalışarak bu vebalden kurtulmaya çalışmalıdır. Bozuk kitapların dağılmasına sebep olmak ayrıca vebaldir.

Yanlış vasıtaya binen istediği yere değil, vasıtanın gittiği yere gider. Mesela Paris’e giden uçağa binen, Kâbe’ye varamaz. Ehl-i sünnet yolu kurtuluş ve saadetin tek vasıtasıdır.
 

Kadir Razlık

Kısıtlı Erişim
Katılım
20 Ağu 2014
Mesajlar
2,280
Tepkime puanı
35
Puanları
0
Konum
manisa
sanıyorum bu paragrafı kopyalamışsınız, bi yere yapıştırımşsınız, işinize gelmeyen her yazıya, her soruya tekrar tekrar yapıştırıp duruyorsunuz.

Ayıp ediyorsunuz.

Tam ilmihal yok!

Olmasini da istemiyorum!

Okumak da istemiyorum!

Sen de gönderme!

Senin aklın yok mu, fikrin yok mu? Ben bir şey yazmışım, görüşümü belirtmişim, papağan gibi mütemadiyen reklam yapacağına cevap yaz.
işme gelmeyen değil konu uzun bu forumda her türlü insan var ateisti bile var bişey paylaşicam 100 kişi karşi çikiyor kitapla karşi karşiya olunca daha iyi anlaşilir
 

Kadir Razlık

Kısıtlı Erişim
Katılım
20 Ağu 2014
Mesajlar
2,280
Tepkime puanı
35
Puanları
0
Konum
manisa
Sanıyorum bu paragrafı kopyalamışsınız, bi yere yapıştırımşsınız, işinize gelmeyen her yazıya, her soruya tekrar tekrar yapıştırıp duruyorsunuz.

Ayıp ediyorsunuz.

TAM İLMİHAL YOK!

OLMASINI DA İSTEMİYORUM!

OKUMAK DA İSTEMİYORUM!

SEN DE GÖNDERME!

Senin aklın yok mu, fikrin yok mu? Ben bir şey yazmışım, görüşümü belirtmişim, papağan gibi mütemadiyen reklam yapacağına cevap yaz.
Cihazla ibadet etmek

Sual: Bazı ülkelerde, bir camiden diğer camilere TV ile irtibat kuruluyor, diğer camidekiler, büyük camideki imama uydukları gibi, camiye gitmeyen de evinden, TV’deki imama uyup namaz kılıyormuş. Bunun mahzuru var mıdır?
CEVAP
Öğrenmek niyetiyle TV’den Kur'an-ı kerim dinlemek caizdir. Teypten dinlemek de caizdir. Okunan Kur'an-ı kerimi kasete alıp, mezara gidince, teybi açarak kaseti dinlemekle bizzat Kur'an-ı kerim okunmuş olmaz. Bunun gibi, bir kimse, namaz kılarken kendi filmini çekse, sonra her namaz vakti gelince, video ile bu filmi oynatsa, namaz kılmış olmaz. Namaz kılmak, ezan okumak vakitli ibadetlerdir. Bunları teyple, video ile yapmak, bid'at olup, büyük günahtır.

TV ve video iyi bir eğitim vasıtasıdır. Mesela namazın nasıl kılınacağını tatbiki olarak göstermek çok iyi olur. Fakat namaz kılan imamın filmini alıp, imam yerine ekrandaki bu görüntüye uymak caiz olmaz. Bunun gibi, ezan okuyan müezzinin filmini videoya alıp, vakit gelince videodan ezan okutturmak da caiz olmaz. Çünkü TV ekranındaki resim, müezzinin kendisi değil, görüntüsüdür. TV’deki ses de, müezzinin bizzat kendi sesi değil, benzeridir.

İki ayrı şey, birbirine çok benzese de, aynı değildir. Mesela Ali ile ikiz kardeşi Veli, birbirine ayırt edilmeyecek derecede benzese de, ayrıdır. Biri Ali, öteki Veli’dir.

Bir insanın resmi, kendisinin tam benzeridir, aynısı değildir. Resmin gözü yırtılsa, sahibinin gözüne bir zarar gelmez. Bir kimse aynaya baksa, aynadaki görüntü, bakan kimsenin resmidir. Bu resim sahibinin bizzat kendisi değil, benzeridir, görüntüsüdür. Aynayı kırsak, görüntü kaybolursa da sahibine bir şey olmaz.

TV, teyp ve radyodaki sesler de, sahibinin benzer sesidir, aynısı değildir. Aynen bunlar gibi imamın sesi, hoparlöre verilince, elektrik ve mıknatısın hasıl ettiği bir ses haline dönüşüyor. Bizim duyduğumuz ses, imamın sesi değil, elektrik ve mıknatısın hasıl ettiği sestir. Yani hoparlörden çıkan ses, elektrik tesiriyle hasıl olan mıknatıs kuvvetlerinin titreyerek demir levhanın husule getirdiği bir sestir. Bu ses, imamın sesine, ne kadar benzerse benzesin, benzeridir, aynısı değildir.

TV’deki görüntüye imam diye uymakla, hoparlörden çıkan sese imamın sesi diye uymak aynıdır. Görüntü bizzat imam olmadığı gibi, ses de bizzat imamın sesi değildir. Onun için görüntüye ve cihazdan çıkan sese uymakla imama uyulmuş olmaz.

TV’deki sesler yankı da değildir. Yankıya da uymak caiz olmaz. Redd-ül-muhtar’da, (Dağa çarpıp yankılanan ses, insan sesi olarak kabul edilmez. Vasıtasız, bizzat insanın söylemesi gerekir. Yankı ile gelen ses, hakiki ses hükmünde olmadığı için, yankı ile gelen bir secde âyeti için secde-i tilavet gerekmez) buyuruluyor.

Namaz kılarken görüntüsü videoya alınmış imama uymak caiz olmadığı gibi, TV’nin naklen yayınında, imamı da görsek, böyle bir imama da uymak caiz olmaz. Yahut hoparlör veya radyo vasıtasıyla gelen ses de imamın sesi olmadığı için, bu ses ile hareket ederek ibadet etmek de caiz olmaz.
Bu aletleri ibadet vasıtası olarak değil de, eğitim, öğretim, haber gibi işlerde kullanmak çok faydalıdır. İbadetlere karıştırmak bid’attir.

Peygamber efendimiz, Eshab-ı kiram ve şimdiye kadar gelen İslam âlimleri, namazı nasıl kılmışlar, ibadetleri nasıl yapmışlarsa, aynen öyle yapmak gerekir. Eklemek ve çıkarmak, dini değiştirmek olur. İbadetlere bid'at sokmakla daha güzel ibadet edilmiş olmaz.(İbadetleri bizim gibi yapmayanlar, bizden değildir) hadis-i şerifini düşünerek, ibadetlere ilave ve çıkarma yaparak dini değiştirmekten çok sakınmalıdır
 

Kadir Razlık

Kısıtlı Erişim
Katılım
20 Ağu 2014
Mesajlar
2,280
Tepkime puanı
35
Puanları
0
Konum
manisa
sanıyorum bu paragrafı kopyalamışsınız, bi yere yapıştırımşsınız, işinize gelmeyen her yazıya, her soruya tekrar tekrar yapıştırıp duruyorsunuz.

Ayıp ediyorsunuz.

Tam ilmihal yok!

Olmasini da istemiyorum!

Okumak da istemiyorum!

Sen de gönderme!

Senin aklın yok mu, fikrin yok mu? Ben bir şey yazmışım, görüşümü belirtmişim, papağan gibi mütemadiyen reklam yapacağına cevap yaz.
bişey paylaşiyorum adam inkar ediyor redediyor adamlarada yazik dinden çikiyorlar kafir oluyorlar bende üzülüyorum
 

Yahayy

Kıdemli Üye
Katılım
25 Ocak 2014
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
147
Puanları
63
Konum
İstanbul
bişey paylaşiyorum adam inkar ediyor redediyor adamlarada yazik dinden çikiyorlar kafir oluyorlar bende üzülüyorum
Dur ben de sana bir örnek vereyim senin mantığınla, hem bu ezan gibi insan içtihadı içeren bie uygulama değil direkt ayet hükmü...

Hac 27:

* "İnsanlar içinde haccı duyur; gerek yaya, gerekse uzak yollardan gelen yorgun düşmüş develer üstünde sana gelsinler."

