Çok gülünç bir iddia... ☺☺☺
İsmaili Şia'ya "Nusayri" denilmiyor. ☺
Kendi ayıplarınızı nasıl örteceğinizi şaşırdınız. ☺
Nusayriler, Arap Alevi müslümanlardır ve 11. İmam Hz. Hasan El Askeri (a.s)'nin seçkin öğrencisi Muhammed bin Nusayr'ı otorite kabul ettikleri için bu adı alırlar.
Kısaca, Nusayriler (Arap Aleviler) imamiyye Şia'sındandır.
Ne diyelim? Allah akıl fikir versin.
Sizin mahalleye göre konuşmuyorum zaten... Siz mahalle takımınızla üç korner bir penaltı oynamaya devam edin. Yukarıda koyu renkli bölümü aynen sana iade ediyorum. Sizin mahalle sakinlerinin ahlakı olabilir. Bizimle alakası yoktur.
Sizin kafanızı kuma gömmenizveya kargayı bülbül diye sevmeniz hiç bir gerçeği değiştirmez. Üstte 21 sayfalık akademik bir makale ekledim. Zahmet olacak ama okumaya çalış. İnanç esaslarına göre kim neye inanıyorsa o gruptakilerin ortak adına tabidir.
7. imam da yol imamiye ile İsmailiye olarak ikiye ayrılır. Senin nusayri dediklerin de İsmailiye kolundandır. İmamiyeden değil. Siz şimdi hangi koldan iseniz ona karar verin
İsmaili olup da İmamiyeden olduğunu iddia etmek ilginç olur... İmamiyeden iseniz 7.İmam Musa Kazım dır. İsmailyeden İseniz İsmail dir. Hem İsmaildir hemde imamiye şiasındanız diyorsanız kendinizi nasıl tanımlıyorsunuz.
İSMAİLİYYE
Altıncı imam Ca’fer Sadık’ın vefatından
sonra, aralarında küçük bir grup, İmam
Ca’fer’in büyük oğlu İsmail’i imam olarak
kabul etmiştir. Bu küçük grup, İsmailiyye
mezhebini oluşturur. İsmail, Ca’fer es
Sadık’tan sonra yedinci ve son imam olarak
kabul edildiği için, ona itikat edenler
Seb’iyye (Yedi İmamcılar) olarak anılır. Aynı
zamanda İsmaililer, çağdaşlarınca Karmatî
veya Batınî şeklinde de anılmışlardır. Ancak
İsmaililer, kendilerini “Dava” ya da “Dava el
-Hâdiye” olarak isimlendirmişlerdir (Oruç ?
:6)
İsmailiyye fırkası, İsmail’in, babası
hayattayken öldüğüne inanmaz. Bu inanca
göre, İsmail insanların başına geçip
yeryüzünü adaletle dolduruncaya kadar
ölmeyecektir, yani bu inanca göre mehdî,
İsmail’dir. O kaimdir, çünkü babası,
kendisinden sonra oğlunun imam olacağını
belirtmiştir (Oruç ?: 6-7).
İsmailiyye felsefesine göre her zahir için bir
batın vardır. Yani, görünen, açık olan her şey
gizli bir mana da taşır (Tabatabai 1999:
72).
Kur’an’ı da bu mantıkla yorumlamışlardır
(Dumanoğlu 2000:89). İsma
iliyye felsefesine göre varlık âlemi Allah’ın
hüccetinden (delilinden) uzak kalmaz
ve bu
delil “natık” yani konuşan ve “samit” yani
susan olmak üzere ikiye ayrılır. Natık delil
Peygamber, samit de onun vasisi olan veli ve
imamdır (Tabatabai 1999:
73).
Hüccetin esası yedi sayısı üzerine
dönmektedir. Şeriatı kendisinde toplayan
bir
peygam
ber gönderildikten sonra
sırasıyla yedi vasi gelir. Bunların yedincisi
dışında hepsinin sadece vasilik makamı
vardır. Yedincisi ise, nübüvvet, vesayet ve
velayet makamlarının hepsine sahiptir.
İsmailiyye’yi diğer mezheplerden ayırt eden
temel nokta İsmaililer’in,
İslam’ın
zahiri
kurallarını, bâtıni şekilde yorumlamalarıdır.
Ancak, bu yorumlar, dinin özünden
uzaklaşılması tehlikesini de taşımaktadır
(Tabatabai 1999: 75).
İmamiyye (İsna Aşeriyye )
Hilafetin on iki imamda o
lduğuna ve son
İmam Muhammed
bin Hasan el-
Askeri’ de
bittiğine inanan fırka, İmamiyye diğer bir
ismiyle İsna Aşeriyye fırkasıdır. İmamiyye
fırkası, Hz. Muhammed’in Hz. Ali’yi imamet
için tayin ettiğine kesin olarak inanmaktadır.
Bu fırkaya inananlara göre, sonrasında ise
Hz. Ali, Hz.
Muhammed’in vasiyeti ile
kendisinden sonraki imamları tayin etmiştir.
Bu imamlar (Mutlu 1995: 28):
1.Alib. Ebu Tâlib
2.Hasan b. Ali
3.Hüseyin b. Ali
4.Ali Zeynelabidin b. Hüseyin
5.Muhammed Bakır b. Ali
6.Ca’fer as-Sadık b. Muhammed
7.Musa el-Kâzım b. Ca’fer
8.Ali er Rıza b. Musa
9.Muhammed et- Takiyy b. Ali
10.Ali el- Hadi en-Nakıyy b. Muhammed
11.Hasan Askeri b. Ali
12.Muhammed el-Mehdi b. Hasan
İmamiyye mezhebine göre, nas ile tayin
edilmiş imamların sonuncusu olan
Muhammed el-Mehdi, babası on birinci
imam olan Hasan Askeri’nin vefatından
sonra Samarra’daki evlerinin altında
kaybolmuştur. Böylece, gaybet dönemi
başlamıştır. Aslında halen sağdır.
Kıyametten evvel zulümle dolmuş dünyayı
kurtarmak için gelecektir (Demir2016).
İmamiyye mezhebine göre, imamın tayini,
Allah’ın emri ile vaciptir. Bu vaciplik, akıl ve
şeriat iledir. Çünkü imamın varlığı, Allah’ın
lütfudur. Yani, Hz. Muhammed’in
kendisinden sonra İmamı adı ve sıfatı ile
Allah’tan aldığı emre göre tayin etmesinde
bir tuhaflık yoktur (Es
-Salih 1983: 98).
http://dergipark.gov.tr/download/article-file/318539