Kuran Dışında Vahiy Var Mıdır? Sünnet Vahiy Midir?

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
peki abi sana ben sunu sorayım cebrail peygambere namazı öğretti diyorsun .mesela öğlen namazını dört rekat kılacaksın ikindiyi dört rekat akşamı 3 rekat namazada şunu yapacaksın bunu yapacaksın

cebrailin bu öğretisi nedir.

Derli toplu olsun diye yeni bir baslikta cevap vereyim istedim.

Soze besmele ile baslayalim ki, seytan aramiza girip fitne tohumlari ekmesin. Ne diyor İbn- Mace "besmeleyle baslanmayan herhangi bir iste bereketsizlik ortaya cikar". Onlar ihmal etmezlerdi bizde etmeyelim.

Euzü billahi mineşşeytanirracim- Bismillahirrahmanirrahim

Sevgili bi husben kardesim, "Cebrail'in bu ogretisine ne denir" soruna verilecek cevaplar muhteliftir. İstersen "Sunnet vahiy midir?" diye soralim ve cevabini birlikte arayalim.

Bu yaziyi hazirlarken daha once tavsiyede bulundugum :) Bunyamin Erul'un "Sahabenin Sunnet Anlayisi" adli kitabindan istifade ettigimi bilmenizi istiyorum. İlgilenen arkadaslar varsa mutlaka ama mutlaka temin etmelerini tavsiye ederim

*

Her ne kadar asagida verecegim hadis cok muteber kabul edilmese de hadisin ya da sozun cok da yabana atilmamasi gerektigi kanaatindeyim.

Ebu Hureyreden soyle bir rivayet nakledilmektedir ;

'İki turlu sunnet vardir. Bunlardan bir kismi fariza, diger kismi ise fariza olmayan hususlar hakkindadir. Fariza olan sunnetlerin asli Allahin kitabinda olup, onlar ile amel etmek hidayet, terketmek ise dalalettir. Asli Allah'in kitabinda olmayan sunnetlere gelince, onlar ile amel etmek bir fazilet iken, terkinde bir gunah yoktur" Taberani.

Ebu Hureyrenin "peygamber soyle buyurdu" dedigi yukaridaki sozde hadis belli ki biraz sorunlu. Peygamberimizin boyle birsey dedigine ben pek ihtimal vermiyorum. Belli ki daha sonra birileri kendi anlayisini ortaya koymus ama hadis diye nasil gelmis acikcasi bilmiyorum. Fakat sozde bu hadisin bir baska versiyonu Darimi' de de gecmesi bana ilginc geldi, orada soyle diyor;

" İki turlu sunnet vardir; biri amel edilmesi farz, digeri terkedilmesi kufur olan sunnet. Ama edilmesi fazilet, terki ise sakincali olan sunnet"

Bu rivayetleri sunun icin verdim. Oyle ya da boyle sahih veya degil demekki o donemde dahi boyle bir ayrima gidilme ihtiyaci duyulmus olmasidir.

Biraz uzun olacak ama baska turlu isin icinden cikamayacagiz gibi.

Bir soruyla devam edelim, " Kuran disinda Allah Peygamberle iletisime gecmis midir?" yani Kuran disinda vahiy almis midir?

Diyanet Meali:
66.3 - Hani peygamber eşlerinden birine, gizli bir söz söylemişti. Fakat eşi o sözü (başkasına) haber verip Allah da bunu peygambere bildirince, peygamber bunun bir kısmını bildirmiş, bir kısmından da vazgeçmişti. Peygamber, bunu ona (sırrı açıklayan eşine) haber verince o, "Bunu sana kim bildirdi?" dedi. Peygamber, "Bunu bana, hakkıyla bilen ve hakkıyla haberdar olan Allah haber verdi" dedi.

Diyanet Meali:
8.7 - Hani Allah size iki taifeden birini, o sizindir diye va'dediyordu. Siz de güçsüz olanın sizin olmasını istiyordunuz. Oysa Allah, sözleriyle hakkı meydana çıkarmak ve kâfirlerin ardını kesmek istiyordu.

Diyanet Meali:
8.9 - Hani Rabbinizden yardım istiyor, yalvarıyordunuz. O da, "Ben size ard arda bin melekle yardım ediyorum" diye cevap vermişti.

1.ayette, Allah peygamberine eslerinin konusmasini kuran disinda haber vermis oldugunu, 2.ayette muslumanlarin her iki topluluktan birinin ele gecireceklerini, 3.ayette ise muminlerin Bedir savasi oncesi yaptiklari dualara karsilik Allah'in bin melek ile yardim edecegini va'detmis ve bu 3 hadise, lutfen buraya dikkat, yasandiktan daha sonra gecmis zaman kullanilarak hatirlatilmistir.

Birazdan devam edecegim asil can alici kisma daha gelmedik. Burayi atis poliganina cevirmezseniz memnun olurum.



i9703 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir




Bir soruyla devam edelim, " Kuran dışında Allah Peygamberle iletişime geçmiş midir?" yani Kuran dışında vahiy almış mıdır?

Diyanet Meali:
66.3 - Hani peygamber eşlerinden birine, gizli bir söz söylemişti. Fakat eşi o sözü (başkasına) haber verip Allah da bunu peygambere bildirince, peygamber bunun bir kısmını bildirmiş, bir kısmından da vazgeçmişti. Peygamber, bunu ona (sırrı açıklayan eşine) haber verince o, "Bunu sana kim bildirdi?" dedi. Peygamber, "Bunu bana, hakkıyla bilen ve hakkıyla haberdar olan Allah haber verdi" dedi.

Diyanet Meali:
8.7 - Hani Allah size iki taifeden birini, o sizindir diye va'dediyordu. Siz de güçsüz olanın sizin olmasını istiyordunuz. Oysa Allah, sözleriyle hakkı meydana çıkarmak ve kâfirlerin ardını kesmek istiyordu.

Diyanet Meali:
8.9 - Hani Rabbinizden yardım istiyor, yalvarıyordunuz. O da, "Ben size ard arda bin melekle yardım ediyorum" diye cevap vermişti.

1.ayette, Allah peygamberine eslerinin konusmasini kuran disinda haber vermis oldugunu, 2.ayette muslumanlarin her iki topluluktan birinin ele gecireceklerini, 3.ayette ise muminlerin Bedir savasi oncesi yaptiklari dualara karsilik Allah'in bin melek ile yardim edecegini va'detmis ve bu 3 hadise, lutfen buraya dikkat, yasandiktan daha sonra gecmis zaman kullanilarak hatirlatilmistir.



Bu kısmı özellikle @çelebiler in, @havas ın, @ömerusta nın, @Yahayy ın okumasını istiyorum.
 

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
Buradan birsey cikmaz RedveKabul diyenler varsa baska delillerle devam edelim.

Bu hadisi okudugumda dehsete kapildigimi itiraf etmek istiyorum. Malum ifk hadisesi. Hz Ayse cok cirkin iftiralara maruz kalmis, hayatinin en sıkıntılı gunlerini geciriyordu. Tam bir ay surdu bu durum. Hz. Ayse kendisinden emin fakat ortalik kayniyor, dedikodudan gecilmiyor. Hz. Ayse bakin ne diyor;

"Beni temize cikaracak bir ayet beklemiyordum. Hani ayete konu olacak sekilde bir mesele degildi benimkisi ancaaak yuce Allah'in bu iftiralari temize cikaracak bir haberi, lutfen buraya dikkat, Resullah'a ruyasinda bildirecegini veya ona bir sekilde haber verilecegini umuyordum ama vallahi okunan bir vahiy yani Kuran ayeti inebilecegini zannetmiyordum" İbn Ebi Seybe, ibn Sad, İbn Hisam

Demek ki Hz Ayse gibi Peygamberin en yakininda bulunmus, onun her turlu haline muttali olmus sevgili eşi, Allah'in peygamberimizle Kuran disinda da irtibata gectigi ve ona bu sekilde bir takim haberler verdigini anliyoruz buhaberdenn. SubhanAllah! Ben bu hadisi biliyordum ama bu sekilde hic anlamamistim.

Bu kadar mi, hayir devam edecek ins. Asil bombalari sona sakladim :)

i9703 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
Buradan birsey cikmaz RedveKabul diyenler varsa baska delillerle devam edelim.

