şirk - küfür - tevhid - dosyası

rabbinsadikkulu

FETÖ nurcu değildir!
Katılım
10 Ocak 2012
Mesajlar
9,937
Tepkime puanı
131
Puanları
0
Kıble ehline kafir denmez

Ehl-i sünnete göre; kıble ehlinden hiç kimseye kafir denilemeyeceğinden, kastedilen küfür alametlerinden herhangi bir emare bulunmadıkça, kıble ehline kafir denilemez.

Kıble ehli olan mü’minlerin de küfre götürecek herhangi bir söz veya fiilden azami sakınması gerekir. Hatta bir mü’min erkek ve kadın için dinin icrası, Allah için amellerin ihlası, insanlar için meşru olan veya meşru olmayan haramları bütün menhiyatı öğrenmesi farzdır. Küfre müeddi olan sözleri öğrenmek de farzdır. Namaz, oruç, hac, zekat, meşru ticaretin kaidelerini öğrenmek bir mü’min için farzdır.

Herşeye rağmen kişi imanını bozacak bir hal ile karşı karşıya gelirse acilen imanını, evli ise nikahını tazelemesi gerekir.



Müslümana sövmenin hükmü nedir?

Peygamberimiz (a.s.) şöyle buyuruyor:

“Müslümana sövmek fısktır. Onunla çarpışmak ise küfürdür.” (Müslim 1/325)

Bir müslümana haksız yere sövüp saymak bil-icma haramdır. Bu işi yapan fasıktır, cezası tedip olunmaktır. Çünkü Allah, müslümanları kardeş yapmış, dargınların arasını bulmayı emretmiştir.

Haksız yere müslümanla kavga ve çarpışma yapan ise ehli hak müslümanlara göre dinden çıkmak manasına küfretmiş olmaz. Ancak müslümanla harbetmenin helal olduğuna inanırsa o zaman dinden çıkar. Fakat mesele yine de ihtilaflıdır.

Hattabi’ye göre:

“Birbirinizi tekfir etmeyin. Sonra birbirinizi öldürmeyin, helal addetmeye başlarsınız.” diyor.

Müslüman müslümana kafir derse hükmü nedir?

Rasulullah (s.a.v.): “Herhangi bir kimse, din kardeşine “Ey kafir!” derse, bu tekfir sebebiyle ikisinden biri muhakkak küfre döner. Eğer o kimse dediği gibi ise ne ala. Aksi takdirde sözü kendi aleyhine döner.” buyurdular. (Müslim 1/319)

Tekfir sebebiyle ikisinden biri muhakkak küfre döner, ifadesinin manası tekfiri kendine döner, kendisi kafir olur, demektir. Zira eğer kafir diyen sözünde sadıksa muhatabı kafir olur. Yalan söylemişse sözü kendisine döner.


Din kardeşine kafir demek akibet kendini küfre götürür. Çünkü “Günahlar küfrün postasıdır.” derler. Bu sözü diline dolayanın akıbeti küfür olacağından korkulur.

Bir rivayette: Bir kimse din kardeşine “Ey kafir” derse ikisinden birine küfür vacip olur, buyurulmuştur.

Zeki Soyak Hocaefendi İslam Ahkamı kitabında (sh. 80) bu konuya şöyle işaret etmiştir:

“Fitne ve dini cehaletin korkunç boyutlara ulaştığı zamanımızda öyle sözler sarfediliyor, öyle işler yapılıyor ki, bu sözler ve işler sebebiyle bir çok insan, çoğu kez cehaleti sebebiyle farkında olmadan İslam dairesinden çıkıyor, küfre düşüyor.

İnsan sadece kendi küfür sözleri ile küfre girmez. Bir kafirin, bir münafığın veya herhangi bir kişinin küfür sözünü tasdik etmek suretiyle de küfre düşer.”



Mü’minler için elzem olan nedir?

Hukukullahla ilgili fiil ve davranışlarda yanlışlar varsa, mü’minler için en güzeli acilen Allah’a tevbe etmektir.

