Reenkarnasyon, Tekrar Yaratılma Kur'an da Var mıdır?

halukgta

Asistan
Katılım
16 Ara 2011
Mesajlar
334
Tepkime puanı
11
Puanları
0
Bu yazımda sizleri, düşünmeye davet etmek istediğim konu, reenkarnasyon (ruh göçü) yani başka bir bedende, tekrar dünyaya gelme konusu olacaktır. Bu konuda tıpkı ruh, kader konusu gibi, ana başlıkları Kur’an da verilmiş ama detaya girilmemiş konulardandır. Onun içinde Kur’an merkezli, ayetler üzerinde düşünmediğimiz takdirde, doğru bir sonuca ulaşmamız çok zor olacaktır.


Kur’an da birçok ayette, öldükten ve hesabın görüleceği o çetin gün gelip çattıktan sonra, geri dönüp yaptıkları yanlışları düzeltme imkânının olamayacağını, onun içinde gönderilen kitaba, uyarılara bu günden uymamız gerektiği, birçok ayette anlatılır.


Secde 12:Ey Muhammed! Günahkârların, Rablerinin huzurunda başları öne eğilmiş olarak: "Ey Rabbimiz! Gördük ve dinledik, ŞİMDİ BİZİ GERİ ÇEVİR DE SALİH BİR AMEL İŞLEYELİM, çünkü biz artık kesin bir şekilde inanıyoruz." derlerken bir görsen! (Elmalı Hamdi meali)


Buna benzer birçok ayet vardır ki, her şey ortaya döküldüğünde, yani mahşer günü, hesabın görüleceği o çetin gün, asla geri dönerek yaptıklarımızı telafi etme şansımızın olmayacağını anlıyoruz. Allah hepimizi bu dünyaya imtihan için gönderdiğini söyler.


EĞER BİZLER BU DÜNYADA, İMTİHANIMIZI VEREBİLECEĞİMİZ ZAMAN KADAR KALDIYSAK, TEKRAR GERİ DÖNÜŞ HAKKIMIZIN OLABİLECEĞİNİ DÜŞÜNMEMİZ, ÇOK ADALETSİZ OLURDU. Şöyle düşünün lütfen, Üniversite imtihanına gerekli zaman verildiği halde çalışmıyorsunuz ve imtihana giriyorsunuz, imtihan bitiminde pişman olup, tekrar bana zaman tanıyın dersime çalışayım, tekrar imtihana gireyim diyorsunuz demekle aynıdır. Her şey zamanında ve eşit koşullarda yapıldığında değer kazanır, bunu unutmamalıyız.


BU DÜŞÜNCEDEN YOLA ÇIKARAK, İMTİHANINI VEREBİLECEK, TAMAMLAYABİLECEK GEREKLİ BİR ZAMANI, BU DÜNYADA BULAMAYANLAR İÇİN DURUM NASILDIR? Acaba Allah herkese, gerçekleri görebileceği, imtihanını verebileceği, bir zamanı veriyor mu bu dünyada? Gelin bu konuya cevap arayalım Kur’an dan.


Fatır 37: Onlar, orada şöyle feryat ederler: "Ey Rabbimiz! Bizleri çıkar, yapa geldiklerimizden başka salih bir amel yapalım." (Onlara): "SİZE DÜŞÜNECEK OLANIN DÜŞÜNECEĞİ KADAR BİR ÖMÜR VERMEDİK Mİ? Hem size uyarıcı da gelmişti. O halde azabı tadın. Çünkü zalimleri kurtaracak yoktur." (denir). (Elmalı Hamdi meali)


Bakın ayet çok açık, bir bilgi veriyor bizlere ve diyor ki, SİZLERE İMTİHAN OLABİLECEĞİNİZ ZAMANI MUTLAKA VERİYORUZ. Bu satırları okuduğunuzda, hemen bir soru geldi aklınıza eminim. Küçük yaşta, genç yaşta erken ölenlerin durumu ne olacak? Şöyle diyebilir miyiz? Onlar imtihanları için gereken zaman bulamadıkları için, direk cennete gidecek?


Bu sözleri söylememizin, mümkün olamayacağı açıktır. Bunu düşünmek, imtihan olmanın kurallarına ters düştüğü gibi, adaletlide olmaz. Peki, bu durumda onların durumu ne olacak? Bu sorumuza Fatır suresi 37. ayet cevap veriyor. Ayette Allah ın açıkça söylediklerini hatırlayarak, BU DURUMDA OLANLARI RABBİMİZ, MUTLAKA GERİ DÖNDÜREREK, İMTİHANLARI İÇİN GEREKEN VAKTİ, ZAMANI TANIYACAKLARINA İNANMAMIZ ÇOK DAHA MANTIKLI OLUR. Allah bu konularda da örneklerini, Kur’an da veriyor ve gerektiğinde bizleri tekrar dünyaya getirebileceğini, bakın nasıl anlatıyor.


Vakıa 60,61: Sizin yerinize benzerlerinizi getirmek ve SİZİ BİLEMEYECEĞİNİZ BİR ŞEKİLDE YENİDEN YARATMAK ÜZERE ARANIZDA ÖLÜMÜ BİZ TAKDİR ETTİK. (Bu konuda) bizim önümüze geçilmez.(Diyanet meali)


Bakara 28: Siz cansız (henüz yok) iken sizi dirilten (dünyaya getiren) Allah’ı nasıl inkâr ediyorsunuz? SONRA SİZLERİ ÖLDÜRECEK, SONRA YİNE DİRİLTECEKTİR. EN SONUNDA O’NA DÖNDÜRÜLECEKSİNİZ. (Diyanet meali)


Enam 133: Rabbin her bakımdan sınırsız zengindir, rahmet sahibidir. SİZİ BAŞKA BİR KAVMİN SOYUNDAN GETİRDİĞİ GİBİ, dilerse sizi giderir (yok eder) ve sizden sonra da yerinize dilediğini getirir. (Diyanet meali)


Rum 11: Allah yaratmayı ilkin yapar, SONRA DA ÇEVİRİR ONU YENİDEN YAPAR; SONRA HEP DÖNDÜRÜLÜP O'NA GÖTÜRÜLECEKSİNİZ.(Elmalı Hamdi meali)


Bu ayetlere benzer birçok ayet vardır ve biz istediğimizi tekrar yaratırız, tekrar dünyaya getirme gücüne sahibiz der. Ayetlerden şunu anlıyoruz. Allah istediğini öldürüp, tekrar yaratarak, bir başka bedende, toplumda dünyaya getirebilir. Dikkat ederseniz birden fazla ölüm ve yaradılıştan bahsederek, EN SONUNDA ALLAH A DÖNDÜRÜLECEĞİMİZ, ÖZELLİKLE VURGULANIYOR.


Tekrar dünyaya gelmenin, mümkün olmadığını savunanların verdikleri, örnek ayetlere bakalım şimdi de.


Duhan 56: Onlar orada ilk ölümden başka bir ölüm tatmazlar. Allah onları cehennem azabından korumuştur. (Elmalı Hamdi meali)


Dikkat ederseniz bu ayette, hesap görülmüş tüm gerçekler ortaya dökülmüş ve gerçek iman edenlerin saflarında yer alan, Allah ın vaat ettiği cennetine gidenlerden bahsediliyor. Burada bahsedilen, daha önce yaşadığı ölümü, burada artık yaşamayacakları, YANİ CENNETTE ÖLÜMSÜZLÜĞE ULAŞTIKLARI ANLATILIYOR.


Müminun 99–100: Nihayet onlardan (müşriklerden) birine ölüm gelip çattığında: "RABBİM! DER, BENİ GERİ GÖNDER;" "Ta ki boşa geçirdiğim dünyada iyi iş (ve hareketler) yapayım." HAYIR! ONUN SÖYLEDİĞİ BU SÖZ (BOŞ) LAFTAN İBARETTİR. ONLARIN GERİSİNDE İSE, YENİDEN DİRİLECEKLERİ GÜNE KADAR (SÜREN) BİR BERZAH VARDIR. (Diyanet vakfı meali)


Dikkat ederseniz yukarıdaki ayette, Allah ın emirlerini görmezden gelerek yaşamış, hayatını boşa geçirmiş, ölüm gelip çattığında pişman olarak, tekrar yaşamak isteyenlerin örneğinden bahsediliyor. Allah da bu isteklerin asla kabul edilemeyeceği, onlara tekrar şans tanınmayacağı söylendikten sonra, bu insanların tekrar dirilene kadar, aralarında berzah yani bir ENGEL olacaktır diyor. Yani geri dönemeyeceklerin, VERİLEN ZAMANINI GEREKTİĞİ GİBİ, DEĞERLENDİREMEYENLER OLDUĞU ANLAŞILIYOR.


İmtihan için bu dünyada, gerekli zamanı bulamayıp erken ölenler, geri dönüşlerinde hiçbir şeyin farkında olamıyorlar. Buda imtihan olmanın bir gerçeğidir. Dikkat ederseniz bu ayette, imtihan için gereken zamanı bulan, ama vaktini boşa harcayanlardan bahsederek, onların geri dönmelerini engelleyecek, aralarında berzah yani engel vardır diyor. DEMEK Kİ BU ENGEL HERKES İÇİN YOK.


Buradan da şunu, daha açık anlıyoruz. ALLAH KULUNA GEREKTİĞİ ÖLÇÜDE BİR ZAMAN VERDİYSE BU HAYATTA, ONUN İÇİN GERİ DÖNÜŞ SÖZ KONUSU DEĞİLDİR. Ama imtihanını tamamlayamadan erken öldüyse, Rabbimiz ona mutlaka bir hak daha vereceğini, ayetlerden ben anlıyorum, hatam varsa Rabbim affetsin.


Bu konuyu hiçbir etki altında kalmadan, çok basit bir mantık yürüterek anlamak istiyorsak, lütfen şunu unutmayınız. Allah, bizlerin hesap edemeyeceği kadar adaletlidir, şefkatlidir. Yaradan kullarına eşit zaman vermeden, aynı koşulları sağlamadan, asla imtihan etmez. Bu dünyada imtihanı için, gerekli zamanı bulamayanları Allah, tekrar bir şans daha verip, dünyaya getirecek ve onları da, aynı şartlarda imtihan edecektir. Ben Kur’an dan aldığım bilgiler ışığında, buna inanıyorum.


Ülkemizde ve dünyada bu konu ile ilgili, birçok haberler duymuşsunuzdur. Daha önce yaşadığını ve tekrar dünyaya geldiğini en ince detayına kadar, örnekler vererek anlatırlar. Ama hatırladıkları, bu dünya ile ilgili sınırlı bilgilerdir bunu unutmayalım.


Hatta aileleri ile buluşur, kendi aralarında daha önce yaşadıklarını, ayrıntılarıyla bir birlerine anlatırlar. Bu gerçekleri apaçık gördüğümüz halde, hala bizlerin inancında yoktur dersek, gerçeklere gözlerimizi yummuş, batılın ve yanlış bilgilerin esiri olmuşuz demektir. Allah çok olmasa da bazı kişilerin, tekrar dünyaya gelmesini hatırlamalarına izin veriyor. Bunun bizlere anlatmaya çalıştığı, çok önemli dersler olduğuna inanıyorum. HAYATIMIZDA YAŞANAN CANLI BİR ÖRNEK VARSA, O KUR’AN IN GERÇEKLERİDİR. Lütfen bunu göz ardı etmeyelim, anlamaya çalışalım.


Ben Kur’an bütünlüğünde düşündüğümde, bunları anladım. Yazdıklarım benim imtihanımdır, yalnız beni bağlar. Sizlere düşen aynı hassasiyetle, yalnız Kur’an ı rehber edinerek, konuyu anlamaya çalışmak olmalıdır.




Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK
http://hakyolkuran.com/
 

ihvanistanbul

AkhenAton
Katılım
4 Eki 2009
Mesajlar
7,654
Tepkime puanı
2,337
Puanları
113
Konum
istanbul
Arkadaş dünyada ki sınavı össyle karıştırmış herhalde.

Herkes eşit süreye sahip değil. Kardeş senin kafan karışmış git bi eline yüzüne su çal.
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
Arkadaş dünyada ki sınavı össyle karıştırmış herhalde.

Herkes eşit süreye sahip değil. Kardeş senin kafan karışmış git bi eline yüzüne su çal.

Bu kafa karışıklığının sebebi Allah'ın adaletinin ne olduğunu bilmemekten kaynaklanıyor.

Belki şimdi yazacağım cümle senin bile kafanı karıştıracak ama söylemek lazzım:


Allah bütün yarattığı mahlukatı cehenneme atsa bu O'nun adaletidir. Çünkü hiçbirimiz layıkıyla Allah'a ibadet edemiyoruz. Bize verilen el, göz, kulak gibi nimetlerin sadece birtanesinin bile karşılığı olamaz yaptığımız ibadetler.


Allah kimi cennete alırsa bu O'nun lütfudur.

Sözlerimi anlayanlara ve anlayıp da sindirenlere ne mutlu.

Son söz Rabbimizin:

Allah kimi doğru yola eriştirmek isterse onun gönlünü de İslam'a açar. Kimi de sapıklığa düşürmek isterse onun da gönlünü adeta göğe yükseliyormuş gibi dar ve sıkıntılı eyler. İşte Allah iman etmeyenlerin üstüne böyle murdarlık bırakır.
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
Ha bazen ateistler şöyle der, bana mı sordu yaratırken?

İşte burda: " O yaptığından sorulmaz." ayeti devreye girer.
 

Verda

Gales
Katılım
9 Nis 2010
Mesajlar
10,917
Tepkime puanı
1,010
Puanları
0
Ayetler pek destekleyici görünmese de tartışılmaya değer ilginç bir bakış açısı. Size düşünebileceğiniz kadar vakit vermedik mi? derken beraberinde gönderilen bir peygamber ortamından bahsediliyor yani hak ve batıl daha belirgin çizgilerle ayrılmasına mukabil kabul edilmeyen, düşünülemeyen gerçek, bunu daha evrensel planda ele alırsak peygambere tabi olmuş birinin "size bir uyarıcı göndermedikçe helak etmeyiz" sözünde geçen insanların farkındalığı/görebildiği kıyası nispetinde ve dahi farkındalığı hiç yakalayamamış cehennemin en altında olması ile uyarılan münafıkların varlığı......
 

Dut_agaci

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
7,219
Tepkime puanı
330
Puanları
0
Web sitesi
www.Menzil.Net
Adams bu konuda daha önce derin düşünmüştür.

Tekrar düşünmeyi gerektirmez
 

efonaltı

Kısıtlı Erişim
Katılım
13 May 2015
Mesajlar
703
Tepkime puanı
18
Puanları
0
Yaş
44
Konum
almanya
reenkarnasyon yeniden dirlmek değil.Ruhun başka bir bedende tekrar can bulması.
elimize delil olmadığı için red ediyoruz..
 

garip70

Ordinaryus
Katılım
30 Kas 2009
Mesajlar
2,779
Tepkime puanı
309
Puanları
0
Her insanın üzerinde yaşayan bedensiz varlıklar(cin) bulunur. Onların ömrü insana göre daha uzun olduğu için, insan öldükten sonra kendine yeni bir beden arar. Yeni girdiği bedenin asıl sahibine önceki hayatıyla ilgili telkin verebilir. O insan da daha önce başka bir bedende yaşadığını sanır. Bazı insanlar bu olaya reenkarnasyon adı verebilirler.

Ama şu bilinmelidir ki, Azrail bir canı vücuttan çıkardıktan sonra ölüm olayı gerçekleşmiştir. Geri dönüş olmaz. Ama cin ölmüyor bakın.

Ha Azrail bir insana ruh nakli yapacak da değildir. Ölenin ruhunu alıp bir başkasının bedenine koymaz. Her beden özeldir. Her bedenin şahsına münhasır bir ruhu vardır.

Ama insanlar adam daha ölmeden ruh(ruh beyine bağlı olduğu için, beyin nakli ile) nakli yapabilirler. Beyin nakli ile ruh beden değiştirebilir. Tıp ilmi bugün bu konu üzerinde kafa yoruyor. Yaparlarsa şaşmam.

Ama ölümden sonra ikinci bir şans verileceği imkansızdır. Geri dönüşlerin olmayacağını belirten ayetler var.

Ha.... Genç ve çocuklar için durum nasıl olur.

Genç yaşta ölenlerin durumunu en iyi Allah bilir. Ama biz bu dünyada sadece ne haltlar ettiğimizi görüyoruz hepsi bu. Elimiz de kolumuzda şahit. Biz de bu kendimize şahidiz.

Çocuk yaşta ölenler, eğer 1000 yıl yaşa da nasıl bir hayat süreceği Allah'ın bilgisi dahilinde... Yani Allah biliyor. Nasıl muamele edeceğini de O bilir.

Yani uzun lafın kısası, acaba geri döner miyim diye kimse heveslenmesin.
 

Hakperest

Kıdemli Üye
Katılım
13 May 2013
Mesajlar
10,139
Tepkime puanı
3,184
Puanları
113
Konum
:::::YerKüre:::::
"imtihana vakit bulamadı diye tekrar dünyaya gelmesi" inancı, şirk öğesi barındırır;
ilahi kudreti sorgulama anlamı taşır.

Allah cc dileseydi herkesi aynı koşullarda imtihan edebilirdi
ki aynı olma ihtimali de var
herkes benzer bir evren ile imtihan ediliyor olabilir
ama dediğim gibi
Allah cc acziyet izefe edecek anlayış sakıncalıdır, şirk tehlikesi barırındırır

Allah cc dilediği şekilde imtihan eder
 

Mugalata

Kıdemli Üye
Katılım
10 Mar 2014
Mesajlar
4,252
Tepkime puanı
146
Puanları
0
Konum
izmir
ruh göçü, reenkarnasyon güçlü bir ihtimal. kuran'da da bu konuya işaret eden ayetler var. ayrıca dünyaya pek çok kez gelmenin mantıklı bir yanı da var. çeşitli defalar gelerek gelişmek, tekamül etmek ve olgunlaşmak söz konusu olabiliyor. çocuk yaşta ölenler için de adalet sağlanabiliyor tekrar doğuş durumunda.

internette bu konuda epeyce bilgi de var. ruhlarla(?) yapılan seanslarda anlatılanlar da bu iddiayı destekliyor.
 

Aleviyyun

İhvan Forum Üye
Katılım
17 Tem 2018
Mesajlar
276
Tepkime puanı
39
Puanları
0
REENKARNASYON
(Tekrar Bedenleşme, Yeniden doğuş)


Son zamanlarda insanoğlunun Dünya’ya tekrar gelmesi ve bu hayattan önce başka bir hayatta yaşamış olması tartışılmakta, gazetelerde ve televizyonlarda daha önceki hayatlarını anlatan kişilerden söz edilmektedir. Anlatılan bu hadiselerin gerçek olup olmadığı bazı kişilerce kabul ve ya reddedildiğini müşahede etmekteyiz.

Bu konuda Allah’a inananlar için tek merci yeri din kitapları ve bunların başında en önemlisi olan kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim’dir. Çünkü Kuran-ı Kerim her şeyi bilen yüce Allah’ın kelamıdır.

Acaba Kuran-ı Kerim insanoğlunun Dünya’ya tekrar gelmesi hususunda ne demiştir? Bu fikir Kuran’a uygun mu, değil mi? Bunu titizlikle araştırmak gerekir. Kuran-ı Kerim elbette bu mühim olan hadiseden söz etmiştir. İlk önce, yüce Allah’ın her şeye kadir olduğuna dair Kuran-ı Kerim’de nice ayetler mevcut olduğunu ve yüce Allah’ın adil, yani mutlak bir adalete sahip olduğu iman sahiplerince kabul edilmesi lazımdır. Çünkü Kuran-ı Kerim’de yüce Allah’ın zerreye bile mükâfat edeceği ve ya hesap soracağı malumdur.

“Şüphe yok ki Allah zerre kadar haksızlık etmez, kulun yaptığı iş eğer bir kötülük ise onun cezasını adaletle verir, İyilik olursa onu katlar, kat kat arttırır kendinden de büyük mükâfat verir.” (Nisa S. 40)

Yüce Allah’ın katında zerre kadar zulüm yoksa ve mutlak bir adalete sahipse derin derin düşünmek gerekir.

Dünya’da yaşayan insanların farklı yaşantılarında, ahvallerinde, sıhhatlerinde, zenginlik ve fakirliklerinde, makam ve mevki sahipliklerinde epey fark müşahede etmekteyiz. Nitekim yüce Allah’ın mutlak bir adalet sahibi olduğuna inanıyorsak, bu değişik hayatın farklı olmasının elbette bir sebebi vardır.

Kuran-ı Kerim bu farklı hayat şekli, insanların birbirinden farklı huzur ve saadetlerinin sebepleri için neler buyurmaktadır?

“Vemê asâbeküm min musiybetin Febime kesebet eydiyküm ve ya-fuu an kesiyr”

(Başınıza gelen her musibet kendi ellerinizle işledikleriniz yüzündendir. Bununla beraber Allah çoğunu affeder.) (Şura Süresi 30)

“Veme kûnne muazzibiyne hatte neb-âsa resuvle”

(Biz bir peygamber göndermedikçe kimseye azap edecek değiliz.) (İsra Süresi 15)

Cenab-ı Hak Teâlâ bu ayeti kerimede her hangi bir kimseye peygamber göndermedikçe azap etmeyeceğini kesin bir şekilde ifade etmektedir. Düşünün, kesilen hayvanlara ve bütün azap edilenlere resul gelmiş mi? Bu nasıl izah edilebilir? Ama belirttiğimiz Kuran ayetlerini tetkik edersek meseleyi rahatlıkla çözebiliriz.

Dünya’ya sakat, muhtaç, hasta, fakir, çirkin gelen çocukların işledikleri suçlar acaba nedir?

Yüce Allah mutlak bir adalete sahip olduğundan, suçsuz hiç kimseyi cezalandırmayacağı kesindir. Bu durumda doğan çocukların bu hayattan önce başka bir hayat yaşamadan bu gibi musibetlere maruz kalmalarının yüce Allah’ın adaletine uygun gelmesi mümkün değildir.

Ayrıca erken ölen çocukların akıbetleri ne olabilir? Bunlara hayat fırsatı verilerek imtihandan geçmemişlerdir. İyi amelsiz hiç kimse cenneti hak etmeyeceği gibi, kötü amelsiz hiç kimsede cehenneme giremez. Yüce Allah hiç kimseye zulüm etmez.