Burada Allah yaya yahut develerle hacca gelin diyor, şimdi sen uçakla neden gidiyorsun o halde.
Ashab zamanın da uçak da başkaca binek te yoktu neden muhalefet ediyorsun, açık ayet var ya binek ya da deve sırtında yorgun argın geleceksin.

Uğraştığınız şeylere bak ya hu, Allah azıcık kalbinin örtüsünü kaldırsın menkıbeci arkadaş.

Hoperlör konusunda bile sana muhalefet edince dinden çıkıyorlar demek :)

Seni Allah'a karşı bu kadar cesur kılan nedir ya hu?

Ya Allah'a yakın, Allah'ın değer verdiği bir kula imansız ithamında bulunuyorsan, düşünüyor musun hiç, günahım bana yeter bir de bunu yüklenmeyeyim diye.

Herşey önüne koyulan ilmihal kitabı kadar basit mi, Allah belki de aklı boşuna ihsan etmemiştir kullanmayı bir denesem mi diye bir fikir oluşmuyor mu hiç?

Allah'ın dininde olanlar olmayanlar diye kategori yapma yetkisini Allah size mi verdi.

Kuruntularla oyanlanmak sizi Allah'ı anlamaktan ve tefekkür etmekten alıkoymuş, onca şirk unsurunu göz kırpmadan hunharca işlerken böyle iman meselesi mi olur :)
 

Kadir Razlık

Kısıtlı Erişim
Katılım
20 Ağu 2014
Mesajlar
2,280
Tepkime puanı
35
Puanları
0
Konum
manisa
dur ben de sana bir örnek vereyim senin mantığınla, hem bu ezan gibi insan içtihadı içeren bie uygulama değil direkt ayet hükmü...

Hac 27:

* "insanlar içinde haccı duyur; gerek yaya, gerekse uzak yollardan gelen yorgun düşmüş develer üstünde sana gelsinler."

burada allah yaya yahut develerle hacca gelin diyor, şimdi sen uçakla neden gidiyorsun o halde.
Ashab zamanın da uçak da başkaca binek te yoktu neden muhalefet ediyorsun, açık ayet var ya binek ya da deve sırtında yorgun argın geleceksin.

Uğraştığınız şeylere bak ya hu, allah azıcık kalbinin örtüsünü kaldırsın menkıbeci arkadaş.

Hoperlör konusunda bile sana muhalefet edince dinden çıkıyorlar demek :)

seni allah'a karşı bu kadar cesur kılan nedir ya hu?

Ya allah'a yakın, allah'ın değer verdiği bir kula imansız ithamında bulunuyorsan, düşünüyor musun hiç, günahım bana yeter bir de bunu yüklenmeyeyim diye.

Herşey önüne koyulan ilmihal kitabı kadar basit mi, allah belki de aklı boşuna ihsan etmemiştir kullanmayı bir denesem mi diye bir fikir oluşmuyor mu hiç?

Allah'ın dininde olanlar olmayanlar diye kategori yapma yetkisini allah size mi verdi.

Kuruntularla oyanlanmak sizi allah'ı anlamaktan ve tefekkür etmekten alıkoymuş, onca şirk unsurunu göz kırpmadan hunharca işlerken böyle iman meselesi mi olur :)
hoş geldin yahayy
 

Kadir Razlık

Kısıtlı Erişim
Katılım
20 Ağu 2014
Mesajlar
2,280
Tepkime puanı
35
Puanları
0
Konum
manisa
Dur ben de sana bir örnek vereyim senin mantığınla, hem bu ezan gibi insan içtihadı içeren bie uygulama değil direkt ayet hükmü...

Hac 27:

* "İnsanlar içinde haccı duyur; gerek yaya, gerekse uzak yollardan gelen yorgun düşmüş develer üstünde sana gelsinler."

Burada Allah yaya yahut develerle hacca gelin diyor, şimdi sen uçakla neden gidiyorsun o halde.
Ashab zamanın da uçak da başkaca binek te yoktu neden muhalefet ediyorsun, açık ayet var ya binek ya da deve sırtında yorgun argın geleceksin.

Uğraştığınız şeylere bak ya hu, Allah azıcık kalbinin örtüsünü kaldırsın menkıbeci arkadaş.

