Peygamber efendimizin mübarek hanımları, çarşafla örtünmemiştir.

MiHRiMaH

Son gülen... :/
Katılım
6 Ara 2006
Mesajlar
2,752
Tepkime puanı
769
Puanları
0
Konum
İstanbul...
Burada bir tartışma kişisel kin garez yok göründüğü kadarı ile ama bazıları demek ki görünmeyenleri de görüp söylenmiş olmak için söyleniyor... herkes konuyu da konu ile ilgili mesajları da okumuştur ki yazmıştır eminim, bildiğim kadarı ile ne ismailarslan bey ne Ubeydun kardeş ne de portakal kardeş ve diğer kardeşlerin çarşaf ya da herhangi bir örtüye hayır yok olmaz dediklerini ya da diyebileceklerini sanmıyorum....

Ben de öyle birşey yazmadım ki zaten!!!... Böyle yapmak da güzel birşey değil kardeşim... İsim verdik mi?! Vermedik!... Ne bu yaptığın?!... Bu konuyu okuyan ve katılan herkese, ben de kendi düşüncemi yazdım... Sadece buraya yazanlar mı okuyor konuyu?!...
 

zebih

Kıdemli Üye
Katılım
22 Ara 2006
Mesajlar
4,033
Tepkime puanı
100
Puanları
63
Konum
kayseri
hocam bu kadınmı yoksa islam meselesimidir

mesele kadını ilgilendirmesinden ziyade

bu mevzuları erkekler kadınlarla bu rahatlıkta tartıştıklarında kalp rahat durmayabilir. din ile avlanırız veya avlarız konumuna düşebiliriz. ne gerek var...
 

cüneytkaya

Profesör
Katılım
21 Ağu 2007
Mesajlar
1,681
Tepkime puanı
4
Puanları
0
(Suizan etmeyin. Suizan, yanlış karar vermeye sebep olur. İnsanların gizli şeylerini araştırmayın, kusurlarını görmeyin, münakaşa, haset ve düşmanlık etmeyin, birbirinizi kardeş gibi sevin, çekiştirmeyin. Müslüman Müslümanın kardeşidir, ona zulmetmez, yardım eder. Onu, kendinden aşağı görmez.) [Buhari, Müslim]

Zan ile, başkasının kötü olduğunu kabul eden, onu gıybet eder, ona dil uzatır. Onu kötü, kendini iyi bilir. Bu da, helâkine sebep olur. (İhya)
 

yesil

Üye
Katılım
1 Tem 2006
Mesajlar
64
Tepkime puanı
0
Puanları
0
allah razı olsun cüneytkaya....

(Suizan etmeyin. Suizan, yanlış karar vermeye sebep olur. İnsanların gizli şeylerini araştırmayın, kusurlarını görmeyin, münakaşa, haset ve düşmanlık etmeyin, birbirinizi kardeş gibi sevin, çekiştirmeyin. Müslüman Müslümanın kardeşidir, ona zulmetmez, yardım eder. Onu, kendinden aşağı görmez.) [Buhari, Müslim]

Zan ile, başkasının kötü olduğunu kabul eden, onu gıybet eder, ona dil uzatır. Onu kötü, kendini iyi bilir. Bu da, helâkine sebep olur. (İhya)
cevabın çok güzel.kısa ve net.
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
alıntı : usame49
Cilbabın emrediliş sebebi setr-i avret değil, setr-i ziynettir.

Kardeş, Bu cümlenizi açmanız mümkün mü ?
 

elmnightmare

Profesör
Katılım
8 Eyl 2007
Mesajlar
1,734
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Bir de setir Ayet-i kerime'sinde geçen cilbab kelimesinin çarşaf olduğunu ve çarşaftan başkasının örtünme olmadığını söyleyenler var.

Aslında tanınmamak isteyen bir kadın için; eğer onu giymesinde fitne ve fesat kopmayacaksa, hiç şüphesiz ki çarşaf örtülerin en güzelidir.

Şu kadar var ki, setrine riayet eden hanımlar da:

"Habibim! Zevcelerine, kızlarına ve müminlerin kadınlarına (kendilerini baştan aşağı örten) elbiselerden giyinip örtünmelerini söyle..." (Ahzab:59) emr-i şerif'ini yerine getirmişlerdir. Çarşafsız da olsa. Niçin? Örtündükleri için. Setir farzdır, illa çarşaf değil.

Ayet-i kerime'de:

"Ey Ademoğulları! Size utanç yerlerinizi örtecek bir elbise ve bir de süs elbisesi indirdik. Takva elbisesi ise bunlardan daha hayırlıdır." (A'raf:26)

Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz kalb-i şerif'lerine işarete derek:

"Takva buradadır." buyurmuşlardır. (Müslim)

Ayet-i kerime'de ise şöyle buyurulmaktadır:

"Dini Allah'a has kılarak ihlas ile kulluk et." (Zümer:2)

İkincisi:

Allah-u Teala Ayet-i kerime'sinde:

"O gün ki ne mal fayda verir ne de oğullar... Meğer ki Allah'a tamamen salim ve temiz bir kalp ile gelenler ola." buyuruluyor. (Şuara:88-89)

Hadis-i şerif'lerinde ise şöyle buyuruluyor:

"Allah-u Teala sizin kalıbınıza ve suretlerinize değil, kalplerinize bakar." (Müslim)


Takva kalpte olduğuna göre, size ne çarşaftan ne şalvardan sorulmaz. Asıl olan örtüdür. Ancak kalb-i selim ve ihlastan sorulacaksınız.
 

elmnightmare

Profesör
Katılım
8 Eyl 2007
Mesajlar
1,734
Tepkime puanı
8
Puanları
0
"Fitne", nefsin kadına dokunmayı yahut onunla tek kalmayı arzulamasıdır.
Bakmak görmek cezbetmek dikkat çekmek bunlar fitne değil midir?

Ve de yazıyı iyi okuyun çarşaf örtülerin en güzelidir diyor ama setrin riayetlerine uyulursa çarşaf dışında her türlü örtü de tesettürdür...
ÇArşafdan başka setir yokmuş gibi sunanlaradır cevabımız...
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
Tesettür farzdır, tesettürü sağlayan çarşaf veya diğer benzeri giysiler ise hepsi caizdir. Yani, "Kadınlar çarşaf tan başka bir giysiyle tesettüre bürünemezler" denilemez. Bu dayatmadır ve insanın aklına çarşaf üreticileri ile organik bir bağ içinde olmayı çağrıştırır.
 

elmnightmare

Profesör
Katılım
8 Eyl 2007
Mesajlar
1,734
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Kardeş, sen erkekmisin bilmiyorum ama, la haya fiddin, bakmak, görmek ve cezbetmenin sonu nedir acaba? Bir kadına bir erkek ne için bakar, ne için kadın onu cezbeder?

Bu yazının yazarı hem kimse ona deyin, ameller niyetlere göredir, niyetler amellere değil.
Yukarıdaki yazı gayet açıktır.
Çarşaf çok güzel bir örtüdür ama ne yeganedir ne de farzdır...
Tesettürü sağlayan her türlü örtü İslama uygundur....
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
alıntı: usame49
"....rengin fitneyi en az uyandıracak renk olan siyah olduğunu,..."

Kardeş,
Bu işi örtünün rengine kadar vardırdınız !
Yani, madem siyah renk fitneyi en az uyandırıyor veya hiç uyandırmıyor !!!!
Peki ya o zaman kahverengi, mavi ve beyaz renklerdeki çarşaf imali ve kullanımı ne oluyor ?
Bu noktada yanılmış olmayasınız ? Yani, çarşafın rengi hangi mezhebin veya mezheb imamının bir görüşü ?
 

elmnightmare

Profesör
Katılım
8 Eyl 2007
Mesajlar
1,734
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Kadınlar cilbab ile emredilmiştir, bu asırdaki karşılığı çarşaftır. Söylemekten dilimde tüy bitti, siz cilbab gibi örtünebileceğiniz, dikkat edin, giyinmiyorsunuz, kolları yoktur cilbabın, başka bir örtü bulduysanız çarşaf haricinde, buyrun kullanın, ayet sizi menetmez. Amma kalkıpta bu topraklara kılık kıyafet inkilabıyla girmiş mantoda hakiki tesettür-i şer'idir derseniz, Ahzab 59 ayetinden tokadı yersiniz, Allah cilbab ile emretmiş, hadise budur. Ayet muhkemdir, manasının te'vil, tağyir ve tebdili küfürdür.
Ayet muhkemdir peki hani çarşaf ayette...Unutmayın ayette olmayan bir şeyi de kakalamaya çalışırsanız küfre girersiniz.....
Biz gayet Türkçe konuşuyoruz.
ÇArşaf güzel bir örtüdür ama ne yeganedir ne de farzdır...
Tesettürü sağlayan(kadını hakkıyla tesettüre uyduran) her örtü cilbabtır....
Cilbabın anlamını da Cüneyt KAya açıklamıştır....
 

rainbow

Asistan
Katılım
18 Nis 2007
Mesajlar
239
Tepkime puanı
5
Puanları
0
Konum
İstanbul
Feraceler var.. Gördünüzmü bilmiyorum ama çarşaf gibi bol pardesu ve pardesuden çok daha ıyı.. ( benim fikrim bu sadece.. )
 

elmnightmare

Profesör
Katılım
8 Eyl 2007
Mesajlar
1,734
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Ahzab suresinde bildirilen cilbab, erkeğin de, kadının da giydiği bir elbise, bir gömlektir. Zevacir ve Berika’daki, (Haya cilbabını [örtüsünü] çıkaranın [aleyhinde] söz etmek gıybet olmaz.) [Beyheki] ve (Cilbabı [gömleği] haram olan erkeğin namazı kabul olmaz.) [Bezzar] mealindeki hadis-i şeriflerde cilbabın bir örtü olduğu açıkça görülmektedir. Cilbabın dış elbise olduğu tefsirlerde de yazılıdır:

Cilbab, hımarın [tülbentin] üstüne örtülen ve göğse kadar inerek gömleğin ceybini [yakasını] boynu örten baş örtüsü. (Ebüssüud tefsiri)

Cilbab, tek parça örtü. (Celaleyn)
Cilbab, göğse kadar inen baş örtüsü. (Ruh-ul-beyan)
Cilbab, milhafedir. (Beydavi)
Cilbab, hımardan büyük örtü veya vücudunu örten dış elbise. (Kurtubi)
Cilbab, bedeni baştan aşağı örten çarşaf, ferace, çar gibi dış giysi. (Elmalılı)
Cilbab, dışa giyilen örtü. (Tibyan, A.Fikri Yavuz ve Hasan Basri Çantay’ın meali)
Cilbab, milhafe, entari veya hımar. (El-Envar) [Milhafe = dış örtü ki buna ferace de denir.]
Cilbab, feracedir. (Ö. Nasuhi Bilmen tefsiri)

Nur suresinde, (Kadınlar, hımarlarını [başörtülerini] yakalarına örtsünler) buyuruluyor. Eğer cilbab çarşaf demek olsaydı, hımar denmezdi.

Fıkıh kitapları cilbabın dış örtü olduğunu bildiriyor. Bir örnek: Hanıma verilmesi vacip olan nafaka, yemek, kisve ve meskendir. Kisve, hımar ve milhafedir. (Bahr-ür raık)

Tefsir, hadis ve fıkıhta cilbab dış örtüdür. Çarşafa bid’at denmez; çünkü âdetteki değişiklik bid’at olmaz. Şalvar ve pantolon da böyledir.

Çarşaf kelimesi, Farsça çader-şepten [gece örtüsü] bozularak Türkçe’ye girmiştir; tesettür için ev dışında giyilen üstlüktür. Tanzimatta hacca giden İranlılardan alınan çarşaf, önceleri bid’at sayılıp pek tutulmamışsa da, 1870’ten sonra yaygınlaştı. Daha sonra II. Abdülhamid Han, 4 Ramazan 1309 (2 Nisan 1892) tarihli bir emirle çarşafı yasakladı. (Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi)

Yaşmak ile ferace giyilirken, 1872’de Subhi Paşanın Suriye valiliğinden dönüşünde ailesi Suriye’den getirdikleri çarşafla görününce, İstanbul’da çarşaf moda oldu. (Musahibzade Celal, Eski İstanbul Yaşayışı )

1889’dan sonra açık feraceli iki paşa kızına birkaç külhanbeyi laf atıp feracelerini yırtınca, bu defa çarşafa rağbet arttı. Bid’at diyenler de giydi. (Sermed Muhtar Alus, Aylık Ansiklopedisi sayı 36)

1913’te yüz binlerce Balkan muhacirleri İstanbul’a Ortodoks kadınlarının giydiği siyah çarşafı ile gelmişti. Zamanla bu da İstanbul’a yayıldı. Hükümetin zaten uğraşacak hâli yoktu, çarşafa mani olamadı. (M. Zeki Pakalın, Osmanlı Tarih Deyimler sözlüğü)

3 Ekim 1883’te Şeyh-ül-islamın teklifi ve padişahın emriyle ferace dışında bir şey giymek yasaklandı. Daha sonra çarşaf da giyildi. O zamanki çarşaflar farklı idi. (Vakit. 4.10.1883)
KAfamıza göre konuşmuyoruz ve her şey burada.....
Oku yukarıdaki yazı seni yalanlıyor.................
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
usame49 kardeş,
Herhalde sen de bizi anlamıyorsun !
Biz çarşaf giyenlere neden böyle giyiniyorsunuz demiyoruz !
Belki de ne güzel tesettür şeklini bu bayanlar uyguluyor. Dediğimiz odur ki, çarşaf giymeyip tesettüre uyan bayanlar haram mı işliyorlar ?
Yani, bazı ulema cilbab kelimesini --celâbib kelimesinin çoğulu-
a- Gömlek,
b- Kadınlara mahsus bir çeşit geniş elbise, çar'dan küçüktür ve Türkçe’de üstlük diye de tabir edilir.
c- Bazılarına göre çar ki bizim memleketimizde ferace karşılığıdır.
şeklinde anlamlandırmışlardır.
Yani, diyeceğimiz odur ki, Kur’an-ı Kerim’de geçen “Celâbib” kelimesinin örtünme gayesini temine elverişli herhangi bir dış elbise olarak kabul edilmesi uygun olacaktır. Bunlarla birlikte çarşaf en iyi dış elbise olarak kabul edilebilir. Ama çarşaf giymeyip de başka elbiselerle örtünen kadınlar da Allah’ın emrini yerine getirmiş olurlar diye düşünüyoruz ve böyle yorumlar da mevcut ..
Ayrıca kahverengi, mavi ve beyaz çarşaflar hakkındaki sorumuza da cevap vermediniz !
 

((MUHAMMED))

Asistan
Katılım
23 Tem 2007
Mesajlar
382
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Konum
İSTANBUL
Web sitesi
ilahiask.forumzen.com
Selamunaleykum;



عن أبي هريرة قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم
( صنفان من أهل النار لم أرهما قوم معهم سياط كأذناب البقر يضربون بها الناس ونساء كاسيات عاريات مميلات مائلات رؤسهن كأسنمة البخت المائلة لا يدخلن الجنة ولا يجدن ريحها وإن ريحها ليوجد من مسيرة كذا وكذا )
Tercümesi:
Ebu Hureyre (ra)’den, Hz. Peygamber (asv)'in şöyle dediği rivayet edilmiştir:
“Cehennem ehlinden iki sınıf var ki, onları görmedim. (Onlardan biri) ineklerin kuyrukları gibi kamçılarla insanları dövenlerdir. Diğer ikincisi de, giyinik, fakat çıplak olan, kibirlenerek yürüyen, öteki kadınları kendileri gibi olmaya zorlayan ve başları deve hörgücüne benzeyen kadınlardır. Onlar cennete girmeyecekler, onun kokusunu bile alamıyacaklar. Halbuki onun kokusu şu kadar (500 sene) mesafeden hissedilir.”
Müslim

bu konuyu biraz açarsak Ehli sünnet Fıkıh alimlerimizin yukarıdaki hadisi-i şerife dahil olan kadınların Ahzab suresi 59. ayete göre giyinmeyen yani bütün vücudu örtecek geniş ve bol olan cilbabın (ÇARŞAF ,FERACE,CAR,Erzurum Bölgesinde EHRAM gibi elbiseler olduğu) giymeyen bunların dışında giyinen, dar pardesü, pantolon,vucüt hatlarını belli eden elbiseler giyen,baş örtü yerine türban takan boyun kısmını belli eder şekilde başlarını bağlayan,çift kafa gibi yapan deve hörhücü kısmına onlarda dahil oluyorlar,süslenip dikkat çekici elbiseler giyen, daha örnekler çoğaltılabilir bunlarında giyinik çıplaklar olduğunu söylemektedirler.
çünkü kapanınca kadının zayıfmı şişmanmı olduğu belli olmaması gerekmektedir,vücut hatlarının şekli belli olmayacak şekilde kapanması gerekmektedir bunun içindirki bütün ehli sünnet alimleri en güzel kıyafetin çarşaf olduğunu bölgelere göre değişebilen diğer kıyatlerinde ferace,car ve ehram olduğunu bu sayılan elbiselerin Ahzab suresi 59. Ayete en uyğun olduğunu diğerlerinin bu ayetin dışında kaldığını söylemektedirler. En azından pardesü giyiliyorsa bile omuzları ve göğüsleri kapatan büyük bir baş örtü takılması yine bu elbiselere biraz uymaktadır. Çünkü pardesü bile olsa omuzların hatları ve koltuk altlarını belli ettiğinden sakıncalıdır, geniş pardesü ve omuzlardan aşağı sarkmış geniş başörtüsü de olabilir tabiki yine de en güzeli ve en takvası ayete uyan en güzel elbise çarşaftır,sahabe annelerimizin ve osmanlı annelerimizin kıyafetidir

giydiğimiz elbiseler dikkat çekici alacalı renkler olmamalı , örtünmedeki gaye en başta Allah'ın rızası ,yabancı erkekler tarafından rahatsız edilmemek,ve yabancı erkeklerin şehevi bakışlarından korunmaktır kadın Nur süresi 31. Ayeti kerimede de belirtildiği üzere kedisine mahrem olan erkeklerin dışındaki erkeklerle mümkün olduğu kadar zaruret olmadıkça bir arada bulunmaktan sakınmalıdır. Ahzab suresi 31-32-33-34-35 ve 53-55-59 ayetlerde de yine kadınların mahremiyeti ile ilgili ayetler bulunmaktadır , kadının yabancı erkeğe çıkmaması ve zaruret olmadıkça yabancı erkeklerle konuşmaması gibi Kur'an'da Allah c.c. bazen ey peygamber hanımları diye hitab eder fakat bu sadece paygamber hanımları böyle olsun diğer kadınlar yapmasın demek değildir hükümleri emir ve yasaklar bütün mümin kadın ve erkekleredir umumidir.

o yüzden Ahzab suresi 59. ayetin karşılığına en uygun elbiselerin ÇARŞAF,FERACE,CAR ve EHRAM olduğun bütün Ehli Sünnet alimlerince bildirilmiştir. Elmalı-lı Tefsirinde ,Ömer Nasuhi Bilmen ve bir çok ehli sünnet aliminin eserlerinde bu böyledir.


Not: Ayrıca bu ayeti kerimeleri daha iyi anlayabilmek için tefsir okumak şarttır yoksa mealden çok şey anlamak mümkün olmaz

NUR SURESİ
31. Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar; namus ve iffetlerini esirgesinler. Görünen kısımları müstesna olmak üzere, zinetlerini teşhir etmesinler. Baş örtülerini, yakalarının üzerine (kadar) örtsünler. Kocaları, babaları, kocalarının babaları, kendi oğulları, kocalarının oğulları, erkek kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kendi kadınları (mümin kadınlar), ellerinin altında bulunanlar (köleleri), erkeklerden, ailenin kadınına şehvet duymayan hizmetçi vb. tâbi kimseler, yahut henüz kadınların gizli kadınlık hususiyetlerinin farkında olmayan çocuklardan başkasına zinetlerini göstermesinler. Gizlemekte oldukları zinetleri anlaşılsın diye ayaklarını yere vurmasınlar (Dikkatleri üzerine çekecek tarzda yürümesinler). Ey müminler! Hep birden Allah'a tevbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz.



AHZAB SURESİ
31. Sizden kim, Allah'a ve Resûlüne itaat eder ve yararlı iş yaparsa ona mükâfatını iki kat veririz. Ve ona (cennette) bol rızık hazırlamışızdır.

32. Ey Peygamber hanımları! Siz, kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz. Eğer (Allah'tan) korkuyorsanız, (yabancı erkeklere karşı) çekici bir eda ile konuşmayın; sonra kalbinde hastalık bulunan kimse ümide kapılır. Güzel söz söyleyin.

33. Evlerinizde oturun, eski cahiliye âdetinde olduğu gibi açılıp saçılmayın. Namazı kılın, zekâtı verin, Allah'a ve Resûlüne itaat edin. Ey Ehl-i Beyt! Allah sizden, sadece günahı gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor.

34. Evlerinizde okunan Allah'ın âyetlerini ve hikmeti hatırlayın. Şüphesiz Allah, her şeyin iç yüzünü bilendir ve her şeyden haberi olandır.

35. Müslüman erkekler ve müslüman kadınlar, mümin erkekler ve mümin kadınlar, taata devam eden erkekler ve taata devam eden kadınlar, doğru erkekler ve doğru kadınlar, sabreden erkekler ve sabreden kadınlar, mütevazi erkekler ve mütevazi kadınlar, sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar, ırzlarını koruyan erkekler ve (ırzlarını) koruyan kadınlar, Allah'ı çok zikreden erkekler ve zikreden kadınlar var ya; işte Allah, bunlar için bir mağfiret ve büyük bir mükâfat hazırlamıştır.

36. Allah ve Resûlü bir işe hüküm verdiği zaman, inanmış bir erkek ve kadına o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Her kim Allah ve Resûlüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.

53. Ey iman edenler! Siz zamanını gözetlemeksizin, bir yemeğe davet edilmedikçe, Peygamber'in evlerine girmeyin. Ancak davet edildiğiniz vakit girin. Yemeği yediğinizde hemen dağılın, sohbete dalmayın. Çünkü bu hareketiniz Peygamber'i üzmekte, fakat o (size bunu söylemekten) utanmaktadır. Ama Allah, hakkı söylemekten çekinmez. Peygamber'in hanımlarından bir şey istediğiniz zaman perde arkasından isteyin. Bu, hem sizin kalpleriniz, hem de onların kalpleri için daha temiz bir davranıştır. Sizin Allah'ın Resûlünü üzmeniz ve kendisinden sonra onun hanımlarını nikâhlamanız asla caiz olamaz. Çünkü bu, Allah katında büyük (bir günah) tır.

55. Onlara (Peygamber'in hanımlarına), babaları, oğulları, kardeşleri, kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kadınları (mümin kadınlar) ve ellerinin altında bulunan câriyelerinden dolayı bir günah yoktur. (Ey Peygamber hanımları!) Allah'tan korkun; şüphesiz Allah, her şeye şahittir.

59. Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına (bir ihtiyaç için dışarı çıktıkları zaman) dış örtülerini üstlerine almalarını söyle. Onların tanınması ve incitilmemesi için en elverişli olan budur. Allah bağışlayandır, esirgeyendir.
 
Üst