“Lakad halaknal-insena fi ahseni takvim summe reddednehu esfele sêfilin”

(Biz insanı en güzel biçimde yarattık. Sonra onu aşağıların aşağısına geri çevirdik. Fakat iman edip salih amel işleyenler hariçtir.) (Tin Süresi, 4-5-6)

Bu ayeti kerimeyi taassupsuz ve düşünerek tefsir edecek olursak, istenilen manayı elde etmiş oluruz. Şöyle ki, insanoğlunun görünen canlılar arasında en güzel ve en mükemmel bir şekilde yaratıldığını kabul etmekteyiz. “summa reddednehu esfele sêfilin” (Sonra onu aşağıların aşağısına geri çevirdik) cümlesi en güzel ve en mükemmel biçimde yaratılan o insanın aşağıların aşağısına geri çevrildiğini ifade edilmektedir. Malumdur ki aşağıların aşağısına geri çevrilenler, iman etmeyenler ile kötü amel işleyenlerdir.

Aşağıların aşağısına geri çevirdik, cümlesini bazı müfessirler insanoğlunun o güzel biçimden düşerek, zayıflayıp ihtiyarlaması olarak yorumlamaktadırlar. Fakat şu var ki ayeti kerime iman edenlerle salih amel işleyenleri ayırmaktadır. Hâlbuki ihtiyarlık, zayıf düşme ve değişme durumları herkes için geçerlidir.

“Onlar kendilerine verilen öğütleri unutunca, yapmakta oldukları kötülükten ötürü şiddetli bir azap ile cezalandırdık. Kibirlerinden dolayı kendilerine yasak edilen şeylerden vazgeçmeyince onlara adi maymunlar olunuz dedik.” ( Araf süresi 165-166)

İşte Allah’a iman etmeyenin ve yüce Allah’ın emirlerine karşı gelenlerin aşağıların aşağısına geri çevrilmeleri budur. Yüce Allah’ın bu hükmünün geçmiş kavimlere geçerli olduğunu söyleyenler varsa, onlara şunu sormak lazım. Acaba Allah’ın hükmü zamandan zamana değişir mi?

“Aranızda ölümü takdir eden biziz ve bizim önümüze geçilmez. Böylece sizin yerinize benzerlerinizi getirelim ve sizi bilmediğiniz bir yaratılışta tekrar var edelim diye böyle yapıyoruz.” (Vakıa süresi 60-61)

İşte bu ayete istisnaden kesin bir şekilde insanoğlunun dünyaya tekrar geleceğine, fakat bilemeyeceği bir yaratılışla var edileceği kesin bir şekilde ifade edilmektedir.

Yüce Allah adildir ve hiç kimseye zulmü yoktur. Hiç kimseyi suç işlemeden cezalandırmayacağını belirtmiştir.

“Allah’ın önceden geçen milletler hakkındaki kanunu budur. Allah’ın kanununu değiştirmeye asla imkân bulamazsınız." (Ahzap süresi 62)

“Eğer dileseydik oldukları yerde kılıklarını değiştirirdik de ne ileri gidebilirlerdi ne de geri dönebilirlerdi” (Yasin süresi 67)

“Ey ehli kitap! Biz birtakım yüzleri silip dümdüz ederek arkalarına çevirmeden yahut onları cumartesi adamları gibi lanetlemeden önce size gelenleri doğrulamak üzere indirdiğimize (kitaba) iman edin. Allah’ın emri mutlaka yerine gelecektir” (Nisa süresi 47)

Bu ayeti kerimelerden elde edilen manalar, yüce Allah’a inanmayan ve emirlerine karşı gelip de kötü amel işleyenlere gerek aşağıların aşağısına geri çevrilmeleri, gerek adi maymunlar olmaları, gerek yüzleri silinerek dümdüz edilip arkalarına çevrilmeleri, gerekse cumartesi adamları gibi Allah’ın lanetine uğramaları, hak ettikleri cezaya çarptırılıp hayvan kılığına bürünmelerinden başka ne olabilir?


ÖLÜ KİME VE NEYE DENİR?
Önceden bir hayat sahibi ve ya herhangi bir canlı, o hayatı ve ya o canı kaybetmeden ona ölü diyebilir miyiz? Hayır. Çünkü ölü, kelime tabiri ile belli bir hayatın nihayetinde olur.

“Hüvellezi yuhyi ve yumiyt ve ileyhi turca’un

(o hem diriltir, hem de öldürür ve yalnız ona döndürüleceksiniz) (Yunus Süresi 6)

Anlamı her şeye kadir olan yüce Allah geçmişte olduğu gibi şimdi de ve gelecekte de ihya etmektedir. Bu mana kesin bir şekilde sabittir. Kuran-ı Kerim’de bu manada 15’ten fazla ayet mevcuttur. Diğer bir ayeti kerimede şöyle buyurmuştur:

“Nasıl Allah’a küfrediyorsunuz? Siz ölü iken sizi diriltti, ondan sonra o sizi öldürecek tekrar o sizi diriltecek ve tekrar ona döndürüleceksiniz” (Bakara Süresi 28)

Bundan anlaşılıyor ki öldürmek demek bir hayatın sona erdirilmesi, diriltmekte ölü olan bir canlıyı ihya etmek demektir. Diriltmek, yoktan var etmek manasında olsaydı halk ve ya yaratmak kelimelerine zıt gelirdi. Halk etmek yani yaratmak yoktan var etmek demektir.