Bu hadisi okudugumda dehsete kapildigimi itiraf etmek istiyorum. Malum ifk hadisesi. Hz Ayse cok cirkin iftiralara maruz kalmis, hayatinin en sıkıntılı gunlerini geciriyordu. Tam bir ay surdu bu durum. Hz. Ayse kendisinden emin fakat ortalik kayniyor, dedikodudan gecilmiyor. Hz. Ayse bakin ne diyor;

"Beni temize cikaracak bir ayet beklemiyordum. Hani ayete konu olacak sekilde bir mesele degildi benimkisi ancaaak yuce Allah'in bu iftiralari temize cikaracak bir haberi, lutfen buraya dikkat, Resullah'a ruyasinda bildirecegini veya ona bir sekilde haber verilecegini umuyordum ama vallahi okunan bir vahiy yani Kuran ayeti inebilecegini zannetmiyordum" İbn Ebi Seybe, ibn Sad, İbn Hisam

Demek ki Hz Ayse gibi Peygamberin en yakininda bulunmus, onun her turlu haline muttali olmus sevgili eşi, Allah'in peygamberimizle Kuran disinda da irtibata gectigi ve ona bu sekilde bir takim haberler verdigini anliyoruz buhaberdenn. SubhanAllah! Ben bu hadisi biliyordum ama bu sekilde hic anlamamistim.

Bu kadar mi, hayir devam edecek ins. Asil bombalari sona sakladim :)

i9703 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

Redvekabul un foruma giriş şifresini ben elime geçirdim. :)

Onun adına ben yazıyorum.


Aslında ben yazsam bu kadarını beceremem.

Red kafana ne düştü. Ya da ne içtin?
 

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
Hic bir mazereti olmadigi halde Tebuk Savasindan gri kalanlardan birisi olan Ka'b b.Malik ve iki arkadasi hakkinda haftalar sonra affedildiklerine dair mujde verildigi zaman Ka'b derhal sunu sormustu;

Ey Allah'in Resulu! Bu mujde senin nezdinden mi yoks Allah katindan mi? Hz Peygamber, lutfen dikkat, "Hayir, bilakis Allah katindan" diye cevap vermistir.

Evet Ka'b ile ilgili daha sonra ayet inmisti ama inmeden once Peygamberin bunu haber vermesi, Allah'in rüya ya da ilham vasitasiyla peygamberle irtibata gectigini gosteriyor.

i9703 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
 

bi husben

Kıdemli Üye
Katılım
7 Mar 2007
Mesajlar
5,664
Tepkime puanı
322
Puanları
83


Derli toplu olsun diye yeni bir baslikta cevap vereyim istedim.

Soze besmele ile baslayalim ki, seytan aramiza girip fitne tohumlari ekmesin. Ne diyor İbn- Mace "besmeleyle baslanmayan herhangi bir iste bereketsizlik ortaya cikar". Onlar ihmal etmezlerdi bizde etmeyelim.

Euzü billahi mineşşeytanirracim- Bismillahirrahmanirrahim

Sevgili bi husben kardesim, "Cebrail'in bu ogretisine ne denir" soruna verilecek cevaplar muhteliftir. İstersen "Sunnet vahiy midir?" diye soralim ve cevabini birlikte arayalim.

Bu yaziyi hazirlarken daha once tavsiyede bulundugum :) Bunyamin Erul'un "Sahabenin Sunnet Anlayisi" adli kitabindan istifade ettigimi bilmenizi istiyorum. İlgilenen arkadaslar varsa mutlaka ama mutlaka temin etmelerini tavsiye ederim

*

Her ne kadar asagida verecegim hadis cok muteber kabul edilmese de hadisin ya da sozun cok da yabana atilmamasi gerektigi kanaatindeyim.

Ebu Hureyreden soyle bir rivayet nakledilmektedir ;

'İki turlu sunnet vardir. Bunlardan bir kismi fariza, diger kismi ise fariza olmayan hususlar hakkindadir. Fariza olan sunnetlerin asli Allahin kitabinda olup, onlar ile amel etmek hidayet, terketmek ise dalalettir. Asli Allah'in kitabinda olmayan sunnetlere gelince, onlar ile amel etmek bir fazilet iken, terkinde bir gunah yoktur" Taberani.

Ebu Hureyrenin "peygamber soyle buyurdu" dedigi yukaridaki sozde hadis belli ki biraz sorunlu. Peygamberimizin boyle birsey dedigine ben pek ihtimal vermiyorum. Belli ki daha sonra birileri kendi anlayisini ortaya koymus ama hadis diye nasil gelmis acikcasi bilmiyorum. Fakat sozde bu hadisin bir baska versiyonu Darimi' de de gecmesi bana ilginc geldi, orada soyle diyor;

" İki turlu sunnet vardir; biri amel edilmesi farz, digeri terkedilmesi kufur olan sunnet. Ama edilmesi fazilet, terki ise sakincali olan sunnet"

Bu rivayetleri sunun icin verdim. Oyle ya da boyle sahih veya degil demekki o donemde dahi boyle bir ayrima gidilme ihtiyaci duyulmus olmasidir.

