Nas ile mezhep çatıştığı zaman

Ubeydullah el-Kerhî’ (v. 340/951):

“Mezhebimizin hükümlerine uymayan her âyet ya te’vil edilmiştir yahut da mensûhtur; her hadîs de böyledir: ya te’vîl edilmiştir yahut da mensûhtur; başka bir hadis ile yürürlükten kaldırılmıştır.” [el-Kerhî, er-Risâle, İst. ts, s. 84.]

Kerhî’nin demek istediği şudur: Nas ile mezhep çatıştığı zaman biz mezhep hükmünü alır, onu uygularız.

[Hayrettin Karaman, İslam Hukuk Tarihi, İst., 2001, İz yayıncılık, s. 236]

Hanefi Alim Kerhi'nin anlattığından şu anlam çıkıyor:

Kur'an ayetleri bire bir uygulanamaz. Ayetlere bakılacak, hüküm çıkarılacak.

Hanefi Alim Kerhi, ''hadisler de böyledir'' dediğine göre...

Günümüzde ''hadisler Kur'an'ın tefsiridir'' diyen kimseler, -Hanefi Alim Kerhi'nin açıklamasına göre-, buz gibi yalan söylemiş oluyorlar.

Kaptan' Alıntı:

Ubeydullah el-Kerhî’ (v. 340/951):

“Mezhebimizin hükümlerine uymayan her âyet ya te’vil edilmiştir yahut da mensûhtur; her hadîs de böyledir: ya te’vîl edilmiştir yahut da mensûhtur; başka bir hadis ile yürürlükten kaldırılmıştır.” [el-Kerhî, er-Risâle, İst. ts, s. 84.]

Kerhî’nin demek istediği şudur: Nas ile mezhep çatıştığı zaman biz mezhep hükmünü alır, onu uygularız.

[Hayrettin Karaman, İslam Hukuk Tarihi, İst., 2001, İz yayıncılık, s. 236]

Genişletmek için tıkla ...

nas ile mezhep çatıştığında mezehebe uyulacaktır diye bir şey mi söylemiş el Kerhi
ya arkadaş bari okuduğunuzu anlayın

Bak kaynak verdik.

Kaptan' Alıntı:

Bak kaynak verdik.

Genişletmek için tıkla ...

ben de onu diyom işte
kaynağı anlamamışsın
alıntı yaptığın o sözü tekrar tekrar okursan
açtığın başlıkla hiç alakası olmadığını görürsün

kerhinin demek istediği o değil
bir daha oku
bir daha oku

Kaptan' Alıntı:

Ubeydullah el-Kerhî’ (v. 340/951):

“Mezhebimizin hükümlerine uymayan her âyet ya te’vil edilmiştir yahut da mensûhtur; her hadîs de böyledir: ya te’vîl edilmiştir yahut da mensûhtur; başka bir hadis ile yürürlükten kaldırılmıştır.” [el-Kerhî, er-Risâle, İst. ts, s. 84.]

Kerhî’nin demek istediği şudur: Nas ile mezhep çatıştığı zaman biz mezhep hükmünü alır, onu uygularız.

[Hayrettin Karaman, İslam Hukuk Tarihi, İst., 2001, İz yayıncılık, s. 236]

Genişletmek için tıkla ...

Kerhi yi tanımadan ne dediğini anlamak mümkün olmaz. Önce linki tıklayıp bi okumakta fayda var.


Akabinde hicretten 340 yıl sonra vefat etmiş birisinden bahs ettiğimize göre yaşadığı dönemi hatırlayıp tedvin ve tasnif dönemlerinin bittiği ve fıkhın sistematik hale geldiği ve bu sebeple nasları anlayacak babayiğitlerin sahabe ve belkide tabiundan kimseyi göremeyecekleri bir döneme tekabul ettikleri gerçeğinden hareketle deriz ki; ilmimizin yetmediği yerlerde ilim sahiplerine tabi olmak daha garantili görünmektedir. Zira herkes istinbat kabiliyetine sahip olamayabilir.

Ubeydullah el-Kerhî'nin bu konuda çıkış noktası farklı diye düşünüyorum. Zannedildiği gibi Kur'an ve hadisleri mezheplerden aşağı görmüyor. Şöyle ki, bir döneme yakın olanlar vahyin kültürel kodlarına yakın olmaları hasebi ile mânânın esasına sonradan gelenlerden daha yakındırlar. Bu durumda belli mezhepler üzerinde ümmet olarak sosyal mutabakat oluşmuşsa sonradan çıkacak iddialar bu mutabakatın içine fitne tohumları ekeceği için zararlıdır. Çünkü islâmda esas olan tevhid inancıdır, lafızların lamı cimi teferruat kalıyor.

Salt Kur'ancılar mezheplere karşı olduklarını söylüyorlar lakin bu tavırlarıyla yeni bir mezhep oluşturduklarının farkında değiller. Çünkü yarın biri gelecek onun dediğine itiraz edecek, öbürsü gün onun, .... bu şekilde her kafadan ses çıkacak, ümmetin mutabakatı bozulacak. Unutulmamalıdır ki huzur ve selâmetin temeli toplumsal mutabakattır. Jan Jak Russo falan okudukça bunları öğrenmiş olduk elhamdülillah! -