Kul hakkı varsa, doğru olanı, önce haklarını iade edip sonra da helallaşmalarıdır.

Zira Peygamberimiz (s.a.v.): “Günahından tevbe eden, günahsız gibidir.” buyuruyor.

Samimi tevbe edenlerin, günahlarından dolayı gelecek olan azapları kalkar. Tevbeleri kabul etmek, Allah’ın bir ihsanıdır. Mü’minlerin iyi olanlarının affedilmelerini ve Allah’ın rahmeti ile cennete konulmalarını ümit ederiz.

Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v.): “Sizden biri cennete kendi ameli ile girmeyecektir.” dedi. Kendisine, “Sende mi ya Rasulallah?” sorusu sorulunca, “Evet ben de. Ancak Allah beni rahmeti ile örterse bu müstesna.” buyurdu.

Bir müslüman başka müslümana iftira etmiş ise, onun tevbesi ancak şu şekilde olmalıdır.

1- İftirada bulunduğu topluluk arasına gidip, “Ben falancayı sizin yanınızda böyle böyle andım. Bilmiş olun ki ben bu sözde yalancıyım.” demesi lazım.

2- İftirada bulunduğu kişiye gidip onu bu konuda razı kılmalı ve helallık almalıdır.

3- Allah’ın hukukunda olduğu gibi adabına uygun şekilde tevbe etmelidir.



Görüş farklılıklarında mü’minin bakış açısı nasıl olmalı?

Mü’minler hiçbir zaman ilahi ölçüyü hayatlarından uzak tutmamalı, iyi kötü, hayır, şer, haram, helal, mü’min, kafir, münafık, müşrik gibi bu kavramları Kur’an ve sünnetteki yeri ne ise ona göre isimlendirmelidir. Aksi halde herkes kendi görüşüne, hissiyatına göre hüküm verecek olursa toplumda güven, huzur kalmaz. Mü’mini kamil olan herkese yakışan kişideki yanlışları kınamak yolu ile değil, ilahi ölçü dahilinde güzel bir üslupla kişileri yanlışlardan uzaklaştırmak daha güzeli olanıdır. Belki de insanlar yaptıkları yanlışları güzel diye beğenerek yapıyorlar. İşte kişilere yanlışlarla doğruyu farkettirmek mü’minin şiarıdır.

Allah (c.c.), buna şöyle işaret ediyor:

“Biz böyle her ümmete amelini zinetlemişizdir.” (En’am/108)

“Nefsel emirde hayır olsun, şer olsun, küfür olsun, iman olsun, taat olsun, masiyet olsun hepsi yaptıklarını beğenerek, güzel telakki ederek yaparlar ve sevdiklerini müdafaa için heyecanlara düşerler.” (Elmalılı, 3/2023)

İnsan nefsine düşer veya şeytanın vesvesesine kapılırsa neyi sevip sevmemede gaflete düşer. Allah’a ve ahirete imanı olanlar düşünürler, bir işten Allah razı ise yaparlar ve severler. Allah ve Rasulünün sevmediği, razı olmadığı hiçbir şeyi yapmazlar ve sevmezler. Bilirler ki ölünce Allah’a hesap verecekler, Allah’ın azabı ise pek şiddetlidir. Zevkine düşkün olan, kendi kıymetini bilen cennetlik amel işlesin, her işi rızayı bari için olsun.

Allah’ım! Ümmeti Muhammedi Kur’an’a mahkum et. Amin.

kaynak:
http://www.islam-tr.net/islam-fikhi/7437-kible-ehline-kafir-demenin-hukmu-nedir.html
 

rabbinsadikkulu

FETÖ nurcu değildir!
Katılım
10 Ocak 2012
Mesajlar
9,937
Tepkime puanı
131
Puanları
0
"ifrat" veya "tefrit" içinde olmamak gerek.

beyazıdı bistami ve diğer Allah (cc) nin veli kulları ile ilgili de şunu ifade etmek isterim. bece hayati bir konu ve de çok karıştırılıyor.