Hoperlör konusunda bile sana muhalefet edince dinden çıkıyorlar demek :)

Seni Allah'a karşı bu kadar cesur kılan nedir ya hu?

Ya Allah'a yakın, Allah'ın değer verdiği bir kula imansız ithamında bulunuyorsan, düşünüyor musun hiç, günahım bana yeter bir de bunu yüklenmeyeyim diye.

Herşey önüne koyulan ilmihal kitabı kadar basit mi, Allah belki de aklı boşuna ihsan etmemiştir kullanmayı bir denesem mi diye bir fikir oluşmuyor mu hiç?

Allah'ın dininde olanlar olmayanlar diye kategori yapma yetkisini Allah size mi verdi.

Kuruntularla oyanlanmak sizi Allah'ı anlamaktan ve tefekkür etmekten alıkoymuş, onca şirk unsurunu göz kırpmadan hunharca işlerken böyle iman meselesi mi olur :)
Bid’at nedir, ne değildir?

Sual: Bid’at nedir?
CEVAP
Bid'at
,sonradan çıkarılan şey demektir. Bunlar ya âdette olur veya ibadette olur.

Âdette bid'at,sevap beklenilmeden, dünya menfaati için yapılan şeylerdir. Âdette bid'at, bir ibadeti bozmazsa veya dinin yasak ettiği bir şey değilse günah olmaz. Âdette olan bid'at, ceket, pardesü giymek, çay ve kahve içmek gibi dinin yasak etmediği bir şey ise, günah değildir. Peygamber efendimizin papaz ayakkabısı ve Rum cübbesi giydiği hadis-i şerifle bildirildi. (Tirmizi)

Fen ve fen bilgileri dinde bid'at değildir. Fenni buluşlara sahip çıkmak, dinimizin emridir. (İlim Çin’de de olsa alın! Fen ve sanat, müminin kaybettiği malıdır. Nerede bulursa alsın) hadis-i şerifleri, kâfirlere uymayı değil, fenni onlarda bile olsa, arayıp bulmayı emrediyor.(Mevduat-ül-ulum)

İbadette bid'at
, Resulullahın ve dört halife zamanında bulunmayıp da, dinimizde, sonradan meydana çıkarılan, uydurulan inanışlara, sözlere, işlere, şekillere ve âdetlere denir. İbadetlere bid'at karıştırmak büyük günahtır. Bid’ati sünnet diye işlemek haramdır. Bunların hepsini din diye, ibadet diye uydurmak veya dinin önem verdiği şeyleri dinden ayrıdır, din buna karışmaz demek bid'attir. Bid'atlerin bazıları küfür, bazıları büyük günahtır. Hadis-i şerifte, (Her bid'at sapıklıktır)buyuruldu. (Müslim)

Bid’at çıkaran, dinde noksanlık görüp bazı hükümleri değiştirmeye, yeni hükümler koymaya çalışır. Sahih hadisleri uydurma zanneder, İslam âlimlerini beğenmez. Bid’at ehli kibirlidir.

İmam-ı Gazali
hazretleri buyurdu ki:
Kibrin diğer günahlardan daha büyük olmasının sebebi şudur: Büyüklük ancak Allahü teâlâya mahsus iken, kulun kibirlenmesi, bir kölenin hükümdarın tacını başına geçirerek onun tahtında oturup hükmetmesine benzer. Hükümdarın bir emrini yapmayarak suç işlemekle, hükümdarlığına sahip çıkmak, onun tahtına oturup emirler vermek arasında elbette büyük fark vardır. İşte kibirlenmek, Allah’ın emrini yapmamak gibi bir suç değil, bizzat ilah olmak gibi büyük suç oluyor.