Bu nazariyeti ispatlayacak ayetler şöyledir:

“İlk yaratılışta acizlik mi gösterdik? Hayır, onlar yeni bir yaratılıştan şüphe etmektedirler. Allah ilk yatılışta acizlik göstermediğine göre yeniden yaratmakta asla aciz değildir.” (Kaf Süresi 15)

“Aranızda ölümü takdir eden biziz ve bizim önümüze geçilmez. Böylece sizin yerinize benzerlerinizi getirelim ve sizi bilmediğiniz bir yaratılışta tekrar var edelim diye böyle yapıyoruz. And olsun ilk yaratılışı bildiniz, düşünüp ibret almanız gerekmez mi?” (Vakıa süresi 60-61-62)

Geçen ayetlerde insanoğlunun hayvan gelebileceğine dair bir sürü deliller ve ayetler getirmiştik. İşte insanın bilmediği bir yaratılışta tekarar var olmasının anlamı budur. Çünkü insanların akıbetleri çeşit çeşittir.

Kuran-ı Kerim bazı insanların, ölümden sonra cennete girdiklerini, bazılarının cehenneme, bazılarının hayvan olduklarını, bazılarının da tekrar insan olduklarını ifade etmektedir. Bu durum garip bir şey değildir, normal görünmesi lazımdır.

Bırakın mutlak adalete sahip olan yüce Allah’ın kanununu, nisbi bir adalete sahip olan insanlarda da aynı şekilde ve buna benzemektedir.

Yüce Allah bazı kişilerin methedip yalnız bir defa öldüklerini zikretmektedir.

“Muttakiler ise hakikaten güvenilir bir makamdadırlar. Bahçelerde ve pınar başlarında karşılıklı oturarak ince ipekten ve parlak atlastan giyerler” (Duhan Süresi 51-52-53)

“Onlar orada ilk ölümden başka bir ölüm tatmazlar ve Allah onları cehennem azabından korumuştur.” (Duhan Süresi 56)

Bu ayeti kerimeler muttakilerin durumunu anlatıp, yalnız bir sefer ölümden bahsetmektedir. Kâfirler için diğer bir ayeti kerimede bir defadan fazla öldüklerini anlatmaktadır.

“Onlar: Rabbimiz bizi iki defa öldürdün, iki defa dirilttin. Biz de günahlarımızı itiraf ettik, bir daha bu ateşten çıkmaya yol var mıdır?” (Gafir Süresi 11)

Bu ayette bazılarının iki defa öldüklerini ifade etmektedir.

Bakara süresinin 28. ayetinde ifade edildiği gibi:

“Nasıl Allah’a küfrediyorsunuz? Siz ölü iken sizi diriltti, ondan sonra o sizi öldürecek tekrar o sizi diriltecek ve tekrar ona döndürüleceksiniz”

İşte böylece ayetler birbirini onaylamaktadır.
 

alanyali07

Kıdemli Üye
Katılım
11 May 2008
Mesajlar
6,968
Tepkime puanı
845
Puanları
0
Yaşar Nuri bile 3 kez gidip geldim diyor..
:D
önceden komutanmışım diyor..

bu mealist tayfadan korkulur.. hepsi komutan kral prems premsesmiş..

bi tane kertenkeleydim diyen çıksa yahu :D
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,874
Tepkime puanı
2,059
Puanları
113
Konum
Mars
REENKARNASYON
(Tekrar Bedenleşme, Yeniden doğuş)


Son zamanlarda insanoğlunun Dünya’ya tekrar gelmesi ve bu hayattan önce başka bir hayatta yaşamış olması tartışılmakta, gazetelerde ve televizyonlarda daha önceki hayatlarını anlatan kişilerden söz edilmektedir. Anlatılan bu hadiselerin gerçek olup olmadığı bazı kişilerce kabul ve ya reddedildiğini müşahede etmekteyiz.

Bu konuda Allah’a inananlar için tek merci yeri din kitapları ve bunların başında en önemlisi olan kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim’dir. Çünkü Kuran-ı Kerim her şeyi bilen yüce Allah’ın kelamıdır.

Acaba Kuran-ı Kerim insanoğlunun Dünya’ya tekrar gelmesi hususunda ne demiştir? Bu fikir Kuran’a uygun mu, değil mi? Bunu titizlikle araştırmak gerekir. Kuran-ı Kerim elbette bu mühim olan hadiseden söz etmiştir. İlk önce, yüce Allah’ın her şeye kadir olduğuna dair Kuran-ı Kerim’de nice ayetler mevcut olduğunu ve yüce Allah’ın adil, yani mutlak bir adalete sahip olduğu iman sahiplerince kabul edilmesi lazımdır. Çünkü Kuran-ı Kerim’de yüce Allah’ın zerreye bile mükâfat edeceği ve ya hesap soracağı malumdur.

“Şüphe yok ki Allah zerre kadar haksızlık etmez, kulun yaptığı iş eğer bir kötülük ise onun cezasını adaletle verir, İyilik olursa onu katlar, kat kat arttırır kendinden de büyük mükâfat verir.” (Nisa S. 40)

Yüce Allah’ın katında zerre kadar zulüm yoksa ve mutlak bir adalete sahipse derin derin düşünmek gerekir.

Dünya’da yaşayan insanların farklı yaşantılarında, ahvallerinde, sıhhatlerinde, zenginlik ve fakirliklerinde, makam ve mevki sahipliklerinde epey fark müşahede etmekteyiz. Nitekim yüce Allah’ın mutlak bir adalet sahibi olduğuna inanıyorsak, bu değişik hayatın farklı olmasının elbette bir sebebi vardır.

Kuran-ı Kerim bu farklı hayat şekli, insanların birbirinden farklı huzur ve saadetlerinin sebepleri için neler buyurmaktadır?

“Vemê asâbeküm min musiybetin Febime kesebet eydiyküm ve ya-fuu an kesiyr”

(Başınıza gelen her musibet kendi ellerinizle işledikleriniz yüzündendir. Bununla beraber Allah çoğunu affeder.) (Şura Süresi 30)

“Veme kûnne muazzibiyne hatte neb-âsa resuvle”

(Biz bir peygamber göndermedikçe kimseye azap edecek değiliz.) (İsra Süresi 15)

Cenab-ı Hak Teâlâ bu ayeti kerimede her hangi bir kimseye peygamber göndermedikçe azap etmeyeceğini kesin bir şekilde ifade etmektedir. Düşünün, kesilen hayvanlara ve bütün azap edilenlere resul gelmiş mi? Bu nasıl izah edilebilir? Ama belirttiğimiz Kuran ayetlerini tetkik edersek meseleyi rahatlıkla çözebiliriz.

Dünya’ya sakat, muhtaç, hasta, fakir, çirkin gelen çocukların işledikleri suçlar acaba nedir?

Yüce Allah mutlak bir adalete sahip olduğundan, suçsuz hiç kimseyi cezalandırmayacağı kesindir. Bu durumda doğan çocukların bu hayattan önce başka bir hayat yaşamadan bu gibi musibetlere maruz kalmalarının yüce Allah’ın adaletine uygun gelmesi mümkün değildir.

Ayrıca erken ölen çocukların akıbetleri ne olabilir? Bunlara hayat fırsatı verilerek imtihandan geçmemişlerdir. İyi amelsiz hiç kimse cenneti hak etmeyeceği gibi, kötü amelsiz hiç kimsede cehenneme giremez. Yüce Allah hiç kimseye zulüm etmez.

“Lakad halaknal-insena fi ahseni takvim summe reddednehu esfele sêfilin”

(Biz insanı en güzel biçimde yarattık. Sonra onu aşağıların aşağısına geri çevirdik. Fakat iman edip salih amel işleyenler hariçtir.) (Tin Süresi, 4-5-6)

Bu ayeti kerimeyi taassupsuz ve düşünerek tefsir edecek olursak, istenilen manayı elde etmiş oluruz. Şöyle ki, insanoğlunun görünen canlılar arasında en güzel ve en mükemmel bir şekilde yaratıldığını kabul etmekteyiz. “summa reddednehu esfele sêfilin” (Sonra onu aşağıların aşağısına geri çevirdik) cümlesi en güzel ve en mükemmel biçimde yaratılan o insanın aşağıların aşağısına geri çevrildiğini ifade edilmektedir. Malumdur ki aşağıların aşağısına geri çevrilenler, iman etmeyenler ile kötü amel işleyenlerdir.

Aşağıların aşağısına geri çevirdik, cümlesini bazı müfessirler insanoğlunun o güzel biçimden düşerek, zayıflayıp ihtiyarlaması olarak yorumlamaktadırlar. Fakat şu var ki ayeti kerime iman edenlerle salih amel işleyenleri ayırmaktadır. Hâlbuki ihtiyarlık, zayıf düşme ve değişme durumları herkes için geçerlidir.

“Onlar kendilerine verilen öğütleri unutunca, yapmakta oldukları kötülükten ötürü şiddetli bir azap ile cezalandırdık. Kibirlerinden dolayı kendilerine yasak edilen şeylerden vazgeçmeyince onlara adi maymunlar olunuz dedik.” ( Araf süresi 165-166)

İşte Allah’a iman etmeyenin ve yüce Allah’ın emirlerine karşı gelenlerin aşağıların aşağısına geri çevrilmeleri budur. Yüce Allah’ın bu hükmünün geçmiş kavimlere geçerli olduğunu söyleyenler varsa, onlara şunu sormak lazım. Acaba Allah’ın hükmü zamandan zamana değişir mi?

“Aranızda ölümü takdir eden biziz ve bizim önümüze geçilmez. Böylece sizin yerinize benzerlerinizi getirelim ve sizi bilmediğiniz bir yaratılışta tekrar var edelim diye böyle yapıyoruz.” (Vakıa süresi 60-61)

İşte bu ayete istisnaden kesin bir şekilde insanoğlunun dünyaya tekrar geleceğine, fakat bilemeyeceği bir yaratılışla var edileceği kesin bir şekilde ifade edilmektedir.

Yüce Allah adildir ve hiç kimseye zulmü yoktur. Hiç kimseyi suç işlemeden cezalandırmayacağını belirtmiştir.

“Allah’ın önceden geçen milletler hakkındaki kanunu budur. Allah’ın kanununu değiştirmeye asla imkân bulamazsınız." (Ahzap süresi 62)

“Eğer dileseydik oldukları yerde kılıklarını değiştirirdik de ne ileri gidebilirlerdi ne de geri dönebilirlerdi” (Yasin süresi 67)

“Ey ehli kitap! Biz birtakım yüzleri silip dümdüz ederek arkalarına çevirmeden yahut onları cumartesi adamları gibi lanetlemeden önce size gelenleri doğrulamak üzere indirdiğimize (kitaba) iman edin. Allah’ın emri mutlaka yerine gelecektir” (Nisa süresi 47)

Bu ayeti kerimelerden elde edilen manalar, yüce Allah’a inanmayan ve emirlerine karşı gelip de kötü amel işleyenlere gerek aşağıların aşağısına geri çevrilmeleri, gerek adi maymunlar olmaları, gerek yüzleri silinerek dümdüz edilip arkalarına çevrilmeleri, gerekse cumartesi adamları gibi Allah’ın lanetine uğramaları, hak ettikleri cezaya çarptırılıp hayvan kılığına bürünmelerinden başka ne olabilir?


ÖLÜ KİME VE NEYE DENİR?
Önceden bir hayat sahibi ve ya herhangi bir canlı, o hayatı ve ya o canı kaybetmeden ona ölü diyebilir miyiz? Hayır. Çünkü ölü, kelime tabiri ile belli bir hayatın nihayetinde olur.

“Hüvellezi yuhyi ve yumiyt ve ileyhi turca’un

(o hem diriltir, hem de öldürür ve yalnız ona döndürüleceksiniz) (Yunus Süresi 6)

Anlamı her şeye kadir olan yüce Allah geçmişte olduğu gibi şimdi de ve gelecekte de ihya etmektedir. Bu mana kesin bir şekilde sabittir. Kuran-ı Kerim’de bu manada 15’ten fazla ayet mevcuttur. Diğer bir ayeti kerimede şöyle buyurmuştur:

“Nasıl Allah’a küfrediyorsunuz? Siz ölü iken sizi diriltti, ondan sonra o sizi öldürecek tekrar o sizi diriltecek ve tekrar ona döndürüleceksiniz” (Bakara Süresi 28)

Bundan anlaşılıyor ki öldürmek demek bir hayatın sona erdirilmesi, diriltmekte ölü olan bir canlıyı ihya etmek demektir. Diriltmek, yoktan var etmek manasında olsaydı halk ve ya yaratmak kelimelerine zıt gelirdi. Halk etmek yani yaratmak yoktan var etmek demektir.

Bu nazariyeti ispatlayacak ayetler şöyledir:

“İlk yaratılışta acizlik mi gösterdik? Hayır, onlar yeni bir yaratılıştan şüphe etmektedirler. Allah ilk yatılışta acizlik göstermediğine göre yeniden yaratmakta asla aciz değildir.” (Kaf Süresi 15)

“Aranızda ölümü takdir eden biziz ve bizim önümüze geçilmez. Böylece sizin yerinize benzerlerinizi getirelim ve sizi bilmediğiniz bir yaratılışta tekrar var edelim diye böyle yapıyoruz. And olsun ilk yaratılışı bildiniz, düşünüp ibret almanız gerekmez mi?” (Vakıa süresi 60-61-62)

Geçen ayetlerde insanoğlunun hayvan gelebileceğine dair bir sürü deliller ve ayetler getirmiştik. İşte insanın bilmediği bir yaratılışta tekarar var olmasının anlamı budur. Çünkü insanların akıbetleri çeşit çeşittir.

Kuran-ı Kerim bazı insanların, ölümden sonra cennete girdiklerini, bazılarının cehenneme, bazılarının hayvan olduklarını, bazılarının da tekrar insan olduklarını ifade etmektedir. Bu durum garip bir şey değildir, normal görünmesi lazımdır.

Bırakın mutlak adalete sahip olan yüce Allah’ın kanununu, nisbi bir adalete sahip olan insanlarda da aynı şekilde ve buna benzemektedir.

Yüce Allah bazı kişilerin methedip yalnız bir defa öldüklerini zikretmektedir.

“Muttakiler ise hakikaten güvenilir bir makamdadırlar. Bahçelerde ve pınar başlarında karşılıklı oturarak ince ipekten ve parlak atlastan giyerler” (Duhan Süresi 51-52-53)

“Onlar orada ilk ölümden başka bir ölüm tatmazlar ve Allah onları cehennem azabından korumuştur.” (Duhan Süresi 56)

Bu ayeti kerimeler muttakilerin durumunu anlatıp, yalnız bir sefer ölümden bahsetmektedir. Kâfirler için diğer bir ayeti kerimede bir defadan fazla öldüklerini anlatmaktadır.

“Onlar: Rabbimiz bizi iki defa öldürdün, iki defa dirilttin. Biz de günahlarımızı itiraf ettik, bir daha bu ateşten çıkmaya yol var mıdır?” (Gafir Süresi 11)

Bu ayette bazılarının iki defa öldüklerini ifade etmektedir.

Bakara süresinin 28. ayetinde ifade edildiği gibi:

“Nasıl Allah’a küfrediyorsunuz? Siz ölü iken sizi diriltti, ondan sonra o sizi öldürecek tekrar o sizi diriltecek ve tekrar ona döndürüleceksiniz”

İşte böylece ayetler birbirini onaylamaktadır.

kısaca ifade edersen, sonuç olarak ?
 

spesifik

آزادی قید و بند
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
24,869
Tepkime puanı
4,114
Puanları
113
Konum
Hayâlistan/bul
Onbeş yıl evvel birileri deseydi ki ; bilgi ceplerde gezecek, insanları küçük ekranlarda cebinde taşıyacaksın. Yani inanmak mümkün değildi. Geçenlerde kadının geninden kromozom oluşturularak kendi kendine doğum yapabilme ile ilgili bir araştırma okudum. İnsanın aklına Hz Meryem gelmiyor değil -).
Bu yeniden dirilişi keşke uygulama imkanı olsaydı -)
Ölüm aslında çok çok ötelenen bir hakikat
İnsan dibinde yaşasa dahi ders almayabiliyor
Çünkü dersin tanımı kişiden kişiye farklılık gösterebilir
 

bi husben

Kıdemli Üye
Katılım
7 Mar 2007
Mesajlar
5,664
Tepkime puanı
322
Puanları
83
Onbeş yıl evvel birileri deseydi ki ; bilgi ceplerde gezecek, insanları küçük ekranlarda cebinde taşıyacaksın. Yani inanmak mümkün değildi. Geçenlerde kadının geninden kromozom oluşturularak kendi kendine doğum yapabilme ile ilgili bir araştırma okudum. İnsanın aklına Hz Meryem gelmiyor değil -).
Bu yeniden dirilişi keşke uygulama imkanı olsaydı -)
Ölüm aslında çok çok ötelenen bir hakikat
İnsan dibinde yaşasa dahi ders almayabiliyor
Çünkü dersin tanımı kişiden kişiye farklılık gösterebilir

fıtrata ters bunlar büşra hanım .Sapla saman karışırsa kimse ayıklayamaz
HZ İsanın durumu hz Ademin durumu gıbıdır Allahın ol demesiyle yaratılmışlardır
 
Üst