Şili'li madencilerden, Hz. Şeyh M. Nazım Kıbrısi'ye teşekkür ziyareti

sufi7007

Profesör
Katılım
24 Nis 2007
Mesajlar
1,161
Tepkime puanı
15
Puanları
0
Önce iki haber :

1. HABER

Şili’deki madenciler ‘hayattayız’ dedi

23/08/10

http://tr.euronews.net/2010/08/23/sili-deki-madenciler-hayattayiz-dedi/

Şili’nin kuzeyinde çöken madende mahsur kalan 33 madencinin 17 gün sonra hayatta oldukları belirlendi. Madenciler, kurtarma ekiplerinin sondaj yoluyla sığınağa indirdiği kontrol çubuğuna bir not iliştirerek, hayatta olduklarını yukarıdakilere bildirdi.

Madencilerin ‘birlikteyiz ve hepimiz hayattayız’ yazan notunu kameralara gösteren Şili Devlet Başkanı Sebastian Pinera, aynı zamanda mahsur kalan madencilerin ailelerine de moral verdi.

Altın ve bakır madenindeki çökme 5 Ağustos’ta meydana geldi. O günden bu yana madencilerden haber alınamıyordu. Çoğu basın kuruluşu umutların tükendiğini belirtmişti.

Sabırsızlıkla aşağıdan gelecek haberi bekleyen madencilerin aileleri ise gelen notla birlikte derin bir oh çekti: “Bu harika bir haber. Şimdi bekleyeceğiz önemli olan onlarla iletişim halinde kalmamız ve yiyecek gönderebilmemiz. Tanrı çok büyük”

Mutlu haber Şili’nin başkenti Santiago sokaklarında da bayram havası estirdi. Açılan küçük tünelden madencilere, gıdanın yanı sıra, iletişim kurmak için cihazlar da sarkıtılacak. Bütün iyi haberlere karşın madencilerin kurtarılabilmesi için aylar gerektiği belirtiliyor.

Copyright © 2010 euronews

file_.ashx


Şilili madencilerin inanılmaz kurtuluş öyküsü, film haline geliyor. 5 Ağustos 2010'da Şili madeninde meydana gelen göçük sonucu 33 işçinin öldüğü düşünülmüştü. Ancak 17. gün mucizevi bir şekilde hayatta oldukları anlaşıldı. Tam 69 gün yerin 700 metre altında yaşama mücadelesi veren madencilerin 13 Ekim 2010'daki kurtuluşunu, dünya canlı izledi.

Copyright © 2010 euronews

http://tr.euronews.net/2010/11/19/silili-madencilerin-hikayesi-olumsuzlesiyor/

2. HABER


Şilili madenciler özgürlüklerine kavuştu

Ve sonunda mucize gerçekleşti. Yerin yaklaşık 700 metre altında 69 gün geçiren Şilili 33 madenci yeryüzüne çıkarılıyor. Madenden ilk çıkarılan Florencio Avalos oldu. Avalos'un yeryüzüne ilk çıktığı anlarda sevinç gözyaşları vardı...

Uzun süre karanlıkta kaldıktan sonra "Aziz Lorenzo" adı verilen operasyon kapsamında tek tek yeryüzüne çıkarılan madencilerin rahatsız olmaması için ortamın fazla aydınlatılmamasına dikkat edildi.

Kriz anında soğukkanlılığını koruyabilen ve sağlık durumu iyi olan madencilere öncelik verildi.

İlk madenci 31 yaşındaki Florencio Avalos:
Bir kurtarma ekibi görevlisi eşliğinde, çelik kurtarma kapsülüyle günyüzüne çıkarılan Şilili 31 yaşındaki Florencio Avalos, ilk olarak 7 yaşındaki çocuğu ve eşi Monica'ya sarıldı.

Daha sonra Şili Devlet Başkanı Sebastian Pinera ve onu bekleyen birkaç kişiyle daha kucaklaşan Avalos, ilk tıbbi tetkiklerin yapılması için kamp hastanesine götürüldü.


Mario Sepulveda Espina:
Avalos'dan bir saat sonra Mario Sepulveda Espina (39) da çelik kurtarma kapsülüyle sorunsuz bir şekilde gün ışığına kavuştu.

Madenden çıkarılması yaklaşık 15 dakika süren Espina, ilk olarak eşi Katty Valdivia'ya sarıldı.

Mutluluğu yüzünden okunan Espina, "Şili çok yaşa" diye bağırarak, duygularını kendisini bekleyenlerle paylaştı ve "yeraltındaki evinden" getirdiği kayaları, Şili Devlet Başkanı Sebastian Pinera, Madencilik Bakanı Laurence Golborne ve kurtarma görevlilerine dağıttı.

Julian Palma:
Üçüncü madenci 52 yaşındaki Julian Palma da özgürlüğüne kavuştu

Illanes de, diğer iki madenci gibi önce eşine sarıldı. Yeni yaşına yerin altında giren Illanes daha sonra Devlet Başkanı Sebastian Pinera ve Madencilik Bakanı Laurence Golborne ile kucaklaştı.

Bolivyalı Carlos Mamani:
Şili'de özgürlüğüne kavuşan dördüncü madenci de Bolivyalı Carlos Mamani oldu. Mamani, ilk olarak çevresindekileri selamladı ve kendisini gözyaşlarıyla bekleyen yakınlarıyla kucaklaştı.

Jimmy Sanchez:
Madendeki en genç madenci olan 19 yaşındaki Jimmy Sanchez de kurtarıldı. Çevresine gülücükler saçan Sanchez'i babası karşıladı.

Mario Gomez:
Yeraltında kalan madencilerden en yaşlısı 63 yaşındaki madenci Mario Gomez, yeraltından çıkarıldıktan sonra dizlerinin üstüne çökerek dua etti ve ülkesinin bayrağına sarıldı.

Daha sonra eşi Lilianete Ramirez'i kucaklayan Gomez, mahsur kalan madencilerin en tecrübelisi idi. Madene ilk kez 12 yaşındayken inen Gomez'in, taş ve kömür tozu soluma nedeniyle madenciler arasında yaygın olarak görülen akciğer hastalığı olan silikoz hastası olduğu belirtildi.

Alex Vega:
İki çocuk babası madenci, ailesinin yanından ayrılmak ve bir ev satın almak için para biriktiriyordu. Babası kurtarma çalışmalarına katılırken, yetkililerin madencilerin yakınlarının tehlikeli olması sebebiyle bu çalışmalara katılmalarını yasaklamaları sebebiyle sahte isim kullanmıştı.

Jorge Galleguillos:
Daha önce geçirdiği iki maden kazasını yaralı atlattı. 13 erkek kardeşi ve yüksek tansiyon hastası olduğu için ilaç tedavisini ihtiyaç duyuyor. Yetkililer, üniversite öğrencisi oğluna yardım sözü verdi.

Edison Pena:
Moral durumu en kötü olan madenci ve evli. Kurtarma ekiplerinden aşağıya bir güneş resmi göndermelerini isteyen Elvis
Presley hayranı madenci, aşağıda egzersiz için her gün koşmaya çalışıyordu.

Carlos Barrios:
5 yaşında oğlu olan maden işçisi eşinden ayrı yaşıyor.

Victor Zamora:
Otomobil tamirciliği ve işçilik yapan madenci 5 yıldır madende çalışıyor. Hamile eşine şiirler gönderen ve yeraltında diş ağrısı çeken Zamora'nın 4 yaşında oğlu bulunuyor.

Victor Segovia:
Aşağıda günlük tutan Segovia, yeraltına daha fazla kalem ve kağıt gönderilmesini istemişti. 5 çocuk babası elektrik tamircisi madenci gitar da çalıyor.

Daniel Herrera:
Kamyon ve taksi şoförlüğü yapan bekar madencinin annesi ve kız kardeşi yukarda kurtarılmasını bekledi.


Omar Reygadas:
Aşağıda düzenli bir yaşam sürülmesi için yardımcı olan Reygadas başka maden kazalarından da kurtulmuştu. 6 çocuk, 14 torun ve 4 torun çocuğu bulunan dul Reygadas'ın son torun çocuğu yeraltındayken dünyaya geldi. Ailesi, 30 yıllık madencilik yaşamında üçüncü kez maden kazasından kurtulan Reygadas için madenciliğin bir tutku olduğunu ve bundan vazgeçeceğini sanmadıklarını söylüyor.
(ŞEYH NAZIM HZ.ni ZİYARETE GELDİ)

Esteban Rojas:
Madenden çıkarılan 18. işçi ise 44 yaşındaki Esteban Rojas oldu.

Pablo Rojas:
Yerel saatle 15.27'de çıkarılan 45 yaşındaki Pablo Rojas kurtarılan 19. kişi oldu.


Dario Segovia:
48 yaşındaki Dadio Segovia madenden çıkarılan 20. işçi oldu.
(ŞEYH NAZIM HZ.ni ZİYARETE GELDİ)

Yonni Barrios:
50 yaşındaki Yonni Barrios ise 21. sırada madeni terk etti.

Samuel Avalos:
Kurtarma ekipleri 22. madenci 43 yaşındaki Samuel Avalos'u ise kısa süre önce çıkardı.

Madendekileri çıkarma işleminin sabah gün ağarırken tamamlanması bekleniyor.

File.ashx


KKTC'ye gelerek Şeyh Nazım Kıbrısî'yi ziyaret eden 2 madenci:
Dario Segovia: Üst sıra sağdan 3.
Omar Reygadas: Alt sıra sol başta.



'Anka Kuşu' kapsülü ile yukarı çıkıyorlar

Madencileri yaklaşık 70 cm genişliğindeki tünelden dışarı çıkarmak için özel olarak Amerikalı bir teknisyen tarafından tasarlanan, 4 mm kalınlığındaki 'Anka Kuşu' adlı çelik kapsül, 2,5 metre uzunluğunda ve 54 cm çapında.

250 kilo ağırlığındaki kurtarma kapsülünde, 3 saat süreyle yetecek oksijen ve acil durum çıkışının yanı sıra ses ve görüntü sistemi de bulunuyor.

Tek tek yapılan kurtarma işlemi sırasında madenciler, eldiven, kaska monte fener, güvenlik botları ve yansımalı özel kıyafetler giyiyor.

Madenciler kapsüldeki diyafonu kullanarak kurtarma ekipleri ile haberleşebiliyor.

Kurtarılan madencileri Devlet Başkanı Pinera ve Madencilik Bakanı Golborne'un yanı sıra yaklaşık 800 madenci yakını ve 2 binden fazla gazeteci karşılıyor.

Çıkarken gözlerini kapalı tutmaları istenen madenciler özel gözlük de takıyor.

Tüm madencilerin madene yakın bir hastanede yaklaşık 2 gün müşahede altında tutulacağı belirtilirken, sağlık uzmanları, bazı madencilerin psikolojik durumlarının hassas olduğunu ve kurtarıldıktan sonra uzun süre stres yapabileceklerini söylüyor.

Kurtarma operasyonun dev ekranlardan izlendiği ülkede "bayram coşkusu" yaşanıyor.

Mahsur madenciler, sığınakta kendi koydukları kurallarla günaşırı 2 kaşık ton balığı, bir yudum süt, bir parça kraker ve bir lokma şeftali yiyerek hayatta kaldı.

Yazar ve senaristler sıraya girmiş durumda

Bu arada, madencilerin yeraltında geçirdiği 2 ay boyunca "yeraltındaki evlerine" gönderilen çok sayıda hediye arasında, Şili ve Real Madrid futbol takımlarının formaları ile Amerikan teknoloji üreticisi Apple'ın patronu Steve Jobs'un gönderdiği Ipod da bulunuyor.

Şili'nin önemli sanayicilerinden multimilyoner Leonardo Farkas da madencilerin ailelerine ve yakınlarına 10 bin dolar değerinde çek gönderdiği belirtiliyor.

Öte yandan, madencilerin yeraltındaki hikayesini kaleme almak isteyen çok sayıda yazar ve senarist sıraya girmiş bulunuyor.

13.10.2010 23:58:16

ALINTI:

http://www.cnnturk.com/2010/dunya/10/14/silili.madenciler.ozgurluklerine.kavustu/592784.0/index.html
 

sufi7007

Profesör
Katılım
24 Nis 2007
Mesajlar
1,161
Tepkime puanı
15
Puanları
0
Şili'li madencilerin, Hz. Şeyh M. Nazım Kıbrısi'yi ziyaret ederek yaptığı manevi yardım için teşekkür etmesi konusu medyada gündem edilmeye devam ediliyor...

5287026399_492d82546f_z.jpg


Yeraltında göçük altında kaldıkları 68 günün ilk 17 günü kendilerinden hiçbir haber alınamayan Şili'li madenciler Dario Segovia (sol başta) ve Omar Reygadas (ortada) Kıbrıs / LEFKE Şeyh M. Nazım el-Hakkanî asitanesinde...

***

CNNTURK-FLASHTV ve KANALTURK yayınlarından sonra FOX ve SHOW TV de konuyla ilgilendi ve Hz. Şeyh M. Nazım Kıbrısi ile röportaj yapıp yayınladı. Bu röportajlarda Hz. Şeyh M. Nazım Kıbrısi'nin Şili'deki madende görünerek madencilere manevi destek vermesi dile getirildi.

5287026401_6636b49d26_z.jpg


Şili'li madenciler, Hz. Şeyh M. Nazım Kıbrısi'nin huzurunda çok mutlular...
 

sufi7007

Profesör
Katılım
24 Nis 2007
Mesajlar
1,161
Tepkime puanı
15
Puanları
0
Buradaki videoda Hz. Şeyh M. Nazım Kıbrısi Şili'li madencilerin mahsur kaldığı göçük alanını (metre büyüklükleri vererek) tarif ediyor. Kendileri ile hiçbir irtibatın 17 gün boyunca nasıl beslendiklerini; nasıl psikolojik çöküntüye uğramaktan kurtulduklarını anlatıyor.

FOX TV'nin Şili'li madencilere, Hz. Şeyh M. Nazım Kıbrısi himmeti hakkındaki röportajının tamamını aşağıdaki linkten izleyin.

http://saltanat.org/Player/TabId/26...OX-Ve-ShowTV-Ile-Roportaj-23-Aralik-2010.aspx

Röportajda Hz. Şeyh M. Nazım Kıbrısi, F.Gülen ile ilgili bir değerlendirme de yapıyor.
 

sufi7007

Profesör
Katılım
24 Nis 2007
Mesajlar
1,161
Tepkime puanı
15
Puanları
0
MİNARİFAN reklamı sağlam yerden girmişin....:)

ALLAHA EMANET OLUN

Amin...

Aslında o mesajı ORHANCAN okusun diye ekledim.
İyice dinlesin ve "muhterem hocaefendi"yi haberdar etsin...

Artık ondan sonra "muhterem hocaefendi" deniz üstünde yürüyerek mi gelir(!) tayy-i mekan mı yapar (?) yoksa PANAMERICAN Airways mi kullanır bilemem; Kıbrıs'a gelip Hz. Şeyh M. Nazım el-Hakkani ver-Rabbanî'nin elini öper.

(Nasıl olsa bayan olmadığına göre el öpmesine kimse de birşeycikler demez; diyemez. OSAMA49 yine de diyecek birşeyler bulur gibime geliyor yine de...)
:)

NOT: Bu arada Hz. Şeyh'in, okul açma faaliyetlerinin de ABD'den çok CHINA ve JAPAN taraflarında yoğunlaştırılması talimatına da dikkat edilmeli...
 

ORHANCAN

Ordinaryus
Katılım
15 Ara 2006
Mesajlar
2,536
Tepkime puanı
80
Puanları
0
Konum
-İSPARİT-
Amin...

Aslında o mesajı ORHANCAN okusun diye ekledim.
İyice dinlesin ve "muhterem hocaefendi"yi haberdar etsin...

Artık ondan sonra "muhterem hocaefendi" deniz üstünde yürüyerek mi gelir(!) tayy-i mekan mı yapar (?) yoksa PANAMERICAN Airways mi kullanır bilemem; Kıbrıs'a gelip Hz. Şeyh M. Nazım el-Hakkani ver-Rabbanî'nin elini öper.

(Nasıl olsa bayan olmadığına göre el öpmesine kimse de birşeycikler demez; diyemez. OSAMA49 yine de diyecek birşeyler bulur gibime geliyor yine de...)
:)

NOT: Bu arada Hz. Şeyh'in, okul açma faaliyetlerinin de ABD'den çok CHINA ve JAPAN taraflarında yoğunlaştırılması talimatına da dikkat edilmeli...

adımın geçtiği yere hemen düşerim.. muhterem o gece bekledim gelinmedi / gelen olmadı...

Her zaman ki gibi imsaktan 1 saat evvel kalkıp geceyi ihya ettim.. birinci rekatta ayetel kürsiyi , ikinci rekatta da zammı sure olarak amenar-Resulühü'yü okurum ve 5-6 dakikada ancak bitirim namazımı.. bazen son ayetlerde **ente mevlana fen surne alel gavmil kafirin** derken gözlerim yaşarır sonrasında bir yasin-i şerif okurum vs.

Yani çok bekledim olmadı gardaş.. inşaallah gelirse nurdan ellerinden öper bir çay ikram ederim.. bu bakımdan evimiz şanslıdır.. nice mübarekler yanında şeyhimizi de hoş amedi etmemiz çok değildir..

Dualarımda, Efendimize (SAV), a'line, ashabına ve ehl-i beytine.. ashab-ı bedr ve uhuta...ensar ve muhacir Efendilerimize, tabiin ve tebe-i tabiin.. Allah (CC) dostları, mukarrebin, evliya ve asfiyalara..meşayıh ve sadatlara..said ve ebrarlara.. diye sıralar giderim..

Dolayısıyla ehl-i keşf ise dualarımızdan ve yasinlerimizden hissedar olduğundan bizi tanır ve manen bilir inşaallah..

Deniz üstünde yürümek deyince aklıma ilçemizde bulunan Burhâneddîn Bin Muhammed Hz. leriyle tanıştırayım sizleri..

Kınalızâde Ali Çelebi şöyle anlatmıştır: Bursa'dan İstanbul'a gitmeye niyetlenmiştim. Gitmeden önce bir gece akrabâ ve bâzı arkadaşlarımla, müderris ve medrese mensupları ile sohbet ettik. Söz şeyhlerden açıldı. Bu arada hayatta olanlardan Şeyh Burhâneddîn Efendiden de söz edildi. Ben onun hakkında bâzı uygunsuz sözler söyledim.

Ertesi gün Mudanya'dan gemiye binip yola çıktım. Rüzgâr ters yönden esiyordu. Bozburun denilen yere geldiğimizde bindiğimiz gemi batma derecesine geldi. Artık gemide bulunan herkes geminin batmakta olduğuna kanâat getirdi. Ben de geminin kaptan odasında oturup, hayâtımdan ümidimi kesmiş ve şaşkın bir halde ölümü bekliyordum. O sırada birdenbire deniz üzerinde Şeyh Burhâneddîn hazretleri göründü. Batmak üzere olan geminin sereninden kucaklayıp doğrulttu. Gemi batmaktan kurtuldu. Bu hâdiseyi görünce biraz kendime gelip ayağa kalktım.

Şeyh hazretlerine doğru yürüdüm. Yanına yaklaşınca gözden kayboldu. Gemideki yolcuların hepsini deniz tuttuğundan, âdetâ baygın gibi yatıyorlardı. Geminin serendibine yakın bir yerde bir gayr-i müslim yolcu da vardı. O müslüman olmayan yolcuya yaklaşıp; "Az önce bir zât serendibinde gözüktü! Sen de gördün mü?" diye sordum. "Evet gördüm! Gelip batmak üzere olan gemimizi doğrulttu. Sonra da deniz üzerinde yürüyüp sâhile doğru gitti!" dedi.

Daha sonra bu gayr-i müslim kimse gördüğü bu hâdise üzerine müslüman oldu. Allahü teâlânın izni ile gemimiz batmadan İstanbul'a ulaştık. İstanbul'a varınca, bir de öğrendim ki Şeyh Burhâneddîn hazretleri İstanbul'a gelmiş. Ona çok minnetdâr idik. Mübârek elini öpmek için ziyâretine gittim. Huzûruna varınca ayaklarına kapanıp; "Sultanım! Bizim kurtulmamıza sebep oldunuz. Denizde batmak üzere iken yardımlarınız yetişti.

Sizi deniz ortasında bize yardım ederken gözümle gördüm!" dedim. Ben böyle deyince; "Hey Ali Çelebi! O gördüğün senin hayâlindir. Bizim gibilerden hiç böyle bir kerâmet görülür mü?" diyerek, Bursa'da onun hakkında konuştuğum uygunsuz sözlerimize işâret etti. O sırada öyle mahcûb oldum ki anlatılamaz. Hemen mübârek elini öpüp suçumdan dolayı özür dileyip, affetmesini istedim."





 

sufi7007

Profesör
Katılım
24 Nis 2007
Mesajlar
1,161
Tepkime puanı
15
Puanları
0
"Az önce bir zât serendibinde gözüktü! Sen de gördün mü?" diye sordum. "Evet gördüm! Gelip batmak üzere olan gemimizi doğrulttu. Sonra da deniz üzerinde yürüyüp sâhile doğru gitti!" dedi.

Şimdi bu menkıbeyi okuyan "derviş"lerden kaçı o mübarek Zat (Şeyh Burhâneddîn Efendi) için anlatılanlara "yalan" diyebilir? Ya bugün Şili'deki madende görünerek oradaki madencilere himmet eden Zat'a itiraz eden "derviş"lere ne demeli ?

(Bu denizde batan gemiyi kurtarmalar; deniz üzerinde yürümeleri "Risale-i Nur" saliki bir üyeden dinlemek gücüme de gitmiyor değil haaa...)

Hey gidi dervişler; hey gidi zahiri aklı batında çamura batmış erenler... heyyy...
 

ORHANCAN

Ordinaryus
Katılım
15 Ara 2006
Mesajlar
2,536
Tepkime puanı
80
Puanları
0
Konum
-İSPARİT-
Şimdi bu menkıbeyi okuyan "derviş"lerden kaçı o mübarek Zat (Şeyh Burhâneddîn Efendi) için anlatılanlara "yalan" diyebilir? Ya bugün Şili'deki madende görünerek oradaki madencilere himmet eden Zat'a itiraz eden "derviş"lere ne demeli ?

(Bu denizde batan gemiyi kurtarmalar; deniz üzerinde yürümeleri "Risale-i Nur" hayranı bir üyeden dinlemek gücüme de gidiyor haaa...)

Hey gidi dervişler; hey gidi zahiri batında çamura batmış erenler... heyyy...

Hey gidi dervişler HU..HU..

niye saçı sakalı ağarmış bir Allah (CC) dostuna yalancı çıkartmak istersiniz ki...

Bediüzzamanın talebelerinde de aynı haller ve keşfler olmuştur..

hiç birini yalanlayamadığımız gibi maşaallah ve binlerce barekallah der hürmet ederiz..

birkaç misal vereyim sıcağı sıcağına..

Hacı hafız Aziz Abimizin yolu bir gün Isparta'ya düşer...

Yolda giderken bir kişinin yanında at'la birlikte geldiğini görür..

Sanki pazara satılması için allanıp - pullandığını - süslendiğini düşünerek yanındaki sahibine sorar...



Beyim bu süslü beygir kaç para...

Omzu kalabalık adam hiddetlenerek bakar ve öfkelenir..

O sırada yoldan geçmekte olan diğer kişiler

-O delidir, ne dediğini bilmiyor diye olayı yatıştırırlar..

Meğerki karşıdan gelen o zamanın en omzu kalabalık kişisi olup eşini koluna takmış dolaşmaya çıkmışlar.. ve tevafuk olacak ki Hacı Aziz Abimizle karşılaşmışlar.. O da bu kadını farklı surette görmüş...

Hacı Aziz Abimizin Eğirdirli kafilelerle hacca gidişini anlatmıştı.. Mekkeye ulaşan kafilede Aziz Abimizin komşusu da varmış ve abimizin veliliğini - deliliğini bildiğinden şaka amaçlı olarak -- helva olsada bir yesek--demiş..(Hacı Aziz abimizin yaşantıları ve kerametleri bazı üniversitelerde makale olarak bile yayınlandığından meşhurdur...)

Hacı Aziz Abimiz (tayy-ı mekan + bast-ı zaman) helva isteyen komşusunun evine gelmiş Eğirdire.... -komşusuna, --yenge Hacı abimin canı helva çekti, bir helva karıver, diye söylemiş.. yenge de hem şaşırmış ve hem de olayın taaccübünden helvayı karıp metal bir kaba koyup kapağını kapatmış ve Hacı Aziz abimize vermiş..

Mekkeye geldiğinde komşusuna - Hacı abi yengem helvayı yaptı ve gönderdi hadi yiyelim-- diyerek tabağı vermiş ve afiyetle yemişler.. Hac dönüşünde tabak kapağıyla birlikte yengeye teslim edilmiş ve Hacı Aziz abimizin bir kerameti daha ortaya çıkmış.. bazen Aziz Abimiz üstünü başını yırtar, kerametlerini gizlemeye çalışırmış....

http://www.ihvanforum.org/showthread.php?t=92921

13 Lem'alar:
İnsanın hayat-ı içtimaiyesini ifsad eden bir desise-i şeytaniye şudur ki:


Bir mü’minin birtek seyyiesiyle bütün hasenâtını örter. Şeytanın bu desisesini dinleyen insafsızlar, o mü’mine adâvet ederler. ( Bediuzzaman )
 

ORHANCAN

Ordinaryus
Katılım
15 Ara 2006
Mesajlar
2,536
Tepkime puanı
80
Puanları
0
Konum
-İSPARİT-
13 Lem'a..
İnsanın hayat-ı içtimaiyesini ifsad eden bir desise-i şeytaniye şudur ki:


Bir mü’minin birtek seyyiesiyle bütün hasenâtını örter.

Şeytanın bu desisesini dinleyen insafsızlar, o mü’mine adâvet ederler. ( Bediuzzaman )
 

sufi7007

Profesör
Katılım
24 Nis 2007
Mesajlar
1,161
Tepkime puanı
15
Puanları
0
İnsanın hayat-ı içtimaiyesini ifsad eden bir desise-i şeytaniye şudur ki:

Bir mü’minin birtek seyyiesiyle bütün hasenâtını örter.


Şeytanın bu desisesini dinleyen insafsızlar, o mü’mine adâvet ederler. ( Bediuzzaman )

İnsafsızlar; okusun...
 

sufi7007

Profesör
Katılım
24 Nis 2007
Mesajlar
1,161
Tepkime puanı
15
Puanları
0
İMAM-I RABBANÎ Ahmed Farûk Sirhindî’ye göre insanın letâifi, bedeninin şekline dönüşerek aynı anda birçok yerde hâzır olabilir.

O kişi çoğunlukla bu durumdan haberdâr olmaz.

Meselâ Mekke’den gelen bir grup insanın, Hindistan’da evinden çıkmamış olan bir kişi hakkında “Biz Kâbe’de onunla görüştük” demeleri bu duruma örnektir .


Doç. Dr. Necdet Tosun, İmam-ı Rabbânî Ahmed Sirhindî, İnsan Yayınları, İstanbul, 2005, s.63.
 

sufi7007

Profesör
Katılım
24 Nis 2007
Mesajlar
1,161
Tepkime puanı
15
Puanları
0
UYARLADIM:

ŞİLİ’den gelen bir grup insanın, KIBRIS’da evinden çıkmamış olan bir kişi (Şeyh M. NAZIM KIBRISÎ) hakkında “Biz Şili'de GÖÇÜK ALTINDA onunla görüştük” demeleri bu duruma örnektir.