Bid’atin de hırsızlık, katillik, ******lik, içki içmek gibi haramlardan daha büyük olmasının sebebi budur. Günah işleyen kimse, Allah’ın emrine isyan etmiş olur, büyük günah işler. Fakat bid’at çıkaran kimse, Allah’ın, Resulünün ve Resulullahın vârisleri olan âlimlerin bildirdiği hükümleri beğenmeyip yeni hükümler koymaya, bizzat dinin sahibi olmaya çalışıyor. Yani Allah adına, Resulü adına hareket ediyor, hatta onları beğenmeyip kendi görüşünü din gibi ortaya koymaya çalışıyor. Bu bakımdan bid’at ehli, hırsızdan, eşkıyadan, katilden daha büyük günah işliyor. İşte bunun gibi sebeplerden dolayı Peygamber efendimiz, (Ben onlardan değilim, onlar da benden değildir. Onlara karşı cihad, kâfirlerle cihad gibi önemlidir) buyuruyor. (Deylemi)

İmam-ı Rabbani
hazretleri de buyuruyor ki:
(Bid’at ehli, yapacağı değişikliklerle, dini düzelteceklerini, olgunlaştıracaklarını zannederek bid'at çıkarıyor, bid'atlerin zulmetleri ile sünnetin nurunu örtmeye çalışıyorlar. Bunlar, dinin noksanlıklarını tamamladıklarını iddia ediyorlar. Bilmiyorlar ki din noksan değil, kâmildir. Dini noksan sanıp, tamamlamaya [çağa uydurmaya, çeşitli bid’atler çıkarmaya] çalışmak, Maide suresinin, (Bugün sizin için dininizi ikmâl eyledim. Üzerinize olan nimetimi tamamladım ve size din olarak İslamiyet’i vermekle razı oldum) mealindeki 3. âyetine inanmamak olur. (m.260)
 

Kadir Razlık

Kısıtlı Erişim
Katılım
20 Ağu 2014
Mesajlar
2,280
Tepkime puanı
35
Puanları
0
Konum
manisa
Hoş bulduk, teşekkür ederim çok kibarsın.

Her bid’at sapıklıktır
Sual: Niye faydalı olan bid’atlere itiraz edilir ki?
CEVAP
Faydalı bid’at olmaz. Hâşâ o zaman Allahü teâlâ dini eksik göndermiş olur. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Okul, kitap gibi dinin izin verdiği faydalı şeylere bid'at dememeli, Sünnet-i hasene, yani iyi iş demeli. Bid'atler, faydalı görünseler de, hepsinden kaçınmak gerekir. Hiçbir bid'atte fayda yoktur. Bugün kalbler karardığından, bazı bid'atler güzel görünse de, kıyamette hepsinin zararlı olduğu anlaşılacaktır.

Bir hadis-i şerifte buyuruluyor ki:
(Din adına uydurulan her şey bid’attir, her bid’at sapıklıktır; her sapıklık da Cehenneme götürür.) [Buhari, Müslim, İbni Mace, Nesai]

Peygamber efendimiz, Eshab-ı kiram ve şimdiye kadar gelen İslam âlimleri, namazı nasıl kılmışlar, ibadetleri nasıl yapmışlarsa, aynen öyle yapmak gerekir. Eklemek ve çıkarmak, dini değiştirmek olur. İbadetlere bid'at sokmakla daha güzel ibadet edilmiş olmaz.(İbadetleri bizim gibi yapmayanlar, bizden değildir) hadis-i şerifini düşünerek, ibadetlere ilave ve çıkarma yaparak dini değiştirmekten çok sakınmalıdır!

Bid’at insan elinin değmesidir
Sual: Bid’at, ilahi hükümler topluluğu olan dinimize insan elinin değmesi diye tarif ediliyor. Peygamberimiz de insan, müctehidler de insandır. Peygamberimiz, farklı hükümler bildirmiştir. Müctehidlerin de, birbirinden farklı hükümleri vardır. Biri bir husus için farz derken, öteki sünnet diyebiliyor. O zaman bu insan eli değmesini nasıl açıklayabiliriz?
CEVAP
Resulullah efendimiz, Allahü teâlânın kulu, elçisi, halifesi ve vekilidir. Vekil, kendisine verilen yetki bakımından asıl gibidir. Yani aslın verdiği konularda yetki sahibidir. Mesela, canları Allahü teâlâ alır. Bunu vekili vasıtasıyla yapar. Bir ayet-i kerime meali:
(Sizin canınızı almaya vekil kılınan ölüm meleği, canınızı alacak; sonra döndürülüp Rabbinize götürüleceksiniz.) [Secde 11]

Halife ve vekil, yaklaşık aynı anlamdadır. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Sünnetimi ihya edip yayan halifemdir.) [İ.Asakir]

(Sultan, yeryüzünde zıllullahtır.) [Taberani]
Zıllullah, Allahın gölgesi demek değildir, Allahü teâlânın emirlerini tatbik etme yetkisine sahip halife, vekil demektir.