Biraz uzun olacak ama baska turlu isin icinden cikamayacagiz gibi.

Bir soruyla devam edelim, " Kuran disinda Allah Peygamberle iletisime gecmis midir?" yani Kuran disinda vahiy almis midir?

Diyanet Meali:
66.3 - Hani peygamber eşlerinden birine, gizli bir söz söylemişti. Fakat eşi o sözü (başkasına) haber verip Allah da bunu peygambere bildirince, peygamber bunun bir kısmını bildirmiş, bir kısmından da vazgeçmişti. Peygamber, bunu ona (sırrı açıklayan eşine) haber verince o, "Bunu sana kim bildirdi?" dedi. Peygamber, "Bunu bana, hakkıyla bilen ve hakkıyla haberdar olan Allah haber verdi" dedi.

Diyanet Meali:
8.7 - Hani Allah size iki taifeden birini, o sizindir diye va'dediyordu. Siz de güçsüz olanın sizin olmasını istiyordunuz. Oysa Allah, sözleriyle hakkı meydana çıkarmak ve kâfirlerin ardını kesmek istiyordu.

Diyanet Meali:
8.9 - Hani Rabbinizden yardım istiyor, yalvarıyordunuz. O da, "Ben size ard arda bin melekle yardım ediyorum" diye cevap vermişti.

1.ayette, Allah peygamberine eslerinin konusmasini kuran disinda haber vermis oldugunu, 2.ayette muslumanlarin her iki topluluktan birinin ele gecireceklerini, 3.ayette ise muminlerin Bedir savasi oncesi yaptiklari dualara karsilik Allah'in bin melek ile yardim edecegini va'detmis ve bu 3 hadise, lutfen buraya dikkat, yasandiktan daha sonra gecmis zaman kullanilarak hatirlatilmistir.

Birazdan devam edecegim asil can alici kisma daha gelmedik. Burayi atis poliganina cevirmezseniz memnun olurum.



i9703 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

Bu yazıdan anladığım peygamber kuran dışında vahiy almıştır.Bizimde idaaımız bu yondeydı daha doğrusu idaadan öteye bu şekilde iman ediyorduk ki kurana iman ettiğimiz için iman ediyorduk.
Madem namaz kılınmasını cebrail peygambere anlatmış ve bağlayaıcı olmuş peygambere kuran dışında gelen vahilerde bağlayıcıdır

peygamberlerin kendilerine verilen kitaplar dışında Allahın kendilerine vahiy verdiğine bir başka kanıtta hz Musa ve meydana gelen hadıselerdir

hepimizin malumu tevrat hz musya mısırdan çıktıktan sonra indirilmiştir
Halbuki Kurdanda belirtildiği üzere hz musa daha tevratı almadan once Git firavunu uyar emriyle karşı karşıya kalmıştır

bu hadıselerdeki ene önemli nokta peygamber vahiy dışındada rabıyyle irtibat halinde olmasıdır.ve bazı uygulamaların bağlayıcılığı olmasıdır İlk kıble meselesındeki gibi . zekat hac hırsızın elinin kesilmesi vs uygulamalar kuran dışındaki vahiyle şekillenmiştir
yani vahiy başka bir vahiyle teferruat halinde açıklanmıştır mesele budur
 

Ahter

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2009
Mesajlar
5,252
Tepkime puanı
186
Puanları
0
Konum
antalya
Kur’an’da açıklanyama ihtiyaç gösteren ayetler bulunduğu açıktır. Bizzeat Kur’an bu noktayı şöyle ifade etmektedir: “Ey Resulüm! Cebrail sana vahiy getirdiği zaman) onu hemen ezberleyivermek için dilini kımıldatma. Doğrusu o vahyolunanı sana ezberletmek ve okutturmak bize aittir. Öyleyse biz onu Cebrail’e okuttuğumuzda sen onun okunuşunu takip et (dikkatle dinle). Sonra onu beyan etmek de bize aittir.”[2]

Burada Allah Teala, Kur’an ayetleri zımnında ayrıca beyana ihtiyşaç gösterenler bulunduğunu ve o beyanın da yine vahiyle Efendimiz (s.a.v)’e gösterileceğini ifade buyurmaktadır.

Kur’an’ın beyan edilmesi gereken ayetler ihtiva ettiği gerçeği bir diğer ayette de şöyle zikredilmektedir: “Sana da Zikr’i indirdik ki, kendilerine indirileni insanlara açıklayasın; ta ki düşünüp anlasınlar.”[3]

Bir önceki ayette Kur’an ayetlerini beyan etme işini bizzat Allah Teala tekeffül buyurmuşken, bu ayette beyan işinin Efendimiz (s.a.v)’e ait bir görev olduğu belirtilmektedir. Acaba burada bir tezat yok mudur?

Bu soruya cevabımız “hayır”dır. Zira Efendimiz (s.a.v) aşağıda ayrıntılarıyla zikredeceğimiz gibi Kur’an’ı beyan ederken –haşa– kendiliğinden bir şey söylememekte, tam aksine, Kur’an’ı beyan sadedindeki Sünnet, vahiyle Efendimiz’e öğretilmektedir. Ancak bu vahiy kur’an dışı bir vahiydir.
Bunun böyle olduğunu, yukarıda mealini zikrettiğimiz el-Kıyâme ayeti ortaya koymaktadır. Zira o ayete yakında baktığımızda şunu görüyoruz: Allah Teala, Kur’an ayetlerinin beyanının kendisine ait olduğunu ifade buyurmaktadır. Öyleyse Kur’an’ın beyana ihtiyaç gösteren her ayetinin ya başka bir ayet veya Kur’an dışı vahiy tarafından yerine getirilmiş olması gerekir. Birinci ihtimal tamamiyle geçersizdir. Zira Kur’an’ın beyana muhtaç her ayetinin yine bizzat Kur’an’ın başka bir ayeti tarafından beyan edildiğini göremiyoruz. Aşağıda zikredeceğimiz örnekler bunu açık bir şekilde ortaya koymaktadır.

Öyleyse Kur’an’ın beyanı sadedinde varit olan sünnetlerin, Efendimiz (s.a.v)’e Kur’an dışı (gayri metluvv) bir vahiyle iletildiğini söylemek zorundayız. Aşağıda zikredeceğimiz örnekler de zaten bu noktayı ayan beyan ortaya koymaktadır.
Sünnet’in Kur’an’ı beyan edici özelliği teknik olarak birkaç şekilde gerçekleşmektedir.
A. Kur’an’ın “mücmel” nasslarını tefsir veya “müşkil” nasslarını beyan eden sünnet.

Kur’an’da “Namazı kılın, zekâtı verin” buyurulduğu halde namazın nasıl, ne zaman, ne miktarda kılınacağı, zekâtın kim tarafından, hangi mallardan, ne miktarda ve kimlere verileceği hususları açıklanmamıştır. İşte bütün bu ve benzeri hususların beyanı Sünnet tarafından yapılmıştır.

B. Kur’an’ın umum ifade eden ayetlerini tahsis eden sünnet.
4/en-Nisâ; 23-4 ayetlerinde kendileriyle evlenilmesi haram olan kadınlar zikredilmiş ve sonunda da, “Bunların dışındakiler size helal kılındı” buyurulmuştur. Ancak Efendimiz, “Kadın, halası, teyzesi, erkek veya kız kardeşinin kızı üzerine nikâhlanamaz”[4] buyurmak suretiyle ayette geçen “bunlar dışındakiler” ifadesini tahsis etmiştir.

C. Kur’an’ın mutlak ayetlerini takyit eden sünnet.
Kur’an’da, “Hırsızlık yapan erkek ve kadının ellerini kesin”[5] buyurulmuştur. Bu ayet “el kesme” işini mutlak bırakmış, hangi elin, neresinden kesileceğini veya iki elin mi, yoksa bir elin mi kesileceğini ayrıca belirtmemiştir. Hz. Peygamber (s.a.v)’in uygulaması, sağ elin bilekten kesileceğini hükme bağlayarak bu ayettekı ıtlakı takyid etmiştir

.([2] 75/Kıyâme, 16-9.

[3] 16/en-Nahl, 46.
[4] el-Buhârî, “Nikâh”, 27; Müslim, “Nikâh”, 37.
[5] 5/el-Mâide, 38.)


Yüce Rabbimiz Tahrim sûresinin üçüncü âyeti kerimesinde şöyle buyuruyor: “Peygamber, eşlerinden birine gizlice bir söz söylemişti. Fakat eşi, o sözü başkalarına haber verip Allah da bunu Peygamber’e açıklayınca, Peygamber bir kısmını bildirmiş, bir kısmından da vazgeçmişti. Peygamber bunu ona haber verince eşi: Bunu sana kim bildirdi? dedi. Peygamber: Bilen, her şeyden haberdar olan Allah bana haber verdi, dedi.”
Ayetten de anlaşıldığı üzere Peygamber efendimiz, hanımlarından birine gizli bir söz söylüyor. Hanımı da bunu annelerimizden birisine haber verince, durum Peygamber Efendimize vahiyle bildiriliyor. Allah (cc)’ın bildirdiği bu şeylerin bir kısmını, Nebi (as) hanımına bildiriyor, bir kısmını ise bildirmiyor. Böyle bir durumla karşılaşan hanımı ise bunu kimin bildirdiğini soruyor, Peygamber Efendimiz de “Bilen, her şeyden haberdar olan Allah bana haber verdi” buyuruyor.


Peygamberimizin zevcesine bildirdiği kısım hakkında bazı rivayetler vardır.(3) Şimdi şu mesele üzerinde düşünelim: Kur-an’ı Kerimin her hangi bir yerinde Allah (cc), Rasulüne bildirdiği bu şeyin metnini vermemiştir. Rasulullah’ın eşine bildirdiği kısım ile bildirmediği kısmın metni Kuran’da yoktur. Vahiy ise Allah’ın Rasulüne olan bildirilerini taşır. İşte, yine böyle bir bildiriyi getirmiş olan Allah’ın vahyi, metniyle Kuran’da mevcut olmayıp “gayri metluv” vahiyle Rasulullah’a bildirilmiştir.(4) Allah bildirdiğine şehadet ederken, Peygamberimiz de “Bilen, her şeyden haberdar olan Allah bana haber verdi” (Tahrim/3) derken; artık bundan öte bir kimsenin, Kur’anın iki kapağı arasından başka bir vahyin Rasulullah’a gelmediğini söylemesinin, La ilahe illallah, Muhammedun Rasulullah, şehadetiyle bağdaşabileceğini söylemek mümkün değildir.
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
ahter ve bihusben müsade edin hakikatler redvekabulun ağzından çıksın.
 

cihad38

Profesör
Katılım
4 Nis 2013
Mesajlar
1,087
Tepkime puanı
18
Puanları
0
Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Kul, hayrıyla, şerriyle kadere inanmadıkça, kendine (hayır ve şerden) isabet edecek şeyi atlatamayacağını, (hayır ve şerden) kaçacak olan şeyi de yakalayamayacağını bilmedikçe iman etmiş olmaz."

o halde @RedveKabul; peygamberimizin kuran dışı vahiy aldığını kabul ettiğine göre,( önceleri etmiyordun diye biliyorum, yanlış olmasın,düzeltin.)

bu hadişi şerife göre kadere iman şarttır.öyle olmuyor mu?

dün kuranda haram da belli helal de diyordun, peygamber haram ve helal koyamaz diyordun, sünnet itikadi konularda geçersizdir diyordun kardeşim,

bu hadisi şerife göre ise kadere iman etmeyen, iman etmiş sayılmaz diyor, bunu nasıl izah edersin.
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
Peygamberimiz bu Kuran ici vahiy, bu da Kuran disi vahiymi demis?

Peygamberimiz Kuran ici vahiy i Kitap a yazin

Kuran disi vahiy i kitap a yazmayinmi demis ?

Acele etme. Redvekabul'u bekleyelim.

Senin öncelikle şu ayetlere bir yorumun var mı?

Diyanet Meali:
66.3 - Hani peygamber eşlerinden birine, gizli bir söz söylemişti. Fakat eşi o sözü (başkasına) haber verip Allah da bunu peygambere bildirince, peygamber bunun bir kısmını bildirmiş, bir kısmından da vazgeçmişti. Peygamber, bunu ona (sırrı açıklayan eşine) haber verince o, "Bunu sana kim bildirdi?" dedi. Peygamber, "Bunu bana, hakkıyla bilen ve hakkıyla haberdar olan Allah haber verdi" dedi.

Diyanet Meali:
8.7 - Hani Allah size iki taifeden birini, o sizindir diye va'dediyordu. Siz de güçsüz olanın sizin olmasını istiyordunuz. Oysa Allah, sözleriyle hakkı meydana çıkarmak ve kâfirlerin ardını kesmek istiyordu.

Diyanet Meali:
8.9 - Hani Rabbinizden yardım istiyor, yalvarıyordunuz. O da, "Ben size ard arda bin melekle yardım ediyorum" diye cevap vermişti.

1.ayette, Allah peygamberine eslerinin konusmasini kuran disinda haber vermis oldugunu, 2.ayette muslumanlarin her iki topluluktan birinin ele gecireceklerini, 3.ayette ise muminlerin Bedir savasi oncesi yaptiklari dualara karsilik Allah'in bin melek ile yardim edecegini va'detmis ve bu 3 hadise, lutfen buraya dikkat, yasandiktan daha sonra gecmis zaman kullanilarak hatirlatilmistir.
 

Ahter

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2009
Mesajlar
5,252
Tepkime puanı
186
Puanları
0
Konum
antalya
Peygamberimiz bu Kur an ici vahiy, bu da Kuran disi vahiymi demis?

Peygamberimiz Kur an ici vahiy i Kitap a yazin

Kuran disi vahiy i kitap a yazmayinmi demis ?

Felsefe yapma...Peygamberin kuranı ''beyan görevi'' kesin olduğuna göre bunu Ya haşa kafasından yapacak, yada Vahiyle yapacak...mesele bu kadar basit..!!!
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Kul, hayrıyla, şerriyle kadere inanmadıkça, kendine (hayır ve şerden) isabet edecek şeyi atlatamayacağını, (hayır ve şerden) kaçacak olan şeyi de yakalayamayacağını bilmedikçe iman etmiş olmaz."

o halde @RedveKabul; peygamberimizin kuran dışı vahiy aldığını kabul ettiğine göre,( önceleri etmiyordun diye biliyorum, yanlış olmasın,düzeltin.)

bu hadişi şerife göre kadere iman şarttır.öyle olmuyor mu?

dün kuranda haram da belli helal de diyordun, peygamber haram ve helal koyamaz diyordun, sünnet itikadi konularda geçersizdir diyordun kardeşim,

bu hadisi şerife göre ise kadere iman etmeyen, iman etmiş sayılmaz diyor, bunu nasıl izah edersin.

sabır hacı...

Red'in şeytanına yardım etmeyin. Teşvik edin arkadaşı. Ne güzel bir dönüş yapmış gibi gözüküyorken duvar örmeyelim, kucaklayalım.
 

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
Mesele o kadar da basit degil. Ben daha baska seylere de deginecektim ama madem konu buraya geldi oradan devam edelim.

Peygamberimiz bir gun Medine pazarinda gida maddeleri satan birine ugruyor, yani teftişe cikmis. Sonra uzeri gayet guzel gorunen bir bugday torbasina elini sokuyor, ustunden gayet guzel gorunen bu torbanin altinin islak oldugunu gorunce de sebebini soruyor. Bakin hemen yargilamiyor, utanmiyor musun hileli mal satmaya demiyor. Adam yagmurun islattigini soyluyor. Bunun uzerine peygamber "oyleyse insanlarin gormesi icin o kismi uzerine koysaydin ya. Bunu ayri fiyata sat digerini farkli fiyata. Bizi altadan bizden degildir" der ve gider. Muslim, İbn Mace, Tirmizi, Darimi

Fakat bu vakia, bakin Ahmed b. Hanbel'de nasil geciyor;

"Resullah erzak satan bir adama ugradi ve ona "nasil satiyorsun?" diye sordu o da haber verdi. O anda Hz Peygamber'e "elini icine sok" diye vahyedildi o da elini soktu. Onun islak oldugunu gorunce Resulullah " aldatan bizden degildir" buyurdu."

" Vahiyle bildirildi" ibaresi hadisin baska variyantlarinda gecmiyor. Muhtemelen adamin durumunu bilen birisi peygambere elini sokmasini isaret etmis olabilir. Neden boyle dusunuyoruz cunku Bunyamin Erul diyor ki; " onun icine elini sok diye vahyedildi" ibaresi metne sonradan idrac edilmistir. Cunku hadisi ilk nakleden ebu Hureyre de boyle bir ibare yok, ondan nakleden Abdurrahman'da ve ondan da nakleden Ala' b. Abdurrahman'da da boyle bir ibare yok. Ne zaman ki hadis İsmail b.Cafer ve Sufyan b. Uyeyne'ye den sonra naklediliyor iste ondan sonra bi ibare goruluyor.

Ayrica ustu guzel ve alti islak olan bugday torbasinin islakligi cuvalin disindan belli olmasi ve bunu peygamberin fark etmesi ya da peygamberi karsisinda goren saticinin hilesinden dolayi endiseli hali veya yuzunun kizarmasi, elinin ayagina dolasmasi peygamberin gozunden kacmamis olmasi buyuk ihtimaldir. Veyahutta bu hileli satisi yapanlar vardi ve bu biliniyordu vs. Yani peygamberin bunu bilmesi icin illa vahiyle bildirilmesi gerekmiyor. Ayrica unutmayalim ki peygamberimizin de ticaret tecrubesi vardi. Herhalde pazarlarda nelerin olup bittigini iyi biliyordu.

Burasi cok onemli;

"Ancak vahyin muhatabi olan Hz Peygamberin her sozunu her fiilini vahye dayandirma, Hz Peygamberin gecmis milletlerin tarihlerinden, insanlarin genel karakterlerinden hareketle zan, tahmin ve tefekkurune dayanarak soyledigi bazi kanaatlerine gaybi bir haber niteligi atfetme, beseri vasitalari gormezlikten gelerek, her haberin arkasinda ilahi bir ihbar ve iletisim oldugunu varsayma ve nihayet bunlari, Nubuvvet alameti ve hatta mucize olarak gorme, ozellikle Hz Peygambere yetisemeyen tabiilerden itibaren baslayan ve yillar ilerledikce katlanarak gelisen bir egilim olup, Hz Peygamberi yanliş yorumlamanin bir sonucudur" Bunyamin Erul

SubhanAllah! Ne cok sey bildigimizi zannediyormusuz da meger hicbirsey bilmiyormusuz. Su tesbitlere bakar misiniz.

i9703 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
 

Ahter

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2009
Mesajlar
5,252
Tepkime puanı
186
Puanları
0
Konum
antalya
Ancak vahyin muhatabi olan Hz Peygamberin her sozuhu her fiilini vahye dayandirma,'' diye bir şey söyleyen olmadı...bizim söylediğimiz kuranı beyan etme görevi olan Resulu Ekremin bu görevini yapabilmesi için gayri metlüv vahiy aldığının ifade edilmesidir.
 

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
Tabletten yazdigim icin boyle uzun suruyor. Klavye minnacik surekli yanlis tuslara basiyorum e haliyle uzuyor yoksa cok hizli yazarim. Ayrica musteriler de geliyor ondan boyle kesik kesik oluyor. İdare edin artik

i9703 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
 

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
Anliyorum hemen sonuca gitmek istiyorsunuz ama oyle hemen olmuyor. Once meseleyi etraflica bir ortaya koyalim sonra aramizda tartisiriz. Konuyu kafamda cok guzel tasarlamistim ama istedigim gibi olmadi, herkes birsey diyor.

Bakin daha İbn-i Abbas gibi birinin "Kuran'dan baska vahiy yoktur" sozu var. Yani mesele o kadar basit degil, giris gelisme sonuc bolumu var. Bakalim oyle midir degil midir.

i9703 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
 

bi husben

Kıdemli Üye
Katılım
7 Mar 2007
Mesajlar
5,664
Tepkime puanı
322
Puanları
83
bu kadar zor olmasa gerek cebrail namaz kılmayaı peygambere öğretttii şöyle kılacaksın şu kadar rekat olacak diye
summe haşa cebrail kendi kafasına göremi takılıyorki öğretisi vahiy sonucu olmasın
Allah cebraile git nebime namazın kılınış şeklini göster bundan sonra namaz bu şekilde kılınacak diye soylemişmi söylememişmi
 

Kaçak

Yeni
Katılım
21 Ara 2012
Mesajlar
8,416
Tepkime puanı
896
Puanları
0
Vay redim Abi'm tabletiteyşın olayına girmişsin dayı ....
Allah daim etsin
her sözü , eylemi vahy olan peygamber neyden sorulacak ?
Buda benim sorum olsun
 
Üst