Kuran ve modern bilim.

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
Cevap için sağol ancak yeterli değil. Zaten yukarıda belirtmiştim, ama eksik ama fazla sahabe anliyordu.

Şunu mu anlamalıyız, bilimlerin gelişmesi sonucu tespit edilen bir takım hakikatlar ve bunların kuranda yer alıyor olması çok fazla bir şey ifade etmez, kuran bilimsel bir eser değildir aslolan Kuranın insanın dunya ve ahiret saadeti için ihtiyaç duyduğu hidayeti içeren bir kitap olmasıdır, doğru mu?
 

Kaçak

Yeni
Katılım
21 Ara 2012
Mesajlar
8,416
Tepkime puanı
896
Puanları
0
Cevap için sağol ancak yeterli değil. Zaten yukarıda belirtmiştim, ama eksik ama fazla sahabe anliyordu.

Şunu mu anlamalıyız, bilimlerin gelişmesi sonucu tespit edilen bir takım hakikatlar ve bunların kuranda yer alıyor olması çok fazla bir şey ifade etmez, kuran bilimsel bir eser değildir aslolan Kuranın insanın dunya ve ahiret saadeti için ihtiyaç duyduğu hidayeti içeren bir kitap olmasıdır, doğru mu?

Yok tam olarak öyle değil :)
Şimdi 1900 lerde ki arkadaşlar türban kelimesinden yanlış anlam mı çıkarttı ?
Yooo , cümleye dönemlerine göre anlam verdiler ve netekim isabet ettiler ...
İmdi 1997 ler mi yanlış anlam yükledi ?
Yooo cümleye dönemlerine göre anlam verdiler ve netekim isabet ettiler ...
Sen ister bilimi geliştir , ister dünyayı değiştir ...
Elindeki metin , dönemince yorumlanacak Ve anlaşılacak düzeyde bir metin ...
Zaten evrensel ve zamandan beri olması esprisi bu ...
Yoksa onlar mı haklı biz mi haklı mevzusu yok ...
Bir takım bilimsel gelişmeleri bulmuyorsun Kuran’da ...
Bir takım bilimsel gelişmeler , güneşe aya ota ayıya bakışını değiştiriyor sende bu yeni bakışınla anlıyorsun ...

Kuran’da bilimsel birşey yok ...
Gelişen bilimin inşa ettiği zihin ile kuran okuyan müslüman var ..
Haliyle devede ki mucizeyi deveye binmeden gören deve üzerine 10 cilt kitap okuyan bir bakış var ...
Tabi ömründe deve görmediğin için Hendek atlama olayının edebiyatını bilirsin ...
Git bi deve bul , Hendek bul ...
Sonra görüşelim ...
 

Kaçak

Yeni
Katılım
21 Ara 2012
Mesajlar
8,416
Tepkime puanı
896
Puanları
0
Haaaa sen hendekte takılı kalmadın ...
Sen 1997 de yaşayıp 1900 deki anlama takılı kaldın ...
Ulen Murtaza sana kız veren adamın ellerinden öpelim de ...
Dayı manayı tarihe de gömme , avucuna da alma ...
Netekim Einstein Newton gibi anlasaydı fiziği ...
Kuantum konuşmuyor olacaktık bugün ...
Bak bu kısmı bilimsel oldu anladın mı ?
 

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
Eyvallah gayet aydınlatıcı oldu.
Yahu tavuktu, rejimdi harcama kendini böyle konularla
 

Kaçak

Yeni
Katılım
21 Ara 2012
Mesajlar
8,416
Tepkime puanı
896
Puanları
0
Rejim yapmıyak mı ?
Tavuk kesmiyek mi ?
 

Darul_Beka

Profesör
Katılım
17 Kas 2013
Mesajlar
2,214
Tepkime puanı
174
Puanları
63
konu anlaşıldığına göre ben devam edeyim
kurandaki bilme ışık tutan ayetler ile ilgili bir başlık açmıştım ama bulamamıştım sanırım eski arşivde kaldı
bu başlıkta bu tür ayetlerin bir arada bulunması okuyucular açısından sanırım faydalı olacaktır.
 

Darul_Beka

Profesör
Katılım
17 Kas 2013
Mesajlar
2,214
Tepkime puanı
174
Puanları
63
Kur'an-ı Kerim'in her ayeti birer mucizedir. Bu bakımdan Kur'an'daki bütün mucizeleri burada anlatmak mümkün değildir. Bazıları şöyledir:
1. "Allah O'dur ki, gökleri dayanak olmaksızın yükseltti." (Ra'd, 13/2) ayeti göklerin dağlar sayesinde ayakta duruyor hurafesini ortadan kaldırmıştır.
2. Kur'an-ı Kerim'de evrenin yaratılışı şöyle açıklanır: " O gökleri ve yeri yoktan var edendir." (En'am, 6/101) bu ayet şimdiki ilim dünyasının ulaştığı son nokta olan -tüm evrenin zaman ve mekan boyutlarıyla bir sıfırdan, büyük bir patlamayla ortaya çıktığı- gerçeğini 1.400 sene evvel haber vermiştir.
3. Kainatın daima genişlediği artık ilim ve bilim dünyasının kabul ettiği bir ilmi buluştur. Buna Kur'an şu ayetiyle işaret etmektedir.
"Biz göğü büyük bir kudretle bina ettik. Ve şüphesiz biz onu genişleticiyiz." (Zariyat, 51/47)
4. XX. asrın bir buluşu da her yıldız ve gök cisimlerin bir yörüngede durduğu gerçeğidir. Bu duruma Kur'an işaret ediyor:
"Geceyi, gündüzü, Güneşi ve Ay'ı yaratan O'dur. Her biri bir yörüngede yüzüp gidiyor." (Enbiya, 21/33)
5. Güneşin sabit olarak durduğu zannedilirdi. Oysa Kur'an güneşin sabit değil, aksine daima hareket eden ve belirli bir hızla ilerleyen bir gök cismi olduğunu söylüyordu. Ve asırlar sonra da ilim onu tasdik edecekti. Şöyle ki;
"Güneş de kendisi için tespit edilen bir karar yerine doğru akıp gitmektedir. Bu üstün ve güçlü olan bilenin takdiridir." (Yasin, 36/38)
Kur'an'daki Jeolojik Mucizeler
Karaların Azalması
Yüce Allah on dört asır önce indirdiği Kur'an-ı Kerim'de kendi yaratışıyla ilgili bazı sırları haber vermektedir. Bu sırlar hem Kur'an'ın Allah sözü olduğunu kanıtlamakta hem de doğa bilimlerindeki gelişmenin önünü açmaktadır.
"Onlar görmüyorlar mi ki, gerçekten biz arza geliyor ve onu çevresinden eksiltiyoruz..."
(Rad, 13/41)
 

Darul_Beka

Profesör
Katılım
17 Kas 2013
Mesajlar
2,214
Tepkime puanı
174
Puanları
63
"... Fakat simdi, bizim gerçekten yere gelip onu etrafından eksiltmekte olduğumuzu görmüyorlar mi?.." (Enbiya, 21/44)
Küresel ısınmayla birlikte kutuplardaki buz tabakaları erimekte ve okyanuslardaki deniz suyu seviyesi yükselmektedir. Artan su miktarı da daha fazla karayı kaplamaktadır. Deniz kıyıları sular altında kaldıkça, yeryüzünün toplam yüz ölçümü veya kara miktarı da azalmaktadır. (Dr. Mazhar U. Kazi, 130 Evident Miracles in the Qur'an, Crescent Publishing House, New York, USA, 1998, s. 115)
Ayetlerde geçen "onu çevresinden eksiltiyoruz", "etrafından eksiltmekte olduğumuz" ifadelerinin de deniz kıyılarının sularla kaplanmasına işaret ediyor olması muhtemeldir.
New York Times gazetesinde bu konu ile ilgili yer alan bir haber şöyledir:
"Geçen yüzyıl boyunca, yeryüzünün ortalama yüzey ısısı bir fahrenheit kadar yükseldi, ısınma oranı da son çeyrek yüzyılda artış gösterdi. Bilim adamları, 1950 ve 1960'ların denizaltı verilerini 1990'ların gözlemleri ile karsılaştırdılar ve Kuzey Kutbu havzasındaki buz tabakasının % 45 oranında inceldiğini ispatladılar. Uydu görüntüleri, bölgeyi kaplayan buzların boyutlarının geçtigimiz yıllarda önemli ölçüde azaldığını göstermektedir." (www.planetwaves.net/polar_NYT.html; New York Times, August 19, 2000)
XX. yüzyıl sonlarında elde edilen bulgular, Enbiya Suresi'nin 44. ve Rad Suresi'nin 41. ayetlerindeki hikmetleri anlamamıza yardımcı olmuştur.
Kıtaların Sürüklenmesi
Yer kabuğu kendisinden daha yoğun olan manto tabakası zeminde adeta yüzer gibi hareket etmektedir. Ilk olarak XX. yüzyılın başlarında Alfred Wegener isimli Alman bir bilim adamı, yeryüzündeki kıtaların dünyanın ilk dönemlerinde bir arada bulunduklarını, daha sonra farklı yönlerde sürüklenerek birbirlerinden ayrılıp uzaklaştıklarını keşfetmiştir.
Yeryüzündeki kara parçaları yaklaşık beş yüz milyon yıl önce birbirlerine bağlılardı ve Pangaea ismi verilen bu büyük kara parçası Güney Kutbu'nda bulunuyordu.Yaklaşık yüz seksen milyon yıl önce Pangaea ikiye ayrıldı. Farklı yönlere sürüklenen bu iki dev kıtanın birincisinden Afrika, Avustralya, Antarktika ve Hindistan; ikincisinden ise, Avrupa, Kuzey Amerika ve Asya'nın Hindistan dışındaki kısımları oluştu.
 

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
Rejim yapmıyak mı ?
Tavuk kesmiyek mi ?
Yapak da kesek de ama sonuç? Ya yukarıdaki cevabının okuyanların en azından benim nezdimde kazandığı takdir? Hadi tevazu gösterdin bunu geçtik, bilgiyi paylaşmak önemli azizim..
 

Darul_Beka

Profesör
Katılım
17 Kas 2013
Mesajlar
2,214
Tepkime puanı
174
Puanları
63
Kıtasal hareketin yılda 1 ile 5 cm civarında olduğu hesaplanmıştır. Tabakalar bu şekilde hareket ettikçe Dünya coğrafyasında değişiklikler meydana gelir. Örneğin, Atlantik Okyanusu her sene biraz daha genişlemektedir. (Carolyn Sheets, Robert Gardner,Samuel F. Howe, General Science, Allyn and Bacon Inc.Newton, Massachusetts, 1985, s. 305)
Allah, dağların hareketini ayette "sürüklenme" olarak bildirmiştir. Bilim adamlarının bugün bu hareket için kullandıkları İngilizce terim de "continental drift" yani "kıtasal sürüklenme"dir.
"Dağları görürsün de, donmuş sanırsın; oysa onlar bulutların sürüklenmesi gibi sürüklenirler..." (Neml, 27/88)
Yerin Yedi Katmandan Oluşması
Allah'ın Kur'an'da yeryüzü ile ilgili bilgilerden biri, yeryüzünün, yedi kat olan gökyüzüne benzerliğidir:
"Allah, yedi göğü ve yerden de onların benzerini yarattı?." (Talak, 65/12)
Rabbimiz asırlar önce yerin ve göğün yedişer kat olduğunu bildirmiştir. Asırlar sonra uzun jeolojik araştırmalar sonucunda varılan netice de aynı olmuştur. Bilim adamlarının sıraladığı bu katmanlar şöyledir: Hidrosfer, Litosfer, Astenosfer, Üst manto, Alt Manto.
Dış Çekirdek ve Iç Çekirdek.
Hidrosfer, okyanus ve denizlerin en üst kısmı ile bunlardan etkilenen karaların kıyılarıdır. Litosfer, Dünya'nın en üst katmanını oluşturan katı kaya tabakadır. Diğer katmanlarla kıyaslandığında oldukça ince, daha soğuk ve daha katıdır; bu bakımdan yeryüzünde kabuk görevi görür.
Litosferin altında Astenosfer katmanı bulunur. Bu katman yüksek ısı ve basınca maruz kaldığında yumuşayıp eriyebilen, sıcak, yarı katı maddelerden oluşmuştur. Katı Litosfer tabakasının, yavaşça hareket eden Astenosfer tabakası üzerinde yüzdüğü ya da hareket ettiği düşünülmektedir. Bu katmanın altında yüksek sıcaklıkta, yarı katı kayalardan oluşan yaklaşık 2.900 km kalınlığında manto denilen bir tabaka vardır. Kabuktan daha fazla demir, magnezyum ve kalsiyum içeren manto daha sıcak ve yoğundur; çünkü Dünya'nın içindeki ısı ve basınç derinlikle birlikte artar.
 

Darul_Beka

Profesör
Katılım
17 Kas 2013
Mesajlar
2,214
Tepkime puanı
174
Puanları
63
Dünya'nın merkezinde de neredeyse mantonun iki katı yoğunlukta olan çekirdek yer alır. Bu yoğunluğun sebebi içeriğinde kayalardan çok metaller (demir-nikelalasimi) bulunmasıdır. Dünya'nın çekirdeği ise iki ayrı parçadan oluşur: Biri 2.200 km kalınlığında olan sıvı dış çekirdek, diğeri de 1.250 km kalınlığındaki katı bir iç çekirdek. Dünya döndükçe sıvı dış çekirdek Dünya'nın manyetik alanını oluşturur.
Her şeyden önemlisi, XX. yüzyıldaki teknoloji ile tespit edilebilen bu bilimsel gerçeklerin Kur'an'da yerelması Kur'an'ın çok sayıdaki mucizesinden sadece birkaçıdır.
Yarılan Yeryüzü
"Dönüşlü olan göğe and olsun. Yarılan yere de." (Tarık, 86/11-12)
Yukarıdaki ayette geçen Arapça "sada" kelimesi Türkçede "çatlama, yarılma, ayrılma" anlamlarına gelmektedir. Allah'ın yerin yarılması üzerine yemin etmesi, başka bir Kur'an mucizesidir.
1945-1946 yıllarında, bilim adamları mineral kaynaklarını araştırmak için ilk kez deniz ve okyanusların diplerine indiler. Araştırmaların da dikkati çeken en önemli noktalardan biri Dünya'nın kırıklı yapısı oldu. Dünya'nın dış yüzeyindeki kayalık tabaka; kuzey-güney ve doğu-batı doğrultulu olup, on binlerce kilometre uzunluğunda çok sayıda geniş çatlak (fay) ile yarılmıştı. Yeryüzünün bu kırıklı yapısı sayesinde, önemli miktarda ısı dışarı atılır ve erimiş kayaların büyük bir kısmı okyanuslardaki tepeleri oluşturur. Eğer yeryüzünün, kabuğundan yüksek miktarda ısının dışarı çıkmasına olanak veren bu yapısı olmasaydı Dünya üzerinde hayat imkansız olurdu. Çünkü bu durumda yer kabuğunun altından çıkış noktası bulamayan ısı, çok büyük miktarlarda olumsuz nükleer etki meydana getirecekti.
İlave bilgi için tıklayın:
- İnsanlık medeniyetle mi, yoksa vahşetle mi başladı?..
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
 

Darul_Beka

Profesör
Katılım
17 Kas 2013
Mesajlar
2,214
Tepkime puanı
174
Puanları
63
konu anlaşıldığına göre ben devam edeyim
kurandaki bilme ışık tutan ayetler ile ilgili bir başlık açmıştım ama bulamamıştım sanırım eski arşivde kaldı
bu başlıkta bu tür ayetlerin bir arada bulunması okuyucular açısından sanırım faydalı olacaktır.
yok olmadı konunun başındaki kişisel vehim ve kuruntu içeren mesajlar insicamı bozmuş
forum devam ederse ayrı bir topikte bilme ışık tutan ayetlere toplu yer veren bir başlık açacağım
nasip bakalım
 

Kaçak

Yeni
Katılım
21 Ara 2012
Mesajlar
8,416
Tepkime puanı
896
Puanları
0
Dağları görür, onların durduğunu sanırsın; oysa bulutlar gibi hareket ederler. Bu, her şeyi sapasağlam yapan Allah’ın sanatıdır. Şüphesiz ki O, yaptıklarınızdan tamamıyla haberdardır.
(Neml, 27/88) ...
Mesela bu ayet Red ..
Pek çok şey söylenmiş üzerine ...
Vakti zamanında dağların sabit durduğu düşünüldüğü için , hadise kıyamette hasıl olacak denmiş ve ona yorulmuş benim bildiğim klasik tefsirlerde , sonraları dünyanın güneş etrafında döndüğüne yorulmuş - muhtemelen bu bilgi edinildikten sonra - şimdi ise diyebilirsin ki evet metnin zahir anlamı doğru çünkü biz karalarında yüzdüğünü bugün biliyoruz ...
Şimdi buna sen bilimselci yorum diyorsun , yok ben bunu şimdilik ! Böyle görüyorum ...
İlla ibni kesir şu şekil aktardı diye o şekile saplı kalmak - ki bunu seven çok var - anlamı tarihe gömmektir ....
Diyebilir misin ilk muhattaplar anlamakta hata etti , hayır ...
Diyebilir misin ki biz isabet ettik , bence acele etme :)
Evet bazı arkadaşların sevdiği ortam oluştu aslında ...
Bazıları bu durumu seviyor işte bak demek için ..
Arap çöl Bedevi’sine de , kuantum fizikçisine de hitap edebilen ve bunu - ben bundan inanılmaz bir haz alıyorum - ümmi bir dil ile yapabilen gerçek bir kitap var elinde ...
 

Hakperest

Kıdemli Üye
Katılım
13 May 2013
Mesajlar
10,139
Tepkime puanı
3,185
Puanları
113
Konum
:::::YerKüre:::::
Kuran bilim kitabı değil ama içerisinde bilimsel ayet ve bilim etik, felsefesi, epistemolojisi olmalı diye düşünüyorum yani kısaca bilim insanına yol göstermeli
 

Kaçak

Yeni
Katılım
21 Ara 2012
Mesajlar
8,416
Tepkime puanı
896
Puanları
0
Bilim insanına neden yol göstersin ?
Ahçıların ne günahı var ?
 

Hakperest

Kıdemli Üye
Katılım
13 May 2013
Mesajlar
10,139
Tepkime puanı
3,185
Puanları
113
Konum
:::::YerKüre:::::
Mesela maddenin gömülü olması, yerler gökler bitişik iken; ayırması, fezayı direksiz yükseltmesi bir bilimsel ayettir.
 
Üst