Allahü teâlâ, hüküm koyması için Resulüne yetki vermiştir. Artık Resulünün koyduğu hükümler, beşeri kanunlar değil, ilahi hükümler olur. Müctehid âlimler de, Resulullahın vekilleridir. Onlara ictihad etme yetkisi verilmiştir. Bu farklı ictihadların rahmeti ilahi olduğu da açıklanmıştır. Bu bakımdan, Resulullahın hükümleri gibi, müctehidlerin her biri rahmet olan farklı ictihadları, ilahi hükümlere zıt kabul edilmez; çünkü ahirette Allahü teâlâ, insanları onların bildirdiği hükümlerle hesaba çekecektir. Şafii mezhebindekine, (Deniz haşaratını niye yedin), Hanefi mezhebindekine de, (Karşı cinse dokunduğun halde niye abdest almadın) diye sormayacaktır. Böyle olunca, onların koyduğu hükümler beşeri olmaktan çıkmakta, Allahü teâlânın emrine uygun gelmektedir.

Güzel bid’at olmaz
Sual: Bu millet niye çeşitli sapık gruplara bölünmüştür?
CEVAP
Peygamber efendimiz buyuruyor ki:
(Kıyamete yakın ilim azalır, cehalet artar.) [İbni Mace]

Demek ki, asr-ı saadetten uzaklaştıkça ilim azalacak, cehalet çoğalacaktır. Cahillik çoğalınca da, sapıklar türeyecek, halkı sapıtmaya çalışacaklardır. Sünneti bid’at gibi gösterecekler, bid’atleri de sünnetmiş gibi cilalayıp halka sunacaklardır. Yani hakkı bâtıl olarak gösterecekler, bâtılları hak olarak sunacaklardır. Böyle yapılınca da, o milletin sapıtması kaçınılmaz olur. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Hidayete kavuşan hiçbir topluluk, hakkı bâtıl, bâtılı hak göstermeye çalışmadıkça, dalâlete düşmez, yani sapıtmaz.)[Tirmizi]

Onun için sünneti ve bid’ati iyi bilmeli. Yaptıkları sapıklıklara, kılıf bulmak için, (Güzel bid’at) diyenlere karşı uyanık olmalı. İbadetlerde değişiklik olmaz, ibadeti daha güzel hâle getiremeyiz. Bu şu demektir: (Allah bu ibadeti eksik emretmiş, doğrusu böyle olur) anlamına gelir. İbadette güzel bid’at olmaz. İmam-ı Rabbani hazretleri bunuMektubat'ında güzel açıklıyor. Allah ve Resulü iyi bilememiş de, biz mi daha iyisini bileceğiz? Değişiklik yapmaya ne hakkımız vardır? Âdetlerde güzel bid’at olur, bunun mahzuru olmaz. İbadette güzel bid’at olmaz. Teknolojideki yenilikler âdetler içindir, teknolojinin ilerlemesiyle ibadetlerde değişiklik olmaz. Mesela namaz kılıp bunu videoya alıp, namaz vakti gelince bunu seyretmekle namaz kılınmış olmaz. Kasete alınan Yasin-i şerifi kabre götürüp çalmakla, ölüye Yasin okunmuş olmaz. İbadete sokulan bütün aletler bid’attır. Peygamber efendimiz, (Her bid’at sapıklıktır) buyuruyor. (Müslim)

Daha iyi olur sanmamalı, her çeşit değişiklikten çok sakınmalı.

Ahlakta bid’at
Sual: Kitaplarda ahlakta bid’at diye bir şey geçiyor. Ahlakta bid’at nasıl olur, bir örnek verilebilir mi?
CEVAP
Bid’at, dinde olmayan bir şeyi ibadet olarak yapmak demektir. Mesela selam verirken, Selamün aleyküm demeyip elini başına vurmak, selamı alanın da aynı şekilde veya başka şekilde işaret yapması; yahut fakire kibirlenmek, sünnet diye ona eteğini öptürmek gibi şeyler, ibadet maksadıyla yapılınca bid’at olur.
 
Üst