Mustafa İslamoğlu ne yapmak istiyor

mahmud enes

Doçent
Katılım
24 Nis 2010
Mesajlar
708
Tepkime puanı
42
Puanları
0
Geçtiğimiz günlerden birinde belediye otobüsüyle Daru’l-Hikme’ye giderken bir genç bir süre yüzüme dikkatli dikkatli baktıktan sonra aramızda şöyle bir konuşma geçti:
Afedersiniz, bir şey sorabilir miyim?
Tabi, buyurun.
Ünlü biri misiniz?
Değilim. Olsaydım böyle sormazdınız.
Sizi birine benzettim de.
Ebubekir bey misiniz?
Evet.
Sizin Mustafa İslamoğlu’na yazdığınız bir tenkit yazısını okumuştum.
Öyle mi!
Afedersiniz ama, fazla acımasız değil misiniz? Sorum biraz fazla mı “bodoslama” oldu?
Sorunuzun bodoslama olması önemli değil. Benim niçin “acımasız” olduğumu düşünüyorsunuz?
Eleştirirken sanki hiç olumlu tarafı yokmuş gibi davranıyor, küçük bir hatayı bile abartarak tenkit ediyorsunuz.
İslamoğlu bu ümmetin gelmiş geçmiş alimlerini, fakihlerini, müfessir ve muhaddislerini olmadık işlerle itham ederken “acımasız” olmuyor da, ben onun bu tutumunu eleştirirken niçin “acımasız” oluyorum?
İslamoğlu sizce ne yapmak istiyor?
Bilemem. Ben niyet okuyucusu değilim. Ama şu kadarını söyleyebilirim: Haddini aşan bir gidişi var.
Nasıl yani?
İnsan bir tutum belirlemeden önce şöyle sağına-soluna bir bakar. Bu Ümmetin alimi/uleması ne demiş, nasıl davranmış bir inceler değil mi? Kur’an konusunda konuşmak insanlara cazip gelir; hele kelimelerle oynamak, etimolojiden, bağlamdan hareketle kimsenin söylemediği şeyler söylemek söyleme bir çekicilik kazandırır. Ama bu söylemin sahibini nereye götüreceğini de düşünmek gerekir. İslamoğlu ehil olmadığı, gerekli müktesebatı edinmediği hususlarda çalakalem yazıyor/konuşuyor; bu sebeple de çok ve azim hatalar yapıyor.
Ben de sizin yazdıklarınızda hatalar bulmuştum.
Mesela?
Evde, notlar halinde duruyor.
Sizden özellikle rica ediyorum, aldığınız o notları mutlaka bana iletin. Mail adresim Gazete’de, sitede mevcut. Lütfen ihmal etmeyin ki, nerelerde yanlış yapmışsam gözden geçirip düzelteyim; size de dua edeyim.
Sözün burasına geldiğimizde otobüsümüz de ineceğim durağa gelmişti. Veda edip indim.
Gerçekten de Kur’an’ın tefsirini yapmak, ulemanın ancak kemal döneminde girişmeyi göze aldığı pek ağır bir faaliyettir. Yukarıda naklettiğim anekdot İslamoğlu merkezli olmasına rağmen, hayli yaygın bir tavrın yansıması aslında. Son zamanlarda adeta herkes müfessir oldu, televizyon ekranlarında, internette Kur’an hakkında ahkâm kesen, bin yılı aşkın müktesebatı dinleyici/izleyici nezdinde bir anda sıfıra indiren cümleler kuran mebzul miktarda “müfessir taslağı” var. Ne niyetle hareket ettiklerini Allah bilir; ama işledikleri cürmün “cinayet”ten farkı yok…
Ümmet nezdinde sahip olduğu şöhret ve itibarın bir yönden sebebi, bir yönden de sonucu olarak bir ciltten, aslının hacmini birkaç katı aşacak hacme kadar üzerine en az 50 civarında haşiye, ta’lik ve ihtisar çalışması yapılmış bulunan Envâru’t-Tenzîl adlı eserin müellifi Kadı Beydâvî, Tefsir ilmini ilimlerin en yücesi olarak nitelendirdikten sonra şöyle der: “Bu alanda söz söylemek için ileri atılmak, usulüyle-füruuyla bütün dinî ilimlerde maharet, dil ve edebiyat alanlarında üstün bir seviye kesbetmiş olanlardan başkasının işi değildir…”
Bir işi “iyi niyetle” yapmak “meşruiyet” için kesinlikle yeterli değildir; onu “olması gerektiği gibi” yapmak, kaidesine-kuralına uygun bir şekilde icra etmek de şarttır. Aksi halde sadece yapılan iş -amel-i salih olması şöyle dursun- “gayri meşru” olur; yerine göre sahibine vebal de getirir. Hatta eğer iş Ümmeti ilgilendiren boyutlara sahipse, yanlışa sevk ettiği insanların vebalinin bir misli de o işin failine yüklenir. Rabbim rüşdümüzü ilham etsin…

Dr. Ebubekir Sifil Hoca
 

spesifik

آزادی قید و بند
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
24,869
Tepkime puanı
4,114
Puanları
113
Konum
Hayâlistan/bul
Herkesin yaptığı amel kendisini bağlar.
Fıkıh usulünde kaideler vardır,müçtehid isabet ederse bir hükümde iki sevap alır
yok yanlış isabet ederse yine de azminden bir sevaba nail olur.
Müslümanlar yaşam standardında bir arayış içindeler
yüzlerce akım,kitle var
İslamoğlunun etimolojisi çok güzel bunu kimse inkar edemez
ama avamın anlayamayacağı tarzdan konuşuyor,akademik konuşuyor
insanız hangimiz mükemmel,nakıslarla doluyuz
rahmet penceresinden bakamaz mıyız birbirimize
alabileceklerimizi alalım almayacaklarımız kalsın
taşlayınca yürekler rahatlıyor mu
yoksa mizana gereksiz yük mü alıyoruz fark etmeden

dua ile..
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
Herkesin yaptığı amel kendisini bağlar.
Fıkıh usulünde kaideler vardır,müçtehid isabet ederse bir hükümde iki sevap alır
yok yanlış isabet ederse yine de azminden bir sevaba nail olur.
Müslümanlar yaşam standardında bir arayış içindeler
yüzlerce akım,kitle var
İslamoğlunun etimolojisi çok güzel bunu kimse inkar edemez
ama avamın anlayamayacağı tarzdan konuşuyor,akademik konuşuyor
insanız hangimiz mükemmel,nakıslarla doluyuz
rahmet penceresinden bakamaz mıyız birbirimize
alabileceklerimizi alalım almayacaklarımız kalsın
taşlayınca yürekler rahatlıyor mu
yoksa mizana gereksiz yük mü alıyoruz fark etmeden

dua ile..

siizin gibi düşünmek zorunda mıyız acaba ? Bu görüşünüzü yazmak için bizim mesajımızın silinmesi mi gerekiyordu ?
valla, nev-i şahsınıza ait ETİMOLOJİ (1) de çok güzelmiş hani ! Mesaj tırpanlama etimolojisi :)))
 

Murat Yazıcı

Ordinaryus
Katılım
10 Nis 2007
Mesajlar
2,230
Tepkime puanı
40
Puanları
0
Afedersiniz ama, fazla acımasız değil misiniz? Sorum biraz fazla mı “bodoslama” oldu?
Sorunuzun bodoslama olması önemli değil. Benim niçin “acımasız” olduğumu düşünüyorsunuz?
Eleştirirken sanki hiç olumlu tarafı yokmuş gibi davranıyor, küçük bir hatayı bile abartarak tenkit ediyorsunuz.
İslamoğlu bu ümmetin gelmiş geçmiş alimlerini, fakihlerini, müfessir ve muhaddislerini olmadık işlerle itham ederken “acımasız” olmuyor da, ben onun bu tutumunu eleştirirken niçin “acımasız” oluyorum?

Evet; İslamoğlu gibiler geçmiş ulemaya ve hatta ümmetin hemen tamamına yönelik hakarete varan sözler sarfediyorlar. Ama, kendilerinin tenkide tahammülü yok. Sn. Sifil'in bu suali cevapsız kalmaya mahkumdur.
 

spesifik

آزادی قید و بند
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
24,869
Tepkime puanı
4,114
Puanları
113
Konum
Hayâlistan/bul
siizin gibi düşünmek zorunda mıyız acaba ? Bu görüşünüzü yazmak için bizim mesajımızın silinmesi mi gerekiyordu ?
valla, nev-i şahsınıza ait ETİMOLOJİ (1) de çok güzelmiş hani ! Mesaj tırpanlama etimolojisi :)))

şahsıma istediğiniz eleştiriyi yapabilirsiniz ,
yanlışları olsa da alim sınıfında olan birisine hakaret edildiği zaman ne yapılıyorsa mesajınıza onu yapmak durumunda kaldık.
kusura bakmayın inş
teşekkür ederim bu arada teveccüh buyurdunuz.
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
şahsıma istediğiniz eleştiriyi yapabilirsiniz ,
yanlışları olsa da alim sınıfında olan birisine hakaret edildiği zaman ne yapılıyorsa mesajınıza onu yapmak durumunda kaldık.
kusura bakmayın inş
teşekkür ederim bu arada teveccüh buyurdunuz.

Alim sınıfı (!) dediniz mi bunun içine kimileri Zekeriya beyazı, kimileri Yaşlar Nuriyi, kimileri Abduh'u, kimileri
Efgani'yi, kimileri A.Bayındır'ı ve kimileri de M.İslâmoğlu'nu sokabilir !
Ama, bize göre bunların hiç biri alim-malim değildir.
Bu şahsıma ait bir görüştür. Kimse de katılmak zorunda değildir.
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Herkesin yaptığı amel kendisini bağlar.
Fıkıh usulünde kaideler vardır,müçtehid isabet ederse bir hükümde iki sevap alır
yok yanlış isabet ederse yine de azminden bir sevaba nail olur.
Müslümanlar yaşam standardında bir arayış içindeler
yüzlerce akım,kitle var
İslamoğlunun etimolojisi çok güzel bunu kimse inkar edemez
ama avamın anlayamayacağı tarzdan konuşuyor,akademik konuşuyor
insanız hangimiz mükemmel,nakıslarla doluyuz
rahmet penceresinden bakamaz mıyız birbirimize
alabileceklerimizi alalım almayacaklarımız kalsın
taşlayınca yürekler rahatlıyor mu
yoksa mizana gereksiz yük mü alıyoruz fark etmeden

dua ile..

Sizin gibi rastgele ve özensiz birinin yönetici konumunda olması ihvanforum için bir talihsizlik... Ve kendi ifadenizle "mizana gereksiz yük mü alıyoruz fark etmeden" bu sözünüz tam kendinize uygun... Size teessüf ediyorum.

Sayfalarca, hatta günlerce bu konuyu yazabiliriz. Fakat uzun uzun yazmak, alıntılarla desteklemek okunma zorluğu getiriyor. Uzun yazılar, çoğu zaman üşengeç gözlerden uzak kalıyor...

O nedenle kısaca ifade edelim:

Allah'ın Rızası ve ahiret saadeti ancak İman ettikten sonra Kur'an ve Sünnet'e uymakla olur... İman da Kitap ve Sünnet'e uygun olacak. Amel (uygulama) da Kitap ve Sünnet'e uygun olacak. Asgari necatın (kurtuluşun) şartı: İman edip, salih amel işlemektir. Mutlaka. Kemalat, güzel ahlak ve yüksek dereceler için bunlara bir üçüncü olarak İhlas (ihsan) eklenmelidir. İlk ikisi Hak mezheblerin işidir. Sonuncusu Tarikat-ı Muhammediyye'nin...

Dolayısıyla, Allah'ın rızasına ve ahiret saadetine ulaşmanın asgari yolu ancak Mezhebe (İcma ve kıyasa) yani Ashaba ve Tabiine yani Ulemaya uymakla, onları adım adım izlemekle olur. İlmi kendisine ve başkalarına fayda vermiş alimler cemaati ancak Hak mezhebler içerisindedir. Diğerlerinin ilmi ne kendine ne de başkalarına fayda vermiştir. Öyle değil mi? Kitap ve Sünnetten kaydıran, Allah'tan ve ahiret saadetinden uzaklaştıran ilim kendisinden sakınılacak bir şeydir.

İslamoğlu gibi zamane ünlüleri, pek çokları maalesef yüzlerce konuda Mezhebleri, başka deyişle Ashab ve tabiini, yolun götürdüğü Kitap ve Sünneti ihmal edip kendi şahsi fikir ve kanaatlerini cari kılmışlardır. Başka konularda kendi indi "Mezheplerini" cari kılmaya da devam etmekteler! Bu husus kapalı değildir, ehlince defalarca tespit edilmiş, kanıtlanmıştır. Bunların peşine takılanların varacağı yer Allah'ın rızası ve ahiret saadeti değildir. Bunu asıl ortaya koyan da adına hareket ettiklerini iddia ettikleri Kitap ve Sünnetin ta kendisidir.

Bu kimseler Müçtehid değildir. Alim de değillerdir. İslam, hayat standardı içinde arayış içinde de değildir! Müslümanlar yaşam standardı içinde İslam'ı arasalar, onu kaybettikleri yerde bulacaklar.

Büyük çoğunluk, halk ilimden uzaklaştıkları için, yaldızlı sözlere, aldatıcı ifadelere kanıyor. Bilmiyorlar. Peşine düştükleri kimselerin bilen ve mutluluğa götüren kimseler olduklarını sanıyorlar! Heyhat.

Bu söylediklerimize Kitabı, Sünneti, Ashab ve Tabiini, binlerce alimi şahid olarak gösterebiliriz. Sayfalarca alıntı yapıp İSPAT edebiliriz. Ya siz, kendi zanlarınıza ve beğendiklerinize, (doğrudan) Allah katından bir sened mi aldınız da gözler kapalı, bilmeden, palaspandıras ölüme, son nefese doğru koşup durmaktasınız?!

Anlayan için bir cümle dahi yeter.

Fi emanillah.
 

spesifik

آزادی قید و بند
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
24,869
Tepkime puanı
4,114
Puanları
113
Konum
Hayâlistan/bul
@hirahos kardeşim

Size yunus süresinin 65.ayetini hatırlatarak
şahsımıza alenen yazdıklarınız için teşekkür ediyorum
Böyle bir izlenim verdiğimiz için kusurumuza bakmayın inş...
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
@hirahos kardeşim

Size yunus süresinin 65.ayetini hatırlatarak
şahsımıza alenen yazdıklarınız için teşekkür ediyorum
Böyle bir izlenim verdiğimiz için kusurumuza bakmayın inş...

10- YUNUS 65. Ve la yahzünke kavlühüm* innel ızzete lillahi cemia* hüves semiul alim (65. (Resulüm) Onların (inkarcıların) sözleri seni üzmesin. Çünkü bütün İzzet (ve üstünlük) Allah’ındır. O, işitendir, bilendir.)

Ne demek istediğinizi, tefsirinizi de yazın bakalım da ondan sonra konuşalım.
 

spesifik

آزادی قید و بند
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
24,869
Tepkime puanı
4,114
Puanları
113
Konum
Hayâlistan/bul
Konuşacak bir şey yok,benim okuduğum meali yazayım :
Başkalarının lafları seni üzmesin ,çünki güç ve kuvvet sadece Allah'ındır.O hepsini işitiyor,hepsini biliyor.(elmalılı )
Yargılarınıza hüsnü zan ile bakıyorum,Allah en doğrusunu bilir demek istedim dua ile @hirahos kardeşim
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
O mübarek Ayet-i Kerimeyi (mealini) yazmakla, söylediklerimizi bir kenara atıp kendinizi teselli etmiş mi oldunuz? Maksadınız henüz anlaşılmadı? Ne demek istediğinizi yazmalısınız. Buyrunuz.
 

spesifik

آزادی قید و بند
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
24,869
Tepkime puanı
4,114
Puanları
113
Konum
Hayâlistan/bul
O mübarek Ayet-i Kerimeyi (mealini) yazmakla, söylediklerimizi bir kenara atıp kendinizi teselli etmiş mi oldunuz? Maksadınız henüz anlaşılmadı? Ne demek istediğinizi yazmalısınız. Buyrunuz.

Herkes aynı düşünmek zorunda değil
Ben kendi düşüncelerimi paylaştım
sizin hakkımda ki tüm yargılarınıza da hüsnü zan ediyorum
Münakaşaya lüzum yok,selametle.
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
mesaj silen yöneticiler istemiyoruz büşra :) yazdıklarınızdan dolayı üzüldü bunda anlamayacak ne var hirahos abi :gl

Abim üzüntü var, üzüntü var... Yanlış yapmışım diye üzülmek var; yazdığım tenkid edildi nasıl olur, diye üzülmek var. Eğer yanlış yaptığını düşündüğünden dolayı üzüldüyse tamamdır. O mübarek meali yazmamış kabul edelim.

Fakat öbür türlü, işi hassasiyete döküyorsa Ayet meali yazıp cevap vermek usulünü kimden aldığını söylemeli... Ayetin bize yönelik olduğunu, kendisini teselli ettiğini nasıl anladı? Zanlarıyla mı? İşte İslamoğlu gibileri takip ve takdir edenlerin sonu... Kendi zanlarını din (Kitap ve Sünnet) yerine koymak.
 

türkü

Kıdemli Üye
Katılım
18 Tem 2007
Mesajlar
4,973
Tepkime puanı
975
Puanları
0
kadın duygusallıgı ile incindi ya hu ben bunu hissedebiliyorum. çok açık degil mi? yazabilse agırlıgından ayıkıp ifade buyurur. maksadını sen aşıyorsun gibime geliyor şimdi de..
 

spesifik

آزادی قید و بند
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
24,869
Tepkime puanı
4,114
Puanları
113
Konum
Hayâlistan/bul
Kendi zanlarını din yerine koymak.


Sizinle herhangi bir tanışıklık olmamasına rağmen bu tarz ifadeleriniz hakikaten çok üzdü.
Allah her şeyi biliyor,evet tek tesellimiz serzenişimizi Allah'a havale edebilmek
Çok cüretkar yazıyorsunuz,zannı din haline getirene verilen isim nedir?
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
kadın duygusallıgı ile incindi ya hu ben bunu hissedebiliyorum. çok açık degil mi? yazabilse agırlıgından ayıkıp ifade buyurur. maksadını sen aşıyorsun gibime geliyor şimdi de..

Bu olayın sonu hayır olur inşallah. Biz şahsi hatasından dolayı değil, İslam gayretine dokunacak bir yanlışından dolayı Büşra'ya sitem ediyoruz. Nerde yanlış yaptım ki acaba diye iyice düşünür ve dikkatle incelerse inşallah bu kırgınlığı bizlere duaya dönüşecektir.
 

UBEYDUN

Ordinaryus
Katılım
16 Ara 2006
Mesajlar
2,548
Tepkime puanı
286
Puanları
0
Konum
göçmen
islamoğlunun kimi görüşleri yanlıştır bu sebeble ifşa ediyoruzki kitapları okunmasın vede sohbetleri dinlenmesin demek istiyor hirahos ve aynı anlayışın sakinleri.kendilerinede göre haksızda sayılmazlar.bir başkasıda gelip bize görede sizin kimi alimlerinizin yazdıkları ve sözleri sıkıntılı derse bunların kitapları okunmasın sohbetleri dinlenmesin diye bu minvalde yazılar yazsa kişilerin üzerine tartışmalar açsa nasıl olur.hani olmuyorda değil ya.
ya ne zaman kişlerin üzerinden tartışmaları terkedeceğiz?
 

Hikem

Kıdemli Üye
Katılım
31 Ağu 2009
Mesajlar
6,073
Tepkime puanı
702
Puanları
0
Zannedersem, @büşra hanım, M.İslamoğluna, hakarete karşı, ilmi eleştirilere karşı değil, değilmi Büşra hanım..

Yani, ilmi zaviyeden eleştiriler olursa, mesajlarun silinmemesi gerekir..
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Ubeydun abi, istirham ederim. Derdimiz ve hedefimiz kişiler değildir. Bütün derdimiz itikad, amel ve ahlak... Bunlara aykırı olanların, nerde aykırı kaldıklarını ifade etmek için ancak isimler zikrederiz. Bu tavır, şahıslar üzerinden tartışma olarak nitelenmemeli...

"Kişi sevdiğiyle beraberdir, dünyada da ahirette de...."

"Herkes, takip ettiği önderlerle haşr edilecek, onlarla muamele görecek..."

"Kim kendini hangi kavme benzetirse, o da onlardandır... Onlarla beraber diriltilir, onlarla beraber muamele görür..."

İslam'ın bu ilkelerine itiraz edebilecek Müslüman var mıdır? Yok ise, o zaman neden dikkat etmiyoruz?
 
Üst