“Kıymetli Müslümanlar! Toplumlar değerleriyle bilinir, onlarla anılırlar. Değerleriyle yaşar, onlarla ayakta dururlar.

Abbas yel

İhvan Forum Üye
Katılım
20 Eki 2022
Mesajlar
93
Tepkime puanı
13
Puanları
8
Konum
Van
Cuma geceleri fırsat buldukça ertesi gün yani Cuma günü okunacak hutbe metnine göz atarım. (Cuma gününden önce Cuma gecesi nasıl oluyor diye bir karmaşa olmaması açısından ufak bir hatırlatma yapayım. Hicri takvime göre önce Cuma gecesi olur sonra Cuma günü olur. Gregoryan takvime göre ise önce Cuma günü gelir sonra Cuma gecesi gelir. Yeryüzünde dini bakımdan iki millet vardır. Biri İslam milleti diğeri ise küfür milleti. İslam milleti için esas olan Hicri Takvimdir.Bu sebeple amellerimizde bu takvime riayet ederiz. Küfür milletinin tercihi olan takvim vs. ise ilgi alanımızın dışındadır.)

Hutbenin sonuna doğru dikkat çeken bir kısım vardı ve açıkçası vakti gelince minbere çıkacak olan imam hatibin o kısmı nasıl okuyacağını merak ettim. O kısmı burada paylaşmak isterim.

“Kıymetli Müslümanlar!
Toplumlar değerleriyle bilinir, onlarla anılırlar. Değerleriyle yaşar, onlarla ayakta dururlar. Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) bu hususta ümmetini şöyle uyarmaktadır: من تشبّه بقومٍ فهو منهم “Kim bir kavme benzerse o da onlardandır.”

Öyleyse, bizi biz yapan, bizi ayakta tutan ve en güçlü sığınağımız olan değerlerimize sımsıkı sarılalım. İnancımız, tarihimiz ve kültürümüzle bağdaşmayan batıl örf, adet ve gelenekleri hayatımıza yansıtmayalım. İnancımızın ve karakterimizin şekillendiği ailemizi, göz aydınlığı çocuklarımızı, milletimizin umudu gençlerimizi milli ve manevi değerlerimizle buluşturalım. Yabancı kültürlerin esiri olmamaları için hep birlikte gayret gösterelim. Unutmayalım ki hiçbir millet bir başka toplumun değerleriyle yükselemez. Kültürüne yabancılaşan bir toplum, medeniyet inşa edemez. Tarihini bilmeyenler geleceklerini sağlam bir zemine oturtamaz.”

Ben bu satırları okurken her satırında aklıma Ülkü Ocakları geliyordu. Dervişin fikri neyse zikri de odur derler. Ama imam hatip okuyacağı zaman nasıl okuyacak diye merak etmiştim. Nitekim hutbede imam hatip o kısma geldi okudu. Sonra hutbenin dışına çıkarak biraz izahta bulunmak istedi. İmam hatip dedi ki: “Değerli cemaat hepimiz Osmanlı’dan Selçukludan gelen bir milletin torunlarıyız. Sadece bu topraklardaki varlığımız bin yıldan fazladır. Bu süre zarfında kendi örf ve adetlerimizi töremizi yaşadık. Şimdi ise özellikle Hristiyan adetlerini tatbik etmekte yarışan bir millet haline geldik. Bu milletin dininde kültüründe yeri olmayan gavur adetlerini üstün tutmayalım. Hristiyanlar için kutsal olan yılbaşı vesilesiyle indirim yapan ama Ramazan ayı geliyor diye zam yapanlar hem itikatlarını hem de hangi millete mensup olduklarını sorgulamalı.

Müslümana yakışan Hristiyanların kutsalına göre değil İslamın kutsalına göre hareket etmektir. Birliğimizi bozmak isteyenlere karşı Hristiyanlığa, Yahudiliğe göre değil İslamiyete göre hareket etmeliyiz. Hristiyan veya Yahudi âleminin neresinde Ramazan veya Kurban bayramı geliyor diye indirimler kampanyalar görüyorsunuz? Bu eziklik neden? Biz Türk’ü Kürt’ü, Sünnisi, Alevisi ile bir olan bir milletiyiz. Bu milletin adı Türk milletidir. Değerlerimize sahip çıkalım, özümüzü unutmayalım.” dedi.

Tüylerim diken diken olarak dinledim. İmam hatip efendi bunları bunları söyledikçe ben kendimi zor tuttum. Eğer Cuma namazı bitene kadar herhangi bir kelime söylemek dahi Cuma’nın feyzine ve sıhhatine halel getirecek olmasa “Tekbir” diye bağırıp sonrasında “haydi buyrun ocağa” derdim.” Neden?

Dedim ya dervişin fikri neyse zikri de odur. Biz de ocaklardaki seminerlerimizde tıpkı imam hatibin okuduğu ve diyanet tarafından yazılan hutbe metninde belirtileni yapmaktayız. Nedir o? İsterseniz hutbedeki ifadeyi tekrar yazalım.

"İnancımızın ve karakterimizin şekillendiği ailemizi, göz aydınlığı çocuklarımızı, milletimizin umudu gençlerimizi milli ve manevi değerlerimizle buluşturalım. Yabancı kültürlerin esiri olmamaları için hep birlikte gayret gösterelim. Unutmayalım ki hiçbir millet bir başka toplumun değerleriyle yükselemez."

Evet, bizler de Ülkü Ocaklarının hangi başkanlığında olursak olalım, konuşmacı isek gençlerimize itikat bilgilerinden, milli ve manevi değerlerimizden bahsetmekteyiz. Konuşmacı değil dinleyici isek yine buna benzer konuları dinliyoruz. Ben Ülkü Ocaklarının her bir neferinin Türk gençliğinin hutbede söylendiği gibi yabancı kültürlerin esiri olmamaları için gayret sarf ettiğine şahidim. Maksadım köklü bir mazisi olan ve köklü bir medeniyetten kuvvetini alan bir hareketi tanıtma gayreti değildir. Zaten buna ihtiyaç da yoktur. Hakikat ortadadır.

Demek isterim ki madem gençliğimizi milli ve manevi değerler ile buluşturmalıyız. Madem gençliğimizi yabancı kültürlerin esiri etmemeliyiz. O zaman neden Ülkü Ocaklarına destek vermiyorsunuz? Hak etmedikleri ithamlara maruz kaldığında neden sahip çıkmıyorsunuz? Ülkü ocaklarının kimsenin desteğine veya himayesine ihtiyacı yok elbette... Ama madem Türk gençliğini yabancı kültürlerden, bozuk itikatlardan korumamız gerekiyor. O zaman neden bu gençlere türlü türlü yakıştırmalar yapılınca sessiz kalındı? Vehhabilik, Selefilik, Şiilik, Siyasal İslamcılık, Komünizm, Emperyalizm, Faşizm, Siyonizm gibi tehlikelere karşı mücadele etmek yerine bunlarla mücadeleye yemin etmiş koç yiğitlere bühtan ettiniz?

Merhum Seyyid Ahmet Arvasi'nin sadece şu sözü bile hakkıyla anlaşılsaydı bugün ülkemiz ve milletimiz adına farklı şeyler konuşuyor olacaktık.

"Allah'ın ordusu ve peygamberin kutlu vekili olmakla şereflenmiş bir milletin çocuklarının bu yeniden diriliş hareketini çok iyi anlamak ve onu gözümüzün nuru gibi korumak zorundayız. Bu kıskanılacak, çelmelenecek bir hareket değildir; can ve mal ile desteklenecek bir diriliş hamlesidir. Bölünmek ne demek, birleşmek zamanıdır." Seyyid Ahmet Arvasi.( habip arvas) 1672040158248.jpg
 
Üst