bir velinin yaptığı kuran ve sünnete aykırı bir eylemden, belkiiçinde bulunduğu halden belki başka bir nedenden sorumlu olamayabileceğini ilgili kaynaklardan öğreniyoruz. ancak bu veli şahsın yaptığı kuran ve sünnete aykır şeyi, nasılsa velidir vardır bir bildiği diyerek siz de yaparsanız, yaptığınızdan sorumusunuz.

bu noktada peygamberlere mahsus bir haslet olan sıdk hasletini anlatmak gerekbilir;

sıdk peygamberlere mahsus bir haslettir. her yaptığı ve her söylediği doğru anlamına gelir. peygamberler dışında hiçbir kimse bu haslete sahip değildir. yoksa imtihan sırrı ortadan kalkar ve herkes şeyhini uçurur maazallah.


hazreti ebubekir e, Efendimiz tarafından verilen sıddık ünvanı ile bunu karıştırmayın lütfen. efendiler efendisi hazreti ebubekir'in Mirâc olayında sergilediği sonsuz bağlılık örneği nedeniyle ona "sıddık" lakabını vermiştir. dilerseniz bunu anlatayım;

Hz. Peygamber'in bir gecede Mekke'den Kudüs'e oradan Sidretü'l Münteha'ya gittigi isra ve Mirâc hâdisesini duyan müsrikler bunu Hz. Ebû Bekir'e yetistirdikleri zaman; "O dediyse dogrudur." demistir. Bu sözünden sonra Ebu Bekir'e; ihlâsli, asla yalan söylemeyen, özü dogru, itikadinda süphe olmayan anlaminda, "Siddik" lâkabi verildi. Kur'an tâbiriyle, "O, ne iyi arkadasti " (en-Nisâ, 4/69) denilebilir.

sonuç olarak bizi hayvandan ayıran en önemli farkımız aklımızdır. hiçbir velinin yaptığını kuran a ve sünnete vurmadan tekrarlamamalıyız.

dediğim gibi sıdk peygamberlere mahssus bir haslettir.

selam ve dua ile.


*********


İFRAT - TEFRİT NEDİR?

Sözlükte "söz veya işte haddi aşmak, aşırı gitmek" anlamına gelen ifrat, ahlâkî bir kavram olarak, ahlâkî davranışların kaynağı olan psikolojik yeteneklerin işleyişinde itidal noktasının ilerisine geçen sapmalar demektir İfratın karşıtı tefrittir İfrat, söz ve fiillerde ileri gitmek, tefrit de gevşek ve ihmalkâr davranmak, çabuklukta çok geri kalmak demektir Her iki aşırı ucun ortası ise itidâldir Kur'ân ve Sünnette ifrat ve tefrit yasaklanmış, dengeli davranılması istenmiştir Bir âyette " Bizi anmasını kendisine unutturduğumuz ve işi aşırılık olan kimseye itaat etme" (Kehf, 18/28 ) buyrulmuştur Ayrıca pek çok âyette israf ve cimrilik yasaklanarak harcamalarda dengeli olmak emredilmektedir (İsrâ, 17/26, 27, 29; A'râf, 7/31) İsraf, ifrat hâli, cimrilik ise tefrit hâlidir Bu ikisinin ortası ise dengeli olmaktır (M C )


İFRAT-TEFRİT HAKKINDA AYETLER

Hani Musa kavmine: "Allah, muhakkak sizin bir sığır kesmenizi emrediyor" demişti "Bizi alaya mı alıyorsun?" dediler (Musa) "Cahillerden olmaktan Allah'a sığınırım" dedi (2/67)

"Rabbine adımıza yalvar da, bize niteliklerini açıklasın" dediler (Musa, Rabbine yalvardıktan sonra) "Şüphesiz Allah diyor ki: O ne pek geçkin, ne de pek genç, ikisi arası dinç(likte bir sığır olmalı)dır Artık emrolunduğunuz şeyi yerine getirin" dedi (2/68)

(Bu sefer) dediler ki: "Rabbine adımıza yalvar da, bize rengini bildirsin " O: "(Rabbim) diyor ki: O, bakanların içini ferahlatan sarı bir inektir" dedi (2/69)

(Onlar yine "Rabbine adımıza yalvar da, bize onun niteliklerini açıklasın Çünkü bize göre sığırlar birbirine benzer İnşallah (Allah dilerse) biz doğruyu buluruz" dediler (2/70)

(Bunun üzerine Musa, "Rabbim) diyor ki: O, yeri sürmek ve ekini sulamak için boyunduruğa alınmayan, salma ve alacası olmayan bir inektir" dedi (O zaman): "Şimdi gerçeği getirdin" dediler Böylece ineği kestiler; ama neredeyse (bunu) yapmayacaklardı (2/71)

Onlardan bir kısmı ümmidir Kitabı bilmezler; (bildikleri) bir sürü asılsız şeylerden başkası değildir ve yalnızca zannederler (2/78)

Hani sizden misak almış ve Tur'u üstünüze yükseltmiştik (ve): "Size verdiğimize (Kitaba) sımsıkı sarılın ve dinleyin" (demiştik) Demişlerdi ki: "Dinledik ve baş kaldırdık " İnkarları yüzünden buzağı (tutkusu) kalplerine sindirilmişti De ki: "İnanıyorsanız, inancınız size ne kötü şey emrediyor?" (2/93)

"Benden önceki Tevrat'ı doğrulamak ve size haram kılınan bazı şeyleri helal kılmak üzere size Rabbinizden bir ayetle geldim Artık Allah'tan korkup bana itaat edin " (3/50)

"Onların söyledikleri: "Rabbimiz, günahlarımızı ve işimizdeki aşırılıklarımızı bağışla, ayaklarımızı (bastıkları yerde) sağlamlaştır ve bize kafirler topluluğuna karşı yardım et" demelerinden başka bir şey değildi " (3/147)

"Ve eğer onlar Tevrat'ı, İncil'i ve kendilerine Rablerinden indirileni (Kur'an'ı) ayakta tutsalardı, elbette üstlerinden ve ayaklarının altından (sayısız nimeti) yiyeceklerdi İçlerinde aşırı olmayan (mutedil) bir ümmet vardır Onlardan çoğunun yaptıkları ise ne kötüdür!" (5/66)

"De ki: "Ey kitap Ehli, haksız yere dininiz konusunda aşırı gitmeyin ve daha önce sapmış, birçoğunu saptırmış ve dümdüz yoldan kaymış bir topluluğun heva (istek ve tutku)larına uymayın " (5/77)

Ey iman edenler, Allah'ın sizin için helal kıldığı güzel şeyleri haram kılmayın ve haddi aşmayın Şüphesiz Allah, haddi aşanları sevmez (5/87)

Ne oluyor ki size, kaçınılmaz bir ihtiyaçla karşı karşıya kalmanız dışında, O, size haram kıldıklarını ayrı ayrı açıklamışken, üzerinde Allah'ın ismi anılan şeyleri yemiyorsunuz? Gerçekten çoğu, bir ilim olmaksınız kendi heva (istek ve tutku)larıyla (kimilerini) saptırıyorlar Şüphesiz, senin Rabbin haddi aşanları en iyi bilendir (6/119)

Yine bunun gibi onların ortakları, müşriklerden çoğuna çocuklarını öldürmeyi süslü gösterdiler Hem onları helake düşürmek, hem kendi aleyhlerinde dinlerini karmakarışık kılmak için Allah dileseydi bunu yapmazlardı; sen onları ve düzmekte oldukları iftiraları bırak (6/137)

Ve kendi zanlarınca dediler ki: "Bu hayvanlar ve ekinler dokunulmazdır Onları bizim dilediklerimiz dışında başkası yiyemez (Şu) Hayvanların da sırtları haram kılınmıştır " Öyle hayvanlar vardır ki, -O'na iftira etmek suretiyle- üzerlerinde Allah'ın ismini anmazlar Yalan yere iftira düzmekte olduklarından dolayı O, cezalarını verecektir (6/138)

Bir de dediler ki: "Bu hayvanların karınlarında olan, yalnızca bizim erkeklerimize aittir, eşlerimize ise haramdır Eğer o, ölü doğarsa onlar da bunda ortaktırlar " Allah, (bu) düzmelerinin cezasını verecektir Şüphesiz O, hüküm sahibi olandır, bilendir (6/139)

Çocuklarını hiç bir bilgiye dayanmaksızın akılsızca öldürenler ile Allah'a karşı yalan yere iftira düzüp Allah'ın kendilerine rızık olarak verdiklerini haram kılanlar elbette hüsrana uğramışlardır Onlar, gerçekten şaşırıp sapmışlardır ve doğru yolu bulamamışlardır (6/140)

Gerçek şu ki, dinlerini parça parça edip kendileri de gruplaşanlar, sen hiç bir şeyde onlardan değilsin Onların işi ancak Allah'adır Sonra O, işlemekte olduklarını kendilerine haber verecektir (6/159)

De ki: "Allah'ın sizin için indirdiği sizin bir kısmını haram ve helal kıldığınız rızıktan, haber var mı? Söyler misiniz?" De ki: "Allah mı size izin verdi, yoksa Allah hakkında yalan uydurup iftira mı ediyorsunuz?" (10/59)

"Akrabaya hakkını ver, yoksula ve yolda kalmışa da İsraf ederek saçıp-savurma " (17/26)

"Sonra onların izleri üzerinde elçilerimizi birbiri ardınca gönderdik Meryem oğlu İsa'yı da arkalarından gönderdik; ona İncil'i verdik ve onu izleyenlerin kalplerinde bir şefkat ve merhamet kıldık (Bir bid'at olarak) Türettikleri ruhbanlığı ise, Biz onlara yazmadık (emretmedik) Ancak Allah'ın rızasını aramak için (türettiler) ama buna da gerektiği gibi uymadılar Bununla birlikte onlardan iman edenlere ecirlerini verdik, onlardan birçoğu da fasık olanlardır " (57/27)


İFRAT-TEFRİT HAKKINDA HADİSLER

Ali (r a ) rivayet ediyor ki:

Güzel konuşmanın tehlikesi insanlara karşı kibirlenme ve kendisinde olmayan şeyle övünmektir Cesaretin tehlikesi zulüm ve haddi aşmaktır İyilikseverliğin tehlikesi başa kakmaktır Güzelliğin tehlikesi böbürlenmektir İbadetin tehlikesi tembellik ve usanç duymaktır Konuşmanın tehlikesi yalan söylemektir İlmin tehlikesi unutmaktır Yumuşak huyluluğun tehlikesi kendinden beklenen metanet ve salabeti göstermemektir Asaletin tehlikesi soyu ile övünmektir Cömertliğin tehlikesi israftır 10

İnsan Cenab-ı Hakkın antika bir sanat eseridir Binbir çeşit duygu ve kabiliyetle donatılmıştır Bu duygu ve kabiliyetler insanın saadetini olduğu gibi felaketini de hazırlayabilecek güçtedir Eğer insan onları istikametle kullanabilir, orta yolu, vasatı muhafaza edebilir ve aşırılıklardan sakınabilirse saadeti elde eder, aksi halde felakete sürüklenir
İşte Cenab-ı Hak gönderdiği dinler ile yaratılışça sınırlandırılmayan, bir ibre gibi aşırılıklar, geri ve ileri dereceler arasında zikzak çizen bu duygulara bir limit göstermiş, sınır çizmiş, "Şu çizgiyi aşmayın!" diye İlahi talimatını vermiştir Bütün mesele insanın iradesiyle duygularına sahip olup doğru yolda gitme gayreti içerisinde olmasıdır
Hadis-i şerifte, temelde bazı güzel huylardan bahsedilmiş ve bunların ifrat ve tefritleri sonucu doğabilecek tehlikelerden söz edilmiştir Biz bunların üzerinde ayrı ayrı durma yerine insanda en belirgin olan belli başlı üç duygu ve kabiliyetin ifrat, tefrit ve vasatları, yani aşırı, geri ve orta dereceleri üzerinde durmak istiyoruz
Daima değişikliklere maruz ve felaketlere hedef olan insanın bedeninde misafir olan ruhun yaşayabilmesi için gerekli olan üç duygudan biri akıl, biri öfke, biri de şehvettir
Asıl veriliş maksadı faydalıyı zararlıdan, iyiyi kötüden ayırmak olan akıl, eğer aşırılığa kayacak olursa cerbeze içerisine girer Cerbeze; aklı, hakkı batıl, batılı hak, akı kara, karayı ak göstermek için kullanmaktır Tefrit derecesi ise saflık ve bönlüktür Böyle biri, kendisini ilgilendiren bir konu da olsa kayıtsız kalır, kafa yormaya yanaşmaz Aktın vasat kullanımı ise hikmettir Böyle bir akıl sahibi hakkı araştırır, bulduğunda ona uyar, batılı da tanımaya çalışır, tesbit ettiğinde de ondan sakınır

Öfke duygusunun aşırısı saldırganlıktır ki, maddi manevi hiçbirşeyden korkmamak demektir Bütün zorbalıklar, zulümler, istibdatlar, baskılar bundan kaynaklanır Geri derecesi ise korkaklıktır Böyle biri korkulmayacak şeylerden dahi korkar Oysa Allah dilemedikçe insana hiçbir şeyin zararı dokunmaz Öfkenin orta derecesi de şecaattir Şecaat de şahsının veya dininin hak ve hukukunu koruma konusunda arslan kesilme, canını dahi feda etmekten çekinmeme, kendisini ilgilendirmeyen ve karışmaması gereken şeylere kanşrnama, meşru olmayan şeylere de girmeme demektir
Bir şeye duyulan fazla arzu manasına gelen şehvetin ifratı fücurdur Şehveti fücur seviyesinde olan bir insan, nefsin arzularına öylesine düşkündür ki namus ve ırzları çiğnemekten çekinmez Tefriti ise helale de, harama da arzu duymamaktır; şehvet duygusunun sönmesidir Şehvetin arzu edilen vasat mertebesi ise iffettir ki helale arzu duyup haramdan kaçınmak şeklinde kendini gösterir
İşte, dinimiz olan İslam, insanlan doğru yola çağırırken bu üç duygunun ifrat ve tefritten uzak hikmet, şecaat ve iffetten ibaret orta derecelerini emretmiş, günde en az kırk defa okuduğumuz Fatiha Sûresinde, "Bizi doğru yola ilet!" duasını yaptırmakla da bu yolda sebat göstermemizi istemiştir Böylece fazilet ufkunun yollarını açmış, dünyayı da Cennete döndürmeyi başarmıştır Esasında insanlık tarih boyunca bütün hak dinlerin emir ve tavsiyeleri içerisinde bulunan doğru yolun temel taşları olan bu üç duyguyu yaşamakla, insanlığa saadet buketleri armağan etmiştir Bu fıtri hakikate kulak vermeyenler ise insanlığa boğazda düğümlenen zakkum meyvelerini yedirmekten, dünyayı yaşanmaz hale getirmekten geri kalmamışlardır
O hak dinler ki bu üç duyguyu yeşertmekle akıl dalında enbiyaları, evliyaları, sıddikinleri, adil idarecileri, melek gibi hükümdarları; öfkeyi kullanmada, Hz Ömer,Hz Hamza, Hz Ali, Salahaddin Eyyubi, Fatih Sultan Mehmed, Yavuz Sultan Selim gibi kahramanları; şehvet sahasında da Hz Yusuf gibi iffet abidesi insanlık yıldızlarını insanlığa en büyük örnekler olarak takdim etmişlerdir Bu gerçeğe kulak asmayan insanlık ise, akıl dalında maddeci, tabiatçı gibi akılsız dinsizleri; öfke dalında Nemrud, Firavun, Şeddad gibi zalimleri, şehvet hususunda da enva-ı çeşit putlart, tanrıçaları, tanrılık davasında bulunan nice sapık ve sapıklıkları alemin başına musallat etmekte tereddüt etmemişlerdir
Bu üç duygunun ifrat ve tefritinin hayatı onduracak veya öldürecek seviyede güçlü sırlara sahip olduklarını dikkate aldığımızda yukardaki hadiste bahsi geçen huyların vasat, ifrat ve tefritlerinin de maddi ve manevi hayatımıza neler kazandırdığı veya kaybettirdiklerini anlamak zor olmayacaktır


kaynak:
http://www.google.com.tr/url?sa=t&rct=j&q=&esrc=s&source=web&cd=3&cad=rja&ved=0CCwQFjAC&url=http%3A%2F%2Feminuguz.files.wordpress.com%2F2011%2F12%2Fifrat-tefrit.doc&ei=NN2vUPHuM6qL4gT8woHwAg&usg=AFQjCNEO8p6XmKalhtSWCU4yHYTMOKe9nA
 

rabbinsadikkulu

FETÖ nurcu değildir!
Katılım
10 Ocak 2012
Mesajlar
9,937
Tepkime puanı
131
Puanları
0
Cubbeli Ahmet ve Mustafa Islamoglu


http://www.youtube.com/watch?v=ygv4J8R9YxI


not: mustafa islamoğlu taraftarlarınca hazırlanan bir video. cübbeli eleştirileri yerinde. bu sebeple paylaştım. islamoğlunun bakış açısının, örnek gösterilmesine katılmıyorum.
 

rabbinsadikkulu

FETÖ nurcu değildir!
Katılım
10 Ocak 2012
Mesajlar
9,937
Tepkime puanı
131
Puanları
0
aleviler ve cem - bunlar kime secde ediyor.

"... ilahi yarabbi, ilah sensin, mabud sensin, ali sensin..." diyor. 09:30 saniyeden sonrasına bakılabilir.

anladığım kadarı ile bunlar hz aliyi, Allah yerine koyuyor.

http://www.youtube.com/watch?v=DjV7bsXnSz4

 

rabbinsadikkulu

FETÖ nurcu değildir!
Katılım
10 Ocak 2012
Mesajlar
9,937
Tepkime puanı
131
Puanları
0
masonik bir tapınma ayini... binler iştirak ediyor... zavallılar kendilerini konserde sanıyor... madonna kiliseyi kırıyor (07:50 saniyeden sonra arka fonda geçen görüntülere dikkat)

Madonna in Israel - Tel Aviv - Open Part HD First show MDNA Tour 2012


http://www.youtube.com/watch?v=W3MfmDiqw6A


bu da şarkı sözleri ve türkçe çevirisi.. buyrun siz karar verin!!!

It's so hypnotic
Hipnotize edici
The way he pulls on me
Beni kendisine çekiş şekli
It's like the force of gravity
Yer çekimi kuvveti gibi
Right up under my feet
Tam ayaklarımın altında
It's so erot..
Çok erot..
This feeling can't be beat
Duygular başa çıkılmaz
It's coursing through my whole body
Tüm vücudumda dolaşmakta
Feel the heat
Sıcaklığı hisset


I got that burnin' hot desi-i-i-re
Sıcak arzu ile yanıyorum
And no one can put out my fi-i-i-re
Ve kimse beni ateşten alamaz
It's coming right down through the wi-i-i-re
Hat boyunca direk buraya geliyor
Here it comes
Buraya geliyor
When I hear them 808 drums
808 davullarını duyuyorum
It's got me singing
Bana şarkı söyletiyor


Hey, ey, ey, ey
Hey
Like a girl gone wild
Çılgına dönmüş bir kız gibi
A good girl gone wild
Çılgına dönmüş iyi bir kız
I'm like, hey, ey, ey, ey
Gibiyim
Like a girl gone wild
Çılgına dönmüş bir kız gibi
A good girl gone wild
Çılgına dönmüş iyi bir kız


Girls they just wanna have some fun
Kızlar sadece eğlenmek istiyorlar
Get fired up like smokin' gun
Tüten bir silah gibi ateşlenmek
On the floor til the daylight comes
Sabah ışıkları gelene kadar pistte
Girls they just wanna have some fun
Kızlar sadece eğlenmek istiyorlar


Like a girl gone wild
Çılgına dönmüş bir kız gibi
A good girl gone wild
Çılgına dönmüş iyi bir kız
Like a girl gone wild
Çılgına dönmüş bir kız gibi
A good girl gone wild
Çılgına dönmüş iyi bir kız


The room is spinning
Oda dönüyor
It must be the tanqueray
Tanquerayın (bir içki) etkisi olmalı
I'm about to go astray
Yoldan çıkmak üzereyim
My inhibition's gone away
Engellemelerim bitti
I feel like sinning
Günah işliyor gibi hissediyorum
You got me in the zone
Beni hapsettin
DJ play my favorite song
DJ en sevdiğim şarkıyı çalıyor
Turn me on
Aç beni


I got that burnin' hot desi-i-i-re
Sıcak arzu ile yanıyorum
And no one can put out my fi-i-i-re
Ve kimse beni ateşten alamaz
It's coming right down through the wi-i-i-re
Hat boyunca direk buraya geliyor
Here it comes
Buraya geliyor
When I hear them 808 drums
808 davullarını duyuyorum
It's got me singing
Bana şarkı söyletiyor


Hey, ey, ey, ey
Hey
Like a girl gone wild
Çılgına dönmüş bir kız gibi
A good girl gone wild
Çılgına dönmüş iyi bir kız
I'm like, hey, ey, ey, ey
Gibiyim
Like a girl gone wild
Çılgına dönmüş bir kız gibi
A good girl gone wild
Çılgına dönmüş iyi bir kız


Girls they just wanna have some fun
Kızlar sadece eğlenmek istiyorlar
Get fired up like smokin' gun
Tüten bir silah gibi ateşlenmek
On the floor til the daylight comes
Sabah ışıkları gelene kadar pistte
Girls they just wanna have some fun
Kızlar sadece eğlenmek istiyorlar


I know, I know, I know
Biliyorum, biliyorum, biliyorum
I shouldn't act this way
Bu şekilde davranmamalıyım
I know, I know, I know
Biliyorum, biliyorum, biliyorum
Good girls don't misbehave
İyi kızlar kötü davranmaz
Misbehave
Kötü davranmak
But i'm a bad girl, anyway
Ama ben her türlü kötü bir kızım
Forgive me
Affet beni
 

MÜTEŞEKKÜR

Kıdemli Üye
Katılım
17 Ağu 2009
Mesajlar
6,938
Tepkime puanı
198
Puanları
0
Demokrasi, laiklik, Atatürkçülük, komünizm,sosyalizm kapitalizm, siyonizm, hepsi birer şirktir.Yani Allah'ın hükümlerini bırakıp bu kafir düzenleri kabul etmek düpedüz Allah'a isyan ve şirk işlemek demektir.Göklerin ve yerlerin sahibi olan Allah'ın hükümlerini hiçe sayıp da bu kafir düzenlerden memnun olan bir kimse İslam dairesinden çıkmış demektir.İşte Ayetler:

NİSA SURESİ-60. Sana indirilmiş olana ve senden evvel indirilmiş bulunana imân ettiklerini iddia edenlere bakmadın mı ki, onlar Tağut'un huzurunda muhakeme olmayı isterler. Halbuki onu inkâr etmekle memur kılınmışlardı. O şeytan ise onları doğru yoldan pek uzak bir sapıklıkla dalâlete düşürmek ister.

65.
Hayır, Rabbine andolsun ki, onlar aralarındaki çekişmede seni hakem tayin etmedikçe, sonra da hükmedeceğin şeyden dolayı nefislerinde bir sıkıntı bulmaksızın ve tam bir teslimiyet ile teslim olmadıkça asla imân etmiş olmazlar.
 
Üst