UYARLATAN: İmam-ı Rabbanî

:)
İnanmayan sorabilir.
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
UYARLADIM:

ŞİLİ’den gelen bir grup insanın, KIBRIS’da evinden çıkmamış olan bir kişi (Şeyh M. NAZIM KIBRISÎ) hakkında “Biz Şili'de GÖÇÜK ALTINDA onunla görüştük” demeleri bu duruma örnektir.

UYARLATAN: İmam-ı Rabbanî

:)
İnanmayan sorabilir.


Bunlar çok vebal li mesajlar minaaarifaaan... aman dikkat :)


Demiştim. Bir kardeş soruyor: İmam-ı Rabbani'ye mi sorayım?

Sorabilirsen sor... Ama benim kasdım O değildi...

Nazım Kıbrisi ye mi soracak yani o zaman cevap belli (kendisinden başka şeyh kabul etmeyen zat ne cevap verir malum)
 

sufi7007

Profesör
Katılım
24 Nis 2007
Mesajlar
1,161
Tepkime puanı
15
Puanları
0
Nazım Kıbrisi ye mi soracak yani...

Bir kişi anladı o da yanlış anladı oldu:
:)


Şili'li madencilere sorulması gerekir bu konunun...

Bekledim ki bir "5N1K kovalayan" gazeteci Şili madencileri alsın karşısına ve sorsun !..
:(
 

sufi7007

Profesör
Katılım
24 Nis 2007
Mesajlar
1,161
Tepkime puanı
15
Puanları
0
Özdemir İNCE

Yeni bir dünya


SİZCE kim kahraman: Bilmem kaç gün yeraltında kalan Şilili madenciler mi yoksa bu madencileri ölümden kurtaranlar mı?

Ya da tam tersi: Zonguldak madenlerinde ve öteki madenlerde ölen madenciler mi suçlu, yoksa o madenlerin göçmesine neden olanlar mı ve madencileri göçük altından kurtaramayanlar mı?

Bence kahraman(lar) Şilili madencileri kurtaranlar, gerçek kahraman onlar. Kutlanması, saygı gösterilmesi, ödüllendirilmesi gerekenler onlar. Ama o adamlar ortalıkta yok. Ölümün ağzından aldıkları madenciler, kutsal aylarda cerre çıkmış hocalar gibi dünyayı dolaşıp, Allah ne verdiyle parsayı topluyorlar.

¡ ¡ ¡

İşte bu madencilerden ikisi-üçü Kıbrıs'a geçmişler, Nazım el-Kıbrısi hazretlerinin dergâhını ziyaret ediyorlar. Başlarına Taliban sarığına benzer bir bez dolamışlar. Sebeb-i ziyaretlerine gelince: Oğlunu halife ilan eden Şeyh Nazım el-Kıbrısi hazretlerine şükranlarını sunmaya gelmişler. Güya Şeyh Nazım el-Kıbrısi kendileri için dua etmişmiş. Bu sayede kurtulmuşlarmış. Kendilerini kurtaran Şilili mühendislere, teknik elemanlara, işçilere değil de Kıbrıslı Şeyh'e teşekkür ediyorlar. Çüşşşşş bre!

Şeyh Kıbrıslı Nazım da güzelim Kıbrıslı şivesinin içine tükürerek, “Elbetta, ulmuştur benim düalarim sayesinda” diyor. Şeyhin iddiasına göre, madenciler onun kuvvetli ve kudretli nefesi sayesinde kurtulmuşlar. Zaten göçük madene giderek, yerin 700 metro altında, madencilerin yanında etmiştir dua.

İyi de şeyh hazretleri elin madencilerini kurtarıyorsun ama sıra kalp ameliyatı geçiren Kıbrıs Cumhurbaşkanı'na gelince “İmanı kuvvetliyse kurtulur!” diyorsun. Peki Şilili madenciler imanları kuvvetli olduğu için mi kurtuldular? Ve peki, kime iman ediyordu bu madenciler Hazret-i İsa'ya mı yoksa Hazret-i Muhammet'e mi; Hıristiyanların Tanrısı'na mı yoksa Müslümanların Allah'ına mı?

¡ ¡ ¡

Madem ki öyle: Bir eski zaman padişahı gibi çağıracaksın herifi karşına. Kötürüm gibi oturduğuna bakmayın, Padişah'ın adını duyar duymaz zırp diye ayağa fırlayıp, tazı gibi huzura seğirtecektir.

“Bre sen Şilili madencilere dua edip kurtarmışsın! Sen ne biçim Kıbrıslısın, tez şu Kıbrıs davasını hallet, yoksa kellen gider!”
Şeyh Nazım el Kıbrısi hık mık edecektir, yedi dereden su getirecektir. “Aralarında bir cunup-cenabet varsa bizim dualar güme gider!” diyecektir.

O zaman emir verip, Kıbrıs'ın Türk ve Rum görüşmeci liderlerini, görüşme heyetlerini hamama göndermek, hamam göbeğine yatırmak, tellaklara keseletmek, şehriye gibi kirlerini çıkartmak ve Hıristiyan Rumlara da gusül abdesti aldırmak lazım. Ama iş sağlam olsun diye Kıbrıslı şeyhi tellaklığa geçici olarak tayin etmeli.

Beceremezse kellesi gider. Becerirse sırayla İsrail-Arap düğümünü, Irak davasını, Afganistan tuzağını, bizim Türban işini, Kürtlerin muhtariyet hasretlerini, imam hatip saltanatını Şeyh Nazım el-Kıbrısi'ye emanet etmek. Ha aklıma geldi, şu Nazım el-Kıbrısi denen şeyh bizim madenciler için neden dua etmiyor acaba?

1.1.2011

http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=16660621&yazarid=72

Analize bak; ibret al... Koskoca Hürriyet'in minnacık yazarı!
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
Bir kişi anladı o da yanlış anladı oldu:
:)


Şili'li madencilere sorulması gerekir bu konunun...

Bekledim ki bir "5N1K kovalayan" gazeteci Şili madencileri alsın karşısına ve sorsun !..
:(



Ayağa kalk Sakarya! dedik biz de bir kişi kalktı o da amuda ... (Forumda tasavvuf konusundaki yaklaşıma uyarlayabiliriz bunu da :) )
 

sufi7007

Profesör
Katılım
24 Nis 2007
Mesajlar
1,161
Tepkime puanı
15
Puanları
0
Özdemir İNCE

Yeni bir dünya


SİZCE kim kahraman: Bilmem kaç gün yeraltında kalan Şilili madenciler mi yoksa bu madencileri ölümden kurtaranlar mı?

Ya da tam tersi: Zonguldak madenlerinde ve öteki madenlerde ölen madenciler mi suçlu, yoksa o madenlerin göçmesine neden olanlar mı ve madencileri göçük altından kurtaramayanlar mı?

Bence kahraman(lar) Şilili madencileri kurtaranlar, gerçek kahraman onlar. Kutlanması, saygı gösterilmesi, ödüllendirilmesi gerekenler onlar. Ama o adamlar ortalıkta yok.

Ölümün ağzından aldıkları madenciler, kutsal aylarda cerre çıkmış hocalar gibi dünyayı dolaşıp, Allah ne verdiyle parsayı topluyorlar.

¡ ¡ ¡

İşte bu madencilerden ikisi-üçü Kıbrıs'a geçmişler, Nazım el-Kıbrısi hazretlerinin dergâhını ziyaret ediyorlar. Başlarına Taliban sarığına benzer bir bez dolamışlar. Sebeb-i ziyaretlerine gelince: Oğlunu halife ilan eden Şeyh Nazım el-Kıbrısi hazretlerine şükranlarını sunmaya gelmişler. Güya Şeyh Nazım el-Kıbrısi kendileri için dua etmişmiş. Bu sayede kurtulmuşlarmış.

Kendilerini kurtaran Şilili mühendislere, teknik elemanlara, işçilere değil de Kıbrıslı Şeyh'e teşekkür ediyorlar. Çüşşşşş bre!


1 OCAK 2011

http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=16660621&yazarid=72



"Çüşşşşş bre!" demiş sayın olamayan yazar; aynaya bakarak yazmış herhalde... : " ERB ŞŞŞŞŞÜÇ"

Aslında bu olayda "İslami Basın"ın halini sorgulamak lazım.

Şili'li madencilerin, Hz. Şeyh M. Nazım Kıbrısi'ye teşekkür ziyareti NTV'den CNNTURK'e haber kanallarının FOX Tv'den SHOW TV'ye yaygın kanalların dikkatini çekip haber haline getirilirken STV, KANAL7 gibi "İslami "kanallar"ın sessizliğini nasıl yorumlamalı?

Evliya menkıbeleri diye diziler, filmler yapan kanal yöneticileri, gözlerinin önünde cereyan ederek oluşan bir menkıbeye gözlerini kapatıyorlar...

Neden acaba?
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
"Evliya olmadığından, menkıbe de olmaz diye" olabilir mi acaba :)
 

sufi7007

Profesör
Katılım
24 Nis 2007
Mesajlar
1,161
Tepkime puanı
15
Puanları
0
Holywood yapımcılarından birisinin kulağına gitse bu vakıa yakında filmini seyrederiz:

Başrolde de "Kehanet" filmindeki üstün performansı ile göz dolduran Nicholas Sage... madendeki işçi kılığında tabii...
 
Üst