lafons7275 ile Röportaj

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

DADAS

Yeni
Katılım
18 Kas 2006
Mesajlar
1,651
Tepkime puanı
76
Puanları
0
@Fakr senin lügatında Selamun aleykum lafzı yok mu. Şu mesajlarında sadece selam yazmakta neyin nesi ??? Ben lafonsun yerinde olsam seni ka'le bile almam. Çünkü Allah'ın selamı senin üzerine (aleykum) olsun demekten bile acizleniyon nedense ???
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
Selam

Sorularımıza devam edelim...

Allah vahyinde ‘’dinde aşırıya gitmeyin/kaçmayın’’buyurmaktadır. Bunu nasıl yorumluyorsunuz? Dinde nasıl aşırıya gidilmiş olur?

‘’An’’ ile ‘’zaman’’ aynı mıdır değil midir? Neden?

Selametle…

Ayetin meali: “De ki: Ey kitap ehli! Dininizde haksız yere aşırı gitmeyin. Daha önce sapmış, birçoklarını da saptırmış ve böylece doğru yolu kaybetmiş bir kavmin keyiflerine uymayın." (Maide, 5/77)

Bazı alimlere göre, “Ey Kitap ahli!” hitabı hem Yahudilere hem Hristiyanlaradır. Buna göre, ayetin manası şöyledir: “Ey Yahudiler ve Hristiyanlar! Dininizde aşırı gitmeyin. Yanlışlara kapılmayın. Kiminiz İsa’ya gayrı meşru bir çocuk nazarıyla bakarken kiminiz de onu Allah’ın oğlu olarak görüyor. Daha önceki kavimlerde de bu tür sapıklıklar olmuştu. Siz de onların yolundan mı gideceksiniz? Bu yaptığınız hatalarınızın cezası çok büyüktür. (krş. Beydavî, Ebu’s-Suud; İbn Aşur, ilgili ayetin tefsiri)

An: Zamanın bölünemeyecek kadar kısa parçasıdır.
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
@Fakr senin lügatında Selamun aleykum lafzı yok mu. Şu mesajlarında sadece selam yazmakta neyin nesi ??? Ben lafonsun yerinde olsam seni ka'le bile almam. Çünkü Allah'ın selamı senin üzerine (aleykum) olsun demekten bile acizleniyon nedense ???

bizi cahil kendini tevazulu bir kul görüyor olabilir.


Diyanet İşleri : Rahmân’ın kulları, yeryüzünde vakar ve tevazu ile yürüyen kimselerdir. Cahiller onlara laf attıkları zaman, “selâm!” der (geçer)ler.
 

DADAS

Yeni
Katılım
18 Kas 2006
Mesajlar
1,651
Tepkime puanı
76
Puanları
0
bizi cahil kendini tevazulu bir kul görüyor olabilir.


Diyanet İşleri : Rahmân’ın kulları, yeryüzünde vakar ve tevazu ile yürüyen kimselerdir. Cahiller onlara laf attıkları zaman, “selâm!” der (geçer)ler.

Bizi gavur olarak görmesin de, cahil görmesine razıyım.

Bide lafons kardeş dikkat ettim ayet mealleri verirken sure adı ve ayet numarası yazmıyorsun. Belli bir nedeni var mı? Konuya vakıf olmayan biri o cümlenin sana ait olduğunu sanmasından tedirgin olmuyor musun?
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
Bizi gavur olarak görmesin de, cahil görmesine razıyım.

Bide lafons kardeş dikkat ettim ayet mealleri verirken sure adı ve ayet numarası yazmıyorsun. Belli bir nedeni var mı? Konuya vakıf olmayan biri o cümlenin sana ait olduğunu sanmasından tedirgin olmuyor musun?

Haklısın, uyarın için sağol kardeşim.
 

Fakr

Profesör
Katılım
10 Ocak 2013
Mesajlar
449
Tepkime puanı
25
Puanları
28
@Fakr senin lügatında Selamun aleykum lafzı yok mu. Şu mesajlarında sadece selam yazmakta neyin nesi ??? Ben lafonsun yerinde olsam seni ka'le bile almam. Çünkü Allah'ın selamı senin üzerine (aleykum) olsun demekten bile acizleniyon nedense ???

Selam

Dikkate alıp almamanız sizin tercihiniz.Sizin tercihiniz bizim tavrımızı değiştirmede yeterli bir sebeb değildir...

Ama dikkate almam demenize rağmen bu konuda daha önce özel mesaj olarak tavrınızı ve terbiyenizi göstermiştiniz.Bizde buna karşılık size herhangi bir hakarette bulunmaksızın,sizin davrandığınız gibi davranmayıp kavramın ne anlama geldiğini araştırma tavsiyesinde bulunmuş ve ''Selam(etle)'' demeyi tercih etmiştik...

Artık özel mesajla da yetinmeyip yine halen ka'le almaya devam ediyorsunuz!!!

Ayrıca size ve bu konuda yorum yapan lafonsa Necm Suresi ayat 28'deki zan ile ilgili kısımı hatırlatırım...

Selametle...
 

Fakr

Profesör
Katılım
10 Ocak 2013
Mesajlar
449
Tepkime puanı
25
Puanları
28
Ayetin meali: “De ki: Ey kitap ehli! Dininizde haksız yere aşırı gitmeyin. Daha önce sapmış, birçoklarını da saptırmış ve böylece doğru yolu kaybetmiş bir kavmin keyiflerine uymayın." (Maide, 5/77)

Bazı alimlere göre, “Ey Kitap ahli!” hitabı hem Yahudilere hem Hristiyanlaradır. Buna göre, ayetin manası şöyledir: “Ey Yahudiler ve Hristiyanlar! Dininizde aşırı gitmeyin. Yanlışlara kapılmayın. Kiminiz İsa’ya gayrı meşru bir çocuk nazarıyla bakarken kiminiz de onu Allah’ın oğlu olarak görüyor. Daha önceki kavimlerde de bu tür sapıklıklar olmuştu. Siz de onların yolundan mı gideceksiniz? Bu yaptığınız hatalarınızın cezası çok büyüktür. (krş. Beydavî, Ebu’s-Suud; İbn Aşur, ilgili ayetin tefsiri)

An: Zamanın bölünemeyecek kadar kısa parçasıdır.

Selam

''Dinde aşırıya gitme'' hususundaki te'vil tercihinizi yazmışınız.Daha öncede ifade ettiğim üzere ''ilmi münakaşa(münazara değil)''** yapacak değilim...

Ama ''an'' ile alakalı olarak bir soru sorma ihtiyacı doğdu.O da ''zamanın bölünemeyecek kadar kısa parçası'' diye tanımladığınız an'da biraz da olsa bir süre ''kokusu'' barınmakta...Bu durumda Allah'ın ''birşeye/ona ol der oluverir'' hususunda bir sürenin an'ın değil oluşu bir sıkıntı oluşturmaz mı?Şöyle ki bahsedilen sürenin/zamanın daha azı tartışması gibi?

Yoksa an'da zaman yoktur tanımı Arap dili açısından daha uygun değil midir?

**Genelde malesef forumda ''ilmi münazara'' yerine ''ilmi münakaşa'' tablosunun daha ağırlıkta olması hasebiyle bu şekilde ifade etmeyi tercih ettim...

Selametle...
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
Selam

''Dinde aşırıya gitme'' hususundaki te'vil tercihinizi yazmışınız.Daha öncede ifade ettiğim üzere ''ilmi münakaşa(münazara değil)''** yapacak değilim...

Ama ''an'' ile alakalı olarak bir soru sorma ihtiyacı doğdu.O da ''zamanın bölünemeyecek kadar kısa parçası'' diye tanımladığınız an'da biraz da olsa bir süre ''kokusu'' barınmakta...Bu durumda Allah'ın ''birşeye/ona ol der oluverir'' hususunda bir sürenin an'ın değil oluşu bir sıkıntı oluşturmaz mı?Şöyle ki bahsedilen sürenin/zamanın daha azı tartışması gibi?

Yoksa an'da zaman yoktur tanımı Arap dili açısından daha uygun değil midir?

**Genelde malesef forumda ''ilmi münazara'' yerine ''ilmi münakaşa'' tablosunun daha ağırlıkta olması hasebiyle bu şekilde ifade etmeyi tercih ettim...

Selametle...

"Faydasız ilimden Allah'a sığınırım." diye dua etti Efendimiz sav. Belki senin bu tip meseleleri kurcalaman da dinde aşırıya gitmek olabilir. Sen ve ben bunlar yerine kalbimize yönelelim. İçinde zerre miktarı kibir olan cennnete giremeyecek.
 

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
"Faydasız ilimden Allah'a sığınırım." diye dua etti Efendimiz sav. Belki senin bu tip meseleleri kurcalaman da dinde aşırıya gitmek olabilir. Sen ve ben bunlar yerine kalbimize yönelelim. İçinde zerre miktarı kibir olan cennnete giremeyecek.

Yerinde bir cevaptı.

"An" deyince ne anlıyorsak, ne anlaşılıyorsa, ne anlaşılması gerekiyorsa o'dur. Yok şöyle de olabilir mi yok böyle de olabilir mi şeklinde işi teferruatlara boğmak "aşırıya gitmek" tir. Zamanla bu gereksiz sorgulamalar Allah muhafaza öyle bir boyuta varır ki artık her şeyi sorgular hale geliriz.
 

Fakr

Profesör
Katılım
10 Ocak 2013
Mesajlar
449
Tepkime puanı
25
Puanları
28
"Faydasız ilimden Allah'a sığınırım." diye dua etti Efendimiz sav. Belki senin bu tip meseleleri kurcalaman da dinde aşırıya gitmek olabilir. Sen ve ben bunlar yerine kalbimize yönelelim. İçinde zerre miktarı kibir olan cennnete giremeyecek.

Selam

Öncelikle her zaman dile getirdiğiniz alimlere bakın bu konularda nasıl yaklaşımlar sergilemişler.Sizin dediğiniz gibi bunları ''faydasız ilim'' diye mi adlandırmışlar yoksa Te'vil kitaplarında ve ictihadlarında bunlara önem mi vermişler...

Kusura bakmayın ama daha takip ettiklerinizi bile tanıyamıyorsunuz...

Ayrıca o hadis üzerinde tefekkür ettiğinizde yorumlara baktığınızda sizin bahsettiğiniz şeyi değilde başka birşeyi bulabilirsiniz.Mesala;

''Faydasız ilim kendi ile ilim yapılmayanıdır'' gibi.Yani her bilgi ilim faydalıdır,çünkü Allah'ın ayetidir.Ama bu okunmadığında faydasızdır,okunduğunda yani hayata yansıtıldığında durum farklıdır...Yani durum (salih)amel edilip edilmemesi ile alakalıdır...

Evet bu tür yorumlar ''Parçacı yaklaşım'' sergilemenin sonuçlarındandır.''Bütüncül yaklaşım'' görmek duasıyla...

Selametle....
 

Fakr

Profesör
Katılım
10 Ocak 2013
Mesajlar
449
Tepkime puanı
25
Puanları
28


Yerinde bir cevaptı.

"An" deyince ne anlıyorsak, ne anlaşılıyorsa, ne anlaşılması gerekiyorsa o'dur. Yok şöyle de olabilir mi yok böyle de olabilir mi şeklinde işi teferruatlara boğmak "aşırıya gitmek" tir. Zamanla bu gereksiz sorgulamalar Allah muhafaza öyle bir boyuta varır ki artık her şeyi sorgular hale geliriz.

Selam

Bizde ne anlaşılması gerekiyor diye soruyoruz.Bunu her zaman dile getiren birisinin dile getirmesi ilginç bir tablo oluşturmuş...

Ayrıca biz ''sorgulamıyor'' ''soruyoruz''...Bu ikisi birbirinden farklı...

Siz şimdi buna da ''aşırıya gitmek'' mi dersiniz?!...

Selametle...
 

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
Sevgili Fakr, size yönelik bir eleştiri değildi bu, affola. Genel bir değerlendirmeydi hepsi bu. Bazen sadeliğe ihtiyacımız var, vurgu buraya idi.
 

Fakr

Profesör
Katılım
10 Ocak 2013
Mesajlar
449
Tepkime puanı
25
Puanları
28
Selam Redvekabul

Bu sözleri bir eleştiri olarak değide bir ''tanı koyma/tanımlama'' olarak değerlendirin...

Teferruat'ın ne olduğunu doğru tanımlamamız lazım.Bunu başardığımızda bu sorun hızlı çözülür.Bir örnekle bunu ifade edecek olursak;

''Karun kıssasında verilen ana mesajı anlamak,vahyin satır satır anlattıkları üzerinde tefekkür etmek,arap dilinden faydalanmak vb. bir ''ilim/tefekkür/tertil/kıraattir''.Ama Karun'un hazinelerini taşıyan katırları/hayvanları konuşmak ve yukarıda ifade ettiklerimizden uzaklaşmak sizin bahsetmeye çalıştığınız ''teferruat''tır.Ve bu şekilde yaklaşan ve bu iş ile uğraşana fayda vermez.Ama bunu gören insana o kişinin halini gördüğünden dolayı bunu yapmaktan uzaklaşmasını tetiklediği/gördüğü için fayda verir...

Selametle...
 

garip70

Ordinaryus
Katılım
30 Kas 2009
Mesajlar
2,779
Tepkime puanı
309
Puanları
0



konu lafonsla ropörtaj
:) Konu lafonsla röportaj olduğu için cevap yazmıyacağım... Zaten ben de korbakor kardeşe cevap yazdıktan sonra fark ettim, ama geri dönüş olmadığı için de yazmış bulundum... Bunun için mesajınıza yorum getiremediğim için özür dilerim... Sizleri seviyorum...
 

garip70

Ordinaryus
Katılım
30 Kas 2009
Mesajlar
2,779
Tepkime puanı
309
Puanları
0
güzel insan, cok da farklı seyler söylemedik.

seyhin suretine değil, seyhde sergilenen İslami özelliklere yapılan rabıtaya ,bag kurmaya kim ne diyebilir ki.

bu düşüncede ki ehli tasavvufu küfür ile asla itham etmeyiz.

işin şu yönüde var ki Allah a kulluk icin böyle bir vesile, aracı sart degildir.

rabıtanın gerçek manası,onun yüzü suyu hürmetine duamı kabul eyle dir bence.
Güzel insan, :gul kardeşim... :ppty Benim yazım eleştiri değildi... :flw Ama lafons kardeşin konusu olduğu için fazla yorum yapamıyacağım... :eek:fftp: Sizleri seviyorum... :gul
 

garip70

Ordinaryus
Katılım
30 Kas 2009
Mesajlar
2,779
Tepkime puanı
309
Puanları
0
bizi cahil kendini tevazulu bir kul görüyor olabilir.


Diyanet İşleri : Rahmân’ın kulları, yeryüzünde vakar ve tevazu ile yürüyen kimselerdir. Cahiller onlara laf attıkları zaman, “selâm!” der (geçer)ler.
:O Hay Allah...
 

garip70

Ordinaryus
Katılım
30 Kas 2009
Mesajlar
2,779
Tepkime puanı
309
Puanları
0


ancak bize düşen hatalardan vazgeçmeye davettir

Allah iyiliğini versin Hakperest kardeşim... Bin küsür yıllık tarikatların yanlış yolda olduğunu, hata yaptığını söylerken, kendinin doğru yolda olduğunu kanıtlamaya çalışıyorsun... Hiç düşündün mü, senin dinimizi öğrendiğin hocanın da yanlış yapabileceğini... Lütfen...:gul
 

Hakperest

Kıdemli Üye
Katılım
13 May 2013
Mesajlar
10,139
Tepkime puanı
3,185
Puanları
113
Konum
:::::YerKüre:::::

Allah iyiliğini versin Hakperest kardeşim... Bin küsür yıllık tarikatların yanlış yolda olduğunu, hata yaptığını söylerken, kendinin doğru yolda olduğunu kanıtlamaya çalışıyorsun... Hiç düşündün mü, senin dinimizi öğrendiğin hocanın da yanlış yapabileceğini... Lütfen...:gul

rabıta ikiyüz yıllık geçmişi ancak vardır
ayrıca onbin yıllık bir yanlış yine yanlıştır
 

serkan..

Profesör
Katılım
5 Eyl 2009
Mesajlar
1,305
Tepkime puanı
169
Puanları
0


rabıta ikiyüz yıllık geçmişi ancak vardır
ayrıca onbin yıllık bir yanlış yine yanlıştır

ashab yapmış peygamber efendimiz onaylamış kuzum ne yanlışı hz dıhye r.a diyarı rum ziyareti ve orada yaşadıkları akabinde peygamberimize olan biteni anlatması rabıtaya nebevi delildir..
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst