ihvanistanbul
AkhenAton
Rivayet edildiğine göre bir keresinde Cebrail (Aleyhisselâm), beraberinde
Mikail ve İsrafil (Aleyhimesselâm) olduğu halde Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve
Sellem) Efendimiz’e gelerek şöyle demişlerdir:
“Yâ Rasûlellâh! Muhakkak ki Allâh-u Te‘âlâ sana ve ümmetine bir
dua ile rahmet etti. Sana ve ümmetinden bu duayı okumak kendisine
nasip olanlara müjde olsun. Çünkü bu duanın şerefi çok yücedir, bu
dua Arş’ın hazinelerindendir. Bu duada Allâh-u Te‘âlâ’nın mahlukatınnı
kendileriyle yaratmış olduğu esmâ-i mübârekesi mevcuttur. Bu dua
ile Allâh-u Te‘âlâ’ya niyaz etmek, ümmetinin en hayırlılarına nasip
olur. Bu duayı okuyup isteklerini Allâh-u Te‘âlâ’ya arz edenlerin dualları
kabul olur.”
KENZÜ’L-ARŞ DUASININ ARAPÇA OKUNUŞU
بِسْمِ الٰهّلِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
لَا إِلٰهَ إِلَاّ الٰهّلُ الْمَلِكُ الْحَقُّ الْمُب۪ينُ، لَا إِلٰهَ إِلَاّ الٰهّلُ الْحَكَمُ
الْعَدْلُ الْمَت۪ينُ، رَبُّنَا وَرَبُّ أٰبَائِنَا الْأَوَّ۪لينَ، لَا إِلٰهَ إِلَاّ أَنْتَ
سُبْحَانَكَ إِنّ۪ي كُنْتُ مِنَ الظَّالِم۪ينَ، لَا إِلٰهَ إِلَاّ الٰهّلُ وَحْدَهُ لَا
شَر۪يكَ لَهُ، لَهُ الْمُلْكُ وَلَهُ الْحَمْدُ يُحْي۪ي وَيُم۪يتُ وَهُوَ حَيٌّ
لَا يَمُوتُ أَبَدًا، بِيَدِهِ الْخَيْرُ وَإِلَيْهِ الْمَص۪يرُ، وَهُوَ عَلٰى كُلِّ
شَيْءٍ قَد۪يرٌ، وَبِهِ نَسْتَع۪ينُ وَلَا حَوْلَ وَلَا قُوَّةَ إِلَاّ بِالٰهّلِ الْعَلِيِّ
الْعَظ۪يمِ، لَا إِلٰهَ إِلَاّ الٰهّلُ شُكْرًا لِنِعْمَتِهِ، لَا إِلٰهَ إِلَاّ الٰهّلُ إِقْرَارًا
بِرُبُوبِيَّتِهِ وَسُبْحَانَ الٰهّلِ تَنْز۪يهًا لِعَظَمَتِهِ، أَسْأَلُكَ اللّٰهُمَّ بِحَقِّ
اسْمِكَ الْمَكْتُوبِ عَلٰى جَنَاحِ جِبْر۪يلَ عَلَيْكَ يَا رَبِّ!، وبِحَقِّ
اسْمِكَ الْمَكْتُوبِ عَلٰى جَنَاحِ م۪يكَائ۪يلَ عَلَيْكَ يَا رَبِّ!،
وَبِحَقِّ اسْمِكَ الْمَكْتُوبِ عَلٰى جَبْهَةِ إِسْرَاف۪يلَ عَلَيْكَ يَا
رَبِّ!، وَبِحَقِّ اسْمِكَ الْمَكْتُوبِ عَلٰى كَفِّ عَزْرَائ۪يلَ عَلَيْكَ
يَا رَبِّ!، وَبِحَقِّ اسْمِكَ الَّذ۪ي سَمَّيْتَ بِهِ مُنْكَرًا وَنَك۪يرًا
عَلَيْكَ يَا رَبِّ!، وَبِحَقِّ اسْمِكَ وَأَسْرَارِ عِبَادِكَ عَلَيْكَ يَا
رَبِّ!، وَبِحَقِّ اسْمِكَ الَّذ۪ي تَمَّ بِهِ الْإِسْلَامُ عَلَيْكَ يَا رَبِّ!،
وَبِحَقِّ اسْمِكَ الَّذ۪ي تَلَقَّاهُ أٰدَمُ لَمَّا هَبَطَ مِنَ الْجَنَّةِ فَنَادَاكَ
فَلَبَّيْتَ دُعَاءَهُ عَلَيْكَ يَا رَبِّ!، وَبِحَقِّ اسْمِكَ الَّذ۪ي نَادَاكَ بِهِ
ش۪يتُ عَلَيْكَ يَا رَبِّ!، وَبِحَقِّ اسْمِكَ الَّذ۪ي قَوَّيْتَ بِهِ حَمَلَةَ
الْعَرْشِ عَلَيْكَ يَا رَبِّ!، وَبِحَقِّ اسْمِكَ الْمَكْتُوبِ فِي التَّوْرَاةِ
وَالْإِنْج۪يلِ وَالزَّبُورِ وَالْفُرْقَانِ عَلَيْكَ يَا رَبِّ!، وَبِحَقِّ
اسْمِكَ إِلٰى مُنْتَهٰى رَحْمَتِكَ عَلٰى عِبَادِكَ عَلَيْكَ يَا رَبِّ!،
وَبِحَقِّ تَمَامِ كَلَامِكَ عَلَيْكَ يَا رَبِّ!، وَبِحَقِّ اسْمِكَ الَّذ۪ي
نَادَاكَ بِهِ إِبْرَاه۪يمُ فَجَعْلَتَ النَّارَ عَلَيْهِ بَرْدًا وَسَلَامًا عَلَيْكَ
يَا رَبِّ!، وَبِحَقِّ اسْمِكَ الَّذ۪ي نَادَاكَ بِهِ إِسْمَاع۪يلُ فَنَجَّيْتَهُ
مِنَ الذَّبْحِ عَلَيْكَ يَا رَبِّ!، وَبِحَقِّ اسْمِكَ الَّذ۪ي نَادَاكَ بِهِ
إِسْحَاقُ فَقَضَيْتَ حَاجَتَهُ عَلَيْكَ يَا رَبِّ!، وَبِحَقِّ اسْمِكَ الَّذ۪ي
نَادَاكَ بِهِ هُودٌ عَلَيْكَ يَا رَبِّ!، وَبِحَقِّ اسْمِكَ الَّذ۪ي نَادَاكَ
بِهِ يَعْقُوبُ فَرَدَّدْتَ عَلَيْهِ بَصَرَهُ وَوَلَدَهُ يُوسُفَ عَلَيْكَ يَا
رَبِّ!، وَبِحَقِّ اسْمِكَ الَّذ۪ي نَادَاكَ بِهِ دَاوُودُ فَجَعَلْتَهُ خَل۪يفَةً
فِي الْأَرْضِ وَأَلَنْتَ لَهُ الْحَد۪يدَ ف۪ي يَدِهِ عَلَيْكَ يَا رَبِّ!، وَبِحَقِّ
اسْمِكَ الَّذ۪ي دَعَاكَ بِهِ سُلَيْمَانُ فَأَعْطَيْتَهُ الْمُلْكَ فِي الْأَرْضِ
عَلَيْكَ يَا رَبِّ!، وَبِحَقِّ اسْمِكَ الَّذ۪ي نَادَاكَ بِهِ أَيُّوبُ فَنَجَّيْتَهُ
مِنَ الْغَمِّ الَّذ۪ي كَانَ ف۪يهِ عَلَيْكَ يَا رَبِّ!، وَبِحَقِّ اسْمِكَ الَّذ۪ي
نَادَاكَ بِهِ ع۪يسَى ابْنُ مَرْيَمَ فَأَحْيَيْتَ لَهُ الْمَوْتٰى عَلَيْكَ يَا
رَبِّ!، وَبِحَقِّ اسْمِكَ الَّذ۪ي نَادَاكَ بِهِ مُوسٰى لَمَّا خَاطَبَكَ
عَلَى الطُّورِ عَلَيْكَ يَا رَبِّ!، وَبِحَقِّ اسْمِكَ الَّذ۪ي نَادَتْكَ بِهِ
أٰسِيَةُ امْرَأَةُ فِرْعَوْنَ فَرَزَقْتَهَا الْجَنَّةَ عَلَيْكَ يَا رَبِّ!، وَبِحَقِّ
اسْمِكَ الَّذ۪ي نَادَاكَ بِهِ بَنُو إِسْرَائ۪يلَ لَمَّا جَاوَزُوا الْبَحْرَ
عَلَيْكَ يَا رَبِّ!، وَبِحَقِّ اسْمِكَ الَّذ۪ي نَادَاكَ بِهِ الْخَضِرُ لَمَّا
مَشٰى عَلَى الْمَاءِ عَلَيْكَ يَا رَبِّ!، وَبِحَقِّ اسْمِكَ الَّذ۪ي نَادَاكَ
بِهِ مُحَمَّدٌ صَلَّى الٰهّلُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَوْمَ الْغَارِ فَنَجَّيْتَهُ عَلَيْكَ
يَا رَبِّ!، إِنَّكَ أَنْتَ الْكَر۪يمُ الْكَب۪يرُ، حَسْبُنَا الٰهّلُ وَنِعْمَ
الْوَك۪يلُ، وَلَا حَوْلَ وَلَا قُوَّةَ إِلَاّ بِالٰهّلِ الْعَلِيِّ الْعَظ۪يمِ، وَصَلَّى
الٰهّلُ عَلٰى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَعَلٰى أٰلِهِ وَصَحْبِهِ وَسَلَّمَ.
KENZÜ’L-ARŞ DUASININ TÜRKÇE OKUNUŞU
“(Bütün padişahların bile Kendisine muhtaç olduğu yegâne hükümddar,)
Melik-i Hakk olan ve her şeyi açıklayan Allâh-u Te‘âlâ’dan
başka hiçbir ilâh yoktur. (Kullarının arasında en iyi) Hâkim (olan),
adaletli ve (sonsuz kudret sahibi) Metîn olan Allâh-u Te‘âlâ’dan başkka
hiçbir ilâh yoktur. (Sen) bizim ve bizden evvelki (gelip geçen)
babalarımızın da Rabbisin.
(Ey Allâhım!) Senden başka hiçbir ilâh yoktur. Sen bütün noksanllıklardan
münezzeh, bütün kemal sıfatlarla da muttasıfsın. Gerççekten
de ben (günah işleyerek nefsime zulmettim ve) zalimlerden
oldum.
Allâh-u Te‘âlâ’dan başka (ibadete layık) hiçbir ilâh yoktur. O tektir,
ortağı yoktur, mülk ancak Onundur, hamd de yalnız Ona mahsusttur.
O diriltir ve öldürür. O hakiki diri olandır ve ebediyyen ölmeyyecektir.
Bütün hayırlar Onun (kudret) elindedir, son varış ancak
Onadır ve O her şeye gücü yetendir.
Biz ancak Ondan yardım isteriz. O çok yüce ve pek büyük Allâh’ın
yardımı olmadan hiçbir güç ve kuvvet yoktur. Allâh-u Te‘âlâ’nın nimmetlerine
şükrederek Ondan başka hiçbir ilâh olmadığını söyleriz.
Allâh-u Te‘âlâ’nın Rabliğini ikrar (kabul) ederek Ondan başka hiçbbir
ilâh olmadığını söyleriz. Allâh-u Te‘âlâ’nın yüceliğini (noksanllıklardan)
tenzih ederek Onu tesbih ederiz.
(Dualarımızın kabulünü) Senden istiyoruz ey Allâhım! Cebrail (Aleyhl
hisselâm)ın kanadı üzerine yazılmış ismin hürmetine duamızı kabul
eyle ey Rabbim! Mikail (Aleyhisselâm)ın kanadı üzerine yazılmış ismin
hürmetine duamızı kabul eyle ey Rabbim!
İsrafil (Aleyhisselâm)ın alnı üzerine yazılmış ismin hürmetine duamızı
kabul eyle ey Rabbim! Azrail (Aleyhisselâm)ın avucuna yazılmış ismin
hürmetine duamızı kabul eyle ey Rabbim! (Kabirdeki sorgu sual melleklerine)
senin vermiş olduğun Münker ve Nekir ismi hürmetine
duamızı kabul eyle ey Rabbim!
(Yüce olan) ismin ve kullarının sırları hürmetine duamızı kabul
eyle ey Rabbim! İslam’ı kendisiyle tamamladığın ismin hürmetine
duamızı kabul eyle ey Rabbim!
Adem (Aleyhisselâm)ın Senden öğrenip cennetten indirildiği zaman
kendisiyle Sana seslendiği ve Senin de onun duasını kabul ettiğin
ismin hürmetine (bizim de) duamızı kabul eyle ey Rabbim! Şit (Aleyhl
hisselâm)ın Sana seslendiği ismin hürmetine duamızı kabul eyle ey
Rabbim!
Arş’ı taşıyan melekleri kendisiyle güçlendirdiğin ismin hürmetinne
duamızı kabul eyle ey Rabbim! Tevrat’ta, İncil’de, Zebur’da ve
(bir ismi de) Furkan (olan Kur’ân)da yazılı olan ismin hürmetine duaamızı
kabul eyle ey Rabbim!
Kullarına rahmetini sonsuza kadar ulaştırdığın ismin hürmetine
duamızı kabul eyle ey Rabbim! Sözlerinin tamamı hürmetine duaamızı
kabul eyle ey Rabbim! İbrahim (Aleyhisselâm)ın ateşe atıldığı zamman
Sana seslendiği, Senin de bu sebeple o (içerisine atıldığı) ateşi
ona karşı tam bir serinlik ve mükemmel bir esenlik yaptığın ismin
hürmetine duamızı kabul eyle ey Rabbim!
İsmail (Aleyhisselâm)ın kendisiyle Sana dua ettiği, Senin de bu sebeple
onu kurban edilmekten kurtardığın ismin hürmetine duamızı kabbul
eyle ey Rabbim! İshak (Aleyhisselâm)ın kendisiyle Sana dua ettiği,
bu sebeple Senin de onun isteğini yerine getirdiğin ismin hürmetinne
duamızı kabul eyle ey Rabbim!
Hud (Aleyhisselâm)ın kendisiyle Sana dua ettiği ismin hürmetine duammızı
kabul eyle ey Rabbim! Yakub (Aleyhisselâm)ın Sana dua ettiği, Senin
de bu sebeple (kör olan) gözlerini ve oğlu Yusuf (Aleyhisselâm)ı tekrar
ona bahşettiğin ismin hürmetine duamızı kabul eyle ey Rabbim!
Davud (Aleyhisselâm)ın kendisiyle Sana dua ettiği, Senin de bu sebeple
onu yeryüzünde halife yaptığın ve demiri onun elinde yumuşattığğın
ismin hürmetine duamızı kabul eyle ey Rabbim!
Süleyman (Aleyhisselâm)ın kendisiyle Sana dua ettiği, Senin de bu sebbeple
ona yeryüzünde mülk (ve krallık) verdiğin ismin hürmetine
duamızı kabul eyle ey Rabbim! Eyyüb (Aleyhisselâm)ın kendisiyle Sana
dua ettiği, Senin de bu sebeple onu içerisinde bulunmuş olduğu
hastalıktan kurtardığın ismin hürmetine duamızı kabul eyle ey
Rabbim!
Meryem oğlu İsa (Aleyhisselâm)ın kendisiyle Sana dua ettiği, Senin de
onunla ölüleri dirilttiğin ismin hürmetine duamızı kabul eyle ey
Rabbim! (Ey Allâhım!) Tur dağında kendisine seslendiğinde Musa
(Aleyhisselâm)ın kendisiyle Sana dua ettiği ismin hürmetine duamızı
kabul eyle ey Rabbim!
Firavun’un eşi Âsiye Validemiz’in Sana dua ettiği, Senin de bu sebbeple
onu cennetle rızıklandırdığın ismin hürmetine duamızı kabbul
eyle ey Rabbim!
Beniisrail’in (Firavun’dan kaçtıkları esnada Kızıl)deniz’den geçerllerken
Sana dua ettikleri (Senin de onların duasını kabul edip Firavun
ve ordusunu denizde boğduğun) ismin hürmetine duamızı kabul eyle
ey Rabbim! Hızır (Aleyhisselâm)ın suyun üzerinde yürürken kendisiyle
Sana dua ettiği ismin hürmetine duamızı kabul eyle ey Rabbim!
(Senin habibin) Muhammed (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in (hicrret
yolculuğunda Hazreti Ebû Bekr (Radıyallâhu Anh)la çıkmış oldukları
Sevr) Mağara(sı’n)da Sana dua ettiği, Senin de bu sebeple onu (kâffirlerden)
kurtardığın ismin hürmetine duamızı kabul eyle ey Rabbbim!
(Ey Allâhım!) Hiç şüphesiz cömert ve büyük olan ancak Sensin.
Bize yeten ancak Allâh-u Te‘âlâ’dır ve O (bütün işlerin kendisine havvale
edileceği) ne güzel (bir) Vekîl olmuştur.
O çok yüce ve pek büyük Allâh’ın yardımı olmadan hiçbir güç ve
kuvvet yoktur. Allâh-u Te‘âlâ Efendimiz Muhammed’e ve onun âli
ashâbına salât-ü selam eylesin.” Âmîn!
Mikail ve İsrafil (Aleyhimesselâm) olduğu halde Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve
Sellem) Efendimiz’e gelerek şöyle demişlerdir:
“Yâ Rasûlellâh! Muhakkak ki Allâh-u Te‘âlâ sana ve ümmetine bir
dua ile rahmet etti. Sana ve ümmetinden bu duayı okumak kendisine
nasip olanlara müjde olsun. Çünkü bu duanın şerefi çok yücedir, bu
dua Arş’ın hazinelerindendir. Bu duada Allâh-u Te‘âlâ’nın mahlukatınnı
kendileriyle yaratmış olduğu esmâ-i mübârekesi mevcuttur. Bu dua
ile Allâh-u Te‘âlâ’ya niyaz etmek, ümmetinin en hayırlılarına nasip
olur. Bu duayı okuyup isteklerini Allâh-u Te‘âlâ’ya arz edenlerin dualları
kabul olur.”
KENZÜ’L-ARŞ DUASININ ARAPÇA OKUNUŞU
بِسْمِ الٰهّلِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
لَا إِلٰهَ إِلَاّ الٰهّلُ الْمَلِكُ الْحَقُّ الْمُب۪ينُ، لَا إِلٰهَ إِلَاّ الٰهّلُ الْحَكَمُ
الْعَدْلُ الْمَت۪ينُ، رَبُّنَا وَرَبُّ أٰبَائِنَا الْأَوَّ۪لينَ، لَا إِلٰهَ إِلَاّ أَنْتَ
سُبْحَانَكَ إِنّ۪ي كُنْتُ مِنَ الظَّالِم۪ينَ، لَا إِلٰهَ إِلَاّ الٰهّلُ وَحْدَهُ لَا
شَر۪يكَ لَهُ، لَهُ الْمُلْكُ وَلَهُ الْحَمْدُ يُحْي۪ي وَيُم۪يتُ وَهُوَ حَيٌّ
لَا يَمُوتُ أَبَدًا، بِيَدِهِ الْخَيْرُ وَإِلَيْهِ الْمَص۪يرُ، وَهُوَ عَلٰى كُلِّ
شَيْءٍ قَد۪يرٌ، وَبِهِ نَسْتَع۪ينُ وَلَا حَوْلَ وَلَا قُوَّةَ إِلَاّ بِالٰهّلِ الْعَلِيِّ
الْعَظ۪يمِ، لَا إِلٰهَ إِلَاّ الٰهّلُ شُكْرًا لِنِعْمَتِهِ، لَا إِلٰهَ إِلَاّ الٰهّلُ إِقْرَارًا
بِرُبُوبِيَّتِهِ وَسُبْحَانَ الٰهّلِ تَنْز۪يهًا لِعَظَمَتِهِ، أَسْأَلُكَ اللّٰهُمَّ بِحَقِّ
اسْمِكَ الْمَكْتُوبِ عَلٰى جَنَاحِ جِبْر۪يلَ عَلَيْكَ يَا رَبِّ!، وبِحَقِّ
اسْمِكَ الْمَكْتُوبِ عَلٰى جَنَاحِ م۪يكَائ۪يلَ عَلَيْكَ يَا رَبِّ!،
وَبِحَقِّ اسْمِكَ الْمَكْتُوبِ عَلٰى جَبْهَةِ إِسْرَاف۪يلَ عَلَيْكَ يَا
رَبِّ!، وَبِحَقِّ اسْمِكَ الْمَكْتُوبِ عَلٰى كَفِّ عَزْرَائ۪يلَ عَلَيْكَ
يَا رَبِّ!، وَبِحَقِّ اسْمِكَ الَّذ۪ي سَمَّيْتَ بِهِ مُنْكَرًا وَنَك۪يرًا
عَلَيْكَ يَا رَبِّ!، وَبِحَقِّ اسْمِكَ وَأَسْرَارِ عِبَادِكَ عَلَيْكَ يَا
رَبِّ!، وَبِحَقِّ اسْمِكَ الَّذ۪ي تَمَّ بِهِ الْإِسْلَامُ عَلَيْكَ يَا رَبِّ!،
وَبِحَقِّ اسْمِكَ الَّذ۪ي تَلَقَّاهُ أٰدَمُ لَمَّا هَبَطَ مِنَ الْجَنَّةِ فَنَادَاكَ
فَلَبَّيْتَ دُعَاءَهُ عَلَيْكَ يَا رَبِّ!، وَبِحَقِّ اسْمِكَ الَّذ۪ي نَادَاكَ بِهِ
ش۪يتُ عَلَيْكَ يَا رَبِّ!، وَبِحَقِّ اسْمِكَ الَّذ۪ي قَوَّيْتَ بِهِ حَمَلَةَ
الْعَرْشِ عَلَيْكَ يَا رَبِّ!، وَبِحَقِّ اسْمِكَ الْمَكْتُوبِ فِي التَّوْرَاةِ
وَالْإِنْج۪يلِ وَالزَّبُورِ وَالْفُرْقَانِ عَلَيْكَ يَا رَبِّ!، وَبِحَقِّ
اسْمِكَ إِلٰى مُنْتَهٰى رَحْمَتِكَ عَلٰى عِبَادِكَ عَلَيْكَ يَا رَبِّ!،
وَبِحَقِّ تَمَامِ كَلَامِكَ عَلَيْكَ يَا رَبِّ!، وَبِحَقِّ اسْمِكَ الَّذ۪ي
نَادَاكَ بِهِ إِبْرَاه۪يمُ فَجَعْلَتَ النَّارَ عَلَيْهِ بَرْدًا وَسَلَامًا عَلَيْكَ
يَا رَبِّ!، وَبِحَقِّ اسْمِكَ الَّذ۪ي نَادَاكَ بِهِ إِسْمَاع۪يلُ فَنَجَّيْتَهُ
مِنَ الذَّبْحِ عَلَيْكَ يَا رَبِّ!، وَبِحَقِّ اسْمِكَ الَّذ۪ي نَادَاكَ بِهِ
إِسْحَاقُ فَقَضَيْتَ حَاجَتَهُ عَلَيْكَ يَا رَبِّ!، وَبِحَقِّ اسْمِكَ الَّذ۪ي
نَادَاكَ بِهِ هُودٌ عَلَيْكَ يَا رَبِّ!، وَبِحَقِّ اسْمِكَ الَّذ۪ي نَادَاكَ
بِهِ يَعْقُوبُ فَرَدَّدْتَ عَلَيْهِ بَصَرَهُ وَوَلَدَهُ يُوسُفَ عَلَيْكَ يَا
رَبِّ!، وَبِحَقِّ اسْمِكَ الَّذ۪ي نَادَاكَ بِهِ دَاوُودُ فَجَعَلْتَهُ خَل۪يفَةً
فِي الْأَرْضِ وَأَلَنْتَ لَهُ الْحَد۪يدَ ف۪ي يَدِهِ عَلَيْكَ يَا رَبِّ!، وَبِحَقِّ
اسْمِكَ الَّذ۪ي دَعَاكَ بِهِ سُلَيْمَانُ فَأَعْطَيْتَهُ الْمُلْكَ فِي الْأَرْضِ
عَلَيْكَ يَا رَبِّ!، وَبِحَقِّ اسْمِكَ الَّذ۪ي نَادَاكَ بِهِ أَيُّوبُ فَنَجَّيْتَهُ
مِنَ الْغَمِّ الَّذ۪ي كَانَ ف۪يهِ عَلَيْكَ يَا رَبِّ!، وَبِحَقِّ اسْمِكَ الَّذ۪ي
نَادَاكَ بِهِ ع۪يسَى ابْنُ مَرْيَمَ فَأَحْيَيْتَ لَهُ الْمَوْتٰى عَلَيْكَ يَا
رَبِّ!، وَبِحَقِّ اسْمِكَ الَّذ۪ي نَادَاكَ بِهِ مُوسٰى لَمَّا خَاطَبَكَ
عَلَى الطُّورِ عَلَيْكَ يَا رَبِّ!، وَبِحَقِّ اسْمِكَ الَّذ۪ي نَادَتْكَ بِهِ
أٰسِيَةُ امْرَأَةُ فِرْعَوْنَ فَرَزَقْتَهَا الْجَنَّةَ عَلَيْكَ يَا رَبِّ!، وَبِحَقِّ
اسْمِكَ الَّذ۪ي نَادَاكَ بِهِ بَنُو إِسْرَائ۪يلَ لَمَّا جَاوَزُوا الْبَحْرَ
عَلَيْكَ يَا رَبِّ!، وَبِحَقِّ اسْمِكَ الَّذ۪ي نَادَاكَ بِهِ الْخَضِرُ لَمَّا
مَشٰى عَلَى الْمَاءِ عَلَيْكَ يَا رَبِّ!، وَبِحَقِّ اسْمِكَ الَّذ۪ي نَادَاكَ
بِهِ مُحَمَّدٌ صَلَّى الٰهّلُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَوْمَ الْغَارِ فَنَجَّيْتَهُ عَلَيْكَ
يَا رَبِّ!، إِنَّكَ أَنْتَ الْكَر۪يمُ الْكَب۪يرُ، حَسْبُنَا الٰهّلُ وَنِعْمَ
الْوَك۪يلُ، وَلَا حَوْلَ وَلَا قُوَّةَ إِلَاّ بِالٰهّلِ الْعَلِيِّ الْعَظ۪يمِ، وَصَلَّى
الٰهّلُ عَلٰى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَعَلٰى أٰلِهِ وَصَحْبِهِ وَسَلَّمَ.
KENZÜ’L-ARŞ DUASININ TÜRKÇE OKUNUŞU
“(Bütün padişahların bile Kendisine muhtaç olduğu yegâne hükümddar,)
Melik-i Hakk olan ve her şeyi açıklayan Allâh-u Te‘âlâ’dan
başka hiçbir ilâh yoktur. (Kullarının arasında en iyi) Hâkim (olan),
adaletli ve (sonsuz kudret sahibi) Metîn olan Allâh-u Te‘âlâ’dan başkka
hiçbir ilâh yoktur. (Sen) bizim ve bizden evvelki (gelip geçen)
babalarımızın da Rabbisin.
(Ey Allâhım!) Senden başka hiçbir ilâh yoktur. Sen bütün noksanllıklardan
münezzeh, bütün kemal sıfatlarla da muttasıfsın. Gerççekten
de ben (günah işleyerek nefsime zulmettim ve) zalimlerden
oldum.
Allâh-u Te‘âlâ’dan başka (ibadete layık) hiçbir ilâh yoktur. O tektir,
ortağı yoktur, mülk ancak Onundur, hamd de yalnız Ona mahsusttur.
O diriltir ve öldürür. O hakiki diri olandır ve ebediyyen ölmeyyecektir.
Bütün hayırlar Onun (kudret) elindedir, son varış ancak
Onadır ve O her şeye gücü yetendir.
Biz ancak Ondan yardım isteriz. O çok yüce ve pek büyük Allâh’ın
yardımı olmadan hiçbir güç ve kuvvet yoktur. Allâh-u Te‘âlâ’nın nimmetlerine
şükrederek Ondan başka hiçbir ilâh olmadığını söyleriz.
Allâh-u Te‘âlâ’nın Rabliğini ikrar (kabul) ederek Ondan başka hiçbbir
ilâh olmadığını söyleriz. Allâh-u Te‘âlâ’nın yüceliğini (noksanllıklardan)
tenzih ederek Onu tesbih ederiz.
(Dualarımızın kabulünü) Senden istiyoruz ey Allâhım! Cebrail (Aleyhl
hisselâm)ın kanadı üzerine yazılmış ismin hürmetine duamızı kabul
eyle ey Rabbim! Mikail (Aleyhisselâm)ın kanadı üzerine yazılmış ismin
hürmetine duamızı kabul eyle ey Rabbim!
İsrafil (Aleyhisselâm)ın alnı üzerine yazılmış ismin hürmetine duamızı
kabul eyle ey Rabbim! Azrail (Aleyhisselâm)ın avucuna yazılmış ismin
hürmetine duamızı kabul eyle ey Rabbim! (Kabirdeki sorgu sual melleklerine)
senin vermiş olduğun Münker ve Nekir ismi hürmetine
duamızı kabul eyle ey Rabbim!
(Yüce olan) ismin ve kullarının sırları hürmetine duamızı kabul
eyle ey Rabbim! İslam’ı kendisiyle tamamladığın ismin hürmetine
duamızı kabul eyle ey Rabbim!
Adem (Aleyhisselâm)ın Senden öğrenip cennetten indirildiği zaman
kendisiyle Sana seslendiği ve Senin de onun duasını kabul ettiğin
ismin hürmetine (bizim de) duamızı kabul eyle ey Rabbim! Şit (Aleyhl
hisselâm)ın Sana seslendiği ismin hürmetine duamızı kabul eyle ey
Rabbim!
Arş’ı taşıyan melekleri kendisiyle güçlendirdiğin ismin hürmetinne
duamızı kabul eyle ey Rabbim! Tevrat’ta, İncil’de, Zebur’da ve
(bir ismi de) Furkan (olan Kur’ân)da yazılı olan ismin hürmetine duaamızı
kabul eyle ey Rabbim!
Kullarına rahmetini sonsuza kadar ulaştırdığın ismin hürmetine
duamızı kabul eyle ey Rabbim! Sözlerinin tamamı hürmetine duaamızı
kabul eyle ey Rabbim! İbrahim (Aleyhisselâm)ın ateşe atıldığı zamman
Sana seslendiği, Senin de bu sebeple o (içerisine atıldığı) ateşi
ona karşı tam bir serinlik ve mükemmel bir esenlik yaptığın ismin
hürmetine duamızı kabul eyle ey Rabbim!
İsmail (Aleyhisselâm)ın kendisiyle Sana dua ettiği, Senin de bu sebeple
onu kurban edilmekten kurtardığın ismin hürmetine duamızı kabbul
eyle ey Rabbim! İshak (Aleyhisselâm)ın kendisiyle Sana dua ettiği,
bu sebeple Senin de onun isteğini yerine getirdiğin ismin hürmetinne
duamızı kabul eyle ey Rabbim!
Hud (Aleyhisselâm)ın kendisiyle Sana dua ettiği ismin hürmetine duammızı
kabul eyle ey Rabbim! Yakub (Aleyhisselâm)ın Sana dua ettiği, Senin
de bu sebeple (kör olan) gözlerini ve oğlu Yusuf (Aleyhisselâm)ı tekrar
ona bahşettiğin ismin hürmetine duamızı kabul eyle ey Rabbim!
Davud (Aleyhisselâm)ın kendisiyle Sana dua ettiği, Senin de bu sebeple
onu yeryüzünde halife yaptığın ve demiri onun elinde yumuşattığğın
ismin hürmetine duamızı kabul eyle ey Rabbim!
Süleyman (Aleyhisselâm)ın kendisiyle Sana dua ettiği, Senin de bu sebbeple
ona yeryüzünde mülk (ve krallık) verdiğin ismin hürmetine
duamızı kabul eyle ey Rabbim! Eyyüb (Aleyhisselâm)ın kendisiyle Sana
dua ettiği, Senin de bu sebeple onu içerisinde bulunmuş olduğu
hastalıktan kurtardığın ismin hürmetine duamızı kabul eyle ey
Rabbim!
Meryem oğlu İsa (Aleyhisselâm)ın kendisiyle Sana dua ettiği, Senin de
onunla ölüleri dirilttiğin ismin hürmetine duamızı kabul eyle ey
Rabbim! (Ey Allâhım!) Tur dağında kendisine seslendiğinde Musa
(Aleyhisselâm)ın kendisiyle Sana dua ettiği ismin hürmetine duamızı
kabul eyle ey Rabbim!
Firavun’un eşi Âsiye Validemiz’in Sana dua ettiği, Senin de bu sebbeple
onu cennetle rızıklandırdığın ismin hürmetine duamızı kabbul
eyle ey Rabbim!
Beniisrail’in (Firavun’dan kaçtıkları esnada Kızıl)deniz’den geçerllerken
Sana dua ettikleri (Senin de onların duasını kabul edip Firavun
ve ordusunu denizde boğduğun) ismin hürmetine duamızı kabul eyle
ey Rabbim! Hızır (Aleyhisselâm)ın suyun üzerinde yürürken kendisiyle
Sana dua ettiği ismin hürmetine duamızı kabul eyle ey Rabbim!
(Senin habibin) Muhammed (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in (hicrret
yolculuğunda Hazreti Ebû Bekr (Radıyallâhu Anh)la çıkmış oldukları
Sevr) Mağara(sı’n)da Sana dua ettiği, Senin de bu sebeple onu (kâffirlerden)
kurtardığın ismin hürmetine duamızı kabul eyle ey Rabbbim!
(Ey Allâhım!) Hiç şüphesiz cömert ve büyük olan ancak Sensin.
Bize yeten ancak Allâh-u Te‘âlâ’dır ve O (bütün işlerin kendisine havvale
edileceği) ne güzel (bir) Vekîl olmuştur.
O çok yüce ve pek büyük Allâh’ın yardımı olmadan hiçbir güç ve
kuvvet yoktur. Allâh-u Te‘âlâ Efendimiz Muhammed’e ve onun âli
ashâbına salât-ü selam eylesin.” Âmîn!