RedveKabul ile Röportaj

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir


Aramızdaki demokrasi savunucuları bu noktaları görürler bir gün İnşaallah. Bu konular maalesef üstü geçiştirilen veya hafife alınan konular. Ama şurası kesin bir gerçek ki çok tehlikeli mecrâlar. Kimse kızgın güneşin altında kilolarca kayanın altında ezilerek bu tür kabullere zorlanmıyor. Düşüncelerimizle fiillerimiz çelişiyorsa en azından dolaylı bir nifak alametidir. Yok düşüncelerimiz de fiillerimiz gibiyse durum daha da vahim. İçki satışını serbest kılan , domuz etini kasaplık hayvan statüsüne alıp satışını normalleştiren , zinayı karşılıklı anlaşma yoluyla yapıldığı vakit câiz gören devlet için dua etmek İslam'ın neresinde var. Bu apaçık "Ya Rabbi devletin senin hükmüne muhalefet anlamında yaptıkları yetmedi biraz daha ver. Küfür ameliyelerinin devamını nasib eyle" diye dua etmek değildir de nedir? Aramızda böyle bir duaya câizdir diyebilen var mı? Bu düpedüz başımızdaki belalar az geliyor deyip bela istemekten başka bir şey değildir.

Çok güzel bir açıklama. Bu noktada şunu öğrenmek istiyorum, cehalet özrü kapanmış mıdır yoksa kapanmamış mıdır? Alimlerimiz bu konuda ittifak halinde midir?

Yani Taifte taş atanlara dua eden Peygamberimiz onlar için Ya Rabbi bilmiyorlar demiş.

Bu devirde camilerde abdest almayı bilmeyen bile var. Onlara imamlar bu meseleleri anlatmıyorlar. İmamlar cuma nammzlarında sadece iyi insan olmaktan, ahlaklı olmaktan vs. bahsediyor.
 

cahid

Kıdemli Üye
Katılım
18 Ağu 2009
Mesajlar
6,069
Tepkime puanı
1,417
Puanları
113
Konum
Muamma...!
Çok güzel bir açıklama. Bu noktada şunu öğrenmek istiyorum, cehalet özrü kapanmış mıdır yoksa kapanmamış mıdır? Alimlerimiz bu konuda ittifak halinde midir?

Yani Taifte taş atanlara dua eden Peygamberimiz onlar için Ya Rabbi bilmiyorlar demiş.

Bu devirde camilerde abdest almayı bilmeyen bile var. Onlara imamlar bu meseleleri anlatmıyorlar. İmamlar cuma nammzlarında sadece iyi insan olmaktan, ahlaklı olmaktan vs. bahsediyor.

Şahsi düşüncem cehalet özrü dünyanın ücra köşelerinde kendisine tebliğ ulaşmayan kişiler için vardır. Şehrin ortasında bu kadar iletişim aracının içinde yaşayan bir insan için cehalet mazeret olarak kabul edilemez. Allah (c.c.) insanlara verdiği akılla , onları doğruyu aramakla mükellef kılmıştır.
 

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
@RedveKabul görüyorum ki siz de itikada çok önem veriyorsunuz. Zerre sapmayı kabul etmiyorsunuz. En kısa zamanda sizden ehli sünnet itikadını maddeler halinde yazmanızı bekliyorum. Ya da hali hazırda benim itikadım aynı şu alimin kitabındaki gibidir diyebileceğiniz bir örneğiniz var mı?

Allah Şirk'i asla affetmeyeceğini söylüyor elbette itikad önemlidir. Allah Resulü Mekke'de 13 yıl boyunca sadece Tevhidi anlattı, bunun bir önemi olmalı değil mi?

Neden Ehl-i Sünnet kaydı getiriyorsun lafons? İtikad yani inanılması gereken hususlarda şuna göre buna göre diye bir ayrıma gidilebilir mi? Sana göre ehl-i sünnet itikadı bir başkasına göre selefi akidesi, bir başkasına göre de bilmem ne akidesi. Daha önce bunları konuştuk seninle sayısını unuttum.

İtikad edilmesi gereken hususların konusu sadece Kuran'dır. Eğer hadisler de (mütevatır-ahad) itikadın konusu dersen bu sefer itikadı birinin kabul diğerinin reddedebildiği kaygan bir zemine taşımız olursun. Bundandır ki bir sürü itikadi ekoller çıkmıştır. Halbuki bütün Müslümanların ittifak ettiği husus, içerisinde hiç bir çelişki ve şüphenin bulunmadığı ve herkesin şeksiz kabul ettiği tek kitabın Kuran olduğudur. İtikadda da şüpheye ve zanna asla yer olmadığı kabul edilirse söyler misin Kuran dışında başka kitapların da şüphesiz doğru ve mutlak olduğunu nasıl iddia edebiliriz? Eğer hadislerin de Kuran gibi korunduğunu iddia edeceksen hadis usulünün varlığını nasıl kabul edeceğiz? Zira bu dahi hadislere yalan karıştığının en büyük delilidir. Ha sahih olan ile olmayan ayıklanmıştır diyeceksin, pekala ayıklayanlar Peygamber miydi? Allah tarafından onlara böyle bir görev mi tevdi edildi? Hata etmiş olamazlar mı? Olamaz dersen Allah'ın "haydi bir benzerini getirin" meydan okumasına zımmen "işte benzeri" şeklinde cevap vermiş olursun aynı yahudi ve hıristiyanların yaptığı gibi. Onlar da kitabın yanında kitaplar eklemek suretiyle kitaplarını tahrif etmişlerdi.

Biz hadisler üzerinden şüphe tohumları ekmeye çalışmıyoruz. Hadisleri daha doğrusu Peygamberin sahih sünneti kabul ediyor ve bunun da imanı bir konu olduğunu reddin ise küfür olduğunu ama asla itikadın konusu olamayacağını söylüyoruz. Peygamberimize de imanı "Sen kitap nedir iman nedir bilmezdin ey Muhahmed", "seni yolunu şaşırmış halde bulmadık mı" diyen Rabbimiz öğretmiştir. Onun içindir ki Peygamber dahi itikad edilecek hususlar konusunda Kuran'ın dışında yeni hükümler getiremez ve getirememiştir. Eğer getirdi diye iddia edenler varsa vallahi Allah ve Peygamber tasavvurunda bir sorunu var demektir. Allah ve Peyganberi kafalarında doğru düzgün konumlandıramamış demektir.

Neyse benim misafirim geldi bana müsaade.
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
Allah Şirk'i asla affetmeyeceğini söylüyor elbette itikad önemlidir. Allah Resulü Mekke'de 13 yıl boyunca sadece Tevhidi anlattı, bunun bir önemi olmalı değil mi?

Neden Ehl-i Sünnet kaydı getiriyorsun lafons? İtikad yani inanılması gereken hususlarda şuna göre buna göre diye bir ayrıma gidilebilir mi? Sana göre ehl-i sünnet itikadı bir başkasına göre selefi akidesi, bir başkasına göre de bilmem ne akidesi. Daha önce bunları konuştuk seninle sayısını unuttum.

İtikad edilmesi gereken hususların konusu sadece Kuran'dır. Eğer hadisler de (mütevatır-ahad) itikadın konusu dersen bu sefer itikadı birinin kabul diğerinin reddedebildiği kaygan bir zemine taşımız olursun. Bundandır ki bir sürü itikadi ekoller çıkmıştır. Halbuki bütün Müslümanların ittifak ettiği husus, içerisinde hiç bir çelişki ve şüphenin bulunmadığı ve herkesin şeksiz kabul ettiği tek kitabın Kuran olduğudur. İtikadda da şüpheye ve zanna asla yer olmadığı kabul edilirse söyler misin Kuran dışında başka kitapların da şüphesiz doğru ve mutlak olduğunu nasıl iddia edebiliriz? Eğer hadislerin de Kuran gibi korunduğunu iddia edeceksen hadis usulünün varlığını nasıl kabul edeceğiz? Zira bu dahi hadislere yalan karıştığının en büyük delilidir. Ha sahih olan ile olmayan ayıklanmıştır diyeceksin, pekala ayıklayanlar Peygamber miydi? Allah tarafından onlara böyle bir görev mi tevdi edildi? Hata etmiş olamazlar mı? Olamaz dersen Allah'ın "haydi bir benzerini getirin" meydan okumasına zımmen "işte benzeri" şeklinde cevap vermiş olursun aynı yahudi ve hıristiyanların yaptığı gibi. Onlar da kitabın yanında kitaplar eklemek suretiyle kitaplarını tahrif etmişlerdi.

Biz hadisler üzerinden şüphe tohumları ekmeye çalışmıyoruz. Hadisleri daha doğrusu Peygamberin sahih sünneti kabul ediyor ve bunun da imanı bir konu olduğunu reddin ise küfür olduğunu ama asla itikadın konusu olamayacağını söylüyoruz. Peygamberimize de imanı "Sen kitap nedir iman nedir bilmezdin ey Muhahmed", "seni yolunu şaşırmış halde bulmadık mı" diyen Rabbimiz öğretmiştir. Onun içindir ki Peygamber dahi itikad edilecek hususlar konusunda Kuran'ın dışında yeni hükümler getiremez ve getirememiştir. Eğer getirdi diye iddia edenler varsa vallahi Allah ve Peygamber tasavvurunda bir sorunu var demektir. Allah ve Peyganberi kafalarında doğru düzgün konumlandıramamış demektir.

Neyse benim misafirim geldi bana müsaade.

Aslında soruyu yanlış sordum, kusura bakma, sorumu şöyle düzeltiyor ve senden müsait olduğunda cevap bekliyorum:

@RedveKabul görüyorum ki siz de itikada çok önem veriyorsunuz. Zerre sapmayı kabul etmiyorsunuz. En kısa zamanda sizden İSLAM itikadını maddeler halinde yazmanızı bekliyorum. Ya da hali hazırda benim itikadım aynı şu alimin kitabındaki gibidir diyebileceğiniz bir örneğiniz var mı?
 

cahid

Kıdemli Üye
Katılım
18 Ağu 2009
Mesajlar
6,069
Tepkime puanı
1,417
Puanları
113
Konum
Muamma...!
@cihad38 kardeşim söylediğiniz mesele ihtilaflıdır. Bu söyleme göre Peygamberlerin (aleyhimüsselam) gönderilmelerine gerek yoktu denilebilir mi o vakit? Ya da filozoflar insanların en üstünleri midir? Tebliğdir insanı mükellef kılan. Ve akıldır tebliği anlama kabiliyeti ile donatılan..
 

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun


Aramızdaki demokrasi savunucuları bu noktaları görürler bir gün İnşaallah. Bu konular maalesef üstü geçiştirilen veya hafife alınan konular. Ama şurası kesin bir gerçek ki çok tehlikeli mecrâlar. Kimse kızgın güneşin altında kilolarca kayanın altında ezilerek bu tür kabullere zorlanmıyor. Düşüncelerimizle fiillerimiz çelişiyorsa en azından dolaylı bir nifak alametidir. Yok düşüncelerimiz de fiillerimiz gibiyse durum daha da vahim. İçki satışını serbest kılan , domuz etini kasaplık hayvan statüsüne alıp satışını normalleştiren , zinayı karşılıklı anlaşma yoluyla yapıldığı vakit câiz gören devlet için dua etmek İslam'ın neresinde var. Bu apaçık "Ya Rabbi devletin senin hükmüne muhalefet anlamında yaptıkları yetmedi biraz daha ver. Küfür ameliyelerinin devamını nasib eyle" diye dua etmek değildir de nedir? Aramızda böyle bir duaya câizdir diyebilen var mı? Bu düpedüz başımızdaki belalar az geliyor deyip bela istemekten başka bir şey değildir.

Ben lafı uzattıkça uzatıyorum maalesef. Bu mesele ancak bu kadar kısa, net ve nefis açıklanabilirdi, Allah razı olsun.




Şahsi düşüncem cehalet özrü dünyanın ücra köşelerinde kendisine tebliğ ulaşmayan kişiler için vardır. Şehrin ortasında bu kadar iletişim aracının içinde yaşayan bir insan için cehalet mazeret olarak kabul edilemez. Allah (c.c.) insanlara verdiği akılla , onları doğruyu aramakla mükellef kılmıştır.

Aynen katılıyorum sevgili abim.
 

Verda

Gales
Katılım
9 Nis 2010
Mesajlar
10,917
Tepkime puanı
1,010
Puanları
0
Sevgili Red bizimle röportaj yapmayı kabul ettiğin için teşekkür ederiz..
 

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
Sevgili Red bizimle röportaj yapmayı kabul ettiğiniz için teşekkür ederim..

Rica ederim Verda Naz kardeşim asıl beni layık gördüğünüz için ben size ve katılımcı olan veya olmayan herkese teşekkür ediyorum. Röportajdan ziyade her zaman ki gibi biraz karşılıklı atışmalara döndüyse de olsun böyle oldu ne yapalım.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst