Dua Nur
Kıdemli Üye
- Katılım
- 29 Nis 2007
- Mesajlar
- 37,459
- Tepkime puanı
- 247
- Puanları
- 0
Nuh'un Gemisi'ni bulmak, bir tür din ve tarikat savaşına dönmüş durumda. Katolikler ile Evangelistler birbirlerine girdiler
Yıllarca Ağrı'ya seferler düzenleyen eski astronot James Irwin, NASA'dan ayrıldıktan sonra Hristiyanlık'lailgili High Flight - Yüksek Uçuş adında bir vakıf kurarak bu seferleri de o vakıf adına yapmış bir tür misyonerdi.
2006'da İran'da Süleyman Dağı'nda gemiyi bulduğunu iddia eden ve gemiden tahtalar, videolar gösteren grup ise Katolik bir cemaatti ve 1800'lü yılların sonunda İran'da Süleyman Dağı'nda gemiyi bulduğunu ileri süren İngiliz kaşif-misyoner A. H. McMahan'ın peşinden 110 yıl sonra gidiyorlardı.
2010 Nisan'ında bulduklarını iddia eden Hong Kong merkezli Çinli Hıristiyan grup ise koyu Hıristiyan ve dünyanın sonu gelmesi için çalışan, Armageddon Savaşı'nın çıkmasıgerektiğine inanan Evangelist tarikatına bağlı Evangelist Media diye bir cemaat...
Bilimadamları denilse de aralarında donanımlı arkeolog veya jeolog yok..
TARİKAT KAVGASI
Bu ön izahat ve hatırlatmadan sonra, asıl haberin ayrıntısına geçebiliriz.
Bu Evangelist Tarikat'ın, Nuh'un Gemisi'ni bulmak için kurduğu ekipte yeralan ama daha sonra ayrılan ABD'li bilimadamı(?) Randall Price, bulunan tahta ve çekilen videolar ile fotoğrafların sahte olduğunu iddia etmiş. Prince'in 2008'de bu sahtekârlıktan haberi olduğu anlaşılıyor, peki neden bugüne kadar susuyor, orası da belli değil.
İddiaların nerede çıktığına dikkat buyurunuz: Christian Science Monitordiye bir site...
Yani bu da koyu Katolik bir bilim (!) sitesi, yayını... Daha doğrusu normal haberlerde veren arada propaganda sıkıştıran bir haber sitesi. National Geopraphic ve Discovery Channel gibi tamamen popüler veya klasik bilimle alakalı bir yayın sanmayınız.
Price diyor ki: ''Gösterilen tahtalar Karadeniz’deki eski bir yapıdan kamyonlara yüklenerek AğrıDağı’na tırmanmak isteyenlere rehberlik eden Paraşüt adlı Doğubeyazıtlı şirket tarafından dağa çıkarıldı.
Hatta tahtaları taşıyan kamyonun hangisi olduğu bile biliniyor.
Fotoğrafların çoğu Ağrı Dağı’nda değil Karadeniz’deki o yapıda çekildi.
Fotoğraflarda örümcek ağlarını görebilirsiniz. Bahsedilen yükseklikte örümceğin yaşaması mümkün değildir.
Ben bu fotoğrafları 2008’in yaz aylarında gördüm. 2009’un yazında Çinli ekibi Paraşütçüler bölgeye götürdüler. Hilenin farkındaydım ama Çinliler kendilerine gösterilen bu yapıya inandılar.
Tahtaları İran’da adı test ettirdiklerini söylüyorlar. Gerçekten bunların doğru olduğuna inanıyorlarsa kalıntıları bağımsız bilim adamlarının incelemesine açsınlar.
Geminin bulunduğu açıklaması Türk rehberlerin Çinliler’den para sızdırmak için kurdukları tezgahtır.''
NEDEN ARARAT?!
Ağrıya da uluslararası adıyla Ararat Dağı'nda olduğuna inanlar çok, bunun yanında İran'da olduğunu söyleyenler var.
Kuran-ı Kerim'de Cûdî deniliyor ve Cudi Dağı diye tefsir ediliyor ama dağı ifadesi geçmiyor. Cûdî'nin mânâsı eliaçık, cömert, bereketli demek, bu konuda tefsir tartışmalarıvar.
Hıristiyanlar arasında Katolikler, İran'da olduğuna, Evangelist ve diğer bazı koyu gruplar Ağrı'da olduğuna inanıyor. Tevrat'ta Ararat-Ağrı yazılı.
Ararat, Ermeniler'e göre dünyaynın merkezi ve Kutsal Ermeni Krallığı burada kurulacak.
NUH'UN GEMİSİ
Nuh'un Gemisi, Tevrat'ın Tekvin (Yaratılış) bölümünde anlatılan Tanrı'nın insan ve diğer canlıların ırkının devam etmesi için büyük tufandan önce Nuh'a yapmasını emrettiği büyük gemidir.
Gemi Nuh'un ailesi ve dünyada bulunan diğer çekirdek hayvanların korumaya alınması amacıyla hazırlanmıştır. Bu hikâye Tevrat'ın Tekvin bölümü ve Kuran-ı Kerim'de de anlatılmaktadır.
Tanrı, insanoğlunun sapkınlığına ceza vermek için yeryüzündeki tüm canlıları yokedeceğini söyler.
Rab baktı, yeryüzünde insanın yaptığı kötülük çok, aklı fikri hep kötülükte. İnsanı yarattığına pişman oldu. Yüreği sızladı. "Yarattığım insanları, hayvanları, sürüngenleri, kuşları yeryüzünden silip atacağım" dedi, "Çünkü onları yarattığıma pişman oldum." Ama Nuh Rab'bin gözünde lütuf buldu. Yaradılış 6:5-8
Ancak Nuh Peygamber, O'na inanmış biridir ve Tanrı'nın ona bir şans vermesine sebep olur. Tanrı, Nuh'a bir gemi yapmasını, yaşayan bütün hayvanlardan birer (ve bazılarından yedişer) çift almasını emreder.
Kendine gofer ağacından bir gemi yap. İçini dışını ziftle, içeriye kamaralar yap. Gemiyi şöyle yapacaksın: Uzunluğu üç yüz, genişliği elli, yüksekliği otuz arşın olacak. Pencere de yap, boyu yukarıya doğru bir arşını bulsun. Kapıyı geminin yan tarafına koy. Alt, orta ve üst güverteler yap.
Yeryüzüne tufan göndereceğim. Göklerin altında soluk alan bütün canlıları yok edeceğim. Yeryüzündeki her canlı ölecek. Ama seninle bir antlaşma yapacağım. Oğulların, karın, gelinlerinle birlikte gemiye bin. Sağ kalabilmeleri için her canlı türünden bir erkek, bir dişi olmak üzere birer çifti gemiye al.
Çeşit çeşit kuşlar, hayvanlar, sürüngenler sağ kalmak için çifter çifter sana gelecekler.Yanına hem kendin, hem onlar için yenebilecek ne varsa al, ilerde yemek üzere depola." Yaradılış 6:14-21
Yeryüzünde soyları tükenmesin diye, yanına temiz sayılan hayvanlardan erkek ve dişi olmak üzere yedişer çift, kirli sayılan hayvanlardan birer çift, kuşlardan yedişer çift al. Yaradılış 7:2
Nuh altı yüz yaşındayken, o yılın ikinci ayının on yedinci günü enginlerin bütün kaynakları fışkırdı, göklerin kapakları açıldı.Yeryüzüne kırk gün kırk gece yağmur yağdı. Bu da Tanrının Nuh'a bir lütfudur. Yaradılış 7:11-12
Büyük Tufan'dan sonra, geminin Ağrı-Ararat Dağı'na oturduğuna dair Tevrat'ta geçen bölüm şudur:
Gemi yedinci ayın on yedinci günü Ağrı-Ararat dağına oturdu. Yaradılış8:4
İslamî inanışlara göre, Tufan'dan sonra Nuh'un Gemisi, Cûdi'nin üzerine oturmuştur. Yalnız Cudi dağı denilmemektedir. Cûdî diye yazmaktadır. Cudi Dağı diye tefsir edilmektedir.
Kuran-ı Kerim'de geminin Cudi'ye oturduğu söylenmektedir.
Hud Sûresi'nde "Ey yeryüzü! Yut suyunu. Ey gök! Tut suyunu" denildi. Su çekildi, iş bitirildi. Gemi de Cûdî'ye oturdu ve "Zalimler topluluğu Allah'ın rahmetinden uzak olsun!" denildi yazar.
Yıllarca Ağrı'ya seferler düzenleyen eski astronot James Irwin, NASA'dan ayrıldıktan sonra Hristiyanlık'lailgili High Flight - Yüksek Uçuş adında bir vakıf kurarak bu seferleri de o vakıf adına yapmış bir tür misyonerdi.
2006'da İran'da Süleyman Dağı'nda gemiyi bulduğunu iddia eden ve gemiden tahtalar, videolar gösteren grup ise Katolik bir cemaatti ve 1800'lü yılların sonunda İran'da Süleyman Dağı'nda gemiyi bulduğunu ileri süren İngiliz kaşif-misyoner A. H. McMahan'ın peşinden 110 yıl sonra gidiyorlardı.
2010 Nisan'ında bulduklarını iddia eden Hong Kong merkezli Çinli Hıristiyan grup ise koyu Hıristiyan ve dünyanın sonu gelmesi için çalışan, Armageddon Savaşı'nın çıkmasıgerektiğine inanan Evangelist tarikatına bağlı Evangelist Media diye bir cemaat...
Bilimadamları denilse de aralarında donanımlı arkeolog veya jeolog yok..
TARİKAT KAVGASI
Bu ön izahat ve hatırlatmadan sonra, asıl haberin ayrıntısına geçebiliriz.
Bu Evangelist Tarikat'ın, Nuh'un Gemisi'ni bulmak için kurduğu ekipte yeralan ama daha sonra ayrılan ABD'li bilimadamı(?) Randall Price, bulunan tahta ve çekilen videolar ile fotoğrafların sahte olduğunu iddia etmiş. Prince'in 2008'de bu sahtekârlıktan haberi olduğu anlaşılıyor, peki neden bugüne kadar susuyor, orası da belli değil.
İddiaların nerede çıktığına dikkat buyurunuz: Christian Science Monitordiye bir site...
Yani bu da koyu Katolik bir bilim (!) sitesi, yayını... Daha doğrusu normal haberlerde veren arada propaganda sıkıştıran bir haber sitesi. National Geopraphic ve Discovery Channel gibi tamamen popüler veya klasik bilimle alakalı bir yayın sanmayınız.
Price diyor ki: ''Gösterilen tahtalar Karadeniz’deki eski bir yapıdan kamyonlara yüklenerek AğrıDağı’na tırmanmak isteyenlere rehberlik eden Paraşüt adlı Doğubeyazıtlı şirket tarafından dağa çıkarıldı.
Hatta tahtaları taşıyan kamyonun hangisi olduğu bile biliniyor.
Fotoğrafların çoğu Ağrı Dağı’nda değil Karadeniz’deki o yapıda çekildi.
Fotoğraflarda örümcek ağlarını görebilirsiniz. Bahsedilen yükseklikte örümceğin yaşaması mümkün değildir.
Ben bu fotoğrafları 2008’in yaz aylarında gördüm. 2009’un yazında Çinli ekibi Paraşütçüler bölgeye götürdüler. Hilenin farkındaydım ama Çinliler kendilerine gösterilen bu yapıya inandılar.
Tahtaları İran’da adı test ettirdiklerini söylüyorlar. Gerçekten bunların doğru olduğuna inanıyorlarsa kalıntıları bağımsız bilim adamlarının incelemesine açsınlar.
Geminin bulunduğu açıklaması Türk rehberlerin Çinliler’den para sızdırmak için kurdukları tezgahtır.''
NEDEN ARARAT?!
Ağrıya da uluslararası adıyla Ararat Dağı'nda olduğuna inanlar çok, bunun yanında İran'da olduğunu söyleyenler var.
Kuran-ı Kerim'de Cûdî deniliyor ve Cudi Dağı diye tefsir ediliyor ama dağı ifadesi geçmiyor. Cûdî'nin mânâsı eliaçık, cömert, bereketli demek, bu konuda tefsir tartışmalarıvar.
Hıristiyanlar arasında Katolikler, İran'da olduğuna, Evangelist ve diğer bazı koyu gruplar Ağrı'da olduğuna inanıyor. Tevrat'ta Ararat-Ağrı yazılı.
Ararat, Ermeniler'e göre dünyaynın merkezi ve Kutsal Ermeni Krallığı burada kurulacak.
NUH'UN GEMİSİ
Nuh'un Gemisi, Tevrat'ın Tekvin (Yaratılış) bölümünde anlatılan Tanrı'nın insan ve diğer canlıların ırkının devam etmesi için büyük tufandan önce Nuh'a yapmasını emrettiği büyük gemidir.
Gemi Nuh'un ailesi ve dünyada bulunan diğer çekirdek hayvanların korumaya alınması amacıyla hazırlanmıştır. Bu hikâye Tevrat'ın Tekvin bölümü ve Kuran-ı Kerim'de de anlatılmaktadır.
Tanrı, insanoğlunun sapkınlığına ceza vermek için yeryüzündeki tüm canlıları yokedeceğini söyler.
Rab baktı, yeryüzünde insanın yaptığı kötülük çok, aklı fikri hep kötülükte. İnsanı yarattığına pişman oldu. Yüreği sızladı. "Yarattığım insanları, hayvanları, sürüngenleri, kuşları yeryüzünden silip atacağım" dedi, "Çünkü onları yarattığıma pişman oldum." Ama Nuh Rab'bin gözünde lütuf buldu. Yaradılış 6:5-8
Ancak Nuh Peygamber, O'na inanmış biridir ve Tanrı'nın ona bir şans vermesine sebep olur. Tanrı, Nuh'a bir gemi yapmasını, yaşayan bütün hayvanlardan birer (ve bazılarından yedişer) çift almasını emreder.
Kendine gofer ağacından bir gemi yap. İçini dışını ziftle, içeriye kamaralar yap. Gemiyi şöyle yapacaksın: Uzunluğu üç yüz, genişliği elli, yüksekliği otuz arşın olacak. Pencere de yap, boyu yukarıya doğru bir arşını bulsun. Kapıyı geminin yan tarafına koy. Alt, orta ve üst güverteler yap.
Yeryüzüne tufan göndereceğim. Göklerin altında soluk alan bütün canlıları yok edeceğim. Yeryüzündeki her canlı ölecek. Ama seninle bir antlaşma yapacağım. Oğulların, karın, gelinlerinle birlikte gemiye bin. Sağ kalabilmeleri için her canlı türünden bir erkek, bir dişi olmak üzere birer çifti gemiye al.
Çeşit çeşit kuşlar, hayvanlar, sürüngenler sağ kalmak için çifter çifter sana gelecekler.Yanına hem kendin, hem onlar için yenebilecek ne varsa al, ilerde yemek üzere depola." Yaradılış 6:14-21
Yeryüzünde soyları tükenmesin diye, yanına temiz sayılan hayvanlardan erkek ve dişi olmak üzere yedişer çift, kirli sayılan hayvanlardan birer çift, kuşlardan yedişer çift al. Yaradılış 7:2
Nuh altı yüz yaşındayken, o yılın ikinci ayının on yedinci günü enginlerin bütün kaynakları fışkırdı, göklerin kapakları açıldı.Yeryüzüne kırk gün kırk gece yağmur yağdı. Bu da Tanrının Nuh'a bir lütfudur. Yaradılış 7:11-12
Büyük Tufan'dan sonra, geminin Ağrı-Ararat Dağı'na oturduğuna dair Tevrat'ta geçen bölüm şudur:
Gemi yedinci ayın on yedinci günü Ağrı-Ararat dağına oturdu. Yaradılış8:4
İslamî inanışlara göre, Tufan'dan sonra Nuh'un Gemisi, Cûdi'nin üzerine oturmuştur. Yalnız Cudi dağı denilmemektedir. Cûdî diye yazmaktadır. Cudi Dağı diye tefsir edilmektedir.
Kuran-ı Kerim'de geminin Cudi'ye oturduğu söylenmektedir.
Hud Sûresi'nde "Ey yeryüzü! Yut suyunu. Ey gök! Tut suyunu" denildi. Su çekildi, iş bitirildi. Gemi de Cûdî'ye oturdu ve "Zalimler topluluğu Allah'ın rahmetinden uzak olsun!" denildi yazar.