Mehmet Atilla Maraş Şiirleri

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
Mehmet Atilla Maraş

http://www.mehmetatillamaras.com.tr/anasayfa.asp

ÖĞRENİM HAYATI
M. Atilla Maraş ilkokul öğrenimine 1955 yılında beş buçuk yaşında iken Şehit Nusret İlkokuluna başladı. Burada iki yıl okudu. Daha sonra babası Yakubiye mahallesinde yeni bir ev yaptırınca bu okuldan naklen büyük yoldaki Cumhuriyet İlkokuluna kaydoldu. Başarılı bir öğrencilik hayatından sonra 1960’da buradan mezun oldu.

Ortaokul öğrenimini ise Erkek Sanat Enstitüsünün orta kısmında 1963’te tamamladı. Sonra Urfa Lisesine geçti. 1966‘da bu okulun fen bölümünden mezun oldu.

1967’de Erzurum Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zirai Ekonomi ve İşletme Bölümüne girdi. Buradan Temmuz 1971’de Ziraat Yüksek Mühendisi olarak mezun oldu.

Bibliyografya

Ansiklopedi:
Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi Dergah yayınları c. 6 İstanbul 1986
Işık İhsan Türkiye Yazarlar Ansiklopedisi Ankara 2001

Edebiyat tarihi:
Kabaklı Ahmet Türk Edebiyatı c. 4 İstanbul 1981

Kitaplar:
Akdeniz Mehmet Tamer / Mehmet Atilla Maraş’ın hayatı sanatı ve eserleri basılmamış lisans tezi Kastamonu 1999
Aksoy Kenan Mehmet Atilla Maraş’ın hayatı sanatı ve eserleri basılmamış lisans tezi Balıkesir 1997

Gürdağ Hayrullah Mehmet Atilla Maraş hayatı sanatı eserleri basılmamış lisans tezi Van 1998

Dergiler:
Balıklıgöl
Nabi
Adımlar
Hareket
Dergah
Edebiyat
Mavera
Yedi İklim
Hilal
Harran
Varide
İzlenim
İlim ve Sanat
Düş Çınarı
Taşra Edebiyat
Harran
Fecre Doğru
Kalem ve Onur
Tan
Ay Vakti
Aylık Dergi
Bu Meydan dergilerinin Mehmet Atilla Maraş’la ilgili yazı ve söyleşilerin yer aldığı nüshaları.

Gazeteler:
Yeni Devir
Hizmet
Zaman
Milli Gazete
Akit
Tercüman
Palandöken
Genç Anadolu
Urfa Şehir
İstikbal
Yenigün
Yeni Anadolu gazetelerinin Mehmet Atilla Maraş’la ilgili haber yorum ve yazıların yer aldığı nüshaları.


.................................................. ................

Mehmet Atilla Maraş daha çok şiir türünde eserler vermiş nesre fazla yönelmemiştir. Şiir kitaplarının sayısı altıdır. Bunların dışında birisi İngilizce-Türkçe olmak üzere iki tane de seçilmiş şiirlerinin yer aldığı üç kitabı daha vardır. Milletvekili olduktan sonra bir de Şair Milletvekilleri antolojisi hazırlamıştır. Nesir türünde ise bir deneme kitabı bir de şehir biyografisi bulunmaktadır.
ŞİİR KİTAPLARI
DOĞUDAN BATIDAN ORTA DOĞUDAN
Maraş’ın ilk şiir kitabıdır. Dergah Yayınları tarafından 1976 yılında yayımlanmıştır. Kitabın isim babası daha önce de belirttiğimiz gibi şairin yakın dostu Türkiye Yazarlar Birliği eski başkanı Mehmet Doğan’dır. Kitabın içinde Doğuya Batıya Ortadoğu’ya ait imajlar olduğu için bu isim seçilmiştir. Bu kitabın 2. baskısı 1997’de Beyan Yayınları tarafından yapılmıştır.
Bu eserde otuz beş şiir mevcuttur. Kitaptaki şiirler Körler Çarşısı Doğudan Batıdan Orta Doğudan Duruşmalar adıyla üç bölüme ayrılmıştır. Şiirlerde genellikle serbest nazım kullanılmış olmakla birlikte klasik tarzda kaside ve gazel türünde ürünler de yer almaktadır.
Maraş’ın bu ilk kitabı öncelikle adı itibarıyla dikkat çekicidir.
ŞEHRAYİN
Şairin 2. şiir kitabıdır. Bu kitabının adı bir öyküye dayalıdır. Buna göre Hz. Peygamberin hicretinde Medine’ye vardıkları vakit onu Telael Bedru Aleyna” (Ay Doğdu Üzerimize) diye bir şiiri hep birlikte söyleyerek karşılarlar. Alkış tutar def çalarlar. Orada bir şehrayin bir şenlik olur. Kitabın ismi bu olaydan esinlenerek verilmiştir. Çünkü bu kitap hicretin 1400. yılında yayımlanmıştır. İlk baskısı 1981’de 2.baskısı 1995’te yapılmıştır. Kitap 35 şiirden oluşmaktadır. Şiirler ilk kitapta olduğu gibi burada da üç bölüme ayrılmış.Ahvalim Beyan eder Hayatımızdan Şiirler Küçük Şiirler.
İlk bölümdeki şiirler ikisi dışında beyit birimiyle gazel diyebileceğimiz bir nazım şekliyle ele alınmış. İkinci bölümdeki şiirler serbest nazımla yazılmıştır. Üçüncü bölümdekiler ise kısa şiirlerden oluşmuştur.
ANEY
Şairin en çok baskı yapan kitabıdır. İlk baskısı 1983’te 2. baskısı 1994’te 3. baskısı ise 2005’te yapılmıştır. Kitabı bu denli ilgiye mahzar kılan sebep ise meşhur Aney şiirinin bu kitapta yer almasıdır.
Kitap 27 şiirden ve üç bölümden oluşmaktadır. Yeryüzü Coğrafyam Fasıl Aney
İlk bölümdeki şiirler; uzun şiirlerdir. İkinci bölümdeki şiirler; şairin vazgeçemediği kısa esprili şaşırtıcı yoğun manalı şiirlerden oluşur. Üçüncü bölümde ise meşhur “Aney” şiiri yer almaktadır. Kitabın sonunda Aney şiirinin yazılış öyküsünü anlatan bir de yazı yer almaktadır.
ZOR SÖZLER
Zor Sözler 1989’da Yazı Yayıncılık tarafından yayımlanmıştır. 2. baskısı ise 1995’te Beyan Yayınlarınca yapılmıştır. Bölümlere ayrılmayan bu kitapta yirmi şiir bulunmaktadır. Kitap bir münacaat ve naatla başlamakta sonra başka konulardaki şiirlere geçilmektedir. Şiirler genellikle hece vezniyle yazılmıştır. Serbest şiirler de mevcuttur. Bazı şiirlerde ise beyit düzeni esas alınmıştır.
CHİLD DREAMS (ÇOCUK RÜYALARI)
Bu eser Şair Maraş’ın bu güne kadar yazmış olduğu şiirlerden genellikle kısa olanlarının İngilizce-Türkçe yayınlanmasıyla oluşmuştur. Kitapta otuz şiir vardır. Şiirler İngilizce’ye Mevlüt Ceylan Savaş Barkçin Selda Kalfa tarafından çevrilmiştir. Kitap 1991’ de yayımlanmıştır.
MERHABA EY HÜZÜN
1997’de Beyan Yayınları arasından çıkan bu kitap da Ölüm Geçer Tarzı Kadim Ey Hüzün olmak üzere üç bölümden ve 31 şiirden oluşmaktadır. Gelenekle bağını her zaman sağlam tutan şair bu kitabının girişine bir ayet-i kerime ve bölüm başlarına da Fuzuli Nabi ve Baki’den beyitler almıştır. Kitabın sonunda ise şairin Malezya-Kuala Lumpur’da sunduğu “Esrarlı Sesler” isimli bildirisinin metnine yer verilmiştir.
KÜNYEMİZE AŞK YAZILDI
Şairin önceki kitaplarından yapılan bir seçmedir. İlk baskısı 1997’ de 2. baskısı 2001’de yayımlanmıştır. Tarz-ı Cedit Üzere şiirler Tarz-ı Kadim Üzere Şiirler ve Eski Sevdalar bölümlerinden oluşan kitapta 58 şiir yer almaktadır.
ADANMIŞ ŞİİRLER
Şairin yedinci şiir kitabıdır. 2004’te Ankara’da Lazer Yayınları tarafından yayımlanmıştır. Bunların bir kısmı yine klasik tarzdadır. 44 şiire yer verilmiştir. Bu kitapta ithaf şiirlerin çokluğu dikkat çeken bir husustur.
ŞAİR MİLLETVEKİLLERİ
Bu kitap şairin hazırladığı tek antolojidir. Eserde 1920-2005 yılları arasında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde milletvekili olarak görev yapmış 1851 doğumlu Abdülhak Hamit’ten 1956 doğumlu Recep Garip’e kadar seksen şairin kısa biyografileri ve şiirlerinden seçilmiş örnekler yer almaktadır. Bu kitap 404 sayfa olup TBMM Kültür Sanat ve Yayın Kurulu Yayınları arasında 2005 yılında çıkmıştır.
BULURUM BEN YAR SENİ
Şairin bu güne kadar yazdığı şiirlerinden yeniden seçmeler yapılarak Erguvan Yayınları tarafından 2006 yılında İstanbul’da yayınlanmıştır.

DÜZYAZI ESERLERİ
PEYGAMBERLER ŞEHRİ ŞANLIURFA
Şairin doğup büyüdüğü şehre karşı bir vefa borcu sayılabilecek bu kitap ilk olarak 1986’da Birlik Yayınları tarafından yayımlanmıştır. Daha sonra 1997’de Şanlıurfa Belediyesi tarafından tekrar basılan bu kitapta Şanlıurfa tarihi coğrafyası sosyal yapısı ekonomisi kültürü ve turistik değerleri açısından bir şair gözüyle ele alınmıştır.
BEYAZ ADAMIN KUTUSU
Şairin tek deneme kitabıdır. 2001 yılında yayımlanan bu kitap şairin şiir hayat ve insan üstüne yazdığı 45 denemeden oluşmaktadır. Bu kitap da şairin çoğu şiir kitabı gibi üç bölümden oluşmakta ve bu bölümler şu isimleri taşımaktadır: Şiir Sanatı Üstüne Notlar Sanat Üstüne Notlar ve Yaşamak ve Ölmek.
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
Aney

Bu akşam aklıma yine sen geldin
Dersi bıraktım, çalışamadım
Saat bire geliyordu Aney
Yatamadım, uyku gözüme girmedi.
Sen bu saatlardan eskiden
Benim beşiğimi sallardın
Uykunu harap ederdin benim için
Agladığım zaman
Sancılandığım zaman
Kalkardın süt verirdin
Nane kaynatırdın.

Aney
Canım Aney kurban Aney

Hayalin önümde şimdi bir anıt gibi durur
Sen şimdi leğenin başına oturmuş
Hamur yoğuruyorsun
Yarın ekmek yapacaksın akşama kadar
Gözlerin tezek dumanından yaşaracak
Alnında ter bulgur bulgur kabaracak
Sıcak bazlamalar yapacaksın
Ben orda yokum ağlayacaksın...

Ağlama Aney ağlama
Gündür bu nasılsa geçer

İnsan insana tez kavuşur.
Ben sizi hiç unutmadım
Hiç unutmayacağım
Ben okuyorum Aney okuyorum
Mühendis olacağım
Sana yeni 'ayzeler' alacağım

Dedim ya okuyorum
Mühendis olacağım
Mektubunda diyorsun ki
Bu gece çig köfte yaptık
Lokmalar boğazımdan geçmedi
Her sofraya oturuşumuzda
Senin yokluğun belli oluyor...

Biliyorum Aney biliyorum

Senin kalbin ipek gibidir.
İncedir, yufkadır
Benim yokluğuma dayanamazsın
'Özledim' diyorsun benim için
Ben de özledim seni ley
Babamı da, bacımı da kardaşlarımı da
Karayazılı memleketimi de

Hepinizi özledim
Özledim ama gel gör ki kader bu
Elvermiyor ne yapacaksın...

Rizvaniyede sela şimdi
Sisleri perde perde dağıtan bir ses
Sonsuzda Allah'a ulaşan bir ses
Bir ezan sesiyle uyanır insanlar yorgun geceden
Uyanır herkes.

Köyden şehire saman taşıyan
Deve kervanları gelir bu saatlerde
Çıngırak sesleri
Geceyle gündüzü birleştirir
Sabah olur
Babam erkenden işe gider...

Aney
Evimiz yine o yokuşta mı?
Dar sokaklar, taş duvarlar arkasında mı?
Eskisi gibi yıkık dökük mü yine?

Ah Aney ah

İnan unuttum evimizin şeklini
O ev denen köstebek yuvalarını
Ker*** damları, kuyu suyunu
Sıra gecelerini,
Bağ yatılarını
Yağmur dualarının anılarını yitirdim

Hele sen buraya bir gel de gör
Sonsuza uzayan gökdelenleri
Sıra sıra taksileri
Geceleri renk renk ışıkları
Denizde vapurları, balıkçıları
Kızları, erkekleri
İnsan selini...

Ama benim hiç birinde gözüm yok
Ne kızlarında ne taksilerinde
Ne de gökdelenlerinde
Benim aklım sizde ve memleketimde

Ben okuyorum Aney okuyacağım.
Göreceksin bak mühendis olacağım...

Bizim orda 'Ezo gelin' türkü türkü uzanır
Düğünlerde davullar vurulur
Zılgıtlar çalınır
Lorke, Delilo oynanır.
Böylesine gitar denen çalgıyla
Sabahlara kadar ye ye ye diye bağırmazlar

Degil mi Aney

Hani yaz geldi mi?
Evimizin o küçük penceresine
Bir çift 'yusufututan' kuşu konar ya
Hani asmamız üzüm tutar, sumaklar sakızlanır
İnsanlar çalışır harıl harıl kış için
Güneş yandırır o kavuruk yüzlerini
Hani senin elinde 'sitil' suyu gidersin
İşte o zaman geleceğim
Bekle beni.

Ah Aney ah
Daha neler neler var sana yazamadığım
Mektubumu burada bitirirken
Beni büyüten ellerinden
Binlerce kerre öperim
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
Adın Kaldı

Dünya denen bu yerde sade bir kaydın kaldı
Bu geçici konakta bir hoştur adın kaldı

Aşk kimyasını tekmil derd edinen mecnundur
Bize ezber edilen adıdır aşkın kaldı

Kan aktı cinayet oldu ölü çıktı kapıdan
Bir günde kalkar hükmün az bir devranın kaldı

Ne haldir bu yargını ferman eyle fetva ver
Son tahlilde bize bir sade bühtanın kaldı

Bir çok kentlerden geçtin dar geçitlerde durdun
Figan koparan kalbim özüne aydın kaldı

Kala kala bir tek söz dilde beyanın kaldı
Aşktır işte acıdır o tenha yanın kaldı

Kurudu pınarlar dağıldı dost meclisleri
Ne yâr ne ağyâr ah bir yetim canın kaldı

Târumâr bahçe bülbül ölüleri hüzünlü güz
Ne gül ne de hicrete hazır kervanın kaldı

Dünya denen bu yerde sade bir kaydın kaldı
Bu geçici konakta bir hoştur adın kaldı
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
Körler Çarşısı

Mercan sahillerine demir atmışım
oltama takılan ölü balık gözleri
korku dağları bekler burda
ben seni
sen körler çarşısının ayna güzeli
yırt ölü yılan gömleklerini
aydan nur çal, ışık çal
karıncalardan göz dilen
topla başına güzellik uzmanlarını
yalanlarını arttır geometrik diziyle
göz yerine söz al söz sat
umutlarını bağla bir fincanın telvelerine
avut kendini
körler çarşısının ayna güzeli.

Satamadığın gözleri beline kemer yap
zincir, zincir halka halka
sır çekilmiş cam taşı ellerinde
incir yapraklarını kaynat ve iç
iyi gelir ayıp örtmeye
mil çek gözlerine ki
karanlıkları kapkaranlık göresin.

Ey çarşı ahalisi
güneşi görmemek için
neden gözlerinizi denize attınız
deniz maviydi kararttınız.
sen boş durma bu çarşının ayna güzeli
aydan nur kopar yüzüne sür
güneşten ışık çal yüzüne sür
en uyumlu renklerden giysiler giyin
yine değişmez kaderin
çoğalan günahların
bu çarşıda büyür.
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
Boğuluyorum

En insanca yanımı kemirdiler
kanım buz tuttu damarlarım yosun
ve gelip soluğumun üstüne oturdular
dünya küçülüyor boğuluyorum
ey mutlak düzen özlemcileri
kurtarın beni nerdesiniz
boğuluyorum.

Eser bir yabancı yeli
italyan gribi ispanyol nezlesi gibi
pazarda satılan amerikan eskileri
hippiler, beatnikler
birer diken çiçekleri.

Kim bu mabedimi taşlayan
duvar delen
kutsal ev soyguncusu
dilde başkaldıran
yabancı kelimeler ordusu
bilmem kaç kere on yüz kere bin defa
en iyi yanımı kemirdiler
beyin hücrelerim değiştirildi
kalbim değiştirildi
ve ben yabancılaştım.

Duraktayım
yağacak yağmuru bekliyorum
doğacak olan göz kuşağını
ya da siz yetişin hızır’la beraber
ey aranan gerçek yol
ey mutlak düzen özlemcileri
nefes alamıyorum, boğuluyorum
dünya küçülüyor, boğuluyorum.
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
Serüven
a.

Ve yürüdüm gitim yalnızlığın üstüne
Sonunu gördüm oyunun
Perde inmişti
Birbaşıma yürüdüm gittim

Bunca hayhuy da n'oluyordu yani
Hayatın neresini tanıyordum
Her neye el atsam hep aynı
Bir günlük serüven gibiydi
Bütün vakitlerim
Ah ben ne serüvenler kaydettim
Yürüdüm gittim tek ve tenha
Bir hatıra defterinin yapraklarına
Sararmış solmuş yapraklarına

b.

Aydınlık gecelerimiz olmuş
Zifiri karanlık kasvetli vakitlerimiz
Çok ağlamaklı olmuşum
Boğazım düğümlenmiş
Hayallere dalmışım ad
Mali hülyalar kurmuşum
Büyüsüne kapılmışım sevginin
Aşk'un peşinden koşmuşum
Ne kapılar açmışım sonuna kadar
Ne kapılar kapanmış yüzüme
Naçar, çaresiz kalmışım
Yine de yürüyüp gitmişim
Ardıma bakmadan
Sonuna kadar.

c.

Gece
sıfır bir
ankara
küçükesat
bin dokuzyüz doksan üç
aylardan kasım
günlerden salı
alihaydar'ın evi
yer yatağı
uyumuşum.
yastığımda
şiir kırıntıları...

Mehmet Atilla Maraş
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
Geçer

Öyle müstesna güzel ki kıymeti paha biçer

Gönülden çıkar yolla çaresiz bir ah’a geçer

Ateş olur yanar yanak akkor kesilince dudak

Tenden ayrılınca firak bir leyla daha geçer

Rayihası nefes keser taze gül şafağının

Geçerken yanımızdan bir menzil saha geçer

Yaralı kuşlar gibi geçer baharlar sensiz

Uygun bir makam bulur belki segah’a geçer

Sen yoksun hane viran bozuldu bağlar bahçeler

Ufuk sisli sular durgun kalmaz sabaha geçer

Bir bey fırlar tarihten sürme göz burma bıyık

Belinde parlar hançer bir keskin kama geçer

Gel artık ey sevgili vuslat bulsun gönlümüz

Rehavi’yi terk edince hüzzam makama geçer

Mehmet Atilla Maraş
